100 lerce baslik altinda binlerce Hadisi serif sayfasina Hos Geldiniz. (2024)

NAMAZIN FAZİLETİ

2293 - Hz. Ebü Hüreyre (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Hz. Peygamber(aleyhissalâtu vesselâm)'in şöyle söylediğini işittim:

"Sizden birinizin kapısının önünden bir nehir aksa ve bu nehirdehergün beş kere yıkansa, acaba üzerinde hiç kir kalır mı, ne dersiniz?"

"Bu hal, dediler, onun kirlerinden hiçbir şey bırakmaz!"Aleyhissalâtu vesselâm:

"İşte bu, beş vakit namazın misalidir. Allah onlar sayesinde bütünhataları siler" buyurdu."

Buhâri, Mevâkît 6; Müslim, Mesâcid 282, (666); Tirmizî, Emsâl 5, (2872);Nesâî, Salât 7, (1, 231); Muvatta, Sefer 91, (1,174).

2294 - Sa'd İbnu Ebî Vakkas (radıyallâhu anh) anlatıyor: "İki erkekkardeş vardı. Bunlardan biri öbür kardeşinden kırk gün kadar önce vefat etti.Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm)ın yanında bunlardan birincinin faziletlerizikredildi. Bunun üzerine Efendimiz (aleyhissalâtu vesselâm):

"Diğeri müslüman değil miydi?" diye sordu.

"Evet, müslümandı ve fena da değildi!" dediler. Aleyhissalâtuvesselâm:

"Öldükten sonra, namazının ona ne kazandırdığını biliyor musunuz?Namazın misali, sizden birinin kapısının önünde akan ve her gün içine beş keregirip yıkandığı suyu bol ve tatlı bir nehir gibidir. Bu (nehrin) onun üzerinde kirbıraktığını göremezsiniz. Öyleyse, siz ona namazının neler ulaştırdığınıbilemezsiniz."

Muvatta, Kasru's-Salât 91, (1,174).

2295 - Ebü Ümâme (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resülullah(aleyhissalâtu vesselâm) ile beraber mescidde idik. O esnada bir adam geldi ve:

"Ey Allah'ın Resülü, ben bir hadd işledim, bana cezasını ver!"dedi, Resülullah adama cevap vermedi. Adam talebini tekrar etti. Aleyhissalâtu vesselâmyine sükut buyurdu. Derken (namaz vakti girdi ve) namaz kılındı. Resülullah(aleyhissalâtu vesselâm) namazdan çıkınca adam yine peşine düştü, ben de adamıtakip ettim. Ona ne cevap vereceğini işitmek istiyordum. Efendimiz adama:

"Evinden çıkınca abdest almış, abdestini de güzel yapmışmıydın?" buyurdu. O:

"Evet ey Allah'ın Resülü!" dedi. Efendimiz:

"Sonra da bizimle namaz kıldın mı?" diye sordu. Adam:

"Evet ey Allah'ın Resülü!" deyince, Efendimiz:

"Öyleyse Allah Teâlâ hazretleri haddini -veya günahını demişti-affetti" buyurdu."

Buhârî, Hudüd 27, Müslim, Tevbe 44, 45, (2764, 2765); Ebü Davud, Hudüd 9,(4381).

2296 - Hz. Enes (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Ben Resülullah(aleyhissalâtu vesselâm)'ın yanında idim. Bir adam huzuruna gelerek:

"Ey Allah'ın Resülü, dedi, ben bir hadd (suçu) işledim, cezasınıtatbik et!"

Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm) adama (birşey) sormadı. Derken namazvakti girdi. Resülullah'la birlikte o da namaz kıldı. Aleyhissalâtu vesselâmnamazını tamamlayınca, adam yanına geldi ve:

"Ey Allah'ın Resülü! dedi, ben hadd (çeşidine giren bir suç)işledim. Bana Allah'ın Kitabını tatbik et!"

Efendimiz:

"Sen bizimle birlikte namazını eda etmedin mi?" diye sordu. Adam:

"Evet!" dedi. Efendimiz:

"Öyleyse git. Zîra Allah, senin günahını affetti" veya -hadd'iniaffetti" dedi."

Buhârî, Hudud 17; Müslim, Tevbe 44, 45, (2764, 2765), Hudüd 24, (1696).

2297 - Âsım İbnu Süfyan es-Sakafi (radıyallâhu anh)'nin anlattığınagöre, bunlar Selâsil gazvesine gitmişler. Fakat fiilen gazveye iştirak edememişlerdi.Bunun üzerine kendilerini Allah yoluna verdiler. Sonra Hz. Muâviye (radıyallâhuanh)'nin yanına döndüler. Hz. Muâviye'nin yanında Ebü Eyyüb el-Ensârî ve Ukbeİbnu Âmir vardı. Âsım:

"Ey Ebü Eyyüb! dedi. Bu sene gazveyi kaçırdık. Bize, (bunun telafisiiçin bir çare) haber verildi. Buna göre, kim dört mescitte namaz kılarsa, günahlarıaffedilirmiş."

Ebü Eyyüb:

"Ey kardeşimin oğlu! dedi. Ben sana bundan daha kolayını habervereyim. Ben Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm)'ın şu sözünü işittim: "kimemredildiği şekilde (mükemmel olarak) abdestini alır, emredildiği şekilde namazınıkılarsa, önceden yapmış olduğu (kusurlu) ameli sebebiyle affolunur. " Ey Ukbe!(Resülullah'ın tebşiri) böyleydi değil mi?"

Ukbe: "Evet!" dedi."

Nesâî, Tahâret 108, (1, 90-91).

2298 - Ukbe İbnu Amir (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resülullah(aleyhissalâtu vesselâm)'ın şöyle söylediğini işittim: "Rabbin, koyun güdenbir çobanın, bir dağın zirvesine çıkıp namaz için ezan okuyup sonra da namazkılmasından hoşlanır ve AIIah Teâlâ hazretleri şöyle der:

"Benim şu kuluma bakın! Ezan okuyor, namaz kılıyor, yani bendenkorkuyor. Kasem olsun, kulumu affettim ve onu cennetime dahil ettim."

Ebü Dâvud, Salât 272, (1203); Nesâî, Ezân 26, (2, 20).

2299 - İmam Mâlik (radıyallâhu anh)'e ulaştığına göre, Resülullah(aleyhissalâtu vesselâm) şöyle buyurmuştur: "İstikamet üzere olun. (Bununsevabını) siz sayamazsınız. Şunu bilin ki, en hayırlı ameliniz namazdır. (Zâhirîue bâtînî temizliği koruyarak) abdestli olmaya ancak mü'min riayet eder."

Muvatta, Tahâret 36, (1, 34); İbnu Mâce, Tahâret 4, (277).

2300 - Hz. Huzeyfe (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resülullah(aleyhissalâtu vesselâm)'ı herhangi bir şey üzecek olursa namaz kılardı."

Ebü Dâvud, Salât 312, (1319); Nesâî, Mevâkît 46, (1, 289).

2301 - Abdullah İbnu Selmân, Resülullah (aleyhissalâtu vesselam)'ınashabından birisinden naklediyor: "Hayberin fethedildiğii gün bir adam Hz.Peygamber'e gelerek:

"Ey Allah'ın Resülü, bugün ben öyle bir kâr ettim ki böyle birkârı şu vadi ahalisinden hiçbiri yapmamıştır" dedi. Efendimiz:

"Bak hele! Neler de kazandın?" diye sordu. Adam:

"Ben alıp satmaya ara vermeden devam ettim. Öyle ki üçyüz okiyye kârettim dedi. Aleyhissalâtu vesselâm efendimiz:

"Sana kârların en hayırlısını haber vereyim mi?" diye sordu.Adam:

"O nedir, ey Allah'ın Resülü?" dedi. Efendimiz açıkladı:

"(Farz) namazdan sonra, kılacağın iki rekattir."

Ebü Dâvud, Cihâd 180, (2785).

2302 - Hz. Enes (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Bana kadın ve güzelkoku sevdirildi, gözümün nuru namazda kılındı."

Nesâî, İşretu'n-Nisâ 1, (7, 61).

2303 - Rebî'a İbnu Ka'b el-Eslemî anlatıyor: "Ben Resülullah(aleyhissalatu vesselâm) ile beraber gecelemiştim, kendisine abdest suyunu ve başkacaihtiyaçlarını getirdim. Bana:

"Dile benden (ne dilersen)!" buyurdu. Ben:

"Senden cennette seninle beraberlik diliyorum!" dedim. Bana:

"Veya bundan başka birşey?" dedi. Ben:

"Hayır, sadece bunu istiyorum!" dedim.

"Öyleyse kendin için çok secde ederek bana yardımcı ol!"buyurdu."

Müslim, Salât 226, (489); Ebü Dâvud, Salât 312, (1320).

2304 - Ma'dan İbnu Ebî Talha el-Ya'merî (radıyallâhu anh) anlatıyor:"Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm)'ın azadlısı Sevbân (radıyallâhu anh)'arastladım. Kendisine:

"Bana bir amel söyle de onu yapayım. Allah da onun sayesinde benicennetine koysun" dedim. -Veya şöyle demişti: "Dedim ki: "..Allahnezdinde en hayırlı ameli bana bildir."- Sevbân sükut etti. Sonra ben tekraraynı şeyi sordum. O yine sükut etti. Ben üçüncü sefer sordum. Sonunda dedi ki:

"Aynı şeyleri ben de Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm)a sormuştum.Bana şu cevabı vermişti:

Çokça secde yapman gerekir. Zîra sen secde ettikçe, her secden sebebiyleAllah dereceni artırır, onun sebebiyle günahını döker." Ma'dan der ki:"Sonra Ebu'd-Derdâ'ya geldim. Aynı şeyi ona da sordum. O da Sevbân'ın banasöylediğinin aynısını söyledi."

Müslim, Salât 225, 226, (488, 489). Nesâî, Tatbik 81; Tirmizî, Salât 169,(388); İbnu Mâce, İkâmet 201, (1422-1424).

NAMAZIN EDA VE KAZASININ VÜCÛBU HAKKINDA

2305 - Hz. Enes (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Bir adam, Resülullah(aleyhissalâtu vesselâm)'a: "Allah, kullarına kaç vakit namazı farzkıldı?" diye sordu. Aleyhissalâtu vesselâm:

"AIIah, kullarIna beş vakit namazı farz kıldı" diye cevap verdi.Adam tekrar sordu:

"Bunlardan önce veya sonra başka bir şey var mı?"

"AIIah kullarına beş vakti -farz kıldı. " Bu cevap üzerine adam,bunlar üzerine hiçbir ilavede bulunmayacağına, onlardan herhangi bir eksiltme deyapmayacağına dair yemin etti. Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm):

"Bu adam sözünde durursa mutlaka cennete girecektir!"buyurdu."

Müslim, İman,10, (12); Tirmizî, Zekât 2, (619); Nesâi, Salât 4, (1, 228,229) Bu metin Nesâî'dekidir.

Bu rivayeti, Müslim ve Tirmizî, Kitâbu'I-İman'da mezkur, uzun bir hadiszımnında tahric ederler.

2306 - Hz. Enes (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resülullah(aleyhissalâtu vesselâm)'a Mi'râc'a çıktığı gece elli vakit namaz farz kılındı.Sonra bu azaltılarak beşe indirildi. Sonra da şöyle hitap edildi:

"Ey Muhammed! Artık, nezdimde (hüküm kesinleşmiştir), bu sözdeğiştirilmez. Bu beş vakit, (Rabbinin bir lüftu olarak on misliyle kabul edilerek)senin için elli vakit sayılacaktır."

Buhârî, Bed'ül-Halk 6, Enbiya 22, 43, Menâkıbu'l-Ensâr 42; Müslim, İman259, (162); Tirmizî, Salât 159, (213); Nesâî, Salât 1, (1, 217-223).

2307 - İbnu Abbâs (radıyallâhu anhümâ) anlatıyor: "Allah, namazıpeygamberinizin diliyle hazerde dört, seferde iki, korku halinde de dört rek'at olarakfarz kılmıştır."

Müslim, Salât 5, (687); Ebü Dâvud, Salât 287, (1247); Nesâî, Taksir 1,(3,118,119).

2308 - Hz. Aişe (radıyallâhu anhâ) anlatıyor: "Allah namazı (ilkdefa farz ettiği zaman iki rek'at olarak farz etmişti. Sonra onu hazer için (dörde)tamamladı. Yolcu namazı ilk farz edildiği şekilde sabit tutuldu."

Buhârî, Salât 1, Taksîru's-Salât 5, Menâkıbu'l-Ensâr 47; Müslim,Salâtu'-Müsâfarî.n 2, (685); Muvatta, Kasru's-Salât 8, (1,146; Ebü Dâvud, Salât270, (1198); Nesâî, Salât 3, (1, 225).

2309 - Hz. Ömer (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Kurban bayramındakılınan namaz iki rek'attir, Fıtır (Ramazan) bayramında kılınan namaz ikirek'attir, sefer namazı iki rek'attir, cum'a namazı da iki rek'attir. Bunlar Resülullah(aleyhissalatu vesselâm)'ın lisanı üzere, tamamdır, kısaltma yoktur."

Nesâî, Cum'a 37, (3,111), Taksir 1, (3,118), İdeyn 11, (3,183).

2310 - Abdullah İbnu Fudâle, babası (Fudâle'den) naklen anlatıyor:"Resülullah (aleyhissalatu vesselam)'ın bana öğrettikleri arasında: "Beşvakit namaza devam edin!" emri de vardı. Ben: "Bu beş vakit, benimmeşguliyetlerimin bulunduğu anlardır. Bana (bunların yerine geçecek) cami (kapsamlı)bir şey emret, öyle ki onu yaptım mı, benden beş vakit namaz borcunun yerinegeçsin!" dedim. Bunun üzerine: "Öyleyse Asreyn'e devam et!" buyurdu. Bukelime bizim dilimizde yoktu. Bu sebeple: "Asreyn nedir?" diye sordum."Güneş doğmazdan önceki namazla güneş batmazdan önceki namaz"buyurdu."

Ebü Dâvud, Salât 9, (428).

2311 - Sebretü' bnu Ma'bed (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resülullah(aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Yedi yaşına geldi mi çocuğa namazıemredin, on yaşına geldi mi kılmadığı takdirde dövün."

Ebü Dâvud, Salât 26, (494); Tirmizî, Salât 299, (407).

Tirmizî'nin rivayetinde "Çocuğa namazı yedi yaşında öğretin,kılmadığı takdirde on yaşında dövün" şeklindedir.

2312 - Amr İbnu'l-Âs (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resülullah(aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Çocuklarınıza, onlar yedi yaşındaiken namazı emredin. On yaşında olunca namaz(daki ihmalleri) sebebiyle onları dövün,yataklarını da ayırın."

Ebü Dâvud, Salat 25, (495, 496).

2313 - Onun bir diğer rivayetinde şöyle denir: "Resülullah'a bundan(namazın çocuğa ne zaman emredileceğinden) sorulmuştu:

"Çocuk sağını solundan ayırmasını bildi mi ona namazıemredin" buyurdu."

Ebü Davud, Salât 26, (497).

2314 - İbnu Ömer (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resülullah(aleyhissalâtu vesselâm) beni Uhud savaşı sırasında teftiş etti. O zaman ondörtyaşında idim, savaşa katılmama izin vermedi. Hendek savaşı sırasında da benigördü, o zaman ben onbeş yaşında idim, bu sefer bana (cihad) izni verdi."

Nâfi' der ki: "Ben Ömer İbnu Abdilaziz'e uğradım, o zaman halife idi.Kendisine bu vak'ayı anlattım. Bana:

"Bu (onbeş yaş) çocukla büyüğü ayıran hududdur" buyurdu.Valilerine yazarak, onbeş yaşına basanları mükellef addetmelerini, daha küçükleriâile efradından saymalarını emretti."

Buhârî, Şehâdât 18, Megazî 29, Müslim, İmâret 91, (1868); Tirmizî,Cihâd 31, (1711); Ebü Dâvud, Hudud 17, (4406, 4407); Nesâî, Talâk 20, (6,155).

2315 - Hz. Enes (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resülullah(aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Kim bir namaz unutacak olursahatırlayınca derhal kılsın. Unutulan namazın bundan başka kefareti yoktur."

Buhârî, Mevakîtu's-Salât 37; Müslim, Mesâcid 314, (684); Tirmizî, Salât131, (178); Ebü Dâvud, Salât 11, (442); Nesâî, Mevâkît 52, 53, (2, 293, 294).

2316 - Buharî ve Müslim'in bir diğer rivayetinde şöyle denmiştir:"Sizden biriniz namaz sırasında yatmış idiyse veya namaza karşı gaflet etmiş(ve unutmuş) ise, hatırlar hatırlamaz onu kılsın. Zîra Allah Teâlâ Hazretlerişöyle buyurmuştur: "Beni anmak için namaz kıl!" (Tâ-hâ 14).

Buhârî, Mevakîtu's-Salât 37; Müslim, Mesâcid 314, (684); Tirmizî, Salât131, (178); Ebü Dâvud, Salât 11, (442); Nesâî, Mevâkît 52, 53, (2, 293, 294).

2317 - Ebü Katâde (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resülullah'laberaber bir gece boyu yürüdük. Cemaatten bazıları:

"Ey Allah'ın Resülü! Bize mola verseniz!" diye talepte bulundular.Efendimiz:

"Namaz vaktine uyuya kalmanızdan korkuyorum" buyurdu. Bunun üzerineHz. Bilâl: "Ben sizi uyandırırım!" dedi. Böylece Resülullah(aleyhissalâtu vesselam) mola verdi ve herkes yattı. Nöbette kalan Bilâl de sırtınıdevesine dayamıştı ki gözleri kapanıverdi, o da uyuyakaldı.

Güneşin doğmasıyla Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm) uyandı ve:

"Ey BiIâI! Sözün ne oldu?" diye seslendi ve Hz. Bilâl:"Üzerime böyle bir uyku hiç çökmedi" diyerek cevap verdi. Aleyhissalâtuvesselâm:

"AIIah Teâlâ Hazretleri, ruhlarınızı dilediği zaman kabzeder,dilediği zaman geri gönderir. Ey BiIâI! Halka namaz için ezan oku" buyurdu. Sonraabdest aldı ve güneş yükselip beyazlaşınca kalktı, kafileye cemaatle namazkıldırdı."

Buhârî, Mevâkît 35, Tevhîd 31; Müslim, Mesâcid 309-311; Muvatta,Vaktu's-Salât 25; Ebu Dâvud, Salât 11, (435-441); Tirmizî, Salât 130, (177), Tefsir,Tâ-hâ (3162); Nesâî, Mevâkît 53, 54, 55, (1, 294-298), İmâmet 47, (2,106).

2318 - Bu hadis Ebü Dâvud'un bir rivayetinde şöyle gelmiştir:"Güneşin harareti onları uyandırınca kalktılar, bir müddet yürüdüler, sonratekrar konaklayıp abdest aldılar. Hz. Bilâl (radıyallâhu anh) ezan okudu. Sabahıniki rekatlik (sünnet) namazını kıldılar, sonra da sabah namazını (kazaen)kıldılar. Namazdan sonra hayvanlara binip yola koyuldular. Giderken birbirlerine:"Namazımızda ihmalkârlık ettik" diye yakınıyorlardı. Resülullah(aleyhissalâtu vesselâm):

"Uyurken (vâki olan namaz kaçması) ihmal sayılmaz, ihmaluyanıklıktadır. Sizden biri, herhangi bir namazda gaflete düşer kaçırırsa,hatırlayınca onu hemen kılsın. Ertesi sabahın namazı da mütad vaktindekılınır" buyurdu."

Buhârî, Mevâkît 35, Tevhîd 31; Müslim, Mesâcid 309-311; Muvatta,Vaktu's-Salât 25; Ebu Dâvud, Salât 11, (435-441); Tirmizî, Salât 130, (177), Tefsir,Tâ-hâ (3162); Nesâî, Mevâkît 53, 54, 55, (1, 294- 298), İmâmet 47, (2,106).

2319 - Ebü Dâvud'un bir diğer rivayetinde şöyle gelmiştir:"Namaz(ın kaçmış olmasın)dan korkarak kalktık, Resülullah (aleyhissalâtuvesselâm):

"Ağır olun, ağır olun, bunda bir taksiriniz yok!" buyurdu.Güneş yükselince de:

"Sizden kim sabahın iki rekat sünnetini (mütad olarak) kılıyor idiyseyine kılsın" dedi. Bu emir üzerine kılan da, kılmayan da kalkıp sünnetinikıldı. Sonra Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm) namaz için kâmet emretti. Kâmetgetirildi. Efendimiz kalktı ve bize namaz kıldırdı. Namaz bitince:

"Haberiniz olsun, AIIah'a hamdediyoruz ki, bizi namazımızdan, dünyevîişlerimizden herhangi biri alıkoymuş değildir. Ancak ruhlarımız AIlahu Teâlâ'nınkabza-i tasarrufundadır, dilediği zaman onu salar. Sizden kim sabah namazına,sabahleyin mütad vaktinde kavuşursa, sabah namazıyla birlikte bir mislini de kazaetsin!" dedi."

Buhârî, Mevâkît 35, Tevhîd 31; Müslim, Mesâcid 309-311; Muvatta,Vaktu's-Salât 25; Ebu Dâvud, Salât 11, (435-441); Tirmizî, Salât 130, (177), Tefsir,Tâ-hâ (3162); Nesâî, Mevâkît 53, 54, 55, (1, 294-298), İmâmet 47, (2,106).

2320 - Ebü Dâvud, Tirmizî ve Nesâî'nin bir diğer rivayetinde şöylegelmiştir: "Şunu bilin ki, uykuda ihmal sözkonusu değildir. İhmal lyani taksir),diğer bir namazın vakti girinceye kadar namazını kılmayan için mevzubahistir."

Buhârî, Mevâkît 35, Tevhîd 31; Müslim, Mesâcid 309-311; Muvatta,Vaktu's-Salât 25; Ebu Dâvud, Salât 11, (435-441); Tirmizî, Salât 130, (177), Tefsir,Tâ-hâ (3162); Nesâî, Mevâkît 53, 54, 55, (1, 294-298), İmâmet 47, (2,106).

2321 - Müslim'in Ebü Hüreyre'den kaydettiği bir diğer rivayette şöylegelmiştir: "...Güneş doğuncaya kadar uyanmadı. Resülullah (aleyhissalatuvesselâm):

"Herkes bineğinin başından tutsun (ve burayı terketsin). Zîra burasıbize şeytanın musallat olduğu bir yerdir!" dedi. Biz de emri yerinegetirdik."

Buhârî, Mevâkît 35, Tevhîd 31; Müslim, Mesâcid 309-311; Muvatta,Vaktu's-Salât 25; Ebu Dâvud, Salât 11, (435-441); Tirmizî, Salât 130, (177), Tefsir,Tâ-hâ (3162); Nesâî, Mevâkît 53, 54, 55, (1, 294- 298), İmâmet 47, (2,106).

2322 - Ebü Dâvud'un Ebü Hüreyre'den kaydettiği bir rivayette şöyledenmiştir: "Resülullah (aleyhissalâtu vesselam):

"Size gaflet gelen bu yeri değiştirin!" buyurdu.

Buhârî, Mevâkît 35, Tevhîd 31; Müslim, Mesâcid 309-311; Muvatta,Vaktu's-Salât 25; Ebu Dâvud, Salât 11, (435 - 441); Tirmizî, Salât 130, (177),Tefsir, Tâ-hâ (3162); Nesâî, Mevâkît 53, 54, 55, (1, 294-298), İmâmet 47, (2,106).

2323 - İbnu Abbâs (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resülullah(aleyhissalâtu vesselâm) gecenin evvelinde yürüdü, sonuna doğru uyku molası verdi.Ancak güneş doğuncaya -veya bir kısmı uf*cktan çıkıncaya- kadar uyanamadı.(Uyanınca) namazı hemen kılmadı. Güneş yükselince namazı kıldı. İşte bu ortanamazdır (Salâtu'l-Vustâ)."

Nesâî, Mevâkît 55, (1, 299).

2324 - İmam Mâlik, Zeyd İbnu Eslem'den naklen anlatıyor: "Resülullah(aleyhissalâtu vesselâm) buyurdu ki: "Muhakkak ki, Allah, ruhlarımızıkabzetmektedir. Dilerse onu, bize bundan başka bir vakitte iade eder."

Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm) böyle söyledikten sonra Hz. EbüBekri's-Sıddîk (radıyallâhu anh)'a yönelerek:

"Şeytan (bu gece) namaz kılmakta iken Bilâl'e geldi ve onu yatırdı.Uyuması için bir çocuk nasıl sallanarak avutulursa öylece onu da sallayarakuyuttu" dedi. Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm) sonra Bilâl'i çağırdı.Gelince Bilâl, Resülullah'a onun Hz. Ebü Bekr'e anlattığının tıpkısını haberverdi. Hz. Ebü Bekr bu işittikleri karşısında: "Şehadet ederim ki, senAllah'ın Resülüsün!" demekten kendini alamadı."

Muvatta, vukütu's-Salât 26, ( 1.14-15).

2325 - Hz. Câbir (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Hz. Ömer, Hendeksavaşı sırasında bir keresinde güneş battıktan sonra geldi ve Kureyş kafirlerineküfretmeye başladı ve bu meyanda: "Ey Allah'ın Resülü dedi, güneş batmaküzereyken ikindi namazını (güç bela) kılabildim." Resülullah (aleyhissalâtuvesselâm):

"Vallâhi ikindiyi ben kılamadım!" dedi. Beraberce kalkıp Butha'yagittik. Orada Efendimiz abdest aldı, biz de abdest aldık. Güneş battıktan sonraikindiyi kıldı, sonra da akşamı kıldı."

Buharî, Mevâkît 36, 38, Ezân 26, Salâtu'l-Havf 4, Megâzî 29; Müslim,Mesâcid 209, (631); Tirmizî, Salât 132, (180); Nesâî, Sehv 105, (3, 84, 85).

2326 - İbnu Mes'üd (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Müşrikler Hendekgünü Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm)'ı fazlaca meşgul ederek dört vakitnamazı kazaya bıraktırdılar, geceden Allah'ın dilediği bir müddet geçinceye kadaronları kılamadı. Sonra Bilâl (radıyallâhu anh)'e emretti, o da ezan okudu. Sonrakâmet getirdi. Resülullah öğleyi (kazâen) kıldı. (Bilâl tekrar) ikâmet getirdi,Resülullah ikindiyi kıldı. Sonra (Bilâl tekrar) ikâmet getirdi. Resülullah akşamıkıldı. Sonra (Bilâl yatsı için) kâmet getirdi ve Resülullah yatsıyıkıldı."

Tirmizi, Salât 132, (179); Nesâî, Mevâkît 55, (1, 297, 298).

2327 - Nâfi' anlatıyor: "Abdullah İbnu Ömer (radıyallâhu anhümâ)'ebaygınlık gelmiş ve aklı gitmişti. (Bu esnada kılamadığı) namazı kazaetmedi."

Muvatta, Vukût 24, (1,13).

İmam Mâlik der ki: "Doğruyu Allah bilir ya, bana göre bu şundan ilerigelir: "Vakit çıkmıştır. Ama vakit içinde ayılan, o vaktin namazınıkılar.."

2328 - Yine Nâfi' anlatıyor: "İbnu Ömer (radıyallâhu anhümâ) dediki: "Kim bir namazı unutur ve bunu imamın arkasında namaz kılarken hatırlarsa,imam selamı verince unutmuş olduğu namazı hemen kılsın, sonra da öbür namazı(kıldığını yeniden) kılsın."

Muvatta, Kasru's-Salât 77, (1,168).

2329 - Hz. Câbir (radıyallâhu anh)'in anlattığına göre, Resülullah(aleyhissalâtu vesselâm)'in şöyle söylediğini işitmiştir "Kişiyle şirkarasında namazın terki vardır."

Müslim, İman 134, (82); Ebü Dâvud, Sünnet 15, (4678); Tirmizî, İman 9,(2622). Metin Müslim'in metnidir.

Tirmizinin metni şöyledir: "Küfürle îman arasında namazın terkivardır."

2330 - Tirmizî ve Ebü Dâvud'un bir diğer rivayetinde: "Kulla küfürarasında namazın terki vardır."

Tirmizî, İman 9, (2622); Ebü Dâvud, Sünnet 15, (4678); İbnu Mâce, Salât77, (1078).

2331 - Hz. Büreyde (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resülullah(aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Benimle onlar (münafıklar) arasındakiahid (antlaşma) namazdır. Kim onu terkederse küfre düşer."

Tirmizî, İman 9, (2623); Nesâî, Salât 8, (1, 231, 232); İbnu Mâce,Salât 77, (1079).

2332 - Abdullah İbnu Şakik merhum anlatıyor: "Resülullah(aleyhissalâtu vesselâm)'ın Ashâb'ı ameller içerisinde sadece namazın terkindeküfür görürledi."

Tirmizî, İman 9, (2624).

2333 - İbnu Ömer (radıyallâhu anhümâ) anlatıyor: "Resülullah(aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "İkindi namazını kaçıran bir insanın(uğradığı zarar yönünden durumu), malını ve ehlini kaybeden kimsenin durumugibidir."

Buhârî, Mevâkît 14; Müslim, Mesâcid 200, (626); Muvatta, Vukütu's-Salât21, (1,11,12); Ebü Dâvud, Salât 5, (414, 415); Tirmizî, Salât 128, (175); Nesâî,Salât 17, (1, 238).

2334 - Ebü'l-Melih (rahimehümullah) anlatıyor: "Biz bulutlu bir gündeBüreyde (radıyallâhu anh) ile bir gazvede beraberdik. Dedi ki: "İkindi namazınıerken kılın, zîra Resülullah (aleyhissalâtu vesselam): "Kim ikindi namazınıterkederse ameli boşa gider" buyurdu."

Buhârî, Mevâkit 15, 34; Nesâî, Salât 15, (1, 236).

NAMAZ VAKİTLERİ

2335 - Hz. Ebü Müsa (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resülullah(aleyhissalatu vesselâm)'a bir zat gelerek namaz vakitlerini sordu. Efendimiz ona hiçbircevap vermedi."

(Sabah vaktinde) şafak sökünce, henüz kimse kimseyi tanıyamayacak kadarortalık karanlık iken Bilâl'e emretti, sabah ezanını okudu.

Sonra, güneş tam tepe noktasından batıya dönme (zeval) anında yineBilâl'e emretti, öğle ezanını okudu. Bu vakit için, -öbürlerinden daha iyi bilen-birisi: "Bu, gün ortası (nısfu'n-Nehar)" demişti. Sonra, güneş henüzyüksekte olduğu zaman emretti, Bilâl akşam narnazı için ezan okudu. Sonra uf*cktakiaydınlık (şafak) kaybolunca yatsı için emretti, Bilâ! yatsı ezanını okudu. Sonraertesi gün, sabah namazını tehir etti. O kadar geciktirdi ki, kişinin, "sabahvakti çıktı veya çıkmak üzere" demesi ânında namazı tamamladı. Sonraöğleyi tehir etti, öyle ki, öğle namazını dün ikindiyi kıldığımız âna yakınbir vakitte kıldı. Sonra ikindiyi tehir etti. Bir kimsenin, "Güneş (ikindi)kızıllığına büründü" diyebileceği bir vakitte namazdan çıktı. Sonraakşamı, nerdeyse uf*cktan aydınlığın (şafak) kaybolduğu âna kadar tehiretti."

2336 - Bir rivayette de şöyle gelmiştir: Akşamı, ikinci günde, uf*cktakiaydınlığın kaybolmasından önce kıldı. Sonra yatsıyı, gecenin ilk üçte birinekadar tehir etti. Sonra sabah oldu ve soru sahibini çağırdı: "İşte namazınvakti bu iki hudud arasındadır" buyurdu.

Müslim, Mesâcid 178, (614); Ebü Dâvud, Salât 2, (395); Nesâî, Muvâkît15, (1, 260, 261). Metin Müslim'e aittir.

2337 - Ebü Dâvud'un bir rivayetinde şöyle denmiştir: "Sabahnamazını kişi arkadaşının yüzünü tanıyamayacak -veya kişi yanındakinitanımayacak- kadar (ortalığın karanlık olduğu) bir anda kıldı. Sonra ikindiyiöylesine tehir etti ki, namazdan çıktığı zaman güneş sararmıştı..."

Rivayetin sonunda Ebü Dâvud der ki: Bu hadisi rivayet edenlerden bazısışöyle dedi: "sonra yatsıyı gece yarısına kadar tehir ederek kıldı."

Ebü Dâvud, Salât 2, (396).

2338 - Hz. Büreyde (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Bir adam Resülullah(aleyhissalâtu vesselâm)'a namazların vaktinden sormuştu. Ona:

"Şu (önümüzdeki) iki günde namazları bizimle kıl!"buyurdu. (Ogün) güneş tam tepe noktasından (batıyor) kayınca ezan için Bilâl'e emretti. O daöğle ezanını okudu. Sonra öğle için kâmet okumasını emretti. Sonra güneşyüksekte, beyaz parlak iken emretti ve ikindi için kâmet okudu. Sonra güneş batıncaemretti, akşam için kâmet okudu. Sonra uf*cktaki aydınlık kaybolunca emretti, yatsıiçin kâmet okudu. Sonra şafak sökünce

emretti sabah için kâmet okudu. İkinci gün olunca, Bilâl'e ortalığınserinlemesini beklemeyi emretti. O da öğleyi, ortalık iyice serinleyinceye kadargeciktirdi. İkindiyi, güneş yüksekten, dünkü vakitten biraz sonra kıldı. Akşamıuf*cktaki beyazlık kaybolmazdan az önce kıldı. Yatsıyı gecenin üçte biri geçtiktensonra kıldı. Sabahı ortalık iyice ağarınca kıldı. Sonra:

"Namaz vakitlerinden soran kimse nerede?" diye sordu. Soru sahibi:

"Benim ey Allah'ın Resülü!" dedi.

"Namazlarınızın vakti dedi, gördüğünüz (iki vakit)arasındadır."

Müslim, Mesâcid 176, 177, (613); Tirmizî, Salât 115, (152); Nesâî,Mevâkît 12, (1, 258).

2339 - İbnu Abbâs (radıyallâhu anhümâ) anlatıyor: "Resülullah(aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Cibril (aleyhisselâm) bana, Beytullah'ınyanında, iki kere imamlık yaptı. Bunlardan birincide öğleyi, gölge ayakkabı bağıkadarken kıldı. Sonra, ikindiyi her şey gölgesi kadarken kıldı. Sonra akşamıgüneş battığı ve oruçlunun orucunu açtığı zaman kıldı. Sonra yatsıyı,uf*cktaki aydınlık (şafak) kaybolunca kıldı. Sonra sabahı şafak sökünce veoruçluya yemek haram olunca kıldı. İkinci sefer öğleyi, dünkü ikindinin vaktindeherşeyin gölgesi kendisi kadar olunca kıldı. Sonra ikindiyi, herşeyin gölgesikendisinin iki misli olunca kıldı. Sonra akşamı, önceki vaktinde kıldı. Sonrayatsıyı, gecenin üçte biri gidince kıldı. Sonra sabahı, yeryüzü ağarıncakıldı.

Sonra Cibrîl (aleyhisselam) bana yönelip:

"Ey Muhammedl Bunlar senden önceki peygamberlerin (aleyhimüssalatuvesselâm) vaktidir. Namaz vakti de bu iki vakit arasında kalan zamandır!" dedi."

Tirmizî, Salât 1, (149); Ebü Dâvud, Salât 2, (393).

2340 - Nesaî'nin Hz. Câbir (radıyallâhu anh)'den yaptığı bir rivayetteşöyle denmiştir: "Sonra O'na (Cibrîl), Fecr uzayıp sabah olunca daha yıldızlarparlak ve cıvıl cıvıl iken geldi. Dünkü yaptığını aynen yaptı, sabah namazınıkıldı. Sonra da: "Namaz vakti, işte gördüğünüz bu iki namaz arasıdır"dedi."

Nesâi, Mevâkît 10, (1, 256).

2341 - Bir diğer rivayette şöyle denmiştir: "...Öğleyi, güneş(tepeden batıya) meyledince kıldı. (Bu sırada) gölge ayakkabı bağı kadardı. Sonraikindiyi, gölge ayakkabı bağının misli ve adam boyu olunca kıldı. Sonra akşamı,güneş batınca kıldı. Sonra yatsıyı, uf*cktaki aydınlık kaybolunca kıldı. Sonra,sabahı, şafak sökünce kıldı. Sonra ertesi günün öğlesini, gölge, adam boyuolunca kıldı. Sonra ikindiyi, kişinin gölgesi iki

misli olunca kıldı. Sonra akşamı, güneş batınca kıldı. Sonrayatsıyı, gecenin üçte birine veya yarısına doğru kıldı. Sonra sabahı kıldı veortalık ağardı."

Nesâî, Mevâkît I5, 7,10,17, (1, 251, 255, 261, 263).

2342 - Hz. Ebü Hüreyre (radıyallâhu anh) anlatıyor: Resülullah(aleyhissalâtu vesselam) buyurdular ki: "Bilesiniz, namazın bir ilk vakti bir deson vakti vardır. Öğle vaktinin evveli güneşin tepe noktasından batıya meyil (zevalânıdır. Son vakti de ikindinin girdiği andır. İkindi vaktinin evveli, vaktiningirdiği andır. Vaktin sonu da güneşin sarardığı andır. Akşam vaktinin evveli,güneşin battığı andır. Vaktin sonu da uf*cktaki aydınlığın (şafak) kaybolduğuandır. Yatsı vaktinin evveli, ufuğun kaybolduğu andır. Vaktin sonu da geceninyarısıdır. Sabah vaktinin evveli fecrin (aydınlığı) doğmasıdır. Vaktin sonu dagüneşin doğmasıdır."

Tirmizî, Salât 114, (151); Müslim, Mevâkît 6, (1, 249, 250).

2343 - Muvatta'da Abdullah İbnu Râfi' Mevla Ümmü Seleme'den kaydedilen birrivayette şöyle denmiştir: "Abdullah İbnu Râfi', Ebü Hüreyre'ye namazlarınvaktini sormuştu. Ebü Hüreyre kendisine şu açıklamayı yaptı: "Ben sana habervereyim: Gölgen kendi mislin kadarken öğleyi kıl. İkindiyi gölgen iki mislin oluncakıl. Akşamı güneş batınca kıl. Yatsıyı seninle arana gecenin üçte biri girincekıl. Sabahı da alaca karanılıkta kıl."

Muvatta, Vukütu's-Salât 9, (1, 8). 6

2344 - İmam Mâlik'in anlattığına göre, Hz. Ömer valilerine şöyleyazdı: "Nazarımda işlerinizin en ehemmiyetlisi namazdır. Kim onu (farz, vacib,sünnet ve vaktine riayetle) korur ve (tam zamanında kılmaya) devam ederse dîninikorumuş olur. Kim de onu(n zamanını tehir suretiyle) zayi ederse, onun dışındakileridaha çok zayi eder."

Hz. Ömer yazısına şöyle devam etti: "Öğleyi gölge bir ziralıktanbirinizin gölgesi misli oluncaya kadar kılınız. İkindiyi, güneş yüksekte, beyaz,parlak iken, hayvan binicisinin, güneş batmazdan önce iki veya üç fersahlık yolalacağı müddet içerisinde; akşamı güneş batınca; yatsıyı uf*cktaki aydınlıkbattımı gecenin üçte birine kadar kılınız. -Kim (yatsıyı kılmadan) uyursagözüne uyku düşmesin, kim (yatsıyı kılmadan) uyursa gözüne uyku düşmesin, kim(yatsıyı kılmadan) uyursa gözüne uyku düşmesin- Sabahı da yıldızlar parlak vecıvıldarken kılınız."

Muvatta, Mevâkit 6, (1, 6-7).

2345 - Muvatta'nın diğer bir rivayetinde şöyle gelmiştir: "Hz. Ömer(radıyallâhu anh), Ebü Müsa el-Eş'arî hazretlerine yazdığı bir mektupta aynışeyi hatırlattı ve (ilaveten) şunu yazdı: "Onda -yani sabah namazında- mufassalsürelerden iki uzun süre oku."

Muvatta, Mevâkît 7, (1, 7).

2346 - Yine benzer bir diğer rivayette şu ifade mevcuttur: Hz. Ömer, EbüMüsa (radıyallâhu anhümâ)'ya şöyle yazdı: ". . .Yatsıyı seninle (akşamnamazıyla) arana gecenin üçte biri girince kıl. Geciktirirsen gecenin yarısına kadarolsun. Sakın gafillerden olma."

Muvatta, 8, (1, 7).

2347 - Abdullah İbnu Amr İbni'l-Âs (radıyallâhu anhümâ) anlatıyor:"Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Öğlenin (başlama)vakti, güneşin (tepe noktasından batıya) meylettiği zamandır. Kişinin gölgesikendi uzunluğunda olduğu müddetçe öğle vakti devam eder, yani ikindi vaktigirmedikçe. İkindi vakti ise güneş sararmadıkça devam eder. Akşam vakti uf*cktakiaydınlık (şafak) kaybolmadığı müddetçe devam eder. Yatsı namazının vakti ortauzunluktaki gecenin yarısına kadardır. Sabah namazının vakti ise fecrin doğmasından(yani şafağın sökmesinden) başlar, güneş doğuncaya kadar devam eder. Güneşdoğdu mu namazdan vazgeç. Çünkü o, şeytanın iki boynuzu arasından doğar."

Müslim, Mesâcid,173, (612); Ebü Dâvud, Salât 2, (396); Nesâî, Mevakît15, (1, 260).

2348 - Ebü'l-Minhâl Seyyâr İbnu Selâme (rahimehullah) anlatıyor:"Ben ve babam birlikte Ebü Berze el-Eslemî (radıyallâhu anh)'nin yanına girdik.Babam ona: "Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm) farz namazları nasılkılardı?" diye sordu. Şu cevabı verdi:

"Efendimiz sizin "el-Evvel" dediğiniz öğle namazını güneş(tepe noktasından) batıya kayınca kılardı. Birimiz ikindiyi kılınca, Medîne'nin enuzak yerindeki evine dönerdi de güneş hâlâ canlılığını korurdu.

Akşam namazı hakkında ne söylediğini unuttum. Sizin atame dediğinizyatsıyı geciktirmeyi iyi bulurdu (müstehap addederdi). Yatsıdan önce uyumayı, sonrada konuşmayı mekruh addederdi.

Kişi (yanında beraber oturduğu) arkadaşını tanıyınca sabah namazındanayrılırdı. Namazda altmış-yüz âyet miktarınca Kur'ân okurdu."

Buhârî, Mevâkît 11, 13, 39, Ezân 104; Müslim, Mesâcid 237, (647); EbüDâvud, Salât 3, (398); Nesâî, Mevâkît 2, (1, 246), 20, (1, 265).

2349 - Muhammed ibnu Amr İbni'l-Hasen İbni Ali İbnu Ebî Tâlib(radıyallâhu anh) anlatıyor: "Haccâc, Medîne'ye geldiğinde namazı mütadvaktinden tehir ediyordu. Bunun üzerine Câbir İbnu Abdillah (radıyallâhu anh)'a(namazların vakti hakkında) sorduk. Bize şu açıklamayı yaptı:

"Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm) öğleyi hararetin şiddetliolduğu zamanda (hâcire vaktinde) kılardı. İkindiyi de güneş parlakken kılardı.Akşamı, güneş batınca; yatsıyı bazan geciktirir, bazen de öne alırdı.

Halkın toplandığını görünce tacil eder, onları ağır görünce detehir ederdi. Sabahı da alaca karanlıkta kılardı.

Buhârî, Mevâkît 18, 21; Müsıim, Mesâcid 234, (646); Ebü Dâvud, Salât3, (397); Nesâî, Mevâkît 18, (1, 264).

2350 - Nesâî'nin Enes (radıyallâhu anh)'ten yaptığı rivayette şöyledenmiştir: "Sabahı, göz(ün görme ufku) genişleyinceye kadar kılardı."

Nesâî 29, (1, 278).

2351 - İbnu Mes'ud (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resülullah(aleyhissalâtu vesselâm) öğle namazı kıldığı zaman (gölgenin) miktarı, yazdaüç ayaktan beş ayağa kadar idi. Kışta da beş ayaktan yedi ayağa kadardı."

Ebü Dâvud, Salât 4, (400); Nesâî, Mevâkît 6, (1, 251).

2352 - Hz. Âişe (radıyallahu anhâ) anlatıyor: "Mü'min kadınlarResülullah (aleyhissalatu vesselâm)'la birlikte sabah namazlarını, bürgülerinesarılmış olarak kılarlardı. Sonra, namazlarını kılınca evlerine dönerlerdi de buesnada karanlıktan dolayı kimse de onları tanıyamazdı."

Buhârî, Mevâkît 13, 27, Ezân 162,165; Müslim, Mesâcid 231, (645);Muvatta, Vuküt 4, (1, 5); Ebü Dâvud, Salât 8, (423); Tirmizî, Salât 116, (153);Nesâî, Mevâkît 25, (1, 271).

2353 - Yine Hz. Aişe anlatıyor: "Ben öğle namazını, ne Resülullah(aleyhissalâtu vesselâm) kadar, ne de Ebü Bekr ve Ömer kadar tacil edip geciktirmeyenbir başka însan tanımıyorum."

Tirmizî, Salât, 118.

2354 - Yine Tirmizî'de Ümmü Seleme (radıyallahu anhâ)'den kaydedilen birhadiste denmiştir ki: "Öğleyi tacilde Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm)sizden daha titizdi. Siz de ikindiyi tacilde ondan daha titizsiniz."

2355 - Habbâb (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resülullah(aleyhissalâtu vesselâm)'a (secde edilen) yerin sıcaklığından şikayet ettik, ancakşikayetimizi dinlemedi.

Züheyr, Ebü İshak'a: "Şikayetiniz öğle vaktinden miydi?" diyesordu. Öbürü:

"Evet!" dedi. Ben:

"Vakit girer girmez, (yani ortalık çok sıcakken) kılınmasındanmı?" diye sordum. O yine:

"Evet!" dedi."

Müslim, Mesâcid 189, (619); Nesâî, Mevâkit 2, (1, 247).

2356 - Hz. Enes (radıyallâhu anh): "Resülullah (aleyhissalâtuvesselam) (yolculuk sırasında) bir yere inecek olsa, öğleyi kılmadan orayıterketmezdi" demişti. Bir adam sordu:

"Yani gün ortasında olsa da mı?"

"Evet, dedi, Enes, gün ortasında olsa da!"

Ebü Dâvud, Salât 273, (1205); Nesâi, Mevâkît 3, (1, 248).

2357 - Hz. Aişe (radıyallâhu anhâ) anlatıyor: "Resülullah(aleyhissalâtu vesselâm) güneş odama vurduğu sırada ikindiyi kılardı."

Ebü Dâvud'un rivayetinde şu ziyade var: "... (güneş) odamdanyükselmezden önce..."

Buhari, Mevâkît 13, Humus 4; Müslim, Mesâcid 169, (611); Ebü Dâvud,Salât 5, (407); Tirmizî, Salât 120, (159); Nesâî, Mevâkît 8, (1, 252).

2358 - Hz. Enes (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resülullah(aleyhissalatu vesselâm) güneş yüksekte ve canlı iken ikindiyi kılardı. Bu esnadakişi avâli'ye (dış semtlere) gider, oraya varırdı ve hâlâ güneş yüksekliğinimuhafaza ederdi. Gidilen bu avâli'den bazıları Medîne'ye dört mil uzaklıktaidi."

Buhârî, Mevâkît 13, İ'tisâm 16; Müslim, Mesâcîd 192-197, (621-624);Muvatta, Vuküt 11, (1, 8-9); Ebü Dâvud, Salât 5, (404-405); Nesâî, Mevâkît 8, (1,252-254).

2359 - Bir diğer rivayette şöyle gelmiştir: "Es'ad İbnu Sehl İbnuHuneyf der ki: "Biz Ömer İbnu Abdilaziz (rahimehullah) ile öğleyi kıldık. Sonraçıkıp Hz. Enes İbnu Mâlik (radıyallâhu anh)'in yanına gittik. Varınca onuikindiyi kılıyor bulduk. Ben kendisine:-

"Ey amcacığım! Kıldığın bu namaz da ne?" diye sordum. Bana:

"Bu, ikindi namazıdır. Ve bu Resülullah (aleyhissalatu vesselâm)'Iaberaber kıldığımız namazdır" dedi.

Buhârî, Mevâkît 13, İ'tisâm 16; Müslim, Mesâcîd 192-197, (621-624);Muvatta, Vuküt 11, (1, 8-9); Ebü Dâvud, Salât 5, (404-405); Nesâî, Mevâkît 8, (1,252-254).

2360 - Bir diğer rivayette de şöyle gelmiştir: "Resülullah(aleyhissalatu vesselam) bize ikindiyi kıldırdı. Namazdan çıkınca Efendimizinyanına Benî Seleme'den birisi geldi ve:

"Ey Allah'ın Resülü! dedi. Biz, bir deve kesmek istiyor ve sizin dekesimde hazır bulunmanızı arzu ediyoruz."

Efendimiz "Pekala!" deyip gitti. Biz de onunla gittik. Varınca,devenin henüz kesilmediğini gördük. Kestiler, parçaladırlar. Bir miktarınıpişirdiler. Güneş batmadan o eti yedik."

Buhârî, Mevâkît 13, İ'tisâm 16; Müslim, Mesâcîd 192-197, (621-624);Muvatta, Vuküt 11, (1, 8-9); Ebü Dâvud, Salât 5, (404-405); Nesâî, Mevâkît 8, (1,252-254).

2361 - Seleme İbnu'l-Ekvâ (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resülullah(aleyhissalâtu vesselâm) akşamı, güneş batıp perdeye bürününcekılıyordu."

Buhârî, Mevâkît 18; Müslim, Mesâcid 216, (636); Ebü Dâvud, Salât 6,(417); Tirmizî, Salât 122, (164).

Ebu Dâvud'un bir rivayetinde şöyle denir: "Resülullah (aleyhissalâtuvesselâm) akşamı, güneşin battığı vakitte, güneş (kursunun son) izi de uf*cktakaybolunca kılıyordu."

2362 - Râfi İbnu Hadîc (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Biz akşamı,Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm) ile birlikte kılınca, cemaatten ayrılıp (okatışı yapanımız olurdu da) attığı okun düştüğü yerleri rahatgörebilirdi."

Buhârî, Mevâkît 18; Müslim, Mesâcîd 217, (637).

2363 - Nesâi nin bu hususta Eslem kabîlesine mensup ashabtan bir kimsedenkaydettiği beyan şöyledir: "Onlar Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm) ilebirlikte akşamı kılarlar, sonra da Medîne'nin (Mescid'e) en uzak yerinde olanailelerine dönüp ok atışı yaparlar ve de oklarının düştüğü yerlerigörürlerdi."

Nesâî, Mevâkît 13, (1, 259).

2364 - Mersed İbnu Abdillah el-Müzenî (radıyallâhu anh) anlatıyor:"Ebü Eyyüb, gâzi (mücahid) olarak yanımıza geldi. Bu sırada Ukbe İbnu Amir deMısır'da vali idi. Ukbe, akşam namazını tehir etti. Ebü Eyyüb ona yönelerek:

"Ey Ukbe! dedi. Bu kıldırdığın namaz ne namazıdır?"

Ukbe, hatasını anlayarak:

"Meşguliyetimiz vardı" diye özür beyan etti. Ebü Eyyüb:

"Sen Resülullah (aleyhissalatu vesselâm)'ın şu sözünü işitmedinmi? Buyurmuştu ki:

"Ümmetim, akşam namazını, yıldızlar cıvıldayana kadargeciktirmedikçe hayır üzere -veya fıtrat üzere demişti- olmaktan geri kalmaz. "

2365 - Hz. Ali İbnu Ebî Tâlib (radıyallâhu anh) anlatıyor:"Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm) bana şu tembihte bulundu:

"Ey Ali, üç şey vardır, sakın onları geciktirme:

Vakti girince namaz, (hemen kıl!)

Hazır olunca cenaze, (hemen defnet!)

Kendisine denk birini bulduğun bekar kadın, (hemen evlendir!)"

Tirmizî, Salât 127, (171).

2366 - Hz. Ebü Hüreyre (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resülullah(aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Kim sabah namazından bir rek'ati güneşdoğmazdan önce kılabilirse, sabah namazına yetişmiş demektir. Kim ikindi namazındanbir rek'ati güneş batmadan önce kılabiIirse ikindi namazına yetişmişdemektir."

2367 - Buhârî ve Nesâî'de gelen bir diğer rivayette şöyle denmiştir:"Sizden kim, ikindi namazının bir secdesini güneş batmazdan önce kılabilirse,namazını tamamlasın, sabah namazının da bir secdesini güneş doğmazdan öncekılabilen, namazını tamamlasın."

Ancak Nesâî (bir rivayetinde de) şöyle der: ". . iIk rekatindekılarsa. . . "

Buhâri, Mevâkît 28,17; Müslim, Mesâcid 163, (608); Muvatta, Vuküt 5, (1,6); Tirmizî,

Salât 137, (186); Ebü Dâvud, Salât 5, (412); Nesâî, Mevâkît 11, (1,257, 258), 28, (1, 273).

2368 - Yine Ebü Hüreyre (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resülullah(aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Hararet şiddetlenince namazı (vakit)biraz serinleyince kılın. Çünkü, şiddetli hararet cehennemden bir kabarmadır.

Buhârî, Mevâkît 9, Bed'ü'l-Halk 10; Müslim, Mesâcid 180, (615); Muvatta,Vüküt 28, (1,16); Ebü Dâvud, Salât 4, (402); Tirmizî, Salât 7, (157); İbnu MâceSalât 4, (677); Nesâî, Mevâkit 5 (1, 248-249).

2369 - İmam Mâlik in bir rivayetinde (Resülullah'ın şöyle buyurduğurivayet edilmiştir): "Cehennem, Rabbine (ey Rabbim! bir kısmım, diğer birkısmımı yiyor diye) şikayet etti. Bunun üzerine Rab Teâlâ ona yılda iki kereteneffüs etmesine izin verdi: Kışta bir nefes, yazda bir nefes.

(İşte, hararetten en şiddetli hissedilen ve soğuktan en şiddetlihissedilen şey bu soluklardır)."

Buhârî, Mevâkît 8; Muvatta, Vuküt 27, (1,15).

2370 - Ebü Zerr (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Biz bir sefersırasında Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm) ile beraberdik. Müezzinimiz öğlenamazı için ezan okumak istedi. Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm) ona:

"Serinlemeyi bekle!" dedi. Bir müddet geçince müezzin ezan okumakistemişti, yine ikinci ve hatta üçüncü defa:

"Serinlemeyi bekle!" dedi. (Bekledik), hatta tümseklerin (doğucihetindeki) gölgelerini gördük. O zaman aleyhissalâtu vesselâm:

"Şiddetli hararet cehennemin bir kabarmasıdır. Öyleyse, hararetşiddetlenince öğle namazını (vakit) serinleyince kılın" dedi.

Buhârî, Mevâkît 9,10, Ezân 18; Bed'ü'l-Halk 10; Müslim, Mesâcid 184,(616); Ebü Dâvud, Salât 4, (401); Tirmizî, Salât 119, (1, 58).

2371 - Kâsım İbnu Muhammed anlatıyor: "Ben, Ashâb'ı öğlenamazını aşiyy'de kılar gördüm."

Muvatta, Vuküt 13, (1, 9).

2372 - Enes İbnu Mâlik (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resülullah(aleyhissalâtu vesselâm) hava sıcaksa öğleyi serinleyince kılıyordu, hava serinseta'cil (edip ilk vaktinde) kılıyordu."

Nesâî, Mevâkît 4, (1, 248).

2373 - Ali İbnu Şeybân (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resülullah(aleyhissalâtu vesselâm)'ın yanına geldik. İkindi namazını, güneş gökte beyaz ve(sarılıktan arı ve) parlak olduğu müddetçe tehir ediyordu."

Ebü Dâvud, Salât 5, (408).

2374 - Hz. Enes (radıyallâhu anh) anlatıyor: Resülullah (aleyhissalatuvesselâm) buyurdular ki: "Akşam yemeği hazırlanmış ise, yemeğe namazdan öncebaşlayın. Yemeğinizi aceleye de getirmeyin."

Buhârî, Et'ime 58, Ezân 42; Müslim, Mesâcid 64, (557); Tirmizî, Salât262, (353); Nesâî, İmâmet 57, (2,111).

2375 - Hz. Âişe (radıyallâhu anhâ) anlatıyor: "Resülullah(aleyhissalâtu vesselâm) şöyle buyurdular: "Namaz başlar ve akşam yemeği dehazır olursa akşam yemeğiyle başlayın."

Buhârî, Et'ime 58, Ezân 42; Müslim, Mesâcid 65. (558).

2376 - İbnu Ömer (radıyallâhu anhümâ) anlatıyor: "Resülullah(aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Birinizin akşam yemeği konur, (busırada) namaz da başlarsa, siz akşam yemeği ile başlayın. Ondan boşalıncaya kadaracele de etmeyin."

"İbnu Ömer (radıyallâhu anhümâ) için yemek konunca namazınbaşladığı olurdu. O, yemekten boşalmadıkça namaza gelmezdi. Ancak o, imamınkıraatını dinlerdi."

2377 - Ebü Dâuud'un bir diğer rivayetinde AbduIlah İbnu Ubeyd İbni Umeyrşunu anlatır: "İbnu'z-Zübeyr zamanında, ben Abdullah İbnu Ömer (radıyallâhuanhümâ)'in yanında babamla birlikte bulunuyordum. Abbâd İbnu Abdillah İbni'z-Zübeyrsordu:

"Biz işittik ki, akşam yemeğine namazdan önce başlanırmış, (doğrumu?)"

AbduIIah İbnu Ömer (radıyallâhu anhümâ) şu cevabı verdi:

"Bak hele! Onların akşam yemekleri nasıldı? Zanneder misin ki, bu,babanın akşam yemeği gibiydi?"

Buhârî, Ezân 42; Müslim, Mesâcid 66, (559); Muvatta İsti'zân 19, (2,971); Ebü Dâvud, Et'ime 10, (3757, 3759); Tirmizî, Salât 262, (353, 354).

2378 - Hz. Cabir (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resülullah(aleyhissalâtu vesselam) buyurdular ki: "Yemek veya bir başka şey içinnamazınızı tehir etmeyin."

Ebü Davud, Et'ime 10, (3758).

2379 - İbnu Abbâs (radıyallâhu anhümâ) anlatıyor: "Resülullah(aleyhissalâtu vesselâm) (bir gün) yatsıyı tehir etmişti. Ömer (radıyallâhu anh)çıkıp:

"Ey Allah'ın Resülü, namazı kılalım. Kadınlar ve çocuklaryattılar" dedi. Aleyhissalâtu vesselâm başı su damlıyor olduğu halde çıkıp:

"Ümmetime meşakkat vermemiş olsam yatsıyı bu vakitte kılmalarınıemrederdim!" buyurdu."

Buhârî, Mevâkît 24; Müslim, Mesâcid 225, (642); Nesâî, Mevâkît 20,(1, 265).

2380 - Hz. Enes (radıyallâhu anh)'den rivayet edilir ki, kendisine:"Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm) yüzük kullandı mı?" diyesorulmuştur da şu cevabı vermiştir:

"Bir gece, yatsıyı gece yarısına kadar (şatru'l-leyl) tehir etti.Sonra yüzü bize dönmüş olarak yanımıza geldi -sanki şu anda yüzüğününparıltısını görüyor gibiyim- ve şöyle dedi: "İnsanlar namazlarınıkıldılar ve yattılar. Siz ise, namazı beklediğiniz müddetçe namaz kılma(sevabını almaktasınız.

Buharî, Mevâkît 25, 40, Ezân 36, 156, Libâs 48; Müslim, Mesâcid 223,(640); Nesâî, Mevâkît 21, (1, 268).

2381 - Yine Hz. Enes (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Yatsı namazı içinikâmet okunmuştu ki bir adam: "Benim bir işim var!" diyerek araya girdi.Resülullah (aleyhissalâtu vesselam) (farzı kıldırmazdan önce) kalktı, adamlahususî şekilde konuşmaya başladı. İnsanlar -veya bir kısmı- uyuyuncaya kadarkonuşma uzadı. Namazı sonra kıldılar."

Buharî, Ezân 27, 28, İstizân 48; Müslim, Hayz 126, (376); Ebü Dâvud,Salât 46, (542); Tirmizî, Salât 373, (517, 518); Nesâî, İmâmet 13, (2, 81).

2382 - Hz. Muaz İbnu Cebel (radıyallâhu anh) anlatıyor: "(Bir gece)Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm)'ı yatsı namazı için uzun müddet bekledik, amagecikti. O kadar ki, bazıları (hane-i saadetinden) çıkmayacağı zannına düştü.İçimizden: "Namazını (evinde) kılmıştır" diyen bile oldu.

İşte biz bu hâl üzere iken Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm) çıktıve kendisine önceden tahminen söylediklerini tekrar ettiler. Bunun üzerine:

"Geceye bu namazla girin. (Bilin ki) siz bu namaz sayesinde diğerümmetlere üstün kılındınız. Bunu sizden önceki ümmetlerden hiçbirikılmadı" buyurdu."

Ebü Dâvud, Salât 7, (421).

2383 - Ebü Müsa (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resülullah(aleyhissalâtu vesselâm) bir gün yatsı namazını geciktirdi. Hatta gecenin çoğugitti. Sonra çıktı ve cemaate namazlarını kıldırdı. Namazı bitirince Resülullah(aleyhissalâtu vesselâm) orada hazır bulunan cemaate:

"(Buradan ayrılmakta) acele etmeyin, size bir husus haber vereyim desevinin: Bilesiniz, üzerinizdeki AIIah'ın nimetlerinden biri de şudur: Şu saatte namazkılan sizden başka hiç kimse yok -veya sizden başka kimse şu saatte namazkılmamıştır.-" Bu iki sözden hangisini söylemişti bilemiyoruz."

Ebü Müsa ilaveten dedi ki: "Resülullah (aleyhissalâtu vesselam)'tanişittiklerimize sevinerek evlerimize döndük.

Buhârî, Mevâkît 22; Müslim, Mesâcid 224, (641).

2384 - Hz. Ebü Hüreyre (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resülullah(aleyhissalatu vesselâm) buyurdular ki: "Namazdan bir rekate yetişen namazıntamamına yetişmiş sayılır."

Buhârî, Mevâkît 28,17; Müslim, Mesâcid 161, (607); Muvatta, Vuküt 16,(1,10); Ebü Dâvud, Salât 241, (1121); Tirmizî, Salât 377, (524); Nesâî, Mevâkît30, (1, 274); İbnu Mâce, İkâmet 91, (1122).

2385 - İbnu Ömer (radıyallâhu anhümâ) anlatıyor: Resülullah(aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Namazlardan herhangi bir namazın birrekatine yetişen, o namaza yetişmiş demektir. Ancak, kaçırdığını kaza eder."

Nesâî, Mevâkît 30, (1, 275).

2386 - Hz. Aişe (radıyallâhu anhâ) anlatıyor: "Resülullah(aleyhissalâtu vesselam) ölünceye kadar, hiçbir namazı son vaktinde iki kerekılmış değildir."

Tirmizî, salât 127, (174).

2387 - İbnu Ömer (radıyallâhu anhümâ) anlatıyor: "Resülullah(aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Namazın ilk vaktinde Allah'ın rızasıvardır. Son vaktinde de affı vardır."

Tirmizî Salât 127, (172).

2388 - Râfi' İbnu Hadic (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resülullah(aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Sabah namazını aydınlıktakılın."

Tirmizi, Salat 117, (154); Ebü Dâvud, Salât 8, (424); Nesâî, Mevâkît 27,(1, 272).

2389 - Yahya İbnu Saîd (radıyallâhu anh) demiştir ki: "Musallî,(farz) namazı vakti çıkmış olan namazları da kılar. Onun vaktinde kılamayıpkaçırdığı, ehlinden de malından da daha mühim (bir kayıp)dır."

Muvatta, Vuküt 23, (1,12).

2390 - Ümmü Ferve (radıyallâhu anhâ) -ki Resülullah (aleyhissalâtuvesselâm)'a biat edenlerden biri idi- anlatıyor: "Resülullah (aleyhissalâtuvesselâm)'a, "Hangi amel efdaldir?" diye sorulmuştu, şu cevabı verdi:

"İlk vaktinde kılınan namaz!"

Ebü Dâvud, Salât 9, (426); Tirmizî, Salât 127, (170); Müslim, İman 137,(85) Buhârî, Mevâkît 5.

MEKRUH VAKİTLER

2391 - Ukbe İbnu Âmir (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Üç vakitvardır ki, Resülullah (aleyhissalatu vesselâm) bizi o vakitlerde namaz kılmaktan veyaölülerimizi mezara gömmekten nehyetti:

- Güneş doğmaya başladığı andan yükselinceye kadar.

- Öğleyin güneş tepe noktasına gelince, meyledinceye kadar.

- Güneş batmaya meyledip batıncaya kadar."

Müslim, Müsâfirîn 293, (831); Ebü Davud, Cenâiz 55, (3192); Tirmizi,Cenaiz 41, (1030); Nesâi, Mevakît, 31, (1, 275, 26).

2392 - İbnu Ömer (radıyallahu anhümâ) anlatıyor: "Resulullah(aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Hiç biriniz, güneşin doğması vebatması esnasında namaz kılmaya kalkmasın."

Buhârî, Mevâkît 31, 30, Hacc 73; Müslim, Müsâfırîn 289, (838);Muvatta, Kur'ân 47, (1, 220); Nesâî, Mevâkît 33, (1, 277).

2393 - Abdullah es-Sunâbihî (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resülullah(aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Güneş, beraberinde şeytanın boynuzuolduğu halde doğar, yükselince ondan ayrılır. Bilahare istiva edince (tepe noktasınagelince) ona tekrar mukarenet (yakınlık) peydah eder. Zevâlden sonra (tepe noktasındanayrılıp batıya meyletimi) ondan yine ayrılır. Batmaya yakın tekrar ona yakınlıkpeydah eder, batınca ondan ayrılır."

Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm) işte bu vakitlerde namaz kılmaktan menetti."

Muvatta, Kur'ân 44, (1, 219); Nesâî, Mevâkît 31, (1, 275).

2394 - Amr İbnu Abese es-Sülemî (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Birgün Resülullah aleyhissalâtu vesselâm'a:

"Ey Allah'ın Resülü! dedim, Allah'a biri diğerinden daha yakın olanbir saat var mıdır -veya- Allah'ın zikri taleb edilen daha yakın bir saat varmıdır?"

"Evet, dedi, vardır. Allah'ın kula en yakın olduğu zaman gecenin sonkısmıdır. Eğer bu saatte Aziz ve Celil olan Allah zikredenlerden olabilirsen ol. Zîrao saatte kılınan namaz, güneş doğuncaya kadar (meleklerin) beraberlik ve şehadetinemazhardır. Çünkü güneş şeytanın iki boynuzu arasından doğar ve bu doğma ânıkafirlerin ibadet vakitleridir. O esnada, güneş bir mızrak boyunu buluncaya ve (sarı,zayıf) ışıkları kayboluncaya kadar namazı bırak.

Bundan sonra namaz -güneş gün ortasında mızrağın tepesine gelinceyekadar- yine (meleklerin) beraberlik ve şehadetine mazhardır. Güneşin tepe noktasınagelme saati, cehennem kapılarının açıldığı ve cehennemin coşturulduğu birsaattir; namazı (eşyaların gölgesi) doğu tarafa sarkıncaya kadar terkedin.

Bundan sonra namaz -güneş batıncaya kadar- meleklerin beraberlik veşehadetine mazhardır. Güneş, batarken de bu beraberlik ve şehadet kalmaz, çünkü o,şeytanın iki boynuzu arasında kaybolur. O sırada yapılacak ibadet kâfirlerinibadetidir."

Ebü Dâvud, Salât 299, (1277); Nesâî, Mevâkît 35, (1, 279, 280); Müslim,Müsâfırîn 294, (832).

2395 - Ebü Saîd (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resülullah(aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Sabah namazını kıldıktan sonra güneşyükselinceye kadar artık namaz yoktur. İkindiyi kıldıktan sonra da güneş batıncayakadar namaz yoktur."

Buhârî, Mevâkît 31; Müslim, Müsâfirîn 288, (827); Nesâî, Mevâkît35, (1, 277, 278).

2396 - Kütüb-i Sittenin beş kitabı tarafından İbnu Abbâs (radıyallâhuanhümâ)'dan kaydedilen bir rivayette şöyle buyurulmuştur: "Nazarımda pekdeğerli birçok kimse -ki bence onların en değerlisi Hz. Ömer'di- şu husustaşâhidlik ettiler: "ResüIuIIah (aleyhissalâtu vesselâm), sabah namazından sonragüneş doğuncaya kadar, ikindi namazından sonra da batıncaya kadar namaz kılmayıyasakladı."

Buhârî, Mevâkit 330; Müslim, Müsâfirîn 286, (826); Ebü Dâvud, Salât299, (1276); Tirmizî, Salât 134, (183); Nesâî, Mevâkît 32, (1, 276, 277).

2397 - Nadr İbnu Abdirrahman, ceddi Muaz (radıyallâhu anh)'dananlattığına göre, der ki: "Muaz İbnu Afrâ ile birlikte tavafta bulundum(tavaftan sonra kılınan iki rekatlik tavaf namazını) kılmadı. Kendisine:

"Namaz kılmıyor musun?" diye sordum. Şu cevabı verdi:

"Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "İkindi(namazı)ndan sonra güneş batıncaya kadar namaz yoktur. Sabah (namazın)dan sonra dagüneş doğuncaya kadar namaz yoktur."

Nesâî, Mevâkît 11, (1, 258).

2398 - Hz. Âişe (radıyallâhu anhâ) dedi ki: "Ömer vehme düştü(yanıldı). Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm): "Namaz kılmak için güneşinbatma ve doğma zamanını taharri etmeyin (araştırıp seçmeyin). Çünkü o,şeytanın iki boynuzu arasında doğar" diye yasakladı."

Müslim, Müsâfirîn 295, (833); Nesâî, Mevâkît 35, (1, 279).

Müslim, şu ziyadede bulundu: "Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm)ikindiden sonraki iki rekati hiç bırakmadı."

2399 - Cündüb İbnu's-Seken el-Gıfârî'nin -ki bu zât Ebü Zerr(radıyallâhu anh)'dır- anlattığına göre, Kâbe'nin basamağına çıkıp şöyledemiştir.

"Beni bilen bilir, bilmeyen de bilsin ki, ben Cündüb'üm. Resülullah(aleyhissalatu vesselâm)'ı, şöyle söyler işittim: "Sabah (namazın)dan sonragüneş doğuncaya kadar namaz yoktur. İkindi namazından sonra da güneş batıncayakadar; Mekke'de hariç, Mekke'de hariç, Mekke'de hariç."

Rezîn ilavesidir. Bu hadis, Ahmed İbnu Hanbel'in Müsned'inden tahricedilmiştir (5,165).

2400 - Hz. Ali İbnu Ebî Tâlib (radıyallâhu anh) anlatıyor:"Resülullah (aleyhissalatu vesselâm) ikindi (namazı)ndan sonra, güneşinyüksekte olma halini istisna ederek, namaz kılmayı yasakladı."

Ebü Dâvud, Salât 299, (1274); Nesâî, Mevâkît 36, (1, 280).

Nesâi nin rivayetinde (ibare, ifade bakımından biraz farkla) şöylegelmiştir: "...güneşin beyaz ve parlak halde olmasını istisna ederek..."

2401 - Ebü Basra el-Gıfârî (radıyallâhu anh) anlatıyor:"Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm) el-Muhammas'ta ikindi namazı kıldırdı. Vededi ki:

"Bu namaz, sizden öncekilere de arz olundu, ama onlar bunu zayi ettiler.Kim buna devam ederse ecri iki kere verilecek. Şahid doğuncaya kadar; ondan sonra namazmevcut değildir."

Müslim, Müsâfırîn 292, (830); Nesâî, Mevâkît 14, (1, 259, 260).

2402 - es-Sâib İbnu Yezîd (radıyallâhu anh)'in anlattığına göre,"ikindiden sonra namaz kıldığı için el-Münkedir'i Hz. Ömer (radıyallâhuanh)'in dövdüğünü görmüştür."

Muvatta, Kur'ân 50, (1, 221).

2403 - Ebü Katâde (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resülullah(aleyhissalâtu vesselâm) cuma günü hariç, gün ortasında (nısfu'n-nehâr) namazkılmayı mekruh addederdi ve derdi ki: "Cehennem, cuma dışında (her gün ovakitte) coşturulur."

Ebü Dâvud, Salât 223, (1083).

2404 - Alâ İbnu Abdirrahman'ın anlattığına göre, öğle namazındançıkınca, Basra'daki evinde Enes İbnu Mâlik'e uğramıştı. Zaten evi de mescidinbitişiğindeydi. Der ki: "Huzuruna çıktığım zaman bana: "İkindiyikıIdınız mı?" diye sordu. Ben: "Hayır, şu anda öğle namazındançıktık" dedim:

"İkindiyi kılın!" dedi. Kalkıp kıldık. Namazdan çıkınca:

"Ben, dedi, Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm)'ın şöylesöylediğini işittim: "Bu, münafıkların namazıdır, oturur, oturur şeytanıniki boynuzu arasına girinceye kadar güneşi bekler, sonra kalkıp dört rek'at gagalar.Namazda Allah'ı pek az zikreder."

Müslim, Mesâcid 195, (622); Muvatta, Kur'ân 46, (1, 220); Ebü Dâvud,Salât 5, (413); Tirmizî, Salât 120, (160); Nesâî, Mevâkît 9, (1, 254).

2405 - İbnu Mes'üd (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Ben Resülullah(aleyhissalâtu vesselâm)'ı vakti dışında sadece iki namazı kılarken gördüm:(Veda Haccı sırasında) Müzdelife'de akşamla yatsıyı birleştirerek kıldı. O gün,sabah namazını da (mütad) vaktinden önce kıldı."

Buhârî, Hacc 97, 99; Müslim, Hacc 292, (1289).

2406 - Buhârî'nin Abdurrahman İbnu Yezîd'den kaydettiği bir diğer rivayetşöyledir: "İbnu Mes'ud (radıyallâhu anh) haccetmişti. Yatsı ezanı sırasındaveya buna yakın bir zamanda Müzdelife'ye geldik. Yanındaki bir adama söyledi, ezan vearkasından ikamet okudu. Sonra akşam namazını kıldı. Arkasından iki rekat(sünnetini) kıldı. Sonra akşam yemeğini istedi ve yedi. Arkadan bir adama emretti,ezan ve ikamet okudu, iki rekat olarak yatsıyı kıldı.

Şafak söktüğü zaman: "Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm) şusaatte bugün ve bu yer dışında şu namazı hiç kimse kılmamıştır" dedi.

Abdullah (radıyallâhu anh) dedi ki: "İşte şu ikisi, vaktideğiştirilmiş olan yegane iki namazdır. Biri akşam namazı- bu, halk Müzdelife'yegeldikten sonra kılınır; diğeri sabah namazı, bu da şafak söker sökmezkılınır."

İbnu Mes'ud sözlerine devamla: "Ben Resülullah (aleyhissalâtuvesselâm)'ın bunu yaptığını, sonra ortalık ağarıncaya kadar kaldığınıgördüm" dedi. Sonra sözlerini şöyle tamamladı:

"Eğer, Emîrü'l Mü'minîn -yani Hz. Osman (radıyallâhu anh)- şu andaifaza'da bulunsa (Mina'ya müteveccihen hareket etse) sünnete uygun hareket etmişolur."

(Hadisin râvisi Abdurrahman İbnu Yezîd der ki): "Bilemiyorum, İbnuMes'ud'un bu sözü mü önce telaffuz edildi, Hz. Osman'ın (Mina'ya) hareket emri mi. .. Derhal telbiye çekmeye başladı ve bu hal, yevm-i nahirde Büyük Şeytan'a taşatılıncaya kadar devam etti."

Buhârî, Hacc 99).

EZANIN FAZILETİ

2407 - Hz. Ebü Hüreyre (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resülullah(aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "İnsanlar, eğer ezan okumak ile namazınilk safında yer almada ne (gibi bir hayır ve bereket) olduğunu bilseler, sonra da bunuelde etmek için kur'a çekmekten başka çare kalmasaydı, mutlaka kur'ayabaşvururlardı."

Buhârî, Ezân 9, 32, Şehâdât 30; Müslim, Salât 129, (437); Tirmizî,Salât 166, (225); Nesâî, Mevâkît 22, (1, 269), Ezân 31, (2, 23); Muvatta, Nidâ 3,(1, 68); Cemâat 6, (1,131).

2408 - Yine Ebü Hüreyre (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resülullah(aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Namaz için ezan okunduğu zaman şeytanoradan sesli sesli yellenerek uzaklaşır, ezanı duyamayacağı yere kadar kaçar. Ezanbitince geri gelir. İkamete başlanınca yine uzaklaşır, ikamet bitince geri dönüpkişi ile kalbinin arasına girer ve şunu hatırla, bunun düşün diye aklında dahaönce hiç olmayan şeylerle vesvese verir. Öyle ki (buna kapılan) kişi kaç rekatkıldığını bilemeyecek hale gelir."

Buhârî, Ezân 4, Amel fı's-Salât 18, Sehv 6, Bed'ü'I-Halk 11; Müslim,Salât 19, (389), Mesâcid 83, (389); Ebü Dâvud, Salât 31, (516); Muvatta, Nidâ 6, (1,69); Nesâi, Ezân 30, (2, 21).

2409 - Müslim'in diğer bir rivayetinde şöyle denmiştir: "Şeytannamaz için okunan ezanı işitti mi kaçar. Müezzinin sesini işitmemek için seslisesli yellenir. (Ezan bitip müezzin) susunca geri döner ve vesvese verir. İkametiişittiği zaman, müezzini duymamak için gider, susunca geri döner ve vesveseverir."

Müslim, Salât 16, (389); Buhârî, Ezân 4.

2410 - Hz. Cabir (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resülullah(aleyhissalâtu vesselâm)'ın şöyle söylediğini işittim: "Şeytan namaz içinokunan ezanı işitince Ravhâ nâm yere kadar gider."

Müslim, Salât 15, (388).

2411 - Hz. Ebü Hüreyre (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resülullah(aleyhissalâtu vesselâm) ile beraberdik. Bilâl (radıyallâhu anh) kalkıp ezan okudu.(Ezanı bitirip) susunca, Aleyhissalâtu Vesselâm: "Kim bunun mislini kesin birinançla söylerse cennete girer" buyurdu."

Nesâî, Ezân 34, (2, 24).

2412 - Abdullah İbnu Amr İbni'l-Amr Âs (radıyallâhu anh)'ınanlattığına göre, Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm)'ın şöyle söylediğiniişitmiştir:

"Ezanı işittiğiniz zaman müezzinin söylediğini aynen (kelime kelime)tekrar edin. Sonra bana salât-u selâm okuyun. Zîra kim bana salât-u selâm okursaAllah da ona on misliyle rahmet eder. Sonra benim için el-vesîle'yi taleb edin. Zîra o,cennete bir makamdır ki, mutlaka AlIah'ın kullarından birinin olacaktır. Ona sahipolacak kimsenin ben olmamı ümid ediyorum. Kim benim için Allah'tan el-Vesîle'yi talebederse, şefaat kendisine vâcib olur."

Müslim, Salât 11, (384); Ebü Dâvud, Salât 36, (522); Nesâî, Ezan 33, (2,23); Tirmizî, Salât 154, (208); İbnu Mâce, Ezân 4, (720). Hadisin ilk cümlesiBuhârî'de de rivayet edilmiştir (Ezân 7).

2413 - Hz. Câbir (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resulullah(aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Ezanı işittiği zaman kim:"Allâhümme Rabbe hâzihi'd-da'veti't-tâmme ve's-salâti'I-kâime âtiMuhammedeni'I-Vesîlete ve'I-fadîlete veb'ashu makâmen mahmüdeni'Ilezî va'adtehu. (Eybu eksiksiz davetin ve kılınan namazın sahibi! Muhammed'e‚ Vesîle'yi ve fazîletiver. O'nu, va'adettiğin -bir rivayette va'adettiğin üzere- makam-ı Mahmüd üzere ba'set (dirilt)" derse, ona Kıyâmet günü mutlaka şefaatim helal olur."

Buhârî, Ezân 8; Ebü Dâvud, Salât 28, (529); Tirmizî, Salât 157, (211);Nesâi, Ezân 38, (2, 26); İbnu Mâce, Ezârı 4, (722).

2414 - Hz. Ömer (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resülullah(aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Müezzin, "Allahu ekber Allahuekber" deyince sizden kim samimiyetle, "Allahu ekber Allahu ekber" derse,sonra müezzin: "Eşhedu en lâ ilâhe illallah" deyince, "Eşhedu en lâilâhe illallah" derse; sonra müezzin: "Eşhedü enne MuhammedenResüIuIIah" deyince, "Eşhedü enne Muhammeden ResüIuIIah" derse; sonramüezzin: "Hayye aIa's-salât" deyince "Lâ havle velâ kuvvete illâbillah" derse; sonra müezzin: "hayye aIa'I-felâh" deyince, "Lâhavle velâ kuvvete illâ billâh" derse; sonra müezzin: "AIIahu ekber Allahuekber" deyince, "AIIahu ekber AIIahu ekber" derse; sonra müezzin:"Lailâhe iIlaIIah" deyince "Lâilahe iIlallah" derse cennetegirer."

Müslim, Salât 12, (385); Ebü Dâvud, Salât 36, (527).

2415 - Sà'd İbnu Ebî Vakkâs (radıyallâhu anh) anlatıyor:"Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Müezzini işittiğizaman, kim: "Ben şehadet ederim ki, bir olan AIIah'tan başka ilah yoktur,0'naşerik de yoktur, Muhammed O'nun kulu ve Resülüdür. Rabb olarak Allah'tan Resülolarak Muhammed'den -bir rivayette "...nebî = peygamber olarak Muhammed'den din olanİslàm'dan- razıyım" derse günahı affedilir."

Müslim, Salât 13, (386); Ebü Dâvud, Salât 36, (525); Tirmizî, Salât 156,(210); İbnu Mâce, Ezân 4, (721); Nesâî, Ezân 38, (2, 26).

2416 - Ebü Ümame Es'ad İbnu Sehl (radıyallâhu anh) anlatıyor:"Mu'âviye İbnu Ebî Süfyan (radıyallâhu anh)'ı minberde oturmuş (hutbe vermeküzere bekliyorken) dinliyordum. (Ezan başladı.) Müezzin: "Allahu ekber Allahuekber" deyince, Mu'âviye de: "Allahu ekber Allahu ekber" dedi; Müezzin:"Eşhedu en Iâ ilâhe illâllah!" dedi. Mu'âviye: "Ben de!" dedi;Müezzin: "Eşhedu en lâ ilâhe illallah!" dedi. Mu'âviye: "Ben de!"dedi. Müezzin: "Eşhedü enne Muhammeden Resülullah!" dedi. Mu'âviye:"Ben de!" dedi. Müezzin: "Eşhedü enne Muhammeden Resülullah!"dedi. Mu'âviye: "Ben de!" dedi. Ezan okuma işi bitince dedi ki: "Eyinsanlar! Ben Resülullah (aleyhissalatu vesselâm)'ı minberde iken işittim, O da,müezzin ezan okurken tıpkı sizin benden işittiğinizi söylüyordu (bizzatişittim)."

Buhârî, Cuma 23.

2417 - Hz. Âişe (radıyallâhu anhâ) anlatıyor: "Resülullah(aleyhissalâtu vesselâm), müezzinin ezan okurken şehadet getirdiğini işitince:

"Ben de! Ben de!" derdi."

Ebü Dâvud, Salât 36, (527).

2418 - Ebü Saîdi'l-Hudrî (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resülullah(aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Ezanı işittiğiniz zaman, müezzininsöylediğinin mislini tekrar edin!"

Buhârî, Ezân 7; Müslim, Salât 10, (383); Ebü Dâvud, Salât 36, (522);Nesâî, Ezân 33, (2, 23); Tirmizî, Salât 154, (208); İbnu Mâce, Ezân 4, (720).

2419 - İbnu Abbâs (radıyallâhu anhümâ) anlatıyor: "Resülullah(aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Kim, yedi yıl sevabına inanarak ezanokursa, Allah bunu, onun ateşten kurtulmasına bir senet yapar."

Tirmizî, Salât 152, (206).

2420 - Ebü Hüreyre (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resülullah(aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Müezzin, sesinin gittiği yer boyuncamağfiret olunur. Yaş ve kuru herşey onun lehinde şehadet eder, namaza katılan kimseyeyirmibeş kat namaz yazılır ve iki namaz arasındaki (günahları) affedilir."

Ebü Dâvud, Salât 31, (515); Nesâî, Ezân 14, (2, 13); İbnu Mâce, Ezân5, (724).

2421 - Berâ (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resülullah (aleyhissalâtuvesselâm) buyurdular ki: "Allah ve melekleri namazda birinci safa rahmet ederler.Müezzin sesinin ulaştığı yere kadar mağfiret görür. Yaş ve kuru her ne, sesiniişitirse, onu tasdik eder. Ona, beraberinde namaz kılanların ecrinin bir misliverilir."

Nesâî, Ezân 14, (42,13).

2422 - İbnu Amr İbni'l-As (radıyallâhu anhümâ) anlatıyor: "Biradam: "Ey Allah'ın Resülü! Müezzinler (sevapca) bizden üstün oluyorlar. (Onlarayetişmemiz için ne tavsiye edersiniz?) diye sordu. Aleyhissalâtu vesselâm:

"Onların söylediklerini sen de tekrar et. Bitirip sona erincedilediğini iste, sana da (aynı sevap) verilecektir" cevabını verdi. "

Ebü Dâvud, 36, (524).

2423 - Abdullah İbnu Abdirrahman İbni Ebî Sa'sa'a anlatıyor: "EbüSaîd (radıyallâhu anh) bana dedi ki:

"Seni, koyunları ve kır hayatını seviyor görüyorum. Koyunlarınlabirlikte veya kırda olunca namaz ezanı okursan, ezan sırasında sesini yükselt. Zîra,müezzinin sesini insan, cin ve sair her ne işitirse en uzağı" bile Kıyâmetgünü onun lehinde şehadet eder."

Ebü Saîd sözlerini şöyle tamamladı: "Ben bunu Resülullah(aleyhissalâtu vesselâm)'dan işittim"

Buhârî, Ezân 5, Bed'ü'l-Halk 112, (Menâkîb 25; Nesâî, Ezân 14, (2,13);Muvatta, Nidâ 5, (1, 69).

2424 - Hz. Muaviye (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resülullah(aleyhissalâtu vesselam)'ı: "Müezzinler Kıyâmet günü, boyun itibariyleinsanların en uzunu olacaklardır" derken işittim."

Müslim, Salât 14, (387).

2425 - Âsım İbnu Behdele der ki: "Zirri'bnu Hubeyş ezan okurkenyanına bir adam uğradı ve:

"Ey Ebü Meryem, ezan mı okuyorsun? Ben ezan yüzünden senden nefretediyorum" dedi. Zirr ona şöyle cevap verdi:

"Fazîlet sebebiyle benden nefret mi ediyorsun? Vallahi seninlekonuşmuyorum."

Rezîn ilavesidir. (Kaynağı bulunamamıştır).

EZANIN BAŞLANGICI

2426 - İbnu Ömer (radıyallahu anhümâ) anlatıyor: "MüslümanlarMedîne'ye geldikleri vakit toplanıyorlar ve namaz vakitlerini birbirlerinesoruyorlardı. Namaz için kimse nidâ etmiyordu. Bir gün bu hususta konuştular.Bazıları:

"Hristiyanların çanı gibi bir çan edinin" dedi. Bazıları da:

"Yahudilerin boynuzu gibi bir boynuz edinerek (onu öttürün!)"dedi. Hz. Ömer (radıyallâhu anh):

''Bir adam çıkarsanız da namazı ilan etse!" dedi. Resülullah(aleyhissalâtu vesselam): "Ey BiIâI! Kalk! namazı ilan et!" dedi."

Buhârî, Ezân 1; Müslim, Salât 1, (377); Tirmizî, Salât 139, (190);Nesâî, Ezân 1, (2, 2-3).

2427 - Ebü Umeyr İbnu Enes, Ensar'dan olan bir amcasından naklen anlatıyor:"Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm) halkı namaza nasıl toplayacağı meselesineeğildi. Kendisine:

"Namaz vakti olunca bir bayrak dik, onu görünce halk birbirine haberverir" dendi. Bu, Aleyhissalâtu vesselâm'ın hoşuna gitmedi. Bunun üzerine O'na,boynuz hatırlatıldı. Bu, yahudilerin borazanı idi. Onu bu da memnun etmedi ve hatta:

"Bu yahudi işidir!" dedi. Bunun üzerine büyük çanhatırlatıldı. Efendimiz:

"Bu hristiyanların işidir" dedi. Bu (konuşmalar)dan snnra Abdullahİbnu Zeyd el-Ensârî, Resülullah'ın üzüntüsüne üzülerek ayrıldı. Bununüzerine rüyasında ezan öğretildi."

Ebü Dâvud, Salât 27, (498).

2428 - Bir diğer rivayette şöyle denmiştir: "Ensardan bir adamgelerek: "Ey Allah'ın Resülü! Ben sizin üzüntünüzü görüp ayrıldığımvakit (rüyamdan) bir adam gördüm. Üzerinde yeşil renkli iki giysi vardı. Kalkıpmescidin üzerinde ezan okudu. Sonra bir miktar oturdu. Tekrar kalkıp aynısöylediklerini bir kere daha tekrarladı. Ancak bu sefer bir de kad kâmeti's-salât(namaz başlamıştır) cümlesini ilave etti. Eğer halkın (bana yalancı diyeceğindenkorkum) olmasaydı ben "uykuda değildim, uyanıktım" diyecektim" dedi.Bunun üzerine Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm):

"Allah sana hayır göstermiş. Bilâl'e söyle (bu kelimelerisöyleyerek) ezan okusun!" dedi. Hz. Ömer (radıyallâhu anh) de atılarak:

"Onun gördüğünü aynen ben de gördüm, ancak o, anlatma işindebenden önce davranınca, ben utandım (anlatamadım)" dedi.

"Adam anlattıkları arasında şunları da söyledi: "(Mescidinüzerine çıkan adam) kıbleye yöneldi ve dedi ki: "Allahu ekber Allahu akberAllahu ekber Allahu ekber, eşhedu en lâ ilâhe illallah, eşhedu en lâ ilâhe illallah.Eşhedü enne Muhammeden Resülullah eşhedü enne Muhammeden Resülullah, hayyeala's-salât -iki defa-, hayye ala'l-felâh -iki defa- Allahu ekber Allahu ekber,lâilâhe illallah."

Sonra bir miktar durduruldu. Sonra adam tekrar kalktı, aynı şeyleri yenidensöyledi. Ancak bu sefer Hayye ala'l-felâh'tan sonra kad kâmeti's-salât kadkâmeti's-salât dedi. Râvi ilave etti: "Resülullah (aleyhissalatu vesselâm):

"Bunu Bilâl'e öğret!" buyurdu. (Adam emri yerine getirdi) Bilâlde onları söyleyerek ezan okudu."

Ebü Dâvud, Salât 28, (505-507).

2429 - Abdullah İbnu Zeyd (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resülullah(aleyhissalatu vesselâm), halkı namaz için toplamak maksadıyla çalınmak üzere birçan yapılmasını emrettiği zaman, ben uyurken yanıma bir adam geldi. Elinde bir çanvardı. Ben:

"Ey Allah'ın kulu, bu çanı bana satar mısın?" dedim. Adam:

"Pekala, ama bunu ne yapacaksın?" dedi. Ben:

"Bununla insanları namaza çağıracağım" dedim. Bana:

"Sana bu iş için daha hayırlı bir söz göstereyim mi?" dedi. Bende

ona: "Elbette!" dedim.

"Öyleyse şunu söyle!" diyerek bana öğretti:

"Allahu ekber Allahu ekber Allahu ekber Allahu ekber.

Eşhedü enne Muhammeden Resülullah, eşhedü enne Muhammeden Resülullah.

Hayye ala's-salât, Hayye ala's-salât.

Hayye ala'l-felâh, Hayye ala'l-felâh.

Allahu ekber Allahu ekber Lâilâhe illallah."

Abdullah İbnu Zeyd (radıyallâhu anh) devamlı dedi ki: "(Rüyamdaki buzat) benden biraz uzaklaştı sonra tekrar söze başlayıp:

"Sonra namazı kılacağın zaman şunu söylersin" dedi veöğretti:

"Allahu ekber Allahu ekber-Eşhedu en lâ ilâhe illallah, Eşhedü enneMuhammeden Resülullah, Hayye ala's-salât, Hayye ala'l-felâh, Kad kâmeti's-salât, kadkameti's-salât, Allahu ekber Allahu ekber Lâilâhe illallah."

Sabah olunca Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm)'a gelerek (rüyamda)gördüklerimi haber verdim. Bana:

"İnşallah bu hak bir rüyadır. Kalk rüyada öğrenmiş olduğunuBilâl'e öğret. O bunları söyleyerek ezan okusun. Zîra o, sesce senden dahagür!" buyurdu. Ben de Bilâl'le birlikte kalktım. Ona teker teker arzediyordum. 0da bunları yüksek sesle söyleyerek ezan okumaya başladı.

Bunu evinde olan Ömer İbnu'l-Hattâb (radıyallâhu anh) işitmişti. Hemenevden çıkıp ridâsını çekerek geldi ve:

"Ey Allah'ın Resülü! diyordu, seni hak ile gönderen Zât-ıZülcelâl'e yemin olsun, onun gördüğünün aynısını ben de gördüm!"

Bunu işiten Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm):

"Elhamdülillah! Şimdi bu daha sağlam oldu!" dedi."

Ebü Dâvud, Salât 28, (499); Tirmizî, Salât 139, (189).

Bir diğer rivayette şöyle gelmiştir: "(Bilâl ezanı okuyup sıraikâmete gelince) Abdullah: "Onu ben gördüm, ben okumak isterim!" dedi.Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm) da:

"Öyleyse sen de ikâmet getir!" buyurdu."

Ebü Dâvud, Salât 30, (512).

Tirmizi'nin bir rivayetinde şöyle gelmiştir: "(Abdullah İbnu Zeydezanla ilgili kıssayı anlatırken elfazı ikişer ikişer zikretti, ikâmeti ise birerkere zikretti."

Tirmizî, Salât 139, (189).

Yine Tirmizî'nin bir rivayetinde denmiştir ki: "Resülullah(aleyhissalâtu vesselâm)'ın ezanı(nda elfaz) çift çift idi, ezanda da ikâmettede."

Tirmizî, Salât 142, (194).

2430 - Hz. Enes (radıyallâhu anh) anlatıyor: "İnsanlar çoğalınca,herkesçe bilinecek olan bir şeyle namaz vaktinin duyurulmasının gerektiğiniaralarında konuştular. (Bu meyanda bir ateş yakılması veya bir çan çalınmasıteklif edildi).

Bunun üzerine Resülullah (aleyhissalatu vesselam) Bilâl'e emrederek ikişerkere söyleyerek de ikâmet okumasını emretti."

Buhârî, Ezân 2, 3, Enbiya 50; Müslim, Salât 3, (378); Ebü Dâvud, Salât29, (508); Tirmizî, Salât 141, (193); Nesâî, Ezân 2, (2, 3).

2431 - Ebü Mahzüra (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Ey Allah'ınResülü, bana ezanın usülünü öğret" dedim. Bunun üzerine başımın önkısmını meshederek:

"Allahu ekber, Allahu -ekber, Allahu ekber, Allahu ekber dersin vebunları derken sesini yükseltirsin. Sonra: "Eşhedü en lâ ilâhe illallah,eşhedü en lâ ilâhe illallah, eşhedü enne Muhammeden Resûlullah, eşhedu enneMuhammeden Resülullah dersin ve bunları söylerken sesini alçaltırsın, sonra sesinişehadette tekrar yükseltirsin: Eşhedü en lâ ilâhe illallah eşhedü en lâ ilâheillallah.

Eşhedü enne Muhammeden Resülullah, eşhedü enne Muhammeden Resülullah.Hayye ala's-salâti hayye ala's-salât. Hayye ala'l-felâhi hayye ala'l-felâh.

Eğer okuduğun ezan sabah ezanı ise şunu da söylersen:

"es-Salâtu hayrun mine'n-nevm, es-salâtu hayrun mine'n nevm (Namazuykudan hayırlıdır). Allahu ekber Allahu ekber, Lâilâhe illallah."

Müslim, Salât 6, (379); Ebü Dâvud, Salât 28, (500-505); Tirmizî, Salât140, (191); Nesâî, Ezân 3, 4, 5, 6, (2, 4-8).

2432 - Bir diğer rivayette şöyle gelmiştir: "(Ebü Mahzüra dedi ki):"Bana Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm) ikâmeti ikişer ikişer öğretti:

"Allahu ekber, Allahu ekber,

Eşhedu en lâ ilâhe illallah, Eşhedu en lâ ilâhe illallah.

Eşhedu enne Muhammeden Resülullah, Eşhedu enne Muhammeden Resülullah.

Hayye ala's-salât, Hayye ala's-salât.

Hayye ala'l-felâh, Hayye ala'l-felâh.

Allahu ekber, Allahu ekber.

Lâilâhe illallah.

Ebü Dâvud der ki: "Abdurrezzak rivayetinde deiki:"(Resûlullah devamla): "İkâmet getirince iki sefer de şunu söyle: Kadkâmeti's-salât, kad kâmeti's-salât!" (Aleyhissalâtu vesselâm ayrıca sordu):

"Duydun mu?" (Ebü Mahzüra):

"Evet!" dedi. (Hadisi rivayet eden râvi Sâib) der ki: "EbüMahzüra alnındaki saçı ne kestirir ne de ayırırdı. çünkü oraya Resülullah(aleyhissalâtu vesselâm)'ın elleri değmiş idi."

Ebü Dâvud, Salât 28, (501).

2433 - İbnu Ömer (radıyallâhu anhümâ) anlatıyor: "Ezan Resülullahdevrinde ikişer ikişer idi. İkâmet de birer birer. Ancak (müezzin), ayrıca ikişersefer olmak üzere kad kâmeti'-salât, kad kâmeti's-salât da derdi."

İbnu Ömer devam eder: "Biz, ikâmeti işittik mi abdest alır, namazagiderdik."

Ebü Dâvud, Salât 29, (510); Nesâî, Ezân 2, (2, 3).

2434 - İmam Mâlik'e ulaştığına göre: "Müezzin, sabah namazınıhaber vermek için Hz. Ömer (radıyallâhu anh)'in yanına gider. Onu uyuyor bulunca:

"Essalâtu hayrun mine'n-nevm (namaz uykudan hayırlıdır)" der.Bunun üzerine Hz. Ömer, o ibareyi sabah ezanına ilave etmesini emreder."

Muvatta, Salât 8, (1, 72).

2435 - Mücahid (rahimehullah) anlatıyor: "Abdullah İbnu Ömer(radıyallâhu anhümâ)'le bir mescide girdim. Ezan çoktan okunmuştu. Biz namaz kılmakistiyorduk. Müezzin tesvîbte bulundu (ikâmet okudu). Abdullah mescidi terketti ve:

"Haydi bizi bu bid'atçinin yanından çıkar!" dedi ve orada namazkılmadı."

Ebu Dâvud, Salât 45, (538); Tirmizî, Salât 145, (198).

Tirmizi der ki: "İbnu Ömer'den rivayet edildiğine göre, sabahezanında es-salâtu hayrun mine'n nevm derdi."

2436 - Ebü Dâvud'un bir rivayetinde şöyle gelmiştir: "Ben İbnu Ömer(radıyallâhu anhümâ)'le beraber idim, bir adam öğle veya ikindi namazında tesvîbtebulundu. Bunun üzerine (İbnu Ömer): "Bizi (buradan) çıkar, zîra şu (yapılantesvîb) bid'attir" dedi."

Ebü Dâvud, Salât 45, (538).

2437 - Hz. Bilâl (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resülullah(aleyhissalâtu vesselâm) bana: "Sabah hariç, sakın hiçbir namazda tesvîbtebulunma!" tembihini yaptı."

Tirmizî, Salât 145, (198).

2438 - Yine Hz. Bilâl (radıyallâhu anh) der ki: "Ezanın sonuşöyledir: "Allahu ekber, Allahu ekber, Lâilâhe illallah."

Nesâî, Ezân 16, (2,14).

EZAN VE İKÂMETLE İLGİLİ HÜKÜMLER

2439 - İbnu Ömer (radıyallâhu anhümâ) anlatıyor: "Hz. Ömer(radıyallâhu anh)'in bir müezzini geceleyin ezan okumuştu. Ezanı iade etmisiniemretti."

Ebü Dâvud, Salât 41, (532, 533); Tirmizî, Salât 149, (203).

2440 - Tirmizi'nin yine İbnu Ömer (radıyallâhu anhümâ)'dan kaydettiğibir diğer rivayet şöyledir: "Hz. Bilâl güneş doğmazdan önce ezan okumuştu.Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm) ona: "Haberiniz olsun kul uyudu" diyenidâ etmesini emretti."

Tirmizî, Salât 149, (203).

2441 - Hz. Bilâl (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resülullah(aleyhissalâtu vesselâm):

"Sabah vakti iyice belirinceye kadar ezan okuma!" dedi ve elleriniyanlara doğru açarak: "Şöyle!" diye gösterdi."

Ebü Dâvud, Salât 41 (534).

2442 - Hz. Enes (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Bir kimse, Resülullah(aleyhissalâtu vesselâm)'a sabah namazının vaktini sormuştu. O da Hz. Bilâl'eemretti. Şafak sökerken ezan okudu. Ertesi gün ortalık ağarıncaya kadar sabahezanını tehir etti. Sonra ikâmet okumasını emretti ve namazı kıldı. Sonra daadama:

"İşte bu, (sabah) namazının vaktidir" dedi."

Nesâî, Ezân 12, (2, 11, 12).

2443 - Ziyâd İbnu'l-Hâris es-Sudâî (radıyallâhu anh) anlatıyor:"Sabah ezanının ilk vakti girince, Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm) banaemretti, ben de ezan okudum ve:

"İkâmet de getireyim mi ey Allah'ın Resülü?" diye sordum.(Soruma hemen cevap vermeyip) doğu tarafına, fecre bakmaya başladı ve:

"Hayır!" dedi. Ne zaman ki şafak söktü Hz. Peygamber(bineğinden) indi, abdest bozdu. Sonra bana doğru geldi. (Bu ara Ashâbı da toplandı.Abdestini aldı. Bilâl ikâmet okumak istedi. Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm):

"Sudâ'nın kardeşi ezan okudu, ezanı okuyan ikâmeti getirsin!"dedi. Ben de ikâmet getirdim."

Ebü Dâvud, Salât 30, (514); Tirmizî, Salât 146, (199).

2444 - Simak İbnu Harb anlatıyor: "Bilâl, güneş (öğlede, batıcihetine) kayınca ezan okurdu. Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm) odasındançıkıncaya kadar ikâmet getirmezdi. Odasından çıkınca, O'nu görür görmez ikâmetgetirirdi."

Müslim, Mesâcid 160- (606); Tirmizî, Salât 148, (202); Ebü Dâvud,Salât44, (537).

2445 - İbnu Ömer (radıyallâhu anhümâ) anlatıyor: "Resülullah(aleyhissalatu vesselâm)'ın iki müezzini vardı: Biri Bilâl diğeri İbnu Ummi Mektümel-A'mâ."

Müslim, Salat 7, (380); Ebü Dâvud, Salât 42, (535).

2446 - Hz. Câbir (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resülullah(aleyhissalâtu vesselâm) Bilâl (radıyallâhu anh)'e:

"Ezan okuduğun zaman ağır ağır oku. İkâmet getirdiğin zaman dapeş peşe serî oku. Ezanla ikâmetin arasına, yemek yiyenin yemeğinden, içeniniiçmesinden, üzerine sıkışarak helaya girmiş olanın heladan fâriğ olacağı birzaman fasılası koy" diye talimat verdi. Şunu da ilave etti: "Beni görünceyekadar da (ikâmet için) kalkmayın."

Tirmizî; Salât 143, (195).

2447 - Benî Neccâr'dan bir kadın demiştir ki: "Benim evim, Mescid-iNebevî'nin etrafındaki en uzun ev idi. Bilâl (radıyallâhu anh), sabah ezanınıevimin damında okurdu. Seher'den gelip, dama oturur vaktin girmesini gözetlerdi. Vaktingirdiğini görünce gerinir, sonra da:

"Allah'ım sana hamdediyor, dînini (müslümanların) ikâme etmeleriiçin, Kureyş'e karşı yardımını diliyorum" der, arkadan ezan okurdu."

Kadın devamla der ki: "Vallâhi, onun bu duayı terkettiği tek gecebilmiyorum!"

Ebü Dâvud, Salât 33, (519).

2448 - Hz. Ebü Hüreyre (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Namaz içinezanı ancak abdestli olan okusun."

Tirmizî, Salât 147, (201).

2449 - Bir diğer rivayette şöyle buyrulmuştur: "Ezanı ancak abdestliolan okusun." Tirmizî der ki: "Önceki rivayet daha sahihtir."

Tirmizî, Salât 147, (200).

2450 - Osman İbnu Ebî'l-As (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resülullah(aleyhissalâtu vesselâm)'ın bana en son vasiyetlerinden biri de, ezanına mukabilücret almayan bir müezzin tutmamdı."

Ebü Dâvud, Salât 40, (531); Tirmizî, Salât 155, (209); Nesâî; Ezân 32,(2, 23).

2451 - Ebü Bekr (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resülullah(aleyhissalâtu vesselâm) ile birlikte sabah namazı için beraber çıktık.Uğradığı her adama namaz için sesleniyor veya ayağı ile dürtüyordu."

Ebu Davud, Salât 293, (1264).

2452 - Ebü Ümâme (radıyallâhu anh) veya Resülullah (aleyhissalâtuvesselâm)'ın Ashâbından bir diğeri tarafından rivayet edildiğine göre, (birseferinde) Bilâl (radıyallâhu anh) ikâmete başlamıştır. Kad kâmeti's-salâtdeyince Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm):

"Allah onu (namazı) ikâme etsin ve dâim kılsın!" buyurdu.İkâmetin geri kısmında, ezanın faziletleri bahsinden mezkür olan Hz. Ömer hadisindeolduğu gibi (müezzinin söylediklerini tekrar şeklinde) hareket ediyordu."

Ebü Dâvud, Salât 39, (528).

2453 - Nâfi (rahimehullah) anlatıyor: "İbnu Ömer (radıyallâhu anh)sefer sırasında ikâmete sadece sabah namazından hem ezan, hem de ikâmet her ikisiniokurdu. Derdi ki: "(Seferde ezana hacet yok, çünkü) ezan, kendisine cemaat gelecekolan imama mahsustur."

Muvatta, Salât 11, (1, 73).

2454 - Ebü Cuhayfe (radıyallâhu anh)'nin anlattığına göre, Hz. Bilâl(radıyallâhu anh)'i ezan okurken görmüştür. Der ki: "Ben, ezan okurken, onunağzını şu tarafa, bu tarafa (sağa sola) dönerken takibe koyuldum."

Tirmizî'nin rivayetinde şu ziyade mevcuttur: "İki parmağıkulaklarını üzerinde olduğu halde...

Buhârî, Ezân 18,19, Vudü 40, Salat 17, Sütre 90, 93, 94, Menâkıb 23,Libas 3, 42; Müslim,Salât 249, (503); Ebü Dâvud, Salât 34, (520); Tirmizî, Salât144, (197); Nesâî, Ezân 13, (2,12).

2455 - Ebü Dâvud'da şu ifadeye yer verilmiştir: "(Bilâl), hayyeala's-salât, hayye ala'l-felâh cümlesine gelince boynunu sağa ve sola çevirdi, bizzatkendi dönmedi."

Ebü Dâvud, Salât 34, (520).

İSTİKBÂLU'L-KIBLE

2456 - Hz. Ebü Hüreyre (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resülullah(aleyhissalatu vesselâm) buyurdular ki: "Doğu iIe batı arasında tek bir kıblevardır."

Tirmizi, Salât 256, (342, 343, 344).

2457 - Nâfi (rahimehullah) anlatıyor: "Ömer İbnu'l-Hattâb(radıyallâhu anh) dedi ki: "Kişi Beytullah istikâmetine yöneldi mi doğu ilebatı arasında tek bir kıble vardır."

Muvatta, Kıble 8, (1,196).

NAMAZIN MAHİYETİ VE RÜKÜNLERİ

2458 - İbnu Ömer (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resülullah(aleyhissalâtu vesselâm) namaza kalktığı zaman, ellerini iki omuzunun hizasına kadarkaldırır sonra tekbir getirirdi. Rükü yapmak isteyince de (ellerini iki omuzuhizasına kaldırmak suretiyle) aynı şeyi yapardı. Rüküdan başını kaldırınca daaynı şeyi yapardı. Ancak bunu, secdeden

başını kaldırırken yapmazdı."

Bir başka rivayette: "Bunu, secde ederken yapmazdı" denmiştir.

2459 - Bir diğer rivayette: "Başını rüküdan kaldırınca, elleriniaynı şekilde kaldırır ve: "Semi allâhu li-men hamideh, Rabbenâ ve leke'l-hamd.(Allah kendine hamdedeni işitir. Rabbimiz, hamd sanadır)" derdi" şeklindegelmiştir. Bu ibarenin elfazı Sahiheyn'e aittir.

2460 - Buhâri'nin diğer bir rivayetinde şöyle gelmiştir: "İbnu Ömer(radıyallâhu anhümâ) namaza girince tekbir getirir ve ellerini kaldırırdı."

2461 - Muvatta ve Ebu Dâvud'da gelen bir rivayette de şöyle denmiştir:"İbnu Ömer (radıyallâhu anhümâ) namaz için iftitah tekbiri getirince (namazabaşlayınca), ellerini iki omuzu hizasına kadar kaldırırdı, rüküdan kalkınca dahaaşağı kaldırırdı."

2462 - Muvatta'nın bir diğer rivayetinde şöyle gelmiştir: "(İbnuÖmer) eğilip doğruldukça her seferinde tekbir getirirdi."

İbnu Cüreyc der ki: "Nâfi'e (Yani İbnu Ömer ellerini) ilk kaldırmadaöbürlerinden daha mı yukarı kaldırıyordu?" diye sordum. Bana:

"Hayır! eşitti" dedi. Ben tekrar:

"Öyleyse bana işaret et (göster)" talebinde bulundum. Göğsünehatta daha aşağıya işaret etti."

2463 - Ebü Davud'un bir rivayetinde şöyle gelmiştir: "Resülullah(aleyhissalâtu vesselâm) namaza kalktığı zaman ellerini iki omuzunun hizasına kadarkaldırırdı. Sonra eller o halde iken tekbir getirirdi, rüküa giderdi. Sonra belinidoğrultmak isteyince ellerini tekrar iki omuz hizasına kadar kaldırır ve,"Semi'allâhu li-men hamideh" derdi.

Secdede ellerini kaldırmazdı. Rüküdan önce getirdiği her bir tekbirdeellerini kaldırırdı ve bu hal namazın bitimine kadar devam ederdi."

Yine Ebü Dâvud'un bir diğer rivayetinde: "Rüküdan doğrulunca,secdeye eğilince (kaldırır), iki secde arasında kaldırmazdı" denmiştir.

2464 - Nesâî'nin rivayetinde şöyle gelmiştir: "Resülulah(aleyhissalâtu vesselâm) namaza girdiği zaman ellerini kaldırırdı. Rüküya gitmekistediği zaman, başını rüküdan kaldırdığı ve iki rek'at arasında kalktığızaman aynı şekilde ellerini iki omuzunun hizasına kaldırırdı."

Buhârî, Ezân 83, 84, 85, 86; Müslim, Salât 22, (390); Muvatta, Salât 16,(1, 75, 76, 77); Ebü Dâvud, Salât 117, (721, 722, 741, 743); Tirmizî, Salât 190,(255); Nesâî, İftitah 1, 2,3, (2,121,122); İbnu Mâce, İkâmet 15, (858 - 868).

2465 - Alkame (rahimehullah) anlatıyor: "Size Resülullah (aleyhissalatuvesselam)'ın namazıyla namaz kıldırayım mı?" dedi ve namaz kıldı. Bu namazdaellerini bir kere iftitah tekbiri sırasında kaldırdı, başka kaldırmadı."

2466 - Bir diğer rivayette şöyle demiştir: "Resulullah (aleyhissalatuvesselâm) her eğilip doğrulmalarda, kıyâm ve oturmalarda tekbir getirirdi. Hz. EbüBekir ve Hz. Ömer (radıyallâhu anhümâ) de aynı şekilde tekbir getirirlerdi."

Ebü Dâvud, Salât 119, (748); Tirmizî, Salât 191, (257), 188, (253);Nesâî, İftitah 110, (2,195),124, (1, 204), Sehv 70, (3, 62).

2467 - Berâ (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resülullah (aleyhissalâtuvesselâm)'ı iftitah tekbiri alırken gördüm. Ellerini kulaklarına yakınkaldırmıştı. Sonra (namazdan çıkıncaya kadar) başka kaldırmadı."

Ebü Dâvud, Salât 119, (752).

2468 - Ebü Hüreyre (radıyallâhu anh)'den yapılan rivayete göre, halkanamaz kıldırdığı zaman, her eğilip doğrulmada tekbir getirirdi. Kendisine:

"Bu tekbirler de ne?" dendiği vakit:

"Bu, Resülullah (aleyhissalatu vesselâm)'ın namazıdır!" diyecevap verirdi."

Bu hadis, Sahiheyn'in rivayetine lafzen uygundur. Ebü Dâvud ve Tirmizi'ninbir rivayetinde: "(Ebü Hüreyre) tekbir getirince parmaklarını açardı"denmiştir.

Tirmizi'nin bir diğer rivayetinde "O eğilirken tekbir getirirdi"denmiştir.

2469 - Ebu Dâvud'un bir diğer rivayetinde: "Şayet Peygamber(aleyhissalâtu vesselâm)'in ön cihetinde olsaydım koltuk altlarını görürdüm(kollarını öylesine yüksek kaldırırdı)."

2470 - Nesâi'de gelen bir diğer rivayette şöyle denmiştir: "EbüHüreyre (radıyallâhu anh) Beni Züreyk Mescidi'ne geldi ve dedi ki: "Üç şey varki, Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm) onları yapıyordu, halk ise terketmişdurumda... Namazda ellerini uzatarak kaldırırdı, (Fatihayı okuyunca kırâategeçmezden önce) bir miktar süküt buyurdu, secdeye varınca (ve secdeden kalkınca)tekbir getirirdi."

Buharî, Ezân 115; Müslim, Salât 27-32, (392); Muvatta, Salât 19, (1, 76);Ebü Dâvud, Salât 118,119, (746, 753); Tirmizî, Salât 177,198, (239, 254); Nesâî,İftitah 6, (2,124), 84, (2,181-182),184, (2, 235).

2471 - Vail İbnu Hucr (radıyallâhu anh)'un anlattığına göre, Resülullah(aleyhissalâtu vesselâm)'ı, namaza girdiği sırada ellerini kaldırıp tekbirgetirirken görmüştür.

Râvilerden Hemmâm Resülullah'ın ellerini kulaklarının hizasına kadarkaldırdığını gösterdi.Sonra elbisesine gömüldü, sonra sağ elini sol elininüstüne koydu. Rüküya gitmek isteyince, ellerini elbiseden çıkardı. Sonra onlarıkaldırdı, sonra tekbir getirdi ve rüküya gitti, semi'allâhu li-men hamideh dediğizaman ellerini kaldırdı, secdeye gittiğinde ellerinin arasına secde etti."

Müslim, Salât 54, (401); Ebü Dâvud, Salât 117, (723-729, 736, 737);Nesâî, İftitah 107, (2, 194), 139, (2, 211),187, (2, 236), Sehv 29, (3, 34-35).

2472 - Ebü Dâvud'da gelen bir diğer rivayette şöyle denir: "...SonraMedîne'ye geldim, gördüm ki (halk, namazı) üzerlerinde bürnuz ve kisalar olduğuhalde kılıyor ve namaza başlarken ellerini göğüslerine kadar kaldırıyor."

Müslim, Salât 54, (401); Ebü Dâvud, Salât 117, (723-729, 736, 737);Nesâî, İftitah 107, (2, 194), 139, (2, 211),187, (2, 236), Sehv 29, (3, 34-35).

2473 - Bir diğer rivayette der ki: "Resülullah (aleyhissalâtuvesselâm)'Ia birlikte namaz kıldım. Tekbir getirdiği zaman ellerini kaldırıyor,sonra (elbisesine) gömülüyordu. Sonra sol elini sağ eliyle tutuyor, ellerinielbisesine sokuyordu, rükü yapmak istediği zaman ellerini çıkarıp sonrakaldırıyordu. Rüküdan başını kaldırmak isteyince de ellerini kaldırıyor, sonrasecde ediyordu. (Secdede) yüzünü elleri arasına koyuyor idi. Keza başını secdedenkaldırınca da ellerini kaldırıyordu. Namaz bitinceye kadar (her rek'atte böyleyapıyordu)."

Müslim, Salât 54, (401); Ebü Dâvud, Salât 117, (723-729, 736, 737);Nesâî, İftitah 107, (2, 194), 139, (2, 211),187, (2, 236), Sehv 29, (3, 34-35).

2474 - Bir diğer rivayette şöyle der: "Resülullah (aleyhissalâtuvesselâm) ellerini, omuzları hizasına kadar kaldırdı. Baş parmaklarını dakulaklarıyla, hizaladı, sonra tekbir getirdi."

Müslim, Salât 54, (401); Ebü Dâvud, Salât 117, (723-729, 736, 737);Nesâî, İftitah 107, (2, 194), 139, (2, 211),187, (2, 236), Sehv 29, (3, 34-35).

2475 - Bir diğer rivayette: "Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm)'ıiftitah tekbiriyle birlikte ellerini kaldırırken görmüştür."

Müslim, Salât 54, (401); Ebü Dâvud, Salât 117, (723-729, 736, 737);Nesâî, İftitah 107, (2, 194), 139, (2, 211),187, (2, 236), Sehv 29, (3, 34-35).

2476 - Saîd İbnu Haris el-Muallâ (rahimehullah) anlatıyor: "EbüSaîdi'l-Hudrî (radıyallâhu anh) bize namaz kıldırdı. Secdelerden başınıkaldırırken, secdeye giderken, iki(nci) rek'atten kalkarken, tekbirlerini cehrî (sesli)olarak getirdi ve sonunda:

"Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm)'ı böyle yapar gördüm!"diye açıklamada bulundu."

Buhârî, Ezân 144.

2477 - Mutarrif İbnu Abdillah (rahimehullah) anlatıyor: "Ali İbnu EbîTâlib (radıyallâhu anh)'in arkasında ben ve İmrân İbnu Husayn beraber namazkıldık. Ali (radıyallâhu anh) secde edince tekbir getiriyor, başını kaldırıncatekbir getiriyor, iki(nci) rek'atten kalkınca yine tekbir getiriyordu."

Buhârî Ezan 144, 115,116; Müslim, Salât 33, (393); Ebü Dâvud, Salât 140,(835); Nesâî, Sehv 1, (3, 2).

Nesâî'nin rivayetinde şöyle denmiştir: "Her eğilme ve her kalkmadatekbir getirir, rüküyu tamamlardı."

2478 - Hz. Ali (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resülullah (aleyhissalatuvesselâm) farz namaza kalkınca tekbir getirir, ellerini omuzlarının hizasına kadarkaldırırdı. Kıraatini tamamlayıp rüküya gitmek isteyince aynı şeyi yapardı.Rüküdan kalkınca da aynı şeyi yapardı. Oturur vaziyette iken ellerini hiçbirsurette kaldırmazdı. İki(nci) secdeden de kalkınca ellerini aynı şekilde kaldırırve tekbir getirirdi."

Ebü Dâvud, Salât 118, (744).

2479 - Ebü Kılâbe anlatıyor: "İbnu Hüveyris (radıyallâhu anh),Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm)'ın (namaza başlarken) tekbir getirdiği, rüküyagittiği, rüküdan başını kaldırdığı zaman, kulağının üst kısmınaulaşıncaya kadar ellerini kaldırdığını görmüştür."

Buhârî, Ezân 84; Müslim, Salat 24-26 (391); Ebü Dâvud, Salât 118, (745);Nesâî 85, (2, 182); İbnu Mace, İkâmetu's-Salât; 15, (859).

Nesâî, bir diğer rivayette şu ziyadeyi kaydeder: "...secde ettiği vesecdeden başını kaldırdığı (zaman da ellerini kaldırırdı)."

2480 - Nadr İbnu Kesîr es-Sa'dî anlatıyor: "Abdullah İbnu Tâvus,Mescidü'l-Hayf'da yanıbaşımda namaz kıldı. İlk secdeyi yapıp secdeden başınıkaldırdığı zaman ellerini yüzünün hizasına kadar kaldırmıştı. Ben bunu hoşbulmadım ve Vüheyb İbnu Hâlid'e söyledim. Vüheyb ona:

"Sen hiç kimsede görmediğin birşey mi yapıyorsun?" dedi. AncakTâvus cevaben:

"Babamın onu yaptığını gördüm. Üstelik babam şunu dasöylemişti:

"İbnu Abbâs (radıyallâhu anh) böyle yaptığını gördüm. Üstelikonun:

"Resülullah (aleyhissalatu vesselâm) bunu yapıyordu" demişolmasından başka bir şey de bilmiyorum."

Ebü Dâvud, Salât 117, (740); Nesâî, İftitah 177, (2, 232).

2481 - Meymün eI-Mekkî, AbduIIah İbnu Zübeyr (radıyallâhu anh)'igördüğünü ve kendilerine namaz kıldırdığını anlatmıştır. Devamla der ki:"Abdullah namazda kıyâm, rükü, secde ve secdeden kıyâma kalkma esnalarındaelleriyle işaret yapıyordu (ellerini kaldırıyordu). İbnu Abbâs (radıyallâhuanhümâ)'a gittim. Ve:

"İbnu Zübeyr'i hiç kimsede görmediğim bir tarzda namaz kılıyorgördüm" deyip onun namazda yaptığı işareti anlattım. Bana:

"Eğer Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm)'ın namazını görmektenhoşlanırsan, Abdullah İbnu Zübeyr'in namazına uy!" dedi."

Ebü Dâvud, Salât 117, (739).

2482 - İmrân İbnu'l-Husayn (radıyallâhu anhümâ) anlatıyor: "Bendebasur vardı. Namazı nasıl kılacağım diye Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm)'asordum.

"Ayakta kıl, muktedir olmazsan oturarak kıl, buna da muktedir olmazsanyan üzeri (yatarak) kıl" buyurdu."

2483 - Diğer bir rivayette geldiğine göre, İmrân Resülullah(aleyhissalâtu vesselâm)'a kişinin oturarak kılacağı namaz hususunda sordu.Aleyhissalâtu vesselâm:

"Ayakta kılarsa bu efdaldir. Kim de oturarak kılarsa, ona ayaktakılanın ecrinin yarısı verilir. Kim de yatarak kılarsa ona da oturarak kılanınecrinin yarısı verilir" buyurdu."

Buhârî, Taksîru's-Salât 18, 17, 19; Ebü Dâvud, Salât 179, (951, 952);Tirmizî, Salât 274, (372); Nesâî, Kıyâmu'l-Leyl 21, (3, 223-224).

2484 - Abdullah İbnu Şakîk anlatıyor: "Hz. Âişe (radıyallahuanhâ)'ye:

"Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm) oturarak namaz kılarmıydı?" diye sordum. Bana şu cevabı verdi:

"Evet! Halk -veya yaş demişti- O'nun dermanını kesince (yaniinsanların meseleleriyle ömrünü tüketince, dermandan kesilince demektir)."

2485 - Bir diğer rivayette şöyle denmiştir: "Resülullah(aleyhissalâtu vesselâm) oturarak namaz kılar, oturduğu halde kırâat buyurur,kırâatinden takriben otuz-kırk âyet kalınca kalkar, kırâatına ayakta devam eder,sonra rüküya ve secdeye giderdi. İkinci rek'atte aynen bunun gibi yapardı. Namazıbitince, ben uyanıksam benimle konuşurdu, uyuyor isem yatardı."

2486 - Nesâî'de gelen bir rivayette şöyle denmiştir: "Resülullah(aleyhissalâtu vesselâm'ı (oturarak namaz kılarken) bağdaş kurma şeklinde oturmuşgördüm."

Nesâî der ki: "Bu hadisin hatalı olduğu kanaatindeyim."

Buhârî, Taksîru's-Salât 20, Teheccüd 16; Müslim, Salatu'l-Müsâfırîn112,115, (731, 732); Muvatta, Cum'a 20, (1, 137, 138); Ebü Dâvud, Salât 179, (953-956);Tirmizî, Salât 257, (374, 375); Nesâî, Kıyâmu'I Leyl,18, 22, (3, 219-224).

2487 - Ümmü Seleme (radıyallâhu anhâ) anlatıyor: "Resülullah(aleyhissalâtu vesselâm)'ın ölümüne yakın, farzlar dışındaki namazlarınınçoğu oturarak idi. Ona göre, amellerin en güzeli, az da olsa devamlı olanıidi."

Nesâî, Kıyâmul-Leyl 19, (3, 222).

2488 - Hz. Hafsa (radıyallâhu anhâ) anlatıyor: "Resülullah(aleyhissalatu vesselâm)'ın, nafıle namazlarını kılarken, ölümüne bir yılkalıncaya kadar hiç oturduğunu görmedim. Bundan sonra hep oturarak kıldı. Namazdasüreyi hep tertîl üzere okurdu. Bundan dolayı o süre, aslında ondan daha uzun olansüreden daha uzun görünürdü."

Müslim, müsâfırîn 118, (733); Muvatta, Cum'a 20, (1,137); Tirmizî, Salât275, (373); Nesâî, Kıyâmu'l-Leyl 19, (3. 223).

2489 - İbnu Amr İbni'l-Âs (radıyallâhu anhümâ) anlatıyor: "BanaResülullah (aleyhissalâtu vesselâm)'ın: "Kişinin oturarak kıldığı (nafile)namaz, normal şekilde kıldığı namazın (sevapca) yarısına denktir" buyurduğusöylenmişti. (Kendisinden sormak üzere) derhal yanına gittim. Varınca, Efendimizioturarak namaz kılıyor buldum. Elimi başının üzerine koydum. Bana:

"Ey Abdullah İbnu Amr! Meselen nedir?" dedi. Ben:

"Ey Allah'ın Resülü, bana "Kişinin oturarak kıldığı namaz,normal namazın yarısına denktir" buyurduğunuz söylendi. Halbuki siz de oturarakkılıyorsunuz?" dedim. Aleyhissalâtu vesselâm:

"Evet öyledir. Ancak ben sizlerden biri gibi değilim" cevabınıverdi."

Müslim, Müsâfırîn 120, (735); Muvatta, Salâtu'l-Cemâ'a 20, (1, 136,137); Ebu Dâvud, Salât 179, (950); Nesâî, Kıyâmu'l-Leyl 20, (3, 223).

2490 - Muhârib İbnu Disâr (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Huzeyfe(radıyallâhu anh), namaz kılmakta olan ve bu sırada belini tam doğrultamayan bir adamgörmüştü. Namazdan çıkınca:

"Sırtında bir rahatsızlığın mı var?" diye adama sordu.

"Hayır!" cevabını alınca:

"Şayet, bu halin üzere ölecek olsan Resülullah (aleyhissalâtuvesselâm)'ın sünnetine muhalefet üzere ölürsün" dedi."

Rezin ilavesidir. Derim ki: "Bu rivayet Buhârî'de şu şekildegelmiştir: "Huzeyfe, (namazda) rükü ve secdesini tamamlayan bir adam görmüştü.Namazını kılıp bitirince Huzeyfe (radıyallâhu anh) ona:

"Sen namaz kılmadın. Eğer ölecek olsan, Allah'ın Muhammed(aleyhissalâtu vesselâm)'ı, yarattığı fıtrattan başka bir fıtrat üzereölürsün" dedi. Gerçeği Allah, bilir."

Buhârî, Ezân 119, 132.

2491 - Ebü Hâzım (rahimehullah) anlatıyor: "Sehl İbnu Sa'd(radıyallâhu anhümâ) demişti ki: "İnsanlara, namazda sağ elini sol koluüzerine koysun" diye emredilmişti. " Ebü Hâzım devamla der ki: "Benonun (Sehl'in), bu, hadisi Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm)'a nisbet ettiğinibiliyorum."

Buhârî Ezân 89; Muvatta, Kasru's-Salât 47, (1, 859).

2492 - İbnu Mes'ud (radıyallahu anh)'un anlattığına göre, namaz kılarkensol elini sağ eline koymuştur. Bunu gören Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) (bizzatelleriyle tutarak) sağ elini sol elinin üzerine koymuştur."

Ebü Dâvud, Salât 120, (755); Nesâî, İftitah 10, (2, 126).

2493 - Vâil İbnu Hucr (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resülullah(aleyhissalâtu vesselâm)'ı namazda kıyâmda iken, sağ eliyle sol elinin üstündentutmuş gördüm."

Nesâî, İftitah 9, (2, 125, 126).

2494 - İsmâil İbnu Ümeyye anlatıyor: "Nâfi merhuma namazda ellerininparmaklarını kenetleyen kimse hakkında sormuştum. Bana:

"Bu hususta Abdullah İbnu Ömer (radıyallâhu anh)'i işittim: "Bu,Allah'ın gadabına uğrayanların namazıdır" demişti diye cevap verdi."

Ebü Dâvud, Salât 187, (993).

Rezîn'in ilave ettiği bir rivayette de şöyle denmiştir: "İbnu Ömer(radıyallâhu anh), namazda kuûd halinde (otururken) sol elini kabası üzerine dayananbir adam görmüştü, hemen müdahale ederek:

"Böyle oturma, zîra azaba uğrayanlar bu şekilde otururlar!" dedi.

Ebü Dâvud, Salât 187, (994).

2495 - Ebü Hüreyre (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resülullah(aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "(Namazın) sünnetlerinden biri namazda(sağ) avucu (sol) avuç üzerine koyup, her ikisini birlikte göbeğin altınayerleştirmektir."

Rezîn ilavesidir. Ebü Dâvud, Salât 120, (756).

2496 - Hz. Ebü Hüreyre (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resülullah(aleyhissalâtu vesselâm) namazda ihtisârı (elleri böğre koymayı) yasakladı."

Buhârî, Amel fı's-Salât 17; Müslim, Mesâcid 46, (545); Ebü Dâvud,Salât 176, (947); Tirmizî, Salat 281, (383); Nesâî, İftitah 12, (2,127).

2497 - Buhâri de Hz. Âişe'den yapılan bir diğer rivayette geldiğinegöre: "Hz. Aişe (radıyallâhu anhâ), kişinin ellerini (ihtisâr yaparak)böğrüne koymasını mekruh addeder ve "Bunu yahudiler yapar" derdi."

Buhâri, Enbiyâ 50.

2498 - Rezin'in rivayet ettiği diğer bir hadiste: "Resülullahihtisârı (eli böğre koymayı) namazda ve namaz dışında yasakladı"demiştir."

2499 - Ziyâd İbnu Sübeyh eI-Hanefi anlatıyor: "İbnu Ömer(radıyallâhu anh)'in yanı başında namaz kıldım. Ellerimi de böğürlerime koydum.Namazı bitirince: "Bu, namazda haç(a benzemek)dir, Resülullah (aleyhissalâtuvesselâm) bunu yasaklamıştı" buyurdu."

Ebü Dâvud, Salât 160, (903); Nesâî, İftitah 12 (2,127).

2500 - İbnu Mes'ud (radıyallâhu anh)'dan nakledildiğine göre,ayaklarının arasını bitiştirerek namaz kılan bir adam görmüştü. Şöylesöylendi:

"(Bu adam) sünnete muhalefet etti. Ayaklarını sırayla dinlendirse dahaiyidir."

Nesâî, İftitah 13, (2,128).

2501 - Ümmü Kays Bintu Mihsan (radıyallâhu anhâ) anlatıyor:"Resülullah (aleyhissalâtu vesselam) yaşlanıp biraz şişmanlayınca, namazkıldığı yerde bir sütun bulundurdu namazda ona dayandı."

Ebu Dâvud, Salât 177 (948).

KIRÂAT

2502 - İbnu Abbas (radıyallâhu anhümâ) anlatıyor: "Resülullah(aleyhissalâtu vesselam) kırâatını bismillâhirrahmânirrahîm ilebaşlatıyordu."

Tirmizî, Salât 181, (245).

2503 - Hz. Enes (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Ben, Resülullah(aleyhissalatu vesselâm), Hz. Ebü Bekr, Hz. Ömer, Hz. Osman (radıyallahu anhüm) ilebirlikte namaz kıldım. Onlardan hiçbirinin bismillâhirrahmanirrahım'i okuduklarınıişitmedim."

Buhârî, Ezân 89; Müslim, Salât 50, (399); Muvatta, Salât 30, (1, 81);Ebü Dâvud, Salât 124, (782); Tirmizî, Salât 182, (246); Nesâî, İftitah 21, 22, (2,133-135); İbnu Mâce, İkâmet 4, (813- 815).

2504 - İbnu Abdillah İbnu Muğaffel (rahimehullah) anlatıyor: "Ben(namazda) bismillâhirrahmânirrahîm'i okumuştum. Babam işitti. Bana:"Oğulcuğum, (bu yaptığın) bir bid'attir. Bid'atten sakın!" dedi. BenResülullah (aleyhissalâtu vesselâm)'ın ashâbından her kimle karşılaştı isem,hepsinin de bid'atten nefret ettiği kadar bir başka şeyden nefret etmediğini gördüm.Babam sözlerine şöyle devam etmişti:

"Ben Resülullah (aleyhissalatu vesselâm)'Ia, Hz. Ebu Bekr'le, Hz.Ömer'le, Hz. Osmanla (radıyallâhu anhüm) namaz kıldım. Onlardan hiç birinin bunu(besmelenin okunacağını) okuduklarını işitmedim. Onu sen de okuma. Sadece"Elhamdülillahi rabbi'l-âlemîn" de."

Tirmizî, Salât 180, (244); Nesâî, İftitah 22, (2,135).

2505 - Hz. Ebü Hüreyre (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resülullah(aleyhissalâtu vesselâm) ikinci rek'atten kalktığı zaman kırâati Elhamdü lillâhiRabilalemîn ile başlatıyor ve süküt etmiyordu."

Müslim, Mesâcid 148, (599).

2506 - Hz. Ebü Hüreyre (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resülullah(aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Kim Fâtihâ-i şerîfe süresini okumadannamaz kılarsa bilsin ki bu namaz nâkıstır -bu sözü üç kere tekrarladı-eksiktir."

Ebü Hüreyre (radıyallâhu anh)'ye:

"Biz imamın arkasında bulunuyorsak (ne yapalım)?" diyesorulmuştu. Şu cevabı verdi:

"Yine de içinden oku. Zîra ben Resülullah (aleyhissalâtuvesselâm)'ın şöyle söylediğini işittim:

"AIIah Teâlâ hazretleri (bir hadîs-i kudsîde) buyurdu ki: "Benkırâati kulumla kendi aramda iki kısma böldüm, yarısı bana ait, yarısı da ona.Kuluma istediği verilmiştir: Kul: "EI-hamdülillâhi Rabbi'I-âlemîn. (Hamdalemlerin Rabbine aittir)" deyince, Azîz ve Celîl olan AIIah: "Kulum banahamdetti!" der. "er-Rahmânirrahîm" deyince, AIIah: "Kulum banasenâda bulundu" der. "Mâlikî yevmiddîn (âhiretin sahibi)" deyince,

AIIah: "Kulum beni tebcîl ve ta'zîz etti (büyükledi)" der."İyyakena'budü ve iyyakenestain (yalnız sana ibâdet eder, yalnız senden yardımisteriz)" deyince, AIIah: "Bu benimle kulum arasında bir (taahhüddür). Kulumaistediğini verdim" der. "İhdina s-sırâta'I-müstakîm sırâtallezîne enamte aleyhim gayr'il-mağdübi aleyhim ve Ia'ddallîn. (Bizi doğru yola sevket, o yol kikendilerine nimet verdiğin kimselerin yoludur, gadaba uğrayanların ve dalâletedüşenlerin değil)" dediği zaman, Allah: "Bu da kulumundur, kuluma istediğiverilmiştir" buyurur."

2507 - Ebü Dâvud'da gelen bir rivâyette şöyle denmiştir: "...BanaResülullah (aleyhissalâtu vesselâm):

"Haydi git ve Medîne'de ilan et ki: "Sadece Fatiha süresi de olsa,Kur'ân'dan bir parça okumadıka kıldığınız namaz namaz değildir" dedi vebaşka bir şey ilave etmedi."

2508 - Rezin'in zikrettiği bir rivâyette şöyle gelmiştir:"...Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Kırâatsiz namazsahih değildir." Bilesiniz, Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm) bize her neduyurdu ise biz de size duyurduk. Bize gizli tuttuğunu biz de size gizli tuttuk."

Bu açıklama üzerine bir zât ona:

"Ey Ebü Hüreyre, Fatiha'ya herhangi bir ilavede bulunmazsam (yeterlimidir) ne dersin?" diye sordu. Ebu Hüreyre dedi ki:

"Bu suâl Aleyhissalâtu vesselâm'a da sorulmuştu, şu cevabı verdi:

"Bununla iktifâ edersen sana yeter, ilavede bulunursan senin için dahahayırlı ve efdal olıır."

Müslim, Salât 38, (395); Muvatta; Salât 39, (1, 84-85); Ebü Dâvud, Salât136, (819, 820, 821); Tirmizî, Tefsîr, Fâtiha, (2954, 2955); Nesai, İftitah 23,(2,135, 236).

2509 - Ebü Saîd (radıyallâhu anh) anlatıyor: "(Namazda) Fatihasüresi ile kolaya gelen bir miktar (Kur'ân âyetin)i okumakla emrolunduk."

Ebü Dâvud, Salât 136, (818).

2510 - Hz. Cabir (radıyallâhu anh) demiştir ki: "Kim Fatiha'yıokumadan bir rek'at namaz kılarsa, imamın arkasında bulunmadığı takdirde, namazkılmış sayılmaz."

Muvatta, Salât 38, (1, 84); Tirmizî, Salât 283, (313).

2511 - Vâil İbnu Hucr (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resülullah(aleyhissalâtu vesselâm)'ın gayri'l-mağdübi aleyhim ve lâ'd-dâllîn'i okuyuncaâmîn dediğini ve bunu söylerken sesini uzattığını işittim."

Bir başka rivâyette şöyle gelmiştir. ". . .Bunu söylerken sesiniyükselttiğini işittim."

Ebü Dâvud, Salât 172, (932, 933); Tirmizî, Salât 184, (248).

2512 - Hz. Bilal (radıyallâhu anh)'in söylediğine göre, Aleyhissalâtuvesselâm'a: "Ey Allah'ın Resülü! âmîn'de beni geride bırakma!"demiştir."

Ebü Dâvud, Salât 172, (937).

AMİN DEMENİN FAZİLETİ

2513 - Ebü Hüreyre (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resülullah(aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "İmam âmîn deyince siz de âmîn deyin.Zira kimin âmîn'i meleklerin âmîn'ine tevâf*ck ederse geçmiş günahlarıaffedilir."

İbnu Şihâb der ki: "Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm) âmînderdi."

Buhârî Ezân 112; Müslim, Salât 72, (410); Muvatta, Salât 44, (1, 87);Ebü Dâvud, Salât 172, (936); Tirmizî, Salât 185 (250); Nesâî, İftitah 34, 35,(2,144); İbnu Mâce İkâmet 14, (851).

2514 - Buhârî'de diğer bir rivâyette şöyle gelmiştir: "Kârî(okuyucu) âmîn deyince siz de âmîn deyin. Zîra melekler "âmîn" der. Kiminamîn'i meleklerin âmîn'ine tevâf*ck ederse geçmiş günahları affedilir.

Buhârî, Da'avât 63.

NAMAZDA OKUNAN SÛRE

2515 - Ebü Bürde (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resülullah(aleyhissalatu vesselâm) sabah namazında altmış-yüz arasında âyet okurdu."

Nesâî, İftitah 112, (2,157); Buhârî, Mevâkît 11,13, 39, Ezân 104;Müslim, Mesâcid 2, (1, 246),16, (1, 262).

2516 - Amr İbnu Hureys (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resülullah(aleyhissalâtu vesselam)'ın sabah namazında İza'ş-şemsu küvviret süresiniokuduğunu işittim."

Müslim, Salât 164, (456); Ebü Dâvud, Salat 135, (817); Nesâî, İftitah44, (2,157).

2517 - Abdullah İbnu Sâib (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resülullah(aleyhissalâtu vesselâm) bize Mekke'de sabah namazı kıldırdı. Mü'minün süresinikırâat buyurarak namaza başladı. Hz. Musa ve Harun'un zikrine gelince -veya Hz.İsâ'nın zikrine, râvi burada tereddüt etti. Resüllullah (aleyhissalâtuvesselâm)'ı bir öksürük tuttu, hemen rüküya gitti."

Buhârî, Ezân 106; Müslim, Salât 163, (455); Ebü Dâvud, Salât 89, (648,649); Nesâî, İftitah 76, (2,176). Hadis Buhârî'de muallak olmuştur.

2518 - Câbir İbnu Semüre (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resülullah(aleyhissalâtu vesselâm) sabah namazında Kâf ve'l-Kurâni'l-Mecîd ve benzeri birsüre okurdu. Aleyhissalâtu vesselâm diğer namazları hafif kıldırırdı."

Müslim, Salât 168, (458).

2519 - İbnu Abbâs (radıyallâhu anhümâ) anlatıyor: "Resülullah(aleyhissalâtu vesselâm) cuma günü, sabah namazında Elif-lâm-mim Tenzîl es-Secde,ve Hel etâ alâ'l-insânî hînun mine'd-dehr sürelerini okurdu. Yine Resülullah(aleyhissalâtu vesselâm) cuma namazında Cuma ve Münâfikün surelerini okurdu."

Müslim, Cuma 64, (879); Ebü Dâvud, Salât 218, (1074); Tirmizî, Salât 375,(520); Nesâî, Cuma 38, (3,111), İftitah 47, (2,159).

2520 - Urve (rahimehullah) anlatıyor: "Hz. Ebü Bekr es-Sıddîk(radıyallâhu anh) sabah namazını kıldırdı. Namazın her iki rek'atinde Bakarasüresini okudu."

Muvatta, Salât 33.

2521 - Fürâfisa İbnu Umeyr el-Hanefi der ki: "Ben Yüsuf süresiniOsman İbnu Affân (radıyallâhu anh)'ın sabah namazlarındaki kırâatinden öğrendim.Çünkü o, bu süreyi çok sık okurdu."

Muvatta, Salât 35, (1, 82).

2522 - İbnu Mes'ud (radıyallâhu anh)'dan anlatıldığına göre, sabahnamazının birinci rekatinde Enfâl'den kırk âyet kadar, ikinci rek'atinde ise mufassalsürelerden birini okumuştur."

Rezîn ilavesidir. Buhârî muallak (senetsiz) olarak tahric etmiştir. Ezan106.

2523 - Amir İbnu Rebî (radıyallâhu anh) demiş ki: "Hz. Ömerİbnu'l-Hattâb (radıyallâhu anh)'ın arkasında sabahı kıldık. Namazda Yusuf ve Haccsurelerini ağır bir kırâatle okudu.

Bunun üzerine Âmir'e: "Öyleyse fecir doğarken namaza başlamışolmalıdır" dendi. O da: "Evet!" diye cevap verdi."

Muvatta, Salât 34, (1, 82).

2524 - Muâz İbnu Abdillah el-Cühenî anlatıyor: "Cüheyne kabilesinemensup bir zât bana: "Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm)'ın sabah namazınınher iki rek'atinde de İzâ zülzilet süresini okuduğunu işittim, bilmiyorum unutarakmı böyle yaptı, bilerek mi okudu" dedi."

Ebü Dâvud Salât 134, (816).

ÖĞLE VE İKİNDİ NAMAZLARI

2525 - Ebü Katâde (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resülullah(aleyhissalâtu vesselâm) öğlede ilk iki rek'atte Fatiha ile iki süre okurdu. Son ikirek'atte de Fatiha'yı okur, bazan da âyeti bize işittirirdi. Birinci rek'atte(kıraatı) uzun tutar ikinci de o kadar uzatmazdı. İkindi ve sabah namazlarında daböyle yapardı."

Buhârî, Ezân 107, 97, 109, 110; Müslim, Salât 154, (451); Ebü Dâvud,Salât 129, (798, 799, 800); Nesâî, İftitah 56-60, (2, 164, 166).

Ebü Dâvud, bir rivâyette şu ziyadeye şâmildir: "O'nun(aleyhissalâtu vesselâm), halk birinci rek'ata yetişebilsin diye böyle yaptığınızannederdik."

2526 - İbnu Abbas (radıyallâhu anhümâ) demiştir ki: "Resülullah'ınöğle ve ikindi namazlarında kırâatte bulunup bulunmadığını bilmiyorum."

Ebü Dâvud, Salât 131, (808).

2527 - Câbir İbnu Semüre (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resülullah(aleyhissalâtu vesselâm) öğlede velleyli izâ yağşâ süresini okur, ikindide dahiaynısını yapar, sabah namazında bundan daha uzun bir kırâatte bulunurdu."

Buhâri, Ezân 103, 95, 96; Müslim, Salât 159, (453); Ebü Dâvud, Salât130, (804); Nesâî, İftitah 74, (2,174).

2528 - el-Berâ (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Biz, Resülullah(aleyhissalâtu vesselâm)'ın arkasında öğleyi kılmıştık. Kendisinden Lokmân veZâriyat sürelerinin âyetlerini peş peşe işitiyorduk."

Nesâî, İftitah 55, (2, 163).

2529 - İbnu Ömer (radıyallâhu anhümâ) anlatıyor: "Resülullah(aleyhissalâtu vesselâm) bir namazda secde edip sonra kıyâma kalktı ve rükü yaptı.Cemaat onun, Elif Lâm-Mim Tenzile's-Secdetü'yü okuduğunu gördü."

Ebü Dâvud, Salât 131, (807).

AKŞAM NAMAZI

2530 - Mervan İbnu'l-Hakem anlatıyor: "Bana Zeyd İbnu Sabit(radıyallahu anh) dedi ki: "Sen niye akşam namazında (kısâru'l-mufassal denilen)kısa surelerden okuyorsun? Ben Resûlullâh aleyhissalâtu vesselâm'ınTûlâ't-Tûleyeyn'i okuduğunu işittim."

Buhari, Ezan 98; Ebu Davud, Salat 132, (812); Nesai, İftitah 67, (2, 169,170).

Ebu Davud'un rivayetinde şu ziyade var: "...Dedim ki: Tula't-Tüleyeynnedir? Bana "el-A'raf", öbürü de "el-En'âm" diye cevapverdi."

2531 - Ümmü'l-Fadl (radıyallahu anha) anlatıyor: "Resûlullâhaleyhissalâtu vesselâm'ın akşam namazında ve'l-mürselati urfen suresini okuduğunuişittim. Bundan sonra artık bize, ruhu kabzedilinceye kadar hiç namazkıldırmadı."

Buhari, Ezan 98, Megazi 83; Müslim, Salat 173, (462); Muvatta, Salat 24, (1,78); Ebu Davud, Salat 132, (810); Tirmizi, Salat 230, (308); Nesai, İftitah 64, (2, 168).

2532 - Hz. Aişe radıyallahu anha anlatıyor: "Resûlullâhaleyhissalâtu vesselâm, A'raf suresiyle akşamı kıldırdı. Sureyi ikiye bölerek heriki rek'atte bir parçasını okudu."

Nesai, İftitah 67, (2, 170).

2533 - Cübeyr İbnu Mut'im radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullâhaleyhissalâtu vesselâm'ı akşam namazında et-Tûr suresini okurken işittim."

Buhari, Ezan 99, Cihad 172, Megazi 11, Tefsir, Tur 1; Müslim, Salat 174,(463); Muvatta, Salat 23, (1, 78); Ebu Davud, Salat 132, (811); Nesai İftitah 65, (2,169).

2534 - Ebu Osman en-Nehdi anlatıyor: "İbnu Mes'ud (radıyallahu anh)'ınarkasında akşam namazı kılmıştım. Namazda Kulhüvallahü ahad'i okudu."

Ebu Davud, Salat 133, (825).

2535 - Abdullah İbnu Utbe İbni Mes'ud anlatıyor: "Resûlullâhaleyhissalâtu vesselâm akşam namazında Hâ-mim-ed-Duhan suresini okudu."

Nesai, İftitah 66, (2, 169).

2536 - Ebu Abdillah es-Sunâbihi anlatıyor: "Hz. Ebu Bekr radıyallahuanh'ın hilafeti sırasında Medine'ye geldim, arkasında akşam namazını kıldım. İlkiki rek'atinde Fatiha ile (kısaru'l-mufassal denen) kısa surelerden birer sure okudu.Sonra üçüncü rek'ate kalktı. ben (ne okuyacağını işitmek için) hemen kendisine-elbisem elbisesine değecek kadar- yaklaştım. Fatiha ve beraberinde "Rabbenâ lâtuziğ kulûbena ba'de iz hedeytena veheb lena min ledünke rahmeten inneke ente'l-Vehhab.(Rabbimiz, bize hidayet verdikten sonra kalplerimizi saptırma. Katından bize bir rahmetlutfet, sen çok lutfedenlerdensin)" ayetini okuduğunu işittim."

Muvatta, Salat 25, (1, 79).

YATSI NAMAZI

2537 - Büreyde (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatuvesselam yatsı namazında Veşşemsi ve duhâhâ ve benzeri sureleri okurdu."

Tirmizi, Salat 231, (309); Nesai, İftitah 71, (2, 173).

2538 - eI-Berâ (radıyallâhu anh) anlatıyor: Resülullah (aleyhissalâtuvesselâm) bir yolculuk sırasında yatsıyı kılmıştı. İki rek'atin birinde Vettînive'z-Zeytüni'yi okudu."

Buhârî, Ezâin 100, 102, Tefsîr, Vettîn 1, Tevhîd 52; Müslim, Salât 175,(464); Muvatta, Salât 27, (1, 79-80), Ebü Dâvud, Salât 275, (1221); Tirmizî, Salât231, (310); Nesâî, İftitah 72, (2, 173).

Sahiheyn'de şu ziyade yer alır: "Sesce ve kırâatçe O'ndan daha güzekimseye rastlamadım."

2539 - Nâfi anlatıyor: "İbnu Ömer (radıyallâhu anhümâ) tekbaşına namaz kılınca dört rek'atin her birinde Fatiha'yı ve Kur'ân'dan bir süreyiokurdu. Bazan da farz namazın bir rek'atinde iki ve üç süre birden okurdu. Akamnamazının iki rek'atinde aynı ekilde Fatiha ve birer süre okurdu."

Muvatta, Salât 26, (1, 79).

2540 - Amr İbnu Şu'ayb an ebîhi an ceddih anlatıyor: "Mufassalsürelerden -uzunu olsun, kısası olsun- hiçbiri yoktur ki, ben onu Resülullah'ınnamaz kıldırırken okuduğunu işitmemiş olayım."

Ebü Dâvud, Salât 133. (814). Bu rivâyet Muvatta'da mevcut değildir.)

2541 - Hz. Âşe (radıyallâhu anhâ) anlatıyor: "Resülullah(aleyhissalâtu vesselâm askerî bir birliğin başına bir adamı komutan yapmıştı,Bu zât arkadaşlarına namaz kıldırırken, her seferinde kırâatını kulhüvallahuahad ile tamamlıyordu. Döndükleri zaman durumu Hz. Peygamber'e söylediler.Aleyhissalatu vesselam:

"Sorun ona niçin öyle yapıyormuş?" buyurdu. Dediği gibikendisine sorulmuştu.

"Çünkü O, Rahmân'ın sıfatıdır, ben onu okumayı seviyorum!"diye cevap verdi. Bunun üzerine Aleyhissalatu vesselam:

"Ona bildirin, Allah onu seviyor!" müjdesini verdi."

Buhari, Ezan 106, Tevhid 1; Müslim, Salat 263, (813); Nesai, İftitah, 69, (2,171).

2542 - Şakîk İbnu Seleme (rahimehullah) anlatıyor: "Bir adam İbnuMes'ud'a gelerek:

"Ben bir rek'atte mufassal sürelerin tamamını okudum" dedi. İbnuMes'ud (radıyallâhu anh) da:

"Şiir mırıldar gibi mırıldar, meyve döküştürür gibidöküştürür müsün? Olmaz öyle şey! Resülullah (aleyhissalâtu vesselam) tekrek'atte birbirine denk iki süre okurdu. Bir rek'atte, İkterebet ve el-Hâkkasürelerini, bir rek'atte Vettür ve Vezzâriyât sürelerini; bir rek'atte Ve izâvaka'at ve Nün sürelerini; bir rek'atta Seele sâîlun ve ve'n-Nâzi'ât sürelerini;bir rek'atte Veylün li'l-Mutafifin ve Abese sürelerini, bir rek'atte el-Müddessir ve,el-Müzzemmil sürelerini; bir rek'atte Hel Etâ ve Lâ Uksimu biyevmi'l-Kıyâmesürelerini, bir rek'atte Amme yetesâelün ve Ve'I-Mürselât sürelerini; bir rek'attede ed-Duhân ve İzâ'ş-Şemsü Küvvirat sürelerini okurdu."

Buhârî Ezân 106, Fedâilu'l-Kur'ân 6, 28; Müslim, Müsâfırîn 275,(822); Ebü Dâvud, Salât 326, (7.396); Nesâî, İftitah 75, (2,175,176); Tirmizî,Salât 422, (602).

Bu rivâyet, metin olarak Ebü Dâvud'un rivâyetidir. Ebü Dâvud: "Buİbnu Mes'ud'un telifidir" demiştir. Bunu Alkame ve Esved'den kaydeder. Diğerleri,süreleri zikretmezler.

2543 - Ebü Zerr (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resülullahaleyhissalâtu vesselâm gece namazına kalktı ve sabah vakti girinceye kadar namazadevam etti. Namazda tek âyet okudu. O da şu (meâldeki) âyettir:

"Onlara azab edersen, doğrusu onlar senin kullarındır. Onlarıbağışlarsan, güçlü olan, Hakîm olan şüphesiz ancak sensin" (Mâide 118).

Nesâî, İftitah 79, (2, 177).

2544 - Ebü Seleme anlatıyor: "Hz. Omer (radıyallâhu anh), halka akşamnamazı kıldırmıştı. Namazda kırâatte bulunmadı. Namazdan çıkınca kendisine:

"Kur'ân okumadın!" dendi.

"Rükü ve secdeler nasıl oldu?" diye sordu.

"İyi oldu!" dediler.

"Öyleyse, tamamdır!" dedi."

Rezîn tahric etmiştir. Bu hadise Beyhakî Sünen'inde yer vermiştir (2,381).

CEHRİ OKUMA

2545 - Ebü Hüreyre (radıyallâhu anh) demiştir ki: (Kur'ân) her birnamazda okunur. Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) bize hangilerini işittirmişse bizde size işittiriyoruz. Hangilerini de gizlemişse biz de size gizliyoruz."

Ebü Dâvud, Salât 129, (797); Nesâî, İftitah 58, (2, 163); Buhârî, Ezân104; Müslim, Salât 43, (396).

2546 - Ebü Katâde (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resülullahaleyhissalâtu vesselâm bir gece (evinden) çıkmıştı. Hz. Ebü Bekr (radıyallâhuanh)'e uğradı. Alçak sesle namaz kılıyordu. Hz. Ömer (radıyallâhu anh)'e uğradı,o da yüksek sesle namaz kılıyordu."

Râvi der ki: "Resülullah'ın yanında toplanınca Aleyhissalâtuvesselâm buyurdular ki:

"Ey Ebü Bekr sana uğradım sen sessizce namaz kılıyordun." EbüBekr:

"Ben konuştuğum Zât-ı Zülcelâl'e sesimi işittirdim ey Allah'ınResülü!" cevabını verdi.

Hz. Ömer'e de:

"Sana da uğradım. Sen yüksek sesle namaz kılıyordun!" dedi. O daşu cevabı verdi:

"Ey Allah'ın Resülü! Uyuklayanı uyandırıyor, şeytanı dauzaklaştırıyordum."

Ebü Dâvud, Salât 315, (1329); Tirmizî, Salât 330, (447); Hadisin metniEbü Davud'a ait.

Hasan Basrî rivâyetinde der ki: "Resülullah aleyhissalatu vesselâm Hz.Ebü Bekr'e: "Ey Ebü Bekr sen sesini biraz yükselt!" dedi. Hz. Ömer'e de:"Sesini sen de biraz alçalt!" buyurdu."

2547 - Hz. Ebü Hüreyre (radıyallâhu anh)'den yapılan rivayette, bu kıssaaynen zikredilir, ancak Hz. Ebü Bekr'e: "Sesini biraz yükselt", Hz. Ömer'ede: "Sesini biraz alçalt" dedi" cümleleri zikredilmez."

Fakat şu ziyadede bulunur: "Ey BiIâI seni, şu süreden ve şu süredenokurken işittim" dedi. (Bilâl) cevaben: "(Kur'ân) tatlı bir kelam, Allah onukısım kısım yapıp bir araya getirdi" dedi. Sonunda Resülullah aleyhissaIatuvesselâm: "Hepiniz isâbet ettiniz!" buyurdu."

Ebü Dâvud, Salât 310, (1330).

2548 - el-Beyâzî (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resülullah(aleyhissalatu vesselm) namaz kılmakta olan insanların yanına geldi. Kırâatte sesleriyüksekti. Hemen: "Namaz kılan kimse Rabbine münâcaatta (hususi konuşmada)bulunuyor demektir. Öyleyse ne şekilde münâcaatta bulunduğuna dikkat etsin. Kur'an'ıbirbirinize cehren okumasın!" dedi."

Muvatta, Salât 29, (1, 80); Ebü Dâvud, Salât 310, (1332).

2549 - Ebü Hüreyre (radıyallâhu anh) anlatıyor: Resülullah(aleyhissalâtu vesselâm)'ın geceleyin kırâatı bazan yüksek sesle, bazan da alçaksesle olurdu."

Ebü Dâvud, Salât 310, (1328).

2550 - Abdullah İbnu Şeddad anlatıyor: "Ben Hz. Ömer (radıyallâhuanh)'in: "Ben üzüntü ve hüznümü yalnız Allah'a açarım..." meâlindekiâyeti (Yüsuf 86) okurken (boğuk boğuk çıkan) sesini en arka safta olduğum haldeişittim..."

Buhârî, Ezân 70, (Bâb başlığında senetsiz olarak zikreder.)

2551 - Semüre İbnu Cündüb (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Namazda ikisekte hatırımda kaldı. Biri, imam "Allahu ekber" dedikten kırâatabaşladığı âna kadar geçen sektedir. Diğeri de Fatiha ve zamm-ı süreyi okuyupbitirince rüküya gitme sırasındaki sektedir."

(Hadisi rivâyet eden Hasan Basrî) der ki: "Bunun üzerine İmrân İbnuHusayn ona karşı çıktı (ve tek sekte olduğunu söyledi). Sonunda Medîne'ye Ubeyy(İbnu Ka'b)'e yazıp sordular. (Übeyy verdiği cevapta) Semüre'yi tasdik etti."

Ebü Dâvud, Salât 123, (777, 778, 779); Tirmizî, Salât 186, (251); İbnuMâce, İkâmet 12, (844, 845).

Bir diğer rivâyette, "..Kırâatten çıkınca bir sekte"denmiştir. Bir diğer rivâyette: "...İftitah tekbiri alınca ve kırâattençıkınca" denmiştir.

TA'DİL-İ ERKÂN

2552 - Ebü Mes'üd el-Bedrî (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resülullah(aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Sizden biri, rükü ve secdelerde belini(tam olarak) doğrultmadıkça namazı yeterli olmaz."

Ebü Dâvud, Salât 148, (855); Tirmizî, Salât 196, (265); Nesâî, İftitah88, (2,183); İbnu Mâce, İkâmet 21, 22, (891-898).

2553 - Nu'man İbnu Mürre (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resülullah(aleyhissalâtu vesselam): "İçki içen, zina yapan ve hırsızlıkta bulunan kimsehakkında ne dersiniz?" diye sordu. Bu sual, bunlar hakkında henüz hadd cezasıgelmezden önce sorulmuştu.

"Allah ve Resülü daha iyi bilir!" diye cevap verdiler.Aleyhissalâtu vesselam:

"Bu fiiller ağır suçtur, onlar hakkında ceza vardır. Hırsızlığınen kötüsü de namazını çalmaktır" buyurdu. Bunun üzerine:

"Ya Resülullah, kişi namazını nasıl çalar?" diye sordular. Şucevabı verdi:

"Rüküsunu ve secdelerini tamamlamaz."

Muvatta, Kasru's-Salât 72, (1,167).

2554 - Sâlim el-Berrâd anlatıyor: "Ebü Mes'ud'a gelerek: "BizeResülullah (aleyhissalâtu vesselâm)'ın namazından anlat!" dedik. Hemenönümüzde kalktı, tekbir getirdi. Rüküya varınca ellerinin ayalarını dizlerininüzerine koydu. Parmaklarını dizinin alt kısmına getirdi. Dirseklerini yantaraflarına uzattı. Bu halde her uzvu hareketsiz; sâbıit durdu. Sonra semi'allâhuli-men hamideh dedi ve her uzvu düz oluncaya kadar doğruldu."

Ebü Dâvud, Salât 148, (863); Nesâî, İftitah 93, (2,186).

2555 - Hz. Enes (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resülullah(aleyhissalatu vesselam) şöyle buyurdular: "Secdede ta'dîle riayet edin, kimsekollarını köpeklerin yayışı gibi yaymasın."

Buhâri, Ezân 141; Müslim, Salât 233, (493); Ebu Dâvud, Salât 158, (897);Tirmizî, Salât 205, (276); Nesâî, İftitah 140, (2, 211, 212).

2556 - Yine Hz. Enes anlatıyor: "Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm)buyurdular ki: "Rükü ve secdeleri yerine getirin. AIIah'a yemin oIsun siz secderükü ettikçe ben arkamda olanları da görüyorum." -Belki "sırtımıngerisini" demişti-"

Buhârî, Eymân 3, Ezân 88; Müslim, Salât 110; Nesâî, İftitah 106. (2,193-194).

2557 - Malik İbnu'I-Huveyris (radıyallâhu anh)'ten rivâyete göre,arkadaşlarına: "Size Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm)'ın namazını habervereyim mi?" diye sormuştur. Ebü Kilâbe der ki: "(Böyle söyledikten sonra),bize şeyhimiz Ebü Yezîd'in namazı (gibi) namaz kıldırdı. Ebü Yezîd, başınıbirinci ve üçüncü rek'atin ikinci secdesinden kaldırınca otururcasına doğrulursonra kalkardı."

Buhârî, Ezân 127, 140, 143, 45; Ebü Dâvud, Salât,142, (342); Nesâî,İftitah 182, (2, 234).

RÜKÛ VE SECDELERİN MİKTARI

2558 - Saîd İbnu Cübeyr (rahimehullah) anlatıyor: "Enes İbnu Malik(radıyallâhu anh)'i dinledim şöyle diyordu: "Resülullah (aleyhissalatuvesselâm)'dan sonra, namazı Resülullah 'ın namazına bu derece benzeyen, şu gençtenyani Ömer İbnu Abdilaziz'den başka birinin ardında namaz kılmadım."

Enes (devamla) dedi ki: "Rüküsunda on tesbihât, secdelerinde de o kadartesbihat tahmin ettik."

Ebu Dâvud, Salât 154, (88); Nesâî, İftitah 166, (2, 224-225).

2559 - es-Sa'dî babasından veya amcasından naklediyor: "Resülullah(aleyhissalâtu vesselâm)'a namazını kılarken dikkatle baktım, rüku ve secdelerindeüçer kere subhânallâhi ve bi-hamdihi diyecek kadar duruyordu."

Ebü Dâvud, Salât 154, (885).

2560 - Gunder'in bir rivayetinde denir ki: "İbnu'l-Eş'as zamanındaKüfe'ye Mataru'bnu Naciye (adında biri) galebe çaldı. (İbnu Abbas'ın oğlu) EbuUbeyde İbnu Abdillah'a halk'ın önüne geçip namaz kıldırmasını emretti. EbuUbeyde, (namaz kıldırırken) başını rükudan kaldırdığı zaman ben:"Allahümme Rabbena ve leke'l-hamdü mil'e's-semavat ve mil'e'l-ardı ve mil'e maşi'te min şey'in ba'du. Ehle's-senai ve'l-mecdi, La mani'a li-ma a'tayte ve la mu'tiyeli-ma mena'te. Ve la yenfe'u za'l-ceddi minke'l-ceddü" duasını okuyuncaya kadarkıyamda dururdu."

el-Hakem der ki: "Bunu ben Abdurrahman İbnu Ebi Leyla'ya zikrettim. Dediki: "Bera İbnul-Azib (radıyallahu anh)'i işittim: "Resulullah aleyhissalatuvesselam'ın kıldığı namazın rükusu, secdesi, rüku ve secdeden başınıkaldırdığı zamanki ve iki secde arasındaki (fasılaları) birbirine yakın uzunluktaidi" demişti."

Şu'be der ki: "Ben bunu Amr İbnu Mürre'ye söyledim. O da: "Ben,İbnu Ebi Leyla'yı gördüm, onun namazı böyle değildi" dedi."

2561 - Sahiheyn'in diğer bir rivayetinde şöyle gelmiştir: "Resülullah(aleyhissalâtu vesselâm)'ın rükü ve secdesi ve iki secde arasındaki (fâsıla ile),rüküdan başını kaldırdığı zamanki (fâsıla) -kıyam ve ku'üd (oturma) hariç-birbirine yakın miktardaydı."

Buharî, Ezân 120, 127, 140; Müslim, Salât 194, (471); Ebü Dâvud, Salât147, (852); Tirmizî, Salât 207, (279); Nesâî, lftitah 114, (2, 197-198).

2562 - Zeyd İbnu Vehb anlatıyor: "Huzeyfe (radıyallâhu anh) biradamın namaz kılarken hîle yaptığını görmüştü.

"Sen bu namazı ne zamandan beri kılıyorsun?" diye sordu.Adamcağız:

"Kırk yıldan beri!" dedi. Huzeyfe? "Öyleyse kırk yıldanberi namaz kılmadın (bütün kıldıkların boşa gitmiş). Şâyet bu şekilde namazkılarak ölecek olursan Muhammed'in fıtratından başka bir fıtrat üzereöleceksin.!" dedi ve ilave etti:

"Kişi namazı hafıf kılar (ama buna rağmen) tam kılar, güzelkılar!"

Buharî, Ezân 119,132; Nesâî, Sehv 66, (3, 58-59).

2563 - Abdurrahman İbnu Şibl (radıyallâhu anh) anlatıyor:"Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm) karga gagalamasından, vahşi hayvanlar gibikolları yaymaktan, kişinin mescidde deve gibi mekân tutmasından nehyetti"

Ebü Dâvud, Salât 148, (862); Nesâî, İftitah 145, (2, 214).

RÜKÛ VE SÜCÛDUN ŞEKLİ

2564 - İbnu Mes'üd (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resülullah(aleyhissalâtu vesselâm) bize namazı şöyle öğretti: "Önce tekbir getirdi ikielini kaldırdı. Rüküya gittiği zaman ellerini dizlerinin arasında kavuşturdu.

Râvi der ki: "Sa'd'a bu haber ulaşınca:

"Kardeşim doğru söyledi. Biz böyle yapardık, sonra şununlaemredildik dedi ve bununla diz kapaklarını kavrayıp avuçlamayı kastetti."

Ebü Dâvud, Salât 150, (868); Nesâî, İftitah 90, (2,184,185).

2565 - Hz. Ömer (radıyallâhu anh) demiştir ki: "Diz kapağı(nıtutmak) sizin için sünnet kılınmıştır. Öyle ise rüküda diz kapaklarınıkavrayın."

Tirmizî, Salât 192, (258); Nesâî, İftitah 92, (2,185).

2566 - Ebü İshak anlatıyor: "Berâ İbnu Âzib (radıyallâhu anh) bizesecdeyi şöyle vasfeyledi: Ellerini (yere) koydu, dizleri üzerine dayandı, kalçasını(havaya) kaldırdı ve: "Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm) böyle secdeyaparlardı" buyurdu."

Bir diğer rivayette: "Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm) namazkılınca kollarını kanat gibi yanlarına açardı" denmiştir."

Ebü Dâvud, Salât 158, (896); Nesâî, İftitah 141, (2, 212).

2567 - Bera (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resülullah (aleyhissalâtuvesselâm) buyurdular ki: "Secde ettiğin zaman ellerini yere koy, dirseklerini(havaya) kaldır."

Müslim, Salât 234, (494); Tirmizî, Salât 202, (271).

2568 - Tirmizi'nin bir rivayetinde şöyle gelmiştir: "Berâ'ya:"Resülullahaleyhissalatu vesselam secde edince yüzünü nereyekoyardı?" diye sordum.

"Ellerinin arasına" diye cevap verdi."

Müslim, Salât 234, (494); Tirmizî, Salât 202, (271).

2569 - Abdullah İbnu Malik İbni Buhayne (radıyallâhu anh) anlatıyor:"Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm) namazda secdeye gidince ellerinin arasını,koltuk altı beyazlıkları görününceye kadar açardı."

Buhârî, Ezân 130, Müslîm, Salât 235, (495); Nesâî, İftitah 52, (2,212).

2570 - Ebü Hüreyre (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resülullah(aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Biriniz secde edince kollarını,köpeğin yayması gibi yere yaymasın."

Tirmizî, Salât 205, (275); Ebü Dâvud, Salât 158, (901).

2571 - Âmir İbnu Sa'd babasından (Sa'd'dan) (radıyallâhu anh) naklediyor:"Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm) (secdede) ellerin yere konulmasını,ayakların da dikilmesini emretti."

Tirmizî, Salât 206, (277, 278).

2572 - Ebü Humeyd es-Saidî (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resulullah(aleyhissalâtu vesselâm) rükü yapınca itidali muhafaza eder, başını (yukarı)dikmez, (aşağı da) eğmezdi. Ellerini dizkapaklarının üzerine koyardı. Secde içinyere eğilince adalelerini koltuk kısmından yana açardı. Ayaklarının parmaklarınıda aralardı."

Nesaî, İftitah 96, (2, 137); 138, (2, 211).

2573 - Yine Ebü Humeyd (radıyallâhu anh) anlatıyor: Resülullahaleyhissalâtu vesselâm secde ettiği zaman, burnunu ve alnını yere koyardı. Elleriniyanlarından aralardı, avuçlarını omuzları hizasına koyardı."

Tirmizî, Salât 201, (270).

2574 - Vâil İbnu Hucr (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resülullah(aleyhissalâtu vesselâm) secde edince, yere, dizkapaklarını ellerinden önce koyardı.Kalkınca da ellerini dizkapaklarından önce kaldırırdı."

Ebü Dâvud, Salât 141, (838); Tirmizî, Salât 199, (268); Nesâî, İftitah128, (2, 206).

2575 - Ebü Dâvud'un diğer bir rivayetinde şöyle gelmiştir:"Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm) secdeye gidince alnını ellerinin arasınakoydu, kalkınca da dizkapaklarının üzerine kalktı ve dizlerine dayandı."

Ebu Dâvud, Salât 141, (839).

2576 - Ebü Hüreyre (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resülullah(aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Biriniz secde edince, devenin çöküşüşeklinde yere çökmesin, yani ellerini dizlerinden önce yere koymasın."

Ebü Dâvud, Salât 141, (840, 841); Tirmizi, Salât 200, (269); Nesâî,İftitah 128, (2, 206-207).

2577 - Hz. Ali (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resülullah(aleyhissalâtu vesselam) bana şunu söyledi: "Ey Ali! Ben, kendim için sevdiğimisenin için de seviyorum, kendim için hoşlanmadığımı senin için de hoşlanmıyorum,öyleyse iki secde arasında ik'âda bulunma."

Tirmizî, Salât 209, (282).

2578 - İbnu Ömer (radıyallâhu anhümâ) anlatıyor: "Resülullah(aleyhissalatu vesselâm) (namazda) kişinin, elleriyle yere dayanarak oturmasınıyasakladı."

Ebü Dâvud, Salât 187, (992).

2579 - Ebü Hüreyre (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resülullah(aleyhissalâtu vesselâm) namazda ayaklarının sırtı üzerinde kalkardı."

Bu hadis, Ebü Dâvud'da mevcut değildir, ancak Tirmizî'de yer almaktadır,(Salât 214, (288).

2580 - Mâlik İbnu'l-Huveyris (radıyallâhu anh)'in anlattığına göreResülullah (aleyhissalâtu vesselâm)'ı namaz kılarken görmüştür. Efendimiz, tekrekatte iken, tam bir oturuş vaziyeti almadan kalkmamıştır."

Buhârî, Ezân 142, Ebu Dâvud, Salât 142, (844); Tirmizî, Salât 213,(287); Nesâî, İftitah 181, (2, 233-234).

2581 - Nâfi (rahimehullah) anlatıyor: "İbnu Ömer (radıyallâhuanhümâ) secde ettiği zaman ellerini, yüzünü koyduğu şeyin üzerine ko;yardı. BenO'nu çok soğuk bir günde gördüm, ellerini (giymekte olduğu) bürnusunun altındaçıkarmış çakılların üzerine koymuştur."

Muvatta, Kasru's-Salât 59, (1,163).

2582 - Mecze‚ İbnu Zâhir, Ashâbu Şecere'den Uhban İbnu Evs'tennaklettiğine göre, Uhbân "Diz kapaklarından rahatsızdı, secde ettiği zamandizkapağının altına minder koyardı."

Buhârî, Meeâzi 35.

2583 - Nafi (rahimehullah) anlatıyor: "İbnu Ömer (radıyallahuanhümâ) şöyle derdi: "Hasta kimse secde etmeye muktedir olamazsa başıyla imaeder, alnına herhangi bir şey kaldırmaz."

Muvatta, Kasru's-Salât 74, (1, 168).

SECDE ÂZÂLARI

2584 - İbnu Abbâs (radıyallâhu anhümâ) anlatıyor: "Resülullahaleyhissalâtu vesselâm bize yedi âzâ üzerine secde etmemizi, saçımızı veelbisemizi toplamamamızı emretti. Bu âzâlar Şunlardır: "Alın, eller, dizkapakları, ayaklar."

2585 - Bir diğer rivayette şöyle demiştir: "Resülullah(aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Ben yedi kemik üzerine secde etmekleemrolundum: Alın, -ve eliyle burnunu işaret etti- eller, diz kapakları, ayaklarınetrafları. Ne elbiseleri ne de saçı (secde sırasında) toplamayız."

Buhârî, Ezan 133, 134, 137; Müslim, Salât 227-231 (490); Ebü Dâvud,Salât 155, (889, 890); Tirmizî, Salat 203, (273); Nesâî, İftitah 130, (2, 208); İbnuMâce, İkâmet 19, (883-885). İkinci rivayet Sahiheyn rivayetidir.

2586 - İbnu Ömer (radıyallâhu anhümâ) Resülullah (aleyhissalatuvesselâm)'a nisbet ederek buyurdu ki: "Eller de secde eder, tıpkı alnın secdeetmesi gibi. Öyleyse, biriniz alnını secdeye koyunca ellerini de koysun. Alnı secdedenkaldırdımı onları da kaldırsın."

Ebü Dâvud, Salât 155, (892); Nesâî, İftitah 129, (2, 207).

KUNÛT

2587 - Hz. Enes (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resülullah(aleyhissalatu vesselam) bir ihtiyaç sebebiyle, kendilerine Kurrâ denilen yetmişkişiyi yola çıkardı. Süleym aşiretinden Ri'I ve Zekvân adında iki kabîle Bi'r-iMa'üne (Ma'üne Kuyusu) denilen bir suyun yanında bunların önünü kesti. Hey'etbunlara: "Biz size gelmedik. Biz Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm)'ın birihtiyacı için gidiyoruz" dediler. Ancak öbürleri bunları dinlemeyipöldürdüler.

Resülullah (aleyhissalâtu vesselam) (duruma muttali olduktan sonra) sabahnamazlarından sonra bir ay boyu onlara bedduâ etti. Bu hadise namazda kunüt okumanınbaşlangıcı oldu. Biz kunut yapmıyorduk."

Abdülaziz İbnu Süheyb der ki: "Bir zât Enes (radıyallâhu anh)'eKunüt'dan sorarak:

"Bu, rüküdan sonra mı yoksa kırâatın tamamlanmasından sonramı?" dedi. Enes:

"Hayır, kıraatin bitiminde" diye cevap verdi."

Bir başka rivayette (Enes) şöyle dedi: "(Resulullah (aleyhissalâtuvesselâm) bir ay boyu) rükudan sonra (kunut yaparak bazı Arap kabilelerine bedduaetti.)"

2588 - Bir başka rivayette: "Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm) sabahnamazından sonra bir ay boyu kunüt yaptı" denmiştir."

2589 - Müslim'in bir rivayetinde: "Resülullah (aleyhissalâtuvesselâm), bir ay boyu sabah namazında rüküdan sonra kunüt yaparak Useyye(kabîlesi)ne bedduâ etti" denir."

Buhâri nin bir rivayetinde: "Kunüt, akşam ve sabah namazındaydı"denir."

Ebü Dâvud ve Nesâi'nin bir rivayetinde: "Bir ay kunüt yaptı sonraterketti" denir."

Buhârî, Vitr 7, Cenâiz 41, Cizye 8, Megâzi 38, Da'avât 59; Müslim,Mesâcid 297-308, (677-679); Ebü Dâvud, Salât 345, (1444-1445); Nesâî, İftitah 116,(2, 200).

2590 - İbnu Abbâs (radıyallâhu anhümâ) anlatıyor: "Resülullah(aleyhissalâtu vesselâm) tam bir ay boyu, hiç aralık vermeden her namazın peşinde,öğle, ikindi, akşam, yatsı ve sabah namazlarında Kunüt yaptı. Şöyle ki: Sonrek'at'te semi'allahu li-men hamideh deyince Süleym aşiretinden Ri'l, Zekvân, Useyyekabîlelerine bedduâ ediyor, namazda kendine uyanlar da âmîn diyorlardı."

Ebü Dâvud, Salât 345, (1443).

2591 - Hufâf İbnu İmâ el-Gıfârî (radıyallâhu anh)ş anlatıyor:"Resülullah (aleyhissalatu vesselâm) rükü'ya gitti, sonra başını kaldırdı ve"Gıfâr kabîlesini Allah mağfiret etsin, Eslem kabîlesine Allah selâmet versin,Useyye Allah'a ve Resulüne isyan etmiştir. Allahım, Benî Lihyan'a lanet et. Ri'l veZekvân'a da lânet et" deyip secdeye gitti."

Müslim, Mesâcid 308, (679).

2592 - İbnu Ömer (radıyallâhu anhümâ)'in anlattığına göre, Resulullah(aleyhissalâtu vesselâm)'ın sabah namazının son rekatinin rükusundan başınıkaldırınca semi'allâhu limen-hamideh Rabbenâ ve leke'l-hamd dedikten sonra şöylesöylediğini işitmiştir: "Allahım falancaya falancaya lânet et." AllahTeâlâ Hazretleri bunun üzerine şu meâldeki âyeti indirdi: "(Kullarımın)işinden hiçbir şey sana ait değildir. (Allah) ya onların tevbesini kabul eder, yahudonları, kendileri zâlim (kimse)ler oldukları için, azablandırır" (Al-i İmrân128).

Buharî, Tefsîr, Âl-i İmrân 9, Megâzi 21, İ'tisâm 17; Tirmizî, TefsîrÂl-i İmrân (3007);

Nesâî, İftitah 121, (2, 203).

2593 - Hasan Basri (rahimehullah) anlatıyor: "Ömer İbnu'l Hattab(radıyallâhu anh), halkı, Übeyy İbnu Ka'b üzerinde topladı. O, bunlara ramazandayirmi gece namaz kıldırdı. Bu esnada (vitirlerde) sadece son yarıda kunüt yaptı,daha önce hiç kunüt yapmadı. Son on kalınca cemaate gelmedi, teravihi evinde kıldı.Halk: "Übeyy (cemaatten) kaçtı" dedi."

Ebü Dâvud, Salât 340, (1428,1429).

2594 - Hasan İbnu Ali İbnu Ebî Tâlib (radıyallâhu anhümâ) anlatıyor:"Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm) bana vitirde okuduğum bir dua öğretti.Şöyle ki: "Allahım! Beni hidayet verdiklerinden kıl, âfiyet verdiklerinden eyle,beni, işlerini üzerine aldıkların arasına koy. (Ömür, mal, ilim, v.s.'den)verdiklerini hakkımda mübârek kıl. Vuküuna hükmettiğin şerlerden beni koru. Sendilediğin hükmü verirsin, kimse seni mahkum edemez. Sen kimin işini üzerine aldıysano zelîl olmaz. Rabbimiz! Sen münezzehsin, muallâsın."

Ebü Dâvud, Salât 340, (1425,1426); Tirmizî, Salat 341, (464); Nesâî,Kıyâmu'l-Leyl, 51, (3, 248).

2595 - Hz. Ali (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resülullah (aleyhissalatuvesselâm) vitrinin sonunda şunu okurdu: "Allahım! Senin gadabından rızanasığınırım, cezandan affına sığınırım. Senden sana sığınırım. Sana (layıkolduğun) senayı saymaya gücüm yetmez. Sen, kendini sena ettiğin gibisin."

Ebü Dâvud, Salât 340, (1427); Tirmizî, Da'avât 123, (3561); Nesâî,Kıyâmu'l-Leyl 51, (3, 248-249).

2596 - Hz. Câbir (radıyallâhu anh) demiştir ki: "En efdal namaz,kunütu uzun olandır."

Müslim, Musâfirîn 164, (756); Tirmizî, Salât 285, (387).

TEŞEHHÜD

2597 - İbnu Mes'ud (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resülullah(aleyhissalâtu vesselâm) bana, avucum avuçlarının içinde olduğu halde, Kur'ân'dansüre öğretir gibi teşehhüd'ü öğretti." "Tahiyyât, tayyibât ve salavatAllah içindir. Ey Nebi, selam, AIlah'ın rahmet ve bereketleri senin üzerine olsun.Selam bizim üzerimize ve Allah'ın sâlih kulları üzerine de olsun. Şehadet ederim kiAllah'tan başka ilah yoktur, yine şehadet ederim ki Muhammed AIIah'ınResüludür."

Bir rivayette "Allah'ın sâlih kulları" ibaresinden sonra şöyledenmişftir: "Siz bu teşehhüdü yaptınız mı semâ ve arzdaki bütün sâlihkullara selam vermiş olursunuz."

2598 - Bir diğer rivayette: "(Teşehhüdden) sonra dilediği senayıyapmakta muhayyerdir" denmiştir.

2599 - Ebü Dâvud'un bir rivayetinde şöyle gelmiştir: "Şehadet ederimki, Muhammed O'nun kulu ve elçisidir" (dersiniz). Sonra her biriniz hoşuna gidenduâyı seçip onunla duâ etsin."

2600 - Ebü Dâvud'un bir diğer rivayetinde şöyle gelmiştir: "...bizeonları öğretirdi veya şu duâları bize teşehhüdü öğrettiği gibi öğretirdi:

"Allah'ım! Kalplerimizi birleştir, aramızdaki geçimsizliği düzelt.Bizi selâmet yollarına sevket, zulümâttan nüra kavuştur. Bizi, çirkinliklerinaçık ve gizli olanlarından uzak tut. Kulaklarımızı, gözlerimizi, kalplerimizi,zevcelerimizi ve çocuklarımızı hakkımızda mübârek ve hayırlı kıl. Tevbelerimizikabul et, sen rahimsin, tevbeleri kabul edersin. Bizleri verdiğin nimetlere şâkir,onlarla senâ edici, onları kabul edici kıl, onları (ağirette de nasib ederek)hakkımızda tamamla."

2601 - Yine Ebü Dâvud'un bir diğer rivayetinde: "Şehadet ederim kiMuhammed Allah'ın elçisidir" cümlesinden sonra şöyle denir: "Bunu söyledinveya şehadeti ifa ettin mi, namazını ifa ettin demektir. Kalkmak istersen kalk, oturmakistersen otur."

2602 - Nesâi nin bir rivayetinde şöyle denmiştir: "Resulullah(aleyhissalâtu vesselam)'la namaz kılınca: "Selam Allah'ın üzerine, selamCibrîl ve Mikâil üzerine olsun" derdik. Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm):

"Selam Allah'ın üzerine olsun demeyin. Zîra Allah selam'ın kendisidir.Ancak şöyle deyin: "Tahiyyât. . . Allah içindir. . . "

Buhârî, Ezân 148,150, el-Amel fi's-Salât 4, İstizân 3, 28, Da'avât 17,Tevhid 5; Müslim, Salât 55-61, (402-403); Ebü Dâvud, Salât 182, (968-969); Tirmizî,Salât 215, (289); Nesâî, İftitah 189, (2, 237).

2603 - İbnu Abbâs (radıyallâhu anhümâ) anlatıyor: "Resülullah(aleyhissalâtu vesselâm) bize, Kur'ân'dan süre öğrettiği gibi teşehhüdüöğretirdi. Şöyle derdi: "Tahiyyât, mübârekât, salavât, tayyibât AIIahiçindir. Ey Nebi selam, AIIah'ın rahmet ve bereketi sana olsun. Selam bize, Allah'ınsâlih kullarına olsun. Şehadet ederim ki Allah'tan başka ilah yoktur, şehadet ederimki Muhammed AIIah'ın Resülüdür."

2604 - Tirmizî'de şöyle gelmiştir: "...Selam sana olsun, selam bizeolsun." Yani her iki "selam" kelimesi de elif lamsızdır."

Müslim, Salât 60, (403); Ebü Dâvud, Salât 182, (974); Tirmizî, Salât216, (290); Nesâî, İftitah 193, (2, 242-243).

2605 - Ebü Müsa (radıyallâhu anh)'dan Nesâî'nin yaptığı bir rivayetteşöyle gelmiştir: "..Şehadet ederim ki AIIah'tan başka ilah yoktur, tektir,şeriki yoktur. Muhammed'de O'nun kulu ve Resûlüdür."

Nesai, İftitah 192, (2, 242).

2606 - Yine Nesâî'de Hz. Câbir (radıyallâhu anh)'den gelen bir rivayetteşöyle denmiştir: "Teşehhüdü, Kur'an'dan bir sureyi öğrendiğimiz gibiöğrendik. Şöyle ki: "Bismillah ve billah ettahiyyâtu.. "

Bu rivayette, abduhu ve resülühü ibaresinden sonra şu ziyade mevcuttur:"Es-eIu'I-Iâhe'I-cennete ve e'üzü bihi mine'n-nâri. (AIIah'tan cenneti istiyor,ateşten O'na sığınıyorum."

Nesâî, İftitah 194, (2, 243).

2607 - İbnu Ömer (radıyallâhu anhümâ) Resülullah (aleyhissalâtuvesselâm)'dan teşehhüd olarak şunu rivayet etmiştir: "et-Tahiyyâtu IiIIâhivessalavâtu ve't-tayyibatu. es-Selamu aleyke eyyühennebiyyu ve rahmetullahi."

İbnu Ömer der ki: "Ben buna şunu ilave ettim: "Ve berekâtuhues-Selâmu aleyna ve aIâ ibâdillâhis-SaIihin. Eşhedü en Lâ-ilâhe illallah..."

İbnu Ömer der ki: "Ben buna şunu ilave ettim: "Vahdehu Ia-şerîkeIehu ve eşhedü enne Muhammeden abduhu ve Resülühu."

Ebü Dâvud, Salât 182, (971).

2608 - Muvatta'da Şöyle gelmiştir: "(Nâfi der ki:) "İbnu Ömer(radıyallâhu anhümâ) şöyle teşehhüd okurdu: "BismiIlâhi, et-tahiyyâtulil-lahi, ve'ssalavâtu lillâhi, ez-Zâkiyâtu lillâhi, es-Selâmu aIe'n-Nebiyyi veRahmetullahi ve berekâtuhu, es-Selâmu aleynâ ve ala ibâdillâhi's-Sâlihîn, Şehidtüen Iâ-ilâhe illallâhu ve şehidtü enne Muhammeden ResüIullâhi."

Bunu ilk iki rek'at(in ka'desin)de okur ve teşehhüdünü tamamlayınca duâederdi. Namazın sonunda oturunca da yine böyle teşehhüdde bulunur ve teşehhüd'üöne alırdı. Sonra dilediği duâyı okuyarak duâ ederdi. Teşehhüdünü tamamlayıpselamı vermek isteyince şöyle derdi:

"Es-selâmu ale'n, Nebiyyi ve rahmetullâhi ve berekâtuhu es-selâmualeynâ ve aIâ ibadillâhi's-salihîn."

Sonra sağına, es-selâmu aleyküm derdi. Sonra mukâbeleten imama selamverirdi. Solundan biri kendisine selam verirse mukâbeleten ona da selam verirdi."

Rezîn şunu ilave etti: "Ve dedi ki: "Resülullah (aleyhissalâtuvesselâm) böyle yapmayı emretti."

Muvatta, Salât 54, (1, 91); Ebu Dâvud, Salşt 182, (971).

2609 - İmam Malik'in, Kâsım, İbnu Muhammed'den yaptığı diğer birriyayette şöyle gelmiştir:

"Hz. Aişe (radıyallahu anhâ) teşehhüdde iken şunu okurdu:"Et-Tahiyyatu et-tayyibatu es-Salavâtü, ez-zakiyâtu lillâhi, eşhedu en la ilâheillallahu vahdehu lâ şerîke lehu ve enne Muhammeden abduhü ve Resülühü. Esselâmualeyke eyyühennebiyyu ve rahmetullâhi ve berekâtuhu, esselamu aleynâ ve alâibâdillâhi's-sâlihîn, esellâmu aleyküm."

Muvatta, Salat 55, (1, 91-92).

2610 - İbnu Mes'ud (radıyallâhu anh)'dan yapılan rivayete göre şunudemiştir: "Teşehhüd'ün sessiz okunması sünnettir."

Ebü Dâvud, Salât 185, (986); Tirmizî, Salât 217, (291).

KA'DE (OTURMA)

2611 - AIi İbnu Abdirrahmân el-Mu'âvî (rahimehullah) anlatıyor: "Bennamazda çakıl taşlarını kurcalarken İbnu Ömer (radıyallâhu anh) beni gördü.Namazdan çıkınca beni bundan nehyetti ve:

"Sen de Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm)'ın yaptığı gibiyap!" dedi. Ben:

"Resülullah (aleyhissalatu vesselâm) ne yapmıştı?" diye sordum.Ben:

"Namazda oturduğu zaman, efendimiz sağ avucunu sağ dizinin üzerinekoyarak, bütün parmaklarını yumar, başparmağını takip eden parmağıyla daişarette bulunurdu. Sol avucunu da sol uyluğunun üstüne koyardı."

2612 - Nâfi'nin İbnu Ömer (radıyallâhu anhümâ)'den yaptığı bir diğerrivayette şöyle denmiştir: "...Sol eli de sol dizinin üstüne açmış olarak:koydu."

2613 - Yine İbnu Ömer'den bir başka rivayet şöyledir: "Sağ elinisağ; dizi üzerine koydu. Elliüç akdi yapıp şehadet parmağıyla işarettebulundu."

2614 - Nesâî'nin Ali İbnu Abdirrahmân'dan kaydettiği bir rivayette der ki:"İbnu Ömer (radıyallâhu anhümâ)'nın yanında namaz kıldım ve namazdaçakılları alt üst ettim. Bana:

"Çakılları alt üst etme. Zîra çakılların çevrilmesi şeytanişidir. Sen de Resülullah'ın yaptığı gibi yap. Ben O'nun ne yaptığınıgördüm" dedi. Ben:

"Resülullah'ın ne yaptığını gördün?" diye sordum.

"Şöyle' dedi ve sağ ayağını dikti, solunu yatırdı. Sağ elini sağuyluğu üzerine, sol elini de sol uyluğu üzerine koydu. Şehadet parmağıyla daişaret etti."

Bir diğer rivayette şöyle denmiştir: "Baş parmağı takip edenparmağı ile kıbleye işaret etti, nazarlarını da ona dikti."

Müslim, Mesâcid 114-116, (580); Muvatta, Salât 48, (1, 88); Ebü Dâvud,Salât 186, (987); Tirmizî, Salât 220, (294); Nesâî, İftitah 189, (2, 237), Sehv32-35, (3, 36-38).

2615 - İbnuz-Zübeyr (radıyallâhu anhümâ) anlatıyor: "Resülullah(aleyhissalâtu vesselâm) namazda oturunca, sol ayağını (sağ) uyluğunun vebacağının altına koyar, sağ ayağını da yere döşerdi."

2616 - Yine İbnu'z-Zübeyr (radıyallâhu anhümâ) anlatıyor:"Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm) (namazda oturur vaziyette iken), duâ edince,hareket ettirmeksizin parmağıyla işaret yapar, bu vaziyette duâ (teşehhüd) okurdu.Sol eliyle de sol uyluğunun üzerine dayanırdı."

Bir diğer rivayette şöyle gelmiştir: "Gözü de işaretindenayrılmazdı."

Ebü Dâvud, Salât 186, (988, 989, 990); Nesâî, İftitah 189, (2, 237); Sehv35, 39, (3, 37, 39).

2617 - Vâil İbnu Hucr (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resülullah(aleyhissalâtu vesselâm) sol ayağını yere yaydı, elini sol uyluğunun üzerinekoydu, sağ ayağını da dikti."

Nesâî'nin bir rivayetinde: "Kollarını, uyluklarının üzerine koydu.Şehadet parmağıyla işaret ederek duâ ediyordu (teşehhüdü okuyordu)."

Tirmizî, Salât 218, (292); Nesâî, Sehv 30, (3, 35).

2618 - Ebü Ya'für (radıyallâhu anh) diyor ki: "Mus'ab İbnu Sa'd İbnuEbî Vakkâs'ın şöyle söylediğini işittim: "Babamın yanında namaz kılmış,namazda avuçlarımı iç içe kavuşturup uyluklarımın arasına koymuştum. Babam butarzdan beni men' etti ve:

"Biz de bir ara böyle yapmıştık. Ondan nehyedildik ve ellerimizidizlerimizin üzerine koymakla emrolunduk" dedi."

Buhârî, Ezân 118; Müslim, Mesâcid 29, (535); Ebü Dâvud, Salât 150,(867); Nesâî, İftitah 91, (2,185).

2619 - Âsım İbnu Küleyb el-şermî an ebihi an ceddihî -ki ismi de Şihâbİbnu'l-Mecnün'dur- der ki: "Resülullah (aleyhissalatu vesseIam)'ın huzurunagirdim, namaz kılıyordu. Sol elini sol uyluğunun üzerine koymuş, sağ elini de sağuyluğunun üzerine koymuş idi. (Sağ elin) parmakları hep yumuk, sadece işaretparmağı açıktı. Şöyle duâ ediyordu:

"Ey kalbleri döndüren Allah'ım, kaIbimi dînin üzerine sabitkıl."

Tirmizi, Da'avât 135, (3581).

2620 - Ebü Humeyd es-Sâidî'den yine Tirmizî'nin bir rivayetinde şöyledenir: "Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm) teşehhüd için oturdu, solayağını yayıp sağ göğsünü kıbleye çevirdi..."

Tirmizî, Salât 219, (293). 6

2621 - Nesâi deki rivayette şu ziyade var: "Namazın sona erdiğirek'atte sol ayağını geride bırakmış ve uyluk kemiğine dayanarak oturmuş, sonra daselam vermişti."

Yine Nesâi'nin bir diğer rivayetinde şu ziyade var: "Şehadetparmağını kaldırmış ve onu hafif eğmiş (vaziyette teşehhüdü okuyordu)."

Nesâî, Sehv 29, 38, (3, 34, 39).

2622 - Abdullah İbnu Abdillah İbnu Ömer (radıyallâhu anhümâ) anlatıyor:"İbnu Ömer namazda oturunca bağdaş kurardı. Aynı şeyi ben de yaptım. Osırada yaşım gençti. Beni bundan nehyetti. Ve dedi ki:

"Namazın sünneti sağ ayağını dikmen, solu da bükmendir." Benkendisine:

"Ama sen bunu yapıyorsun!" dedim. Bunun üzerine:

"Ayaklarım beni taşımıyor" diye açıklamada bulundu."

2623 - Nesai'nin rivayetinde şöyle denmiştir: ". . (Namazın sünneti)sağ ayağını dikmen, parmaklarını kıbleye yöneltmen ve sol (ayak) üzerine deoturmandır.

Buhârî, Ezân 145; Muvatta, Salât 51, (89, 90); Nesâî, İftitah 189, 190,(2, 235, 236). Metin Buhârî'ye aittir.

2624 - Tavus (rahimehullah) anlatıyor: "İbnu Abbâs (radıyallâhuanhümâ)'a (namaz'da) iki ayak üzerine ik'â hakkında sordum.

"Bu sünnettir" dedi. Kendisine

"Biz bunu erkeğe eziyet görüyoruz!" dedik. O tekrar:

"Bilakis, o, Peygamberiniz (aleyhissalâtu vesselâm)'insünnetidir!"

dedi."

Müslim, Mesâcid 32, (536); Ebü Dâvud, Salât 143, (845); Tirmizî, Salât210, (283). Metin Müslim'e aittir.

Ebü Dâvud'da, "iki ayak üzerine" tabirinden sonra"secdede" ziyadesi mevcuttur.

2625 - İbnu Mes'ud (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resülullah(aleyhissalâtu vesselâm) ilk iki rek'atte oturunca, (çabuk) kalkmak için sankikızgın taş üzerine oturmuş gibiydi."

Ebü Dâvud, Salât 188, (995); Tirmizî, Salât 270, (366); Nesâî, İftitah195, (2, 243).

SELAM

2626 - Amir İbnu Sa'd, babasından (radıyallâhu anh) naklediyor:"Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm) (namazını tamamlayınca) sağına ve solunaselam verirdi, öyle ki ben (geride olduğum halde) yanağının beyazlığınıgörürdüm."

Müslim, Mesâcid 119, (582); Nesâî, Sehiv 68, (3, 61).

2627 - İbnu Mes'ud (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resülullah(aleyhissalâtu vesselâm) (namazı bitince) sağına ve soluna selam verir, şöylederdi: "Esselâmu aleyküm ve rahmetullah, es-selâmu aleyküm ve rahmetullah."

Ebü Dâvud, Salât 189, (996); Tirınizî, Salât 221, (295); Nesâî, Sehiv71, (3, 63).

Ebü Davud'da "soluna" tabirinden sonra şu ziyade yer alır:"...Öyle ki yanağının beyazını gördük."

Nesâi de ise şu ziyade vardır: "...Öyle ki, şu taraftan yanağınınbeyazlığını görürdük."

2628 - Ebü Dâvud'un Vâil İbnu Hucr (radıyallâhu anh)'dan yaptığı birdiğer rivayette şöyle gelmiştir: "Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm)sağına, "esselâmu aleyküm ve rahmetullah ve berekâtuhu" diyerek, soluna da"es-selamu aleyküm ve rahmetullah" diyerek selam verirdi."

Yine Ebü Dâvud'da Semüre İbnu Cündeb'ten gelen bir rivayette:

"...sonra imamınıza ve kendinize selam verin" buyurulmuştur."

Ebü Dâvud, Salât 189, (997), 182, (875).

2629 - Câbir İbnu Semüre (radıyallâhu anhümâ) anlatıyor:"Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm) ile beraber namaz kılınca, ellerimizle(işaret ederek): "Esselâmu aleyküm ve rahmetullâhi" demiştik -ve eliyle deiki tarafına işaret etti. -Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm) bunun üzerine:

"Ellerinizle neye işaret ediyorsunuz? Niye ellerinizi hırçın atlarınkuyruğu gibi (kıpırdak) görüyorum? Namazda sakin olun. Herbirinizin ellerinidizlerine koyup, sonra sağındaki ve solundaki kardeşine selam vermesi yeterlidir"

Müslim, Salât 119, (430); Ebü Dâvud, Salât 189, (998, 999, 1000); Nesaî,Sehiv 5, (3, 4, 5).

2630 - Hz. Âişe (radıyallâhu anhâ) anlatıyor: "Resülullah(aleyhissalâtu vesselâm) selam verince: "Allahümme ente's-selâm veminke's-selâm. Tebârekte yâ ze'l-celâli ve'l-ikrâm" diyecek kadarotururdu."

Bu cümlenin mânası: "Ey Allah'ım! Sen selamsın (her çeşit ayıp,kusur ve âfetlerden uzaksın). İnsanların mazhar olduğu selâmet sendendir. Ey Celâlve ikram sahibi Rabbimiz! Senin şânın yücedir" demektir."

Müslim, Mesâcid 136, (592); Tirmizî, Salât 224, (298).

2631 - Semüre İbnu Cündeb (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resülullah(aleyhissalatu vesselâm) imamın selamına selamla mukâbele etmemizi, birbirimizisevmemizi, birbirimize selam vermemizi emretti."

Ebü Davud, Salât 190, (1001).

NAMAZIN EVSAFINI BİLDİREN BAZI HADİSLER

2632 - Ebü Humeyd es-Saidî (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Kendisi,Resülullah (aleyhissalâtu vesselam)'ın Ashâbından on kişilik bir grupla oturuyoridi. Resülullah'ın namazını zikrettiler. Bunun üzerine:

"Ben içinizde Aleyhissalâtu vesselâm'ın namazını en iyi bilenkimseyim!" "Nasıl olur. Allah'a yemin olsun, sen O'na bizden daha çok tâbiolmuş bizden önce onun sohbetine katılmış değilsin!" dediler. O:

"Herşeye rağmen!" deyip (ısrar edince):

"Peki (Efendimizin nasıl namaz kıldığını) arzet görelim"dediler. 0 da anlattı:

"Aleyhissalâtu vesselâm, namaza kalkınca kollarını omuzlarıhizasına kadar kaldırırdı. Bütün kemikleri mütedil şekilde yerlerindeistikrarını bulunca tekbir getirir, sonra kırâatte bulunur, sonra tekrar tekbirgetirir, ellerini omuzları hizasına kadar kaldırır, sonra rüküya gider ve elayalarını dizlerinin üzerine koyar, sonra o durumda mütedil bir vaziyet alır,başını ne aşağı kırar ne de yukarı kaldırır, sonra başını kaldırıp:

"Semi'allâhu li-men hamideh (Allah kendisine hamdedeni işitir)!"der, sonra ellerini tekrar omuzlarının hizasına kadar mutedil şekilde kaldırır,sonra: "Allahu ekber!" deyip yere eğilir, ellerini yanlarına açar, sonrabaşını kaldırır, sol ayağını büker, üzerine oturur, secde edince ayaklarınınparmaklarını açar, sonra secde eder, sonra: "Allahu ekber!" der, başınıkaldırır, sol ayağını büker, her kemik yerine gelinceye kadar sol ayağınınüzerine oturur. Sonra aynı şeyleri diğer (rek'at)de yapardı.

Sonra iki rek'ati (tamamlayıp) kalkınca, iftitah tekbirinde olduğu gibitekbir getirir, ellerini omuzlarının hizasına kadar kaldırır. Sonra aynı şeylerinamazın geri kalan kısmında da yapardı.

Selam vereceği son rek'atin secdesi olunca sol ayağını (mak'adınınaltından sağ tarafına) çıkarır ve sol tarafı üzerine yere çökerekotururdu."

(Onun bu açıklamasını dinleyince yanındakiler:) "Doğru söyledin,)Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm) böyle namaz kılardı!" dediler."

Ebü Davud, Salât 117, (730-735); Tirmizî, Salât 227, (304, 305). HadisBuhârî'de muhtasar olarak gelmiştir. Ezân 145).

2633 - Rifâa İbnu Râfi' (radıyallâhu anh) anlatıyor:"Biz mesciddeiken bedevî kılıklı bir adam çıkageldi. Namaza durup, hafif bir şekilde (yanirükunleri, tesbihleri kısa tutarak) namaz kıldı. Sonra namazı tamamlayıp Resülullah(aleyhissalâtu vesselâm)'a selam verdi: Efendimiz:

"Üzerine olsun. Ancak git namaz kıl, sen namaz kılmadın!"buyurdu. Adam döndü (tekrar) namaz kılıp geldi, Resülullah'a selam verdi.Aleyhissalâtu vesselâm selamına mukabele etti ve:

"Dön namaz kıl, zîra sen namaz kılmadın!" dedi. Adam bu şekildeiki veya üç sefer aynı şeyi yaptı, her seferinde Aleyhissalâtu vesselâm:

"Dön namaz kıl, zîra sen namaz kılmadın!" dedi. Halk korktu venamazı hafif kılan kimsenin namaz kılmamış sayılması herkese pek ağır geldi.

Adam sonuncu sefer:

"Ben bir insanım isabet de ederim, hata da yaparım. Bana (hatamı)göster, doğruyu öğret!" dedi. Aleyhissalatu vesselâm:

"Tamam. Namaza kalkınca önce AIIah'ın sana emrettiği şekilde abdestaI. Sonra (ezan okuyarak) şehadet getir. İkâmet getir (namaza dur). Ezberinde Kur'anvarsa oku, yoksa AIIah'a hamdet, tekbir getir, tehlîl getir, sonra rükuya git. Rükühalinde itmi'nâna er (âzâların rüküda mütedil halde bir müddet dursun). Sonra kalkve kıyam halinde itidâle er, sonra secdeye git ve secde halinde itidale er, sonra oturve bir müddet oturuş vaziyetinde dur, sonra kalk.

İşte bu söylenenleri yaparsan namazını mükemmel (kılmış olursun).(Bundan bir şey) eksik bırakırsan namazını eksilttin demektir."

Râvi der ki: "Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm)'ın bu sonuncusözü Ashâb'a önceki: (Dön, namaz kıl, zîra sen namaz kılmadın!) sözünden dahakolay (ve rahatlatıcı) oldu. Zîra (bu söze göre), sayılanlardan bir eksiklik yapankimsenin namazında eksiklik oluyor ve fakat tamamı hebâ olmuyordu."

Tirmizî, Salat 226, (302); Ebü Dâvud, Salât 148, (857-861); Nesâî,İftitah 105, (2,193),167, (2, 225).

2634 - Hz. Ali (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalâtuvesselâm) buyurdular ki: "Namazın anahtarı temizliktir. (Namaz dışı şeylerlemeşguliyeti) haram kılan şey iftitah tekbiridir, (namaz dışı meşguliyeti) helalkılan şey (de sondaki) selamdır."

Ebü Dâvud, Tahâret 31, (61); Tirmizî, Tahâret 3, (3).

NAMAZIN UZUNLUĞU VE KISALIĞI HAKKINDA

2635 - Ebü Saîd (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resülullah(aleyhissalâtu vesselâm)'ın öğle ve ikindi namazındaki kıyamlarını(n uzunluğunutahmin ve) takdir ederdik. Öğledeki ilk iki rek'atin uzunluğunu Elif lâm-mîmTenzîlü's-Secde süresi(ni okuyacak) kadar tahmin ettik. Sonra iki rek'atin uzunluğunuda bunun yarısı kadar takdir ettik.

İkindinin ilk iki rek'atinin kıyamının uzunluğunu, öğlenin son ikirek'atinin uzunluğu kadar takdir ettik. İkindinin son iki rek'atinin uzunluğunu dabunun yarısı kadar."

Müslim, Salât 156, (452); Ebü Dâvud, Salât 130, (804); Nesâî, Salât 16,(1, 237).

2636 - Yine Ebu Said (radıyallahu anh) anlatıyor: "Öğle namazıbaşlardı, bu anda bir kimse Baki'ye gider, ihtiyacını görür, sonra abdest alır,gelir ve uzunluğu sebebiyle Resulullah'ın birinci rek'atine yetişirdi."

Müslim, Salat 161, (454); Nesai, İftitah 56, (2, 164).

2637 - İbnu Mes'ud (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Bir gece Resülullah(aleyhissalâtu vesselâm) ile birlikte namaz kıldım. Öylesine namazı uzattı ki,içimden çirkin bir şey yapmak geçti.

"Ne yapmak istemiştin?" diye sordular. Dedi ki:

"Oturup O (aleyhissalâtu vesselâm)'nu terketmeyi düşündüm."

Buhârî, Teheccüd 9; Müslim, Müsâfirîn 204, (773).

2638 - Fadl İbnu'l-Abbâs (radıyallâhu anhümâ) anlatıyor:"Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Namaz ikişer ikişerkılınır. Her iki rek'atte bir teşehhüd vardır. Namazda huşü duyulur (tazarrüdabulunulur), temeskün (tezellül) izhâr edilir. Ellerini kaldırırsın." Şöyle dededi: "Ellerini, içleri kendi yüzüne dönük olarak Rabbine kaldırır;isteklerini (ısrarla tekrarla söyleyerek) istersin:

"Ya Rabbi! ya Rabbi! ya Rabbi!.." Kim bunu yapmazsa namazıeksiktir."

Tirmizî, Salât 283, (385).

2639 - Ammâr İbnu Yâsir (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resülullah(aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Kişi vardır, namazını kılar bitirirde, kendisine namazın sevabının onda biri yazılır. Kişi vardır, dokuzda biri,sekizde biri, yedide biri, altıda biri, beşte biri, dörtte biri, üçte biri yarısıyazılır."

Ebü Dâvud, Salât 128, (796).

HADESTEN TAHARET

2640 - İbnu Ömer (radıyallâhu anhümâ) anlatıyor: "Resülullah(aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "AIIah temizlik olmayan namazı kabuletmez, hıyânetle kazanılan paradan verilen sadakayı da kabul etmez."

Müslim, Tahâret 1, (224); Tirmizî, Tahâret 1, (1).

2641 - Ebü Hüreyre (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resülullah(aleyhissalatu vesselâm) buyurdular ki: "AIIah, sizlerin namazını hades vâkiolunca yeniden abdest almadıkça kabul etmez."

Ebü Dâvud, Taharet 31, (60); Tirmizî, Tahâret 56, (76).

2642 - Yine Ebü Hüreyre (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resülullah(aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Abdesti olmayanın namazı da yoktur.Üzerine besmele çekmeyenin abdesti yoktur."

Ebü Dâvud, Tahâret 48, (101,102); İbnu Mâce, Tahâret 41, (399); Tirmizî,Tahâret 20, 25.

2643 - Hz. Enes (radıyallâhu anh), Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm)'ınher namaz için abdest aldığını söylemişti, kendisine:

"Siz nasıl yapıyordunuz?" diye soruldu. Şu cevabı verdi:

"Aldığımız abdest bozuluncaya kadar bize yetiyordu."

Buhârä, vudü 54; Ebu Dâvud, Taharet 66, (171); Tirmizi, Taharet 44, (58,60); Nesai, Taharet 101, (1, 85).

2644 - Büreyde (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resülullah(aleyhissalatu vesselâm) Fetih günü bütün namazları tek abdestle kıldı. Ömerİbnu'l-Hattâb (radıyallâhu anh) kendisine:

"Ey Allah'ın Resülü, bugün Şimdiye kadar hiç yapmadığın şeyiyapmış olmalısın?" demişti, şu cevapta bulundu:

"Ey Ömer, bunu bilerek yaptım."

Müslim, Tahâret 86, (277); Ebu Dâvud, Tahâret 66, (172); Tirmizî, Tahâret45, (61); Nesâî, Tahâret 101, (1, 86).

2645 - Hz. Âişe (radıyallâhu anhâ) anlatıyor: "Resülullah(aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: Namaz kılarken kimin abdesti kozulacak olursahemen namazdan çıksın. Eğer cemaatle kılınan bir namazda ise burnunu tutarakayrılsın."

Ebü Dâvud, Salât 236, (1114).

Burnunu tutmasını emretmesi, cemaate burnu kanamış zannını vermekiçindir. Bu davranış, avretin örtülmesi ve kabîhin gizlenmesi hususunda bir nevîedebe riayettir.

2646 - İmam Mâlik merhuma ulaştığına göre, İbnu Abbâs (radıyallahuanhümâ) namazda iken burnu kanardı, o da çıkar burnunun kanını yıkar, geri dönerve önceki kıldığı namazını (kaldığı yerden) tamamlardı."

Yine Muvafta'nın İbnu'l-Müseyyeb'den kaydettiği bunun aynısı olan birbaşka rivayet daha vardır."

Muvatta, Tahâret 74, (1, 38).

2647 - İbnu Amr İbnu'l-As (radıyallâhu anhümâ) anlatıyor:"Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Bir kimse son rek'atteoturmuşken daha selam vermeden hades vâki olsa namazı caizdir."

Tirmizî, Salât 300, (408).

ELBİSE TEMİZLİĞİ

2648 - Hz. Mu'âviye (radıyallâhu anh)'nin dediğine göre, Resülullah(aleyhissalâtu vesselâm)'ın zevce-i pâkleri Ümmü Habîbe'ye -ki kızkardeşidir-sormuştur:

"Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm), içerisinde kendisiyle temastabulunduğu elbise sırtında olduğu halde namaz kılar mıydı?" Ümmü Habîbe(radıyallâhu anhâ) şu cevabı vermiştir:

"Evet, yeter ki elbisede bir ezâ (meni bulaşığı) görmemişolsun!"

Ebü Dâvud, Tahâret 133, (366); Nesâî, Tahâret 186, (1, 155); Buhârî,Salât 2, Buhârî, bâb başlığı (tercüme) olarak kaydeder.

2649 - Hz. Âişe (radıyallâhu anhâ) anlatıyor: "Resülullah(aleyhissalatu vesselâm), bizim (kadınların) çamaşırları içerisinde namazkılmazdı."

Ebu Dâvud, Tahâret 134, (368); Tirmizî, Salat 420, (600); Nesâî, Zänet116, (8, 217).

2650 - İbnu Ömer (radıyallâhu anhümâ)'in anlattığına göre, cünübkeniçinde terlediği elbise sırtında olduğu halde namaz kılardı."

Muvatta, Tahâret 87, (1, 52).

2651 - Ebü Saîd (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resülullah(aleyhissalâtu vesselâm) ashâbiyle namaz kılarken âniden nalınlarını çıkarıpsol tarafına koydu. Bunu gören cemaat de derhal nalınlarını attılar. Resülullah(aleyhissalâtu vesselâm) namazı tamamlayınca:

"NaIınIarınızı niye attınız?" diye sordu.

"Seni nalınlarını atarken gördük, biz de kendi nalınlarımızıattık!" cevabını verdiler.

"Cebrâil (aleyhisselâm) bana gelip pislik olduğunu haber verdi (onuniçin attım). Öyleyse sizler mescide gelirken dikkat edin, nalınlarınızda bir pislik(kazurat) -veya eza demişti- görürseniz onu silin; o, ayağınızda olduğu haldenamazınızı kılın."

Ebü Dâvud, Salât 89, (650).

SETRÜ'L-AVRET

2652 - Behz İbnu Hakîm (radıyallâhu anh) anlatıyor: "(Bir gün Hz.Peygamber'e sorarak) dedim ki:

"Ey Allah'ın Resülü! Hangi avretimizi açıp, hangi avretimiziörtelim?"

"Zevcen ve sağ elinin sahip oldukIarı dışında herkese karşıavretini koru!" cevabını verdi. Ben tekrar:

"Ey Allah'ın Resülü, erkekle olursa?" dedim,

"Gücün yeterse avretini kimseye gösterme!" dedi.

"Kişi tek başına olursa?" dedim.

"Kendisine karşı haya edilmeye Allah daha lâyıktır" dedi."

Ebü Dâvud, Hamâm 3, (4017); Tirmizî, Edeb 22, ,(2770), 39, (2795); İbnuMâce, Nikâh 28, (1920).

2653 - Ebü Saîd el'Hudrî (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resülullah(aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Bir erkek başka bir erkeğin avretinebakmasın, kadın da kadının avretine. Bir erkek aynı örtünün içinde bir başkaerkeğe sokulmasın. Kadın da aynı örtünün içinde bir başka kadınasokulmasın."

Müslim, Hayz 74, (338); Ebü Dâvud, Hamâm 3, (4018); Tirmizî, Edeb 39,(2794).

2654 - İbnu Ömer (radıyallâhu anhümâ) anlatıyor: "Resülullah(aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Çıplaklıktan sakının! Zîra sizinyanınızda sadece helâya girdiğiniz zaman ve erkek hanımına sokulunca ayrılanmelekler var. Onlardan utanın ve onlara karşı saygılı olun."

Tirmizî, Edeb 42, (2801).

2655 - Abdullah İbnu Amr İbni'l-Âs (radıyallâhu anhümâ) anlatıyor:"Resülullah (aleyhissalâtu vesselam) buyurdular ki: "Sizden biri cariyesiniveya kölesini veya ücretlisini evlendirdi mi, artık onun avretine bakmasın."

Ebü Dâvud, Libâs 37, (4113, 4114).

2656 - Hz. Ali (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resülullah (aleyhissulatuvesselâm) bana: "Ey Ali, dizini çıkarma, ne canlı, ne ölü, başkasının dizinede bakma" buyurdu."

Ebü Dâvud, Cenâiz 32, (3140).

2657 - İbnu Abbas (radıyallâhu anhümâ) anlatıyor: "Resülullah(aleyhissalâtu vesselâm) uyluğu avret addetti."

Tirmizî, Edeb 40, (2798).

2658 - Ebü Hüreyre (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resülullah(aleyhissalâtu vesselam) buyurdular ki: "Omuzunuzu da örtmeyen -veya şöyledemişti bir parçası iki omuzunuzu da örtmeyen- tek parçadan müteşekkil kumaşiçerisinde kimse namaz kılmasın."

Buhârî, Salât 5; Müslim, Salât 277, (516); Ebü Dâvud, Salât 78, (626);Nesâî, Kıble 18, (2, 71).

2659 - Yine Ebü Hüreyre (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resülullah(aleyhissalatu vesselâm) buyurdular ki: "Kim tek parçalı kumaş içerisinde namazkılarsa onu iki omuzu arasında çaprazlasın."

Buhâri, Salât 5; Ebu Dâvud, Salât 78, (627).

Ebü Dâvud'un metninde: "(Kumaşın) iki ucuyla omuzunda çaprazyapsın" denmiştir.

2660 - Yine Ebü Hüreyre'nin rivayeti de şöyle gelmiştir: "Resülullah(aleyhissalâtu vesselâm)'a tek bir kumaş içinde kılınacak namazdan sorulmuştu şucevabı verdi:

"Hepinizin iki parçası var mı?"

Buhârî, Salât 4, 9; Müslim, Salât 275, (515); Muvatta, Salâtu'l-Cemâ'a30, (1,140); Ebü Dâvud, Salât 78, (625); Nesâî, Kıble 14, (2, 69-70).

2661 - Ömer İbnu Ebî Seleme (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resulullah(aleyhissalâtu vesselâm) tek parça kumaşa sarınmış olarak namaz kıldı. İki ucuomuzlardan çaprazlama geçmişti."

Buhârî, Salât 4; Müslim, Salât 279, (517); Muvatta, Salâtu'l-Cemâ'a 29,(1, 140); Ebü Dâvud, Salât 78, (628); Tirmizî, Salât 254, (339); Nesâî, Kıble 14,(2, 70).

2662 - Hz. Aişe (radıyallâhu anhâ) anlatıyor: "Resülullah(aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Allah hayız görenin (kadının) namazınıbaşörtüsüz kabul etmez."

Ebü Dâvud, Salat 85, (641); Tirmizî, Salât 277, (377).

2663 - Ubeydullah İbnu'I-Esved el-Havlânî -ki Resülullah (aleyhissalatuvesselâm)'ın zevce-i pâkleri Meymüne (radıyallahu anhâ)'nin terbiyesinde idianlatıyor: "Meymüne (radıyallâhu anhâ) üzerinde izar olmaksızın tek entari(dır') ile başörtüsü giyinmiş olduğu halde namaz kılardı."

Muvatta, Salâtu'l-Cema'a 37, (1,142).

2664 - Muhammed İbnu Zeyd, İbnu Kunfuz'un annesinden yaptığı nakle göre,annesi Ümmü Seleme (radıyallâhu anhâ)'ye "Kadın, hangi giysiler içerisindenamaz kılmalı?" diye sormuştur. 0 da;

"Başörtüsü ve ayağın üzerini örtecek kadar uzun entariiçerisinde!" diye Cevap vermiştir."

Muvatta, Salâtu'l-Cemâ'a 36, (1,142); Ebü Dâvud, Salât 84, (639, 640).

2665 - Hz. Âişe (radıyallâhu anhâ) anlatıyor: "Resülullah(aleyhissalâtu vesselâm), üzerinde çizgiler olan hamîsa kumaşı üzerinde namazkılmıştı. (Namazdan sonra) çizgilere bir göz attı ve:

"Bu hamisa'yı Ebü Cehm İbnu Huzeyfe'ye götürün, onunenbicâniye'sini getirin. Zîra bu beni az önce namazda meşgul etti" buyurdu."

Buhârî Salât 14, Ezân 93, Libâs 19; Müslim, Mesâcid 61, (556); Muvatta,Salât 67, (1,

97, 98); Ebü Dâvud, Salât 167, (914), Libâs 11; Nesâî, Kıble 20, (2,72).

2666 - Ukbe İbnu Âmir (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resülullah(aleyhissalâtu vesselâm)'a ipekten mamul bir kaftan hediye edildi. Kaftanı giyipiçinde namaz kıldı. Sonra namazdan ayrılıp hemen kaftanı şiddetle çıkarıp attı,sanki kaftandan gayr-ı memnundu:

"Bu, muttakîlere muvafık düşmüyor!" dedi."

Nesâî, Kıble 19, (2, 72); Buhâri, bu ma'nâda bir rivayette bulunmuştur.Salât,16, Libâs 12; Müslim, Libâs 23, (2075).

2667 - Hz. Aişe (radıyallâhu anhâ) demiştir ki: "Resülullah(aleyhissalâtu vesselam) bir ucu beni örtmekte olan bir kumaşın diğer ucuylaörtünerek, içinde namaz kıldı."

Ebu Dâvud, Salât 80, (631).

NAMAZ KILINAN YERLER

2668 - Hz. Enes (radıyallâhu anh)'in anlattığına göre, büyükannesiMüleyke (radıyallâhu anhâ) hazırladığı bir yemeğe Resülullah (aleyhissalâtuvesselâm)'ı davet etti. (Efendimiz şeref vererek) yemekten yediler. Sonra:

"Kalkın size namaz kıldırayım!" buyurdular. Enes (radıyallâhuanh) der ki:

"Ben uzun müddettir kullanılmaktan kararmış olan hasırımızıgetirdim, üzerine su çiledim. Aleyhissalâtu vesselâm üzerinde namaza durdu. Ben veyetim, arkasında saf yaptık, yaşlı (annem) de bizim arkamızda durdu. Resülullah(aleyhissalâtu vesselâm) bize iki rek'at (nafile namaz) kıdırıp, sonraayrıldı."

Buhârî, Salât 20, Ezân 78, 161, 164, Teheccüd 25; Müslim, Mesâcid266-268, (658-660); Muvatta, Kasru's-Salât 31, (1, 153); Ebü Dâvud, Salât 71, (612,658); Tirmizi, Salât 173, (234); Nesâî, Mesâcid 43, (2, 56, 57); İmâmet 19, (2,85-86).

2669 - Hz. Meymüne (radıyallâhu anhâ) anlatıyor: "Resülullah(aleyhissalâtu vesselâm) ben hayızlı halde tam hizasında dururken, namaz kılardı.Secde ettiği vakit bazan elbisesi bana değerdi. Humra üzerinde namaz kılardı."

Buhârî, Salât 21, 19, 107, Hayz 29; Müslim, Mesacid, 273, (513); EbüDâvud, Salât 91, (656); Nesâî Mesâcid 44, (2, 57).

2670 - Hz. Enes (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Biz çok sıcak günlerdeResülullah (aleyhissalâtu vesselâm)'la birlikte namaz kılardık. Biriniz alnınısıcak sebebiyle yere koyamayacak olsa, giysisini serer onun üzerine secde ederdi.

Buhârî, Amel fis-Salât 9, Salat 23, Mevat 11; Müslim, Mesâcid 191, (620);Ebü Dâvud, Salât 93, (660); Tirmizî, Salât 411, (584); Nesai, İftitah 144, (2, 216);İbnu Mâce, İkâmetu's-Salât 64, (1033).

2671 - Berâ (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalatuvesselâm) buyurdular ki: "Koyun ağıllarında namaz kılın. Zîra koyunlarmübarek (hayvanlar)dır. Deve damlarında namaz kılmayın, zîra onlarşeytanlardandır."

Ebü Dâvud, Salât 25, (493).

2672 - İbnu Ömer (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resülullah(aleyhissalatu vesselâm) yedi yerde namaz kılmayı yasakladı: "Mezbele(çöplük), meczere (hayvan kesilen yer), makbere (mezarlık), yol geçeği, hammâm,deve damı, Beytullâhi'l-Haram'ın damının üstü."

Tirmizî, Salât 255, (346).

2673 - Hz. Ebü Hüreyre (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resülullah(aleyhissalatu vesselâm) şöyle dediler:

"Allah yahudilere ve hıristiyanlara lânet etsin. Peygamberlerininkabirlerini mescide çevirdiler."

Buhârî, Salât 54; Müslim, Mesâcid 20, (530); Ebu Dâvud, Cenâiz 76;Nesâî, Cenâiz 106, (4, 95, 96).

Ebü Dâvud'un dışındaki bir rivayette Hz. Âişe'den şu ziyadeye yerverilmiştir: "Eğer bu (endişe) olmasaydı, (Resülullah'ın) kabri açıktabulundurulacaktı. Ancak mescid ittihaz edilmesinden korkuldu."

2674 - Atâ İbnu Yesâr (rahimehullah) anlatıyor: "Resülullah(aleyhissalâtu vesselâm) şöyle duâ buyurdular: "Allahım, kabrimi ibâdet edilenbir put kılma" (ve devamla dedi ki): "Nebilerinin kabirlerini mescidler halinegetiren bir kavme Allah'ın öfkesi artmıştır."

Muvatta, Kasru's-Salât 85, (1, 172).

2675 - Hz. Ali (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resülullah(aleyhissalâtu vesselâm), beni mezarlıkta namaz kılmaktan menetti. Beni Bâbiltoprağında da namaz kılmaktan menetti (ve şöyle dedi:) "Zîra orasımel'undur."

Ebü Dâvud, Salât 24, (490).

Hattabî der ki: "Bu hadisin senedinde zayıflık olduğu söylenmiştir.Ben âlimlerden kimseyi bilmem ki Bâbil toprağında namaz kılmayı yasaklamış olsun.Hadis(in Resülullah'a nisbeti) sahih ise, bu yasak sadece, Hz. Ali'nin şahsıylailgilidir; böylece, onu Küfe'de maruz kaldığı mihnete (sıkıntılı hadislere)karşı uyarmak istemiştir. (Malum olduğu üzere) Küfe, Bâbil diyarındadır."

2676 - İbnu Ömer (radıyallâhu anhümâ) anlatıyor: "Resüllullah(aleyhissalatu vesselâm) bineğinin üzerinde iken yönü hangi istikâmette olursa olsuntesbih ediyor, (nafile namaz kılıyor, rükü ve secde içinde) başıyla imadabulunuyordu. İbnu Ömer de böyle yapıyordu."

Buhârî, Taksirus-Salât 7, 8, 11, 12, Vitr 5, 6; Müslim, Müsâfırîn 39,(700); Muvatta, Kasru's-Salât 22, (1,150,151); Ebü Dâvud, Salât 277, (1224,1225);Tirmizî, Salât 345, (472); Tefsir, Bakara (2961); Nesâî, Kıble 23, (243, 244).Kıyâmu'l-Leyl 23, (3, 232).

2677 - Ebü Dâvud bir diğer rivayette şu ziyadeyi kaydeder:"Aleyhissalâtu vesselâm nafile namaz kılmak isteyince, devesini kıbleye çevirir,sonra iftitah tekbiri getir(erek) namaza başlar, sonra bineği nereye yöneltirseyöneltsin, namazını kılardı."

2678 - Hz. Câbir (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resülullah(aleyhissalâtu vesselâm) şöyle buyurdular: "Küre-i arz bana bir mescid ve temizkılındı. Ümmetimden her kim bir namaz vaktine ulaştımı nerede olursa namazınıkılstn."

Nesâî, Mesâcid 42, (2, 56).

2679 - İbrahim İbnu Yezîd et-Teymî (rahimehullah) anlatıyor:"Babamdan mescidin avlusunun kenarında Kur'an öğreniyordum. Bu sırada secdeâyeti okumuşsam babam hemen secdeye kapanıyordu. Kendisine:

"Babacığım yolda niye secde ediyorsun?" diye sordum... Dedi ki:"Ben Ebü Zerr (radıyallahu anh)'in şöyle söylediğini işittim:"Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm)'a yeryüzünde inşa edilen ilk mescidinhangisi olduğunu sordum: "Mescid-i Haram" olduğunu söyledi. Ben: "Sonrahangisi?" dedim, "Mescid-i Aksa!" diye cevap verdi. Ben: "İkisiarasında kaç yıl fark var?" dedim. "Kırk yıl!" dedi ve ilave etti:"Arz sana (baştan ayağa) bir mesciddir, öyleyse nerede namaz vaktine ulaşırsannamazını (orada) kıl, çünkü fazîlet ondadır (namaz vaktinin girdiği ilkandadır)"

Buhârî, Enbiyâ 8, 40; Müslim, Mesâcid 2, (520); Nesâî, Mesâcid 3, (2,32); İbnu Mâce, İkâmet, Mesâcid 7, (753).

2680 - İbnu Ömer (radıyallâhu anhümâ) anlatıyor: "Resülullah(aleyhissalâtu vesselâm) şöyle buyurdular:

"Namazlarınızdan bir kısmını evlerinizde kılın, sakın onlarıkabirlere çevirmeyin!"

Buhârî, Salât 52, Teheccüd 38; Müslim, Musâfirîn 208, (777); EbüDâvud, Salât 346, (1448); Tirmizî, Salât 331, (451); Nesâî, Salâtu'l-Leyl 1,(3,197).

2681 - Müslim'in Hz. Câbir (radıyallâhu anh)'den kaydettiği bir rivayetteAleyhissalatu vesselâm şöyle emretmiştir:

"Sizden kim namazını mescidde kılarsa namazından bir pay da evi içinayırsın. Zîra Allah, evinde kılacağı namaz için dahi bir hayır takdir etmiştir.

Müslim, Müsâfirîn 210, (778).

2682 - Mu'âz İbnu Cebel (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resülullah(aleyhissalâtu vesselâm) bağ ve bahçelerde namaz kılmayı da müstehab (sevimli vehoş) addederdi."

Tirmizî, Salat 249, (334).

NAMAZDA KONUŞMAMAK

2683 - Zeyd İbnu Erkam (radıyallahu anh) anlatıyor: "Biz, namazkılarken konuşurduk. Öyle ki herkes kendi yanındakine birşeyler söyleyebilirdi.Derken şu ayet nazil oldu: "Allah'ın divanına tam huşü ve tâatle durun"(Bakara 238). Böylece süküt etmekle emrolunduk ve konuşmaktan menedildik."

Buhârî, Amel fi's-Salât 2, Tefsir, Bakara 43; Müslim, Mesâcid 35, (539);Ebü Dâvud,178, (949); Tirmizî, Salât 297 (405); Nesâî, Sehv 20.

2684 - İbnu Mes'ud (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resülullah(aleyhissalâtu vesselâm)'a selam verirdik, O da bize mukâbele ederdi. Necâşi'ninyanından döndüğümüz zaman O'na yine (namazda) selam vermiştik, bize mukabeletenselam vermedi.

"Ey Alah'ın Resülü, dedik, biz sana vaktiyle namazda selam verirdik,sen de selamımızı alırdın (şimdi niye almıyorsun)?" dedik. Bizi şöylecevapladı:

"Namazda meşguliyet var!"

Buhârî, Amel fis's-Salât 2, 15, Fadilu'l-Ashâb 37, Müslim, Mesâcid 34,(538); Ebü Dâvud,170, (923, 924); Nesâî, Sehv 20, (3, 19).

2685 - Mu'âviye­İbnu'l-Hakem es-Sülemî (radıyallahu anh) anlatıyor:"Ben Resûlullah (aleyhissâltu vesselâm) ile birlikte namaz kılıyordum. Derkencemaatten bir Şahıs hapşırdı. Ben:

" Yerhamükallah '' dedim. Cemaattekiler bana bed bed baktılar. Bunuüzerine (kızıp) :

" Vay başıma gelen, niye bana böyle bakıyorsunuz? '' dedim. Bu seferellerini dizlerine vurarak beni susturmak istediler. Resûlullah (aleyhissalâtuvesselâm) namazı bitirince (bana iyi davrandı), annem babam O'na fedâ olsun, ben O'ndan, ne önce ne de sonra, ondan daha iyi öğreten bir muallim görmedim. Allah'a yeminolsun O beni ne azarladı ne dövdü, ne de betimi yıktı; sadece:

"Namazda insan kelamından (dünyevi) bir söz münasib degildir, onauygun olan söz, tesbîh, tekbîr ve Kur'an kiraatıdır!" dedi. Ben:

"Ey Allah 'ın Resulû, dedim, ben cahiliyeden daha yeni çıkmışbirisiyim. Allah bize İslâm'ı lütfetti ama bizde öyleleri var ki, hâlâ kâhinleregeliyorlar, (bu hususta ne tavsiye edersiniz?) '' dedim.

" Sen onlara gitme!'' buyurdu. Ben tekrar:

"Bizde (kuşun uçuşuna vs 'ye bakarak) uğursuzluk çıkaranlar davar?'' dedim. Cevaben :

"Bu (uğursuzluk zannı) kalplerinde mevcut olan bir (kuruntu)dur. Sakınonları (gayelerine gitmekten) alıkoymasın!'' dedi. Ben:

"Bizde, kuma hatlar cizerek fala bakanlar da var? '' dedim. Şuaçıklamayı yaptı:

"Peygamberlerden biri de (kuma) çizgi çizerdi. Kim çizgisini onunçizgisine uygun düşürürse isabet eder!'' buyurdu. Ben:

"Benim bir câriyem vardı, Uhud ve Cevâniyye taraflarında koyunotlatırdı. Bir gün öğrendim ki bir kurt peyda olmuş ve sürüden bir koyungötürmüş. Ben bir insanoğluyum, herkes gibi ben de öfkelenirim. (Bu hâdiseyüzünden kızıp) câriyeye bir tokat askettim. (Râvi der ki: Bu sözümü işitince)Resûlullah tokadımı fazla buldu, (yakıştıramadı).

"O halde onu âzad etmiyeyim mi?" dedim.

"Bana bir getir hele!'' dedi. Ben de câriyeyi ona getirdim. Ona :

"Allah nerde?" diye sordu. Cariye:

"Semâda!" diy cevap verdi. Bu sefer:

"Ben kimim?" diye sordu. O da:

"Sen Resûlullah'sın!'' diye cevap verdi. Bunun üzerine aleyhissalatuvesselam:

"Onu âzad et, çünkü mü'mine'dir" buyurdu."

Müslim, Mesâcid 33, (537); Ebu Dâvud, Salât 171, (930, 931 ); Nesâî Sehv20, (3, 14-1 8).

2686 - Ebu'd-Derdâ (radıyallahu anh) anlatıyor: "Bir gün Resûlullah(aleyhissalâtu vesselâm) namaza kalktı. Şunu okuduğunu işttik: "Senden Allah'asığınırım. '' Sonra da üç kere: ''Seni Allah'ın lânetiyle lânetliyorum'' dedi vesanki bir şey yakalıyormuşcasına elini uzattı. Namazı bitirince:

"Ey Allah 'ın Resûlü! dedik, senden bugün daha önce hiçsöylemediğin bir şey işittik. Ayrıca ellerini de açtığını gördük? şu cevabıverdi:

"Allah'ın düşmanı olan iblis, yüzüme koymak için ateşten bir alevgetirdi. Ben de ona, üç kere : " Eûzu billahi '' dedim. Sonra da: " SeniAllah'ın eksiksiz lanetiyle lânetliyorum'' dedim, geri çekilmedi, üç keretekrarladım. Sonunda onu yakalamak istedim. Vallahi kardeşim Süleymân'ın duasıolmasa idi, bağlı olarak sabaha erecek ve Medine'nin çocukları onunlaoynayacaklardı.''

Müslim, Mesâcid 40, (542); Nesâ, Sehv 19, (3,13).

BAŞKA MEŞGULİYETLERİ TERK

2687 - Mu'aykîb (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resûlullah(aleyhissalâtu vesselâm) 'a, musalli 'nin secde edeceği yerdeki toprağındüzlenmesinden sual edildi... "

2688 - Tirmiz î'nin bir rivayetinde hadis şöyledir : "Resûlullah(aleyhissalâtu vesselâm)'a namazda çakıllara dokunup (düzlemekten) sorulmuştu, şucevabı verdi:

"Mutlaka yapmak zorunda isen bâri bir kere yap!"

Buharî, Amel fi's Salât 8; Müslim, Mesâcid 46, (545); Ebu Dâvud, Salât175, (946); Tirmizî, Salât 279, (3 80) ; Nesâî, Sehv 8, (3, 7).

2689 - Ebu 'Zerr (radıyallahu anh) 'den Dört İmam'ìn kaydettiği birrivayette şöyle‚ buyrulmuştur: "Sizden kim namaza durursa, sakın çakıllaradeğmesin. Zira rahmet, ona karşıdan gelir."

Muvatta, Kasru's-Salât 43, (1,157); Ebu Dâvud, Salât 175, (945) ; Tirmizî,Salât 279, (379); Nesâî, Sehv 7, (3,6).

2690 - Hz. Ebu Zerr (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resulullah(aleyhissâlatu vesselâm) buyurdular ki: "Allah, kula namazda sağa sola iltifatetmedikçe rahmetiyle yaklaşmaya devam eder. İltifat etti mi ondan yüz çevirir. "

Ebu Dâvud, Salât 165, (909) ; Nesâî, Sehv 10, (3,7).

2691 - Hz. Aişe (radıyallahu anhâ) anlatıyor: "Resulullah'a namazdasağa sola bakmak (iltifat) hususundan sordum. Şu cevabı verdi:

''Bu bir kapıp kaçırmadır. Şeytan kulun namazından kapar kaçırır.''

Buhârî, Ezân 93, Bed'ü'l-Halk 11; Ebu Dâvud, Salât l65, (910); NesâîSehv 10, (3,8). Bu rivâyet Müslim'de bulunamamıştır.

2692 - Hz. Enes (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalâtuvesselâm): "İnsanlara ne oluyor da namaz kılarken gözlerini semayakaldırıyorlar? '' dedi ve bu hususta sert sözler söyledi. Sonra konuşmasını şöyletamamladı: "Ya bundan vazgeçerler ya da gözleri çıkarılır."

Buhârî, Ezân 91; Ebu Dâvud, Salât l 67, (913) ; Nesâî, Sehv 9, (3, 7).

2693 - Yine Hz. Enes anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalâtu. vesselâm)bana şöyle nasihat etti: "Ey oğulcuğum, namazda sağa sola bakmaktan sakın. Zirao helak olmaktır. Eğer mutlaka yapacaksan bâri nafilelerde olsun, farzlarda değil.''

Tirmizî, Salât 413 (5 89).

2694 - Sehl İbnu 'l-Hanzaliyye (radıyallahu anh) anlatıyor: "Sabahnamazı için ikâmet okundu. Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) namaza başladı.Namazda Şîb istikametine bakıyordu. Geceden, Şîb'a koruması için bir atlıgöndermişti."

(Ebu Dâvud, Salât 168, (916).

2695 - İbnu Ömer (radıyallahu anhümâ) anlatıyor: "Resulullah(aleyhissalâtu vesselâm) Mescid-i Kuba 'ya namaz kılmaya gitti. Ensar (radıyallahuanhüm) gelip, namaz kılarken kendisine selam.verdiler. Ben Bilâl'e sordum:

"Namaz kılarken onların selamına nasıl mukabele ettiğini gördün?''Bana bizzat göstererek:

"Şöyle!'' dedi ve avucunu açıp iç kısmını aşağıya, sırtınıyukarıya getirdi.''

Ebu Dâvud, Salât 170, (927); Tirmizî, Salât 271, (368); Nesâî, Sehv 6,(3, 5-6).

2696 - Ebu Hüreyre (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resulullah(aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Tesbîh erkeklere, el çırpma kadınlaramahsustur."

Buhârî, Amel fi's-Salât 5; Müslim, Salât 106, (422); Ebu Dâvud, Salât173, (939) ; Tirmizî, Salât 272, (369) ; Nesâî, Sehv l 6, (3, 11-12).

2697 - Abdullah İbnu' ş-Şhhîr (radıyallalu anh) anlatıyor:"Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) ile birlikte namaz kıldım. Namazda onunöksürerek boğazını temizleyip (yere attığını ve) sol ayağıyla sürttüğünügördüm. "

Buharî Mesâcid 58, (554); Ebu Dâvud, Salât 22, (482); Nesâî, Mesâcid 34,(2, 52).

2698 - Ebu Dâvud'un rivayetinde şöyle gelmiştir: "... Sol ayağınınaltına tükürdü, ayakkabısıyla sürttü.''

Ebu Dâvud. Salât 22, (482).

2699 - Ebu Dâvud'un Ebu Nadra 'dan kaydettiği bir rivayette :"Elbisesine tükürdü, kıvrımları arasında ovaladı" denmiştir.

Ebu Dâvud, Tahâret 143,(389, 390).

2700 - Hz. Aişe, (radıyallahu anhâ) anlatıyor: "Bir gün dışardangeldim. Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) odada namaz kılıyordu, kapı da üzerinekapalı'idi. Açmasını istedim, ilerleyip bana açtı. Sonra gerisin geriyenamazgâhına döndü.''

Hz. Aişe kapının kıble cihetinde olduğunu belirtti."

Ebu Dâvud, Salât 169, (922) ; Tirmizî, Salât 421, (601); Nesâî, Sehv 14,(3, 11).

2701 - Ebu Hüreyre (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resulullalh(aleyhissalâtu vesselâm): "Namazda iki siyahı yani yılan ve akrebi öldürün''buyududu."

Ebu Dâvud, Salât 169, (921); Tirmizî, Salât 287, (390); Nesâî, Sehv 12,(3, 10).

2702 - Ümmü Seleme (radıyallahu anhâ) anlatıyor: "Resulullah(aleyhissalâtu vesselâm) bizim Eflah adındaki kölemizi, secde sırasında (ağzıyla)üfürdüğünü görmştü"Ey Eflâh, yüzünü toprakla!" dedi."

Tirmizî, Salât 280, (381).

2703 - Ebu Hüreyre (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resulullah(aleyhissalâtu vesselâm) namazda sedl 'i, (sarınmayı) ve erkeğin ağzını örtmesiniyasakladı."

Ebu Dâvud, Salât 86, (643); Tirmizî, Salât 278, (378).

KIBLE

2704 - Hz. Aişe, (radıyallahu anhâ) anlatıyor: "Resulullah(alehissalâtu vesselam), geceleyin ben önünde, kıbleyle arasında bir cenaze gibiuzanmış yatarken, namaz kılardı. Vitir kılacağı zaman bana da haber verirdi, ben devitir kılardım.''

2705 - Sahiheyn'in diğer bir rivayetinde şöyle gelmiştir: "Hz. Aişe(radıyallahu anhâ)'nın yanında namazı bozan şeylerden söz açılmıtı. Bu meyandaköpek, eşek ve kadının da zikri geçti. Aişe (radıyallahu anhâ):

"Bizi yine eşeklere ve köpeklere benzettiniz. Vallahi, ben Resulullah(aleyhissalâtu vesselâm)'ı kıblesiyle arasında yatakta yatar olduğum halde namazkılarken gördüm. Benim için ihtiyaç hasıl olunca oturup onu rahatsız etmekistemezdim (yatağın) ayak tarafından sıyrılp çıkardım.''

Buharî, Salât 22, 99, 102, 103,104,105,108, Amel fi s-Salât 10, Vitr 3,İsti'zân 37; Müslim, Salât 267, (512) ; Muvatta, Salatu'l-Leyl 2, (1,117) ; EbuDâvud, Salât 112, (711,712, 713, 714); Nesâî, Tahâret 120, (1, 101, 102), Kıble 10,(2, 67).

2706 - Ebu Dâvud'da İbnu Abbâs (radıyallahu anhümâ) 'dan gelen diğer birrivayette şöyle denmiştir : "Ben ve Abdulmuttaliboğullarından biroğlan (veyaköle) bir eşeğin üzerinde beraber geldik. Resulullah (aleyhissalâtu ve vsselâm) busırada namaz kılıyordu. Oğlan eşekten indi, ben de indim. Eşeği safın önkısmında bıraktık. Eşeğe aldırma(yıp namaza devam et)ti. Derken yineAbdulmuttaliboğullarıdan iki kız çocuğu gelip safın arasına dahil oldu, buna daaldırmadı. ''

2707 - Diğer bir rivayette şöyle gelmiştir: "Resulullah(aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Biriniz sütresiz olarak namaz kılarsa(önünden geçtiği takdirde) şunlar namazı bozar: Eşek, domuz, yahudi, mecûsi,kadın... Namazın bozulmaması için onun önünden, bunların bir taş atımlık uzaktangeçmesi kifâyet eder."

Buharî, Salât 90, İlm 18, Ezân 161, Cezâu ' s-Sayd 25;Müslim, Salât 254,(504); Muvatta, Kasru's-Salât 38, (1, 155); Ebu Dâvud, Salât 110,113 (703, 704, 715,716, 717) ; Tirmizî, Salât 252, (337), Nesâî, Kıble 7, (2, 64, 65).

"Bir diğer rivâyette şöyle denmişti: "Namazı, (önden geçen)hayızlı kadın ve köpek bozar. "

2708 - el-Fadl İbnu Abbâs (radıyallahu anhümâ) anlatıyor:"Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) bizi köyümüzde ziyaret etti. O sıradabizim iki küçük köpekle bir dişi eşeğimiz vardı. Bu ikisi önünde bulunduklarıhalde ikndi namazı kıldı. Hayvanları ne azarladı ne de geriye kovaladı."

Ebu Dâvud, Salât 114 ,(718) ; Nesâî, Kıble 7, (2, 65).

2709 - Kesîr İbnu Kesîr İbn-i Ebî Vedâ'a, an bazı ehlihi an ceddihi(radıyallahu anh) anlatmıştır ki: "Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm)'ı BenîSehm kapısını takip eden yerde, önünden halk gelip geçerken namaz kılargörmüştür. Bu sırada Resulullah 'la Ka'be arasında bir sütre de mevcut değildir.''

Ebu Dâvud, Menâsik 89, (2016) ; Nesâî, Kıble 9, (2, 67) İbnu Mâce,Menâsik 33, (2958).

2710 - Ebu Sa 'îd (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resulullah(aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Namazı hiç bir (haricî) şey bozamaz.İmkanınız nisbetinde defetmeye çalışın. Çünkü (bozmak isteyen) şeytandır.''

2711 - Ebu Dâvud'un bir rivayetinde şöyle denmiştir: "Kim, kıblesiile kendi arasına bir bşkasının girmemesine muktedir olursa, bunu sağlasın."

2712 - Buharî ' nin bir rivayetinde şöyle gelmiştir : "Resulullah(aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Sizden biri, halka karşı sütre olacakbir şeyin gerisinde namaz kılarken, biri önünden geçmeye kalkarsa ona mani olsun,(beriki haddini bilmeyip) ısrar ederse onunla mücâdele etsin. Zira o, (bu haliyle)şeytandır."

Buharî, Salât 100, Bed'ül-Halk 11; Müslim, Salât 259, (505);Muvatta,Kasru's-Salât 33, (1,154) ; Ebu Dâvud, Salât 108, (697, 698, 699,700) ; N esaî, Kıble8, (2, 66) ; Kasâme 45, (8, 6162).

2713 - Bişr İbnu Sa'îd(radıyallahu anh)'in anlattığına göre, kendisiniZeyd İbnu Hâlid Ebu Cüheym' in yanına göderip: "Musallînin önünden geçenhakkında Resulullah (aeyhissalâtu vesselâm) 'dan ne işittiğini sordurmuştur. EbuCüheym (radıyallhu anh) demiştir ki:

"Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Eğermusallinin önünden geçen kimse, bu geçişi sebebiyle kendisine gelen günahı bilseydiorada kırk. . . kalması onun için, musallînin önünden geçmesinden daha hayırlıolurdu."

Ebu 'n-Nadr der ki:

"Bilemiyorum ! Efendimiz "kırk gün mü'' dedi, kırk ay mı dedi,kırk sene mi dedi?"

Buhârî, Salât,101; Müslim, Salât26l, (507); Muvatta, Kasru's-Salât 34,(1,154,155); Ebu Dâvud, Salât 109, (701); Tirmizî, Salât 251, (336); Nesâî, Kıble8, (2, 66).

2714 - Yezîd İbnu Nimrân (rahimehullah) anlatıyor: "Tebük'de yatalakbir adam gördüm. Dedi ki: "Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) namaz kılarken,ben eşeğin üzerinde olduğum halde önünden geçtim. Bana: "Allah'ım, izinikes!" diye bedduada bulundu. Artık ondan sonra eşek üzerinde (bile) yolalamadım."

Bir rivâyette şöyle gelmiştir: "(Resulullah aleyhissalâtu vessalâmşöyle dedi:) "0 bizim namazımızı kesti, Allah da onun izini kessin."

Ebu Dâvud, Salât 110, (705, 706).

2715 - İbnu Abbas (radıyallahu anhümâ) anlatıyor: "Resulullah(aleyhissalâtu vesselâm):

"Uyuyanın gerisinde namaz kılmayın,konuşanın gerisinde de!,buyurdular.''

Ebu Dâvud, Salât 106, (694).

2716 - Ebu Hüreyre (radıyallahu anh) anlatıyor: "Biriniz namazkılınca,yüzünün karşısına bir şey koysun. Bulamazsa bir değnek koysun.Beraberinde bir değnek de yoksa bir çizgi çizsin. Böyle yaparsa önünden geçenkendisine zarar vermez."

Ebu Dâvud der ki: "Alimlerden bazısı, çizginin uzunlamasınaolacağını, bazısı da hilal gibi enlemesine olacağını söylemiştir.''

Ebu Dvud, Salât 103, (689).

2717 - Tallha İbnu Ubeydillah (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resulullah(aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Biriniz namaz kılarken, önüne semerinarka kaşı boyunda bir şey koydu mu, namazını rahat kılsın, bunun gerisinden geçenealdırmasın.''

Müslim, Salât 241, (499) ; Ebu Dâvud, Salât 102,Tirmizî, Salât, 250,(335).

2718 - Hz. Ebu Zerr (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resulullah(aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki:

"Kişi, önüne semer kaşı kadar bir şey bırakmadan namaz kılarsa;(önünden geçtiği takdirde) siyah köpek, kadın, eşek namazını bozar. . . ''

Ebu Zerr 'e dendi ki :

"Siyahın kırmızıdan, beyazdan farkı nedir? '' Şu cevabı verdi:

"Ey kardeşimin oğlu! Sen bana, benim Resulullah (aleyhissalâtuvesselâm)'a sorduğum şeyi sordun. Efendimiz:

" Siyah köpek şeytandır'' buyurmuştu. ''

Müslim, Salât 265, (510) ; Ebu Dâvud, Salât 110, (702) ; Tirmizî, Salât253, (338) ; Nesâî, Kıble 7, (2,63) ;İbnu Mâce, İkâmetu's-Salt 38, (952).

2719 - İbnu Ömer (radıyallahu anhümâ) anlatıyor: "Resulullah(aleyhissalatu vesselâm), bayram günü (namaz) için çıkınca bir harbe alınmasınıemrederdi. Harbe, (namaz sırasında) aleyhissalâtu vesselâm 'ın önüne konur, O dahalk arkasında olduğu halde harbeye doğru namaz kılardı. Efendimiz sefer sırasındada böyle yapardı. Bu sünnete ittibâen ümerâ da harbe kullanır oldu."

Buharî, Sa1ât 92, 90; Müslim, Salât 245 (501); Ebu Dâvud, Salât 102,(687) ; Nesâî, Kıble 4, (2, 62); İbnu Mâce, İkametu's-Salât 164, (1304, 1305).

2720 - Yine İbnu Ömer (radıyallahu anhümâ) anlatıyor: "Resulullah(bazan) bineğini (sütre olarak) öne koyar, ona doğru namaz kılardı."

Bir diğer rivâyette: "Aleyhissalâtu vesselâm devesine doğru namazkılardı'' denmiştir.

Buharî, Salât 98, 50; Müslim, Salât 247, (502); Muvatta, Kasru's-Salât 41,( 1, 157) ; Ebu Dâvud, Salât 104, (692) ; Tirmizî, Salât 261, (352).

2721 - Mikdâd İbnu'l-Esved (radıyallahu anh) diyor ki : "Ben,Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) ı çubuğa, direğe ve ağaca karşı namaz kılarvaziyette ne zaman görmüşsem, her seferind‚ onları sağ kaşının veya solkaşının karşısına almış görmüşümdür. Hiç bir zaman sütresin tamkarşısına almadı. "

Ebu Dâvud, Salât 105, (693).

2722 - Sehl İbnu Ebî Hasme (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resulullah(aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki :

"Biriniz sütreye karşı namaz kılınca, ona yakın olsun, ta ki şeytannamazını bozmasın."

Ebu Dâvud, Salât 107, (695).

ÇOCUK TAŞIMAK

2723 - Ebû Katâde (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resulullah(aleyhissalâtu vesselâm), kızı Zeyneb 'in kerimesi olan torunu Ümâme 'yi omuzundataşıdığı halde halka namaz kıldırırdı. Secdeye varınca çocuğu (yana)bırakır, kıyâm için doğrulunca tekrar omuzuna alırdı.''

Buharî, Slât 106, Edeb 18; Müslim, Mesâcid 41, (5, 43); Muvatta,Kasru's-Salât 81, (1,170); Ebu Dâvud, Salât 169,(917, 918, 919, 920); Nesâî; Mesâcid19, (2, 45), Sehv 13, (3, 10).

NAMAZDA UYUKLAMAK

2724 - Hz. Aişe (radıyallahu anhâ) anlatıyor: "Resulullah(aleyhissalâtu vesselâm) buyurdularki: "Sizden biri namaz kılarken uyuklayacakolursa, uykusu gidinceye kadar hemen yatsın. Zira, uyuklayarak namaz kılanınız,istiğfar ederken kendi nefsine sebbetmeye kalkar da farkında olmaz."

Buharî, Vudü 53, Müslim, Müsafirîn 222, (786); Muvatta, Salatu'l-Leyl 3,(1,118); Ebu Dâvud, Salât 308, (1310); Tirmizî, Salât 263, (355); Nesâî, Tahâret117, (1, 99-100).

SAÇIN ÖRÜLÜP BAĞLANMASI

2725 - İbnu Abbâs (radıyallahu anhümâ)'ın anlattığına göre, Abdullahİbnu'l-Haris'i, -saçını arkadan topuz yapmış olduğu halde- namaz kılarkengörmüş, arkasında durup, topuzu çözmeye başlamış, öbürü de kımıldamayıp,onaimkan tanımıştır. İbnu'l-Hâris namazını bitirince, İbnu Abbâs 'a gelip:"Benim saçımla niye ilgilendin?" diye sormuş, İbnu Abbâs (radıyallahuanhümâ) şu cevabı vermiştir: "Ben Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) 'danişittim, demişti ki:

"Böylesinin misâli, kolları arkasından bağlı olduğu haldenamazını kılan kimsenin misalidir. ''

Müslim, Salât 232, (492) ; Ebu Dâvud, Salât 88, (647); Nesâî, İftitâh147, (2, 2l5-216).

2726 - Ebu Sa'îd el-Makberî (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resulullah(aleyhissalâtu vesselâm) 'ın azadlısı Ebu Râfî', Hasan İbnu Ali (radıyallahuanhümâ) 'ye uğradı. Hasan, örgülerini ensesinde topuz yapmış olduğu haldekalkmış namaz kılıyordu. Ebu Râfi ' topuzunu çözdü. Hasan (radıyallahu anh)öfkeyle ona baktı.Ebu Râfi ' (radıyallahu anh): "Ökelenme, namazına devam et,çünkü ben Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm)'ın: "Bu, şeytan'ın minderi,yani oturma yeridir'' dediğini işitmiştim (de onun için çözdüm) '' dedi. ''

BÜYÜK VE KÜÇÜK ABDEST (İKİ HABİSİN) SIKIŞMASI

2727 - Abdullah İbnu Muhammed İbni Ebî Bekr (rahimehullah) anlatıyor:"Hz. Aişe (radıyallahu anhâ)' nin yanında idik. Yemeği getirildi. Derken Kâsımİbnu Muhammed namaza kalktı, Hz. Aişe: "Resulullah (alehissalâtu vesselâm) 'ınşöyle söylediğini işittim '' dedi:

"Yemeğin yanında namaz kılınmaz, iki habîsin (yani büyük veküçük abdestin) sıkışmasında da kılınmaz. ''

Müslim Mesâcid 67, (560) ; Ebu Dâvud, Tahâret 43, (89).

2728 - Abdullah İbnu'l-Erkân (radıyallahu anh)'ın anlattığına göre:"... Halka imamlık yapıyordu. (Bir seferinde) ikamet getirilmişti. Bir adamınelinden tutup öne sürdü ve: "Resulullah (aeyhissalâtu vesselâm) 'ın:

"Namaz başlarken birinizin hela ihtiyacı gelirse, önce helâya gitsin!''dediğini işittim dedi,''

Muvatta, Kasru's-Salât 49; (1,159); Eb Dâvud, Taharet 43, (88); Tirmizì,Tahâret 108, (142), Nesâî, İmâet 51, (2, 110, 111);İbnu Mâce, İkâmetus-Salât 114, (616).

SEHİV VE TİLAVET SECDELERİ

2729 - Abdullah İbnu Mâlik İbnu Büheyne (radıyallahu anh) anlatıyor:"Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) öğle namazının ilk iki rekatinitamamlamıştı (oturması gerektiği halde oturmadan) kalktı. Namazı bitirince iki(ziyade) secde daha yaptı, ondan sonra selam verdi. ''

Buharî, Sehv 1, 5 ; Ezân 145,147, Eymân 15 ; Müslim, Mesacid 85, (570) ;Muvatta, Salât 65, ( 1, 96) ; Ebu Dâvud, Salât 200, (1034,1035); Tirmizî, Salât 288,(391); Nesâî, Sehv 21, (3,19, 20), 28, (3, 34), İftitâh 196, (2, 244) ; İbnu Mâce,İkâmet 131, ( 1206).

2730 - İbnu Mes'üd (radıyallalhu anh) anlatıyor: "Resulullah(aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki:

"Namaz kılarken üç mü kıldım dört mü kıldım diye şüpheyedüşersen,eğer zann-ı gâlibin dört ise hemen teşehhüd yap, sonra sen daha otururkenve selam vermemişken iki secde daha yap; sonra aynı şekilde teşehhüd oku, sonra selamver."

Ebu Dâvud, Salât 198, (1028).

Ebu Dâvud der ki: "Bu, İbnu Mes'ud'dan rivayet edilmiştir. Alimlerdenkimse bunu Resulullah 'a nisbet etmedi. ''

2731 - Ebu Sa'îdi 'l-Hudrî (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resulullah(aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Biriniz namazında, iki mi kıldım,üç'mü kıldım diye şekke düşerse, şekki atsın, yakîn kesbettiği hususu esasalsın,sonra da selam vermezden önce iki secdede bulunsun. Eğer (bu kıldığı ile)beş rekat kılmışsa namazını onunla (sehiv secdesiyle) çift yapmış olur. Dördütam kılmış idiyse, o iki secdesi, şeytanın burnunu sürtme olur."

Müslim,Mesâcid 88, (571);Muvatta, Salât 62,(1, 95); Ebu Dâvud, Salât 197,(1024,1026, l027, l029); Tirmizî, Salât 291., (396); Nesâî, Sehv 24, (3, 27); İbnuMâce, İkâmet 132, (1210); 133, (1212).

2732 - Abdurrahman İbnu Avf (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resulullah(aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Biriniz namazıda yanılır da bir mi ikimi kıldığını bilemezse, namazını bir üzerine bina etsin; iki mi üç mükıldığını bilmezse iki üzerine bina etsin; üç mü dört mü kıldığınıbilmezse üç üzerine bina etsin, sonra da selam vermezden önce iki (ziyâde) secdeyapsın..''

Tirmizî, Salât 291, (398).

2733 - Ebu Hureyre (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resulullah(aleyhissalâtu vesselâm) namazın ikinci rekatında selam verip bitirdi. Zülyedeyn(radıyallahu anh) kendisine:

"Ey Allah'ın Resûlü, namaz kısaldımı yoksa unuttunuz mu? '' diyesordu. Aleyhissalâtu vesselâm:

"Zülyedeyn doğru mu söylüyor? '' diye sordu. Herkes:

"Evet!'' diye cevap verdi. Resul-i Ekrem (aleyhissaltu vesselâm) deiki rek 'at daha kıldı, sonra selam verdi, sonra tekbir getrip iki secde dahayaptı Bu iki secde diğer secdelerinin uzunluğunda idi veya biraz daha uzundu. Sonranamazdan kalkatı. "

Buharî, Sehv, 3,4,5, Mesâcid 88, Cemâ'at 69, Edeb 45, Haberu'l-Vâhid 1;Müslim, Mesâcid 97, (573); Muvatta, Salât 58, (1, 93); Ebu Dâvud,Salât 195, (1008,1009, 1010, 1011, 1012); Tirmizî, Salât 289, (394), 292, (399); Nesâî, Sehv 22-23, .(3, 20, 26).

2734 - Bir rivayette şöyle gelmiştir: "(Resulullah (aleyhissalâtuvesselâm) öğle ve ikindi namazlarından birini iki rek'at kılmıştı. -Muhammed İbnuSîrîn der ki: "Zann-ı gâlibime göre bu, ikindi namazı idi. Sonra selamverdi.Sonra mescidin ön kısmındaki kütüğe gitti. Elini üzerine koydu, (yüzündeöfke okunuyordu). Cemaatte Hz. Ebu Bekr ve Hz. Ömer de vardı. Bunlar, (namazda yapılaneksiklikten) Efendimize söz etmekten (hicab edip) korktular. Cemaatin çabukçıkanları:

"(Ey Allah'ın Resûlü!) namaz kısaldımı?'' diye sordular. Resulullah(aleyhissalâtu vesselâm) 'ın Zülyedeyn dediği bir zât da:

"Ey Allah 'ın Resûlü! Namazmı kısaldı, siz mi unuttunuz? '' dedi.

"Ne ben unuttum, ne de namaz kısaldı" cevabını verdi. AmaZülyedeyn tekrar:

"Hayır (farkında değilsiniz), unuttunuz!'' (dedi). Bunun üzerinealeyhissalâtu vesselâm kalktı iki rek'at daha kıldı, sonra selam verdi. Sonra tekbirgetirdi, tıpkı diğer secdeleri gibi -veya biraz daha uzun olmak üzere- (sehiv için)secde yaptı, sonra başını kaldırdı tekbir getirdi, sonra başını koydu tekbirgetirdi, peşinden önceki secdesi gibi veya daha uzun- (sehiv için ikinci defa) secdeetti, sonra başını kaldırdı ve tekbir getirdi, (oturup teşehhüd okudu ve selamvererek namazı tamamladı). ''

Ebu Dâvud, Salât 195, (1008).

2735 - İbnu Mes 'ud (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resulullah(aleyhissalâtu vesselâm) namaz kılmıştı. Namazda (unutarak) ziyade veya noksandabulundu. Kendisine:

" Ey Allah 'ın Resûlü! Namazda (yeni bir durum mu) hâsıl oldu) ? ''diye soruldu.

"Bunu niye sordunuz? '' diye O da merak etti.

"Şöyle şöyle kıldınız '' dediler. Resulullah (aleyhissalâtuvesselâm) hemen dizlerni bükerek kıbleye yöneldi ve iki adet sehiv secdesinde bulundu,sonra selam verdi ve yüzünü bize çevirerek:

"Şayet namazda yeni bir şey hasıl olsaydı ben size haber verirdim.Ancak ben bir beşerim, sizin unuttuğunuz gibi ben de unuturum. Öyleyse bir şeyunutursam bana haber verin. Biriniz namazında şekke düşecek olursa doğruyuaraştırsın ve onun üzerine, kalanı bina etsin, sonra da iki (sehiv) secdesi yapsın'' dedi. ''

Buhari, Sehiv 2, Salât 31, 32, Eymân 15, Haberu'l-Vâhid 1; Müslim, Mesâcid89, (572); Ebu Dâvud, Salât 196, (1019,1020,1021 1022); Nesâî, Sehv 26, (3, 31-36);Tirmizî, Salât 289, (392, 393).

2736 - Muğîre İbnu Şu 'be (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resulullah(aleyhissalâtu vesselâm) buyurdularki: "İmam, (yanılarak ikinci rek'atteoturacağı yerde müteakip) rek'ate kalkmaya teşebbüs eder ve tam doğrulmadanhatırlarsa, hemen otursun. Tam kalkıp doğrulmuşsa artık (geri dönüp) oturmasın,namazın sonunda sehiv secdesi yapsın:"

Ebu Dâvud, Salât 2Ol, (1036);Tirmizî, Salât 269, (365).

2737 - İmam Mâlik (rahimehullah)'a ulaştığına göre, Resulullalh(aleyhissalâtu vesselâm):

"Ben de unuturum veya sünnet koymak için unutturulurum"buyurmuştur. ''

Muvatta, Sehv 2, (1, 100).

TİLAVET SECDESİ

2738 - İbnu Ömer (radıyallahu anhümâ) anlatıyor: "Resulullah(aleyhissalâtu vesselâm),

içerisinde secde âyeti olan sureyi okur, (ayetler geldikçe) secde ederdi,biz de secde ederdik. Öyle ki (izdiham sebebiyle) namaz dışı vakitlerde alnımızıkoyacak secde yeri

bulamadığımız olurdu."

Buharî. Sücûdu'l-Kur'ân 9, 8, I2; Müslim, Mesacid 103, (575); Ebu Dâvud,Salât 333, (1411, 1412, 1413).

2739 - Rebî'a İbnu Abdillah (rahimehullah) 'ın anlattığına göre:"Hz. Ömer (radıyallahu anh) cuma günü, minber üzerinde (hutbe verirken) Nahlsuresini okumuş, secde âyetine gelince, minberden inip secde yapmış, halk da onunlabirlikte secdeye kapanmıştır. Müteakip cum'ada da (aynı şekilde) aynı sureyiokumuş, secde ayetine gelince:

"Ey insanlar, biz secde âyetlerine uymuyoruz. (Bunlar okununca) kim secdeederse isabet eder, kim de secde etmezse üzerine günah yoktur'' der ve Hz.Ömer(radıyallahu anh) secde etmez. "

Buharî, Sücûdu'l-Kur'an 10, Muvatta, Kur 'an 16, ( 1, 206).

Buharî 'nin bir rivayetinde şöyle denmiştir: "Allah, secdeyidilemezsek farz etmemiştir. ''

2740 - Ebu Hüreyre (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resulullah(aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Ademoğlu secde âyeti okur ve secdeederse şeytan ağlayarak ayrılır ve:

"Yazık bana, insanoğlu secdeyle emredildi ve secde etti, mukabilinde onacennet var. Ben de secdeyle emrolundum ama ben itiraz ettim, benim için de ateş var ''der. ''

Müslim, İmân 133, ( 81 ).

2741 - Ebu Temîmeti 'l-Hüceymî anlatıyor: "Ben sabah namazından sonravaa 'z u nasîhat

ediyordum, bu esnada secde (ayeti okuyor ve secde) ediyordum. İbnu Ömer(radıyallahu anhümâ) beni yasakladı. Ama ben O'nu dinlemedim. O çü seferyasaklamayı tekrarladı. Sonra dönüp:

"Ben Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) 'ın arkasında namaz kıldım.Hz.Ebu Bekr, Hz. Ömer ve Hz. Osman (radıyallahu anhüm) ile de namaz kıldım. Onlarınhiçbiri güneş doğuncaya kadar secde yapmazlardı '' dedi. ''

Ebu Dâvud, Salât 335, (1415).

TİLAVET SECDESİNİN FAZİLETİ

2742 - Amr İbnu'l-Âs (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resulullah(aleyhissalâtu vesselâm) bana Kur'an dan onbeş secde âyeti okuttu. Bunlardan üçüMufassal surelerdedir. Hacc sûresinde de iki secde âyeti var."

Ebu Dâvud, Salât 328, ( 1401):İbnu Mâce, İkâmet 71, (1057).

2743 - İbnu Abbâs (radıyallahu anhümâ) demiştir ki: "Sâd sûresiazâimi sücûd'dan değildir. Nitekim ben Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) 'ı osûrede secde edip:

"Davud (aleyhisselâm) bu secdeyi tevbe secdesi olarak yaptı, biz iseşükür olarak yapıyoruz!" dediğini işittim."

Buharî. Sücûdu'l-Kur'an 3, Enbiya 39; Ebu Dâvud, Salât 332, 1409);Tirmizî, Salât 405.

(577):Nesâî. 48.(2, 159).

2744 - İbnu Mes 'ud (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resulullah(aleyhissalâtu vesselâm) Vennecmi suresini okudu ve secde-i tilavette bulundu,beraberindekiler de secde ettiler. Ancak, aralarında bulunan Kureyşli bir ihtiyar yerdenbir avuç toprak alarak alnına götürdü ve:"Bu bana yeter'' dedi.

İbnu Mes 'ud der ki: "Ben sonra bu herifin kâfir olaraköldürüldüğünü gördüm. Bu Ümeyye İbnu Halef'di. ''

Buhari, Sücûdu'l-Kur'an 4, 1, Menâkıbu'l-Ensâr 29, Meğâzî 7, Tefsir,Necm; Müslim, Mesâcid 105, (576); Ebu Dâvud Salât 330, (1406); Nesâî, İftitah 49,(2, 160). Metin, Buharî'deki metindir.

2745 - Zeyd İbnu Sâbit (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resulullah(aleyhissalâtu vesselâm) 'a Vennecmi suresini okudum, bunda secde etmedi. ''

Buharî, Sücudu'l-Kur'ân 6; Müslim, Mesâcid 106, (577); Ebu Dâvud, Salât329, (1404); Tirmizî, Salât 404, (576) ; Nesâî, İftitâh 50, (2, 160).

2746 - Ebu Seleme, Ebu Hüreyre (radıyallahu anh) 'den naklettiğine göre,Ebu Hüreyre İzâ 's-Semâun-şakkat suresini okudu ve secde etti. Ben kendisine:

"Ey Ebu Hüreyre seni secde eder görmüyor muyum! '' dedim. Bana:

"Resulullah 'ı secde eder görmemiş olsaydım ben de secde etmezdim ! ''cevabını verdi. "

Buharî, Sücudu'l-Kur'an 7, 6, Ezan 100,102; Müslim, Mesacid 107; Muvatta,Kur'ân 12, (1, 205); Ebu Dâvud, Salât 331, (1407); Nesâî, İftitâh 51, (2, 161).

2747 - Yine Ebu Hüreyre (radıyallahu anh) anlatıyor: "Biz Resulullah(aleyhissalâtu veâm) 'la İzâ's-Semâun-şakkat suresinde ve İkra ' bismi Rabbikellezihalaka suresinde secde ettik.''

Müslim, Mesacid 108, (578); Ebu Dâvud, Salât 331, (1407); Tirmizî, Salât402, (573, 574) ; Nesâî, İftitâh 51, 52, (2, 161-162).

2748 - İbnu Abbâs (radıyallahu anhümâ): "Resulullah (aleyhissalâtuvesselâm) Medine 'ye

(hicretle) geldiği günden beri mufassal surelerden hiç birinde secdeetmemiştir" dedi.

Ebu Dâvud, Salât 329, (1403).

2749 - Hz. Aişe (radıyallahu anhâ) anlatıyor: "Resulullah(aleyhissâltu vesselâm), geceleyin yaptığı tilavet secdelerinde şöyle derdi:"Yüzüm, kendisini yaratan (maddi ve manevi çeşitli cihazlarla teçhiz, tezyin ve)tasvir eden, ilahi güç ve kudretiyle onda işitme ve görme duyguları açan Zat'a secdeetti."

Ebu Dâvud; Salât 334, (1414); Tirmizî, Salât 407, (508); Nesâî, İftitah71, (2, 222).

2750 - Tirmizî'nin.İbnu Abbas (radıyallahu anhümâ) 'dan yaptığı birrivayette şu ziyade gelmiştir: İbnu Abbâs der ki: "Bir adam gelerek dedi ki,"Ey Allah 'ın Resûlü! gece uyurken rüyamda kendimi gördüm. Sanki ben birağacın arkasında secde yapıyorum. Ben secde yaptım, secdem üzerine ağaç da secdeyaptı. Onun şöyle söylediğini işittim: " Allah 'ım, secdem sebebiyle banasevab yaz, onun hürmetine günahımı dök, onu senin nezdinde bana azık yap. KulunDâvud'dan kabul ettiğin gibi, onu benden kabul et. "

İbnu Abbas (radıyallahu anhümâ) der ki: "Bundan sonra, Resulullah(aleyhissalâtu vesselâm) 'ın secde âyeti okuduğunu, (tilavet secdesi sırasında) oadamın kendisine, ağacın sözü olarak haber verdiği duanın aynısyla dua ettiğiniişittim."

Tirmizî, Da'avât 33, (3420).

ŞÜKÜR SECDESİ

2751 - Hz. Ebu Bekre (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resulullah(aleyhissalâtu vesselâm) sürûlu bir hâdiseyle veya sürûr veren bir hâdiseylekarşılaşınca Allah'a şükretmek üzere secde ederdi."

Ebu Dâvud, Cihâd 174, (2774); Tirmizî, Siyer 25, (1578); İbnu Mâce,İkâmet 192, (1394).

2752 - Sa'd İbnu Ebî Vakkâs (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resulullah(aleyhissalâtu vesselâm) ile birlikte Mekke 'den çıktık, Medîne 'ye gitmeyi arzuediyorduk. Yolun bir yerine (Azvera 'ya) ulaşınca, aleyhissalatu vesselâm ellerinikaldırıp Allah 'a dua etti ve secdeye kapandı. Uzun müddet öyle kaldı. Sonra kalkıpyeniden ellerini kaldırdı, bir müddet (öyle kaldı). Sonra tekrar secdeye kapandı. Buşekilde üç kere secde yaptı. Sonra dedi ki: " Ben Rabbimden talepte bulundum veümmetime şafaat ettim.Rabbim, ümmetimin üçte birini bana verdi. Ben de Rabbim içinşükür secdesine kapandım. Sonra başımı yerden kaldırıp, ümmetim lehinde tekrar(mağrifet için) talepte bulundum, bana ümmetimin üçte birini daha verdi, ben deRabbime şükür secdesinde bulundum. Sonra başımı kaldırdım ümmetim için tekrartalepte bulundum, bana ümmetimin son üçte birini de verdi, ben de Rabbime şükürsecdesine kapandım."

Ebu Dâvud, Cihad 174, (2775).

CEMAAT NAMAZININ FAZİLETİ

2753 - Hz. Ebu Hüreyre (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resulullah(aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki:

"Kişinin cemaatle kıldığı namazın sevabı evinde ve çarşıda (işyerinde) kıldığı namazından yirmibeş kat fazladır. Şöyle ki, âbdest alıncagüzel bir abdest alır, sonra mescide gider, evinden çıkarken sadece mescid gâyesiyleçıkmıştır. Bu sırada attığı her adım sebebiyle bir derece yükseltilir, birgünahı affedilir. Namazı kıldı mı, namazgâhında olduğu müddetçe melekler onarahmet okumaya devam ederler ve şöyle derler:

"Ey Rabbimiz buna rahmet et, merhamet buyur."

"Sizden herkes, namaz beklediği müddetçe namaz kılıyor gibidir."

Buharî, Ezan 30, Cum'a 2; Müslim, Salât 272 (649); Ebu Dâvud, Salât 49,(559); Tirmizî, Salât 245, (330); İbnu Mâce, Mesacid 16, (788).

2754 - Sahîheyn 'in İbnu Ömer (radıyallahu anh)'den kaydettiği bir diğerrivayette şöyle denmiştir: "Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki:

"Cemâatle kılınan namaz, ayrı kılınan namazdan yirmiyedi dereceüstündür."

Buharî, Ezân 30, Müslim, Salât 272.

2755 - Ebû Musâ (radıyallahu anh) anlatıyor: " Resulullah(aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Namazda en çok sevap alan kimse, en uzakolanlarıdır, yürüme yönüyle en uzaktan gelenler, imamla kılıncaya kadar namazıbekleyen kimse, hemen kılıp sonra da uyuyandan daha çok sevaba mazhardır."

Rezin ilavesidir. Derim ki bu rivayet Buharî'nin Sahih'inde mevcuttur.(Buharî, Ezan 31).

2756 - Hz. Osman (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resulullah(aleyhissalâtu vesselâm)'dan işittim şöyle diyordu:

"Kim yatsıyı bir cemaat içinde kılarsa sanki gecenin yarısını ihyaetmiş gibi olur, kim de sabah namazını bir cemaat içinde kılarsa sanki gecenintamamını namazla geçirmiş gibi olur."

Müslim, Mesâcid 260, (656); Muvatta, Salâtu'1-Cemâ'a 7, (1, 132); Ebu Dvud,Salât 48, (555); Tirmizî, Salât 165, (221).

2757 - Ubey İbnu Ka'b (radıyallahu anh) anlatıyor: "Bir adam vardı.Mescide ondan daha uzakta oturan birini bilmiyordum. Namazları da hiç kaçırmıyordu.Kendisine:

"Bir eşek alsan da karanlık veya sıcak zamanlar'da binsen! ''denilmişti, şu cevapta bulundu:

"Evimin mescide yakın olması beni memnun etmez. Ben mescide kadaryürümelerimin, sonra da aileme dönüşlerimin sevab olarak yazılmasını diliyoum. ''

Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm), (adamın bu sözünü işitince):"Allah Teâla hazretleri bu isteklerinin hepsini yerine getirdi '' buyurdu.''

Müslim, Mesâcid 278, (663) ; Ebu Dâvud, Salât 49, (586).

CEMAATİN VÜCUBU VE CEMAATE DEVAM

2758 - Hz. Ebu Hüreyre (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resulullah(aleyhissalâtu vesselâm)'a âmâ bir zât gelerek:

"Ey Allah 'ın Resulü! Beni mescide kadar getirecek bir rehberim yok!''diyerek Aleyhissalatu vesselam 'dan namazı evinde kılmak için) ruhsat istedi. (O daizin verdi.)

Adam geri dönünce, Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) onu çağırtarak:

" Ezanı işitiyor musun? '' diye sordu. Adam: "Evet! '' deyince:

"Öyleyse icabet et '' dedi (ve evde kılmaya izin vermedi). ''

Müslim, Mesâcid 255, (653); Nesâî, İmâmet 50, (2, 109) ; Ebu Dâvud,Salât 47, (552).

2759 - İbnu Abbas (radıyallahu anhümâ) anlatıyor: "Resulullah(aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Kim, müezzini işitir ve kendiniengelleyen bir özrü olmadığı halde cemaate katılmazsa, kıldığı namaz (kâmil birsevapla) kabul edilmez."

"(Ey Allah 'ın Resulü!) denildi, meşru özür nedir? "

" Korku veya hastalıktır! '' buyurdu. . ''

Ebu Dâvud, Salât 47 (551).

2760 - Ebu Hüreyre (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resulullah(aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Münafıklara en ağır gelen namaz yatsınamazıyla sabah namazıdır. Eğer bu iki namazdaki hayrın ne olduğunu bilselerdi,emekleyerek de olsa onları kılmaya gelirlerdi. Nefsimi kudret eliyle tutan Zât'a kasemolsun! Ezan okutup namaza başlamayı, sonra halkın namazaını kıldıması için yerimebirini bırakmayı, sonra da beraberlerinde odun desteleri olan bir grup erkekle namazagelmeyenlere gitmeyi ve evlerini üzerlerine yıkmayı düşündüm."

Buharî, Ezân 29, Husûmât 5, Ahkâm 52 ; Müslim, Mesâcid 252, (651 ) ;Muvatta, Salâtu'l-Cemâ' a 3, (1, 129-130) ; Ebu Dâvud, Salât 47, (548, 549); Tirmizî,Salât 162, (217); Nesâî, İmâmet 49, (2, 107).

2761 - İbnu Mes 'ud (radıyallahu anh) anlatıyor: "Ben (cemaatimizitedkik edince) gördüm ki, namaz(ı beraber kılmak)tan, sadece herkesçe malummünafıklarla hastalar geri kalmaktaydı. Öyle ki iki kişinin arasında yürüyebilecekdurumda olan hastalar bile namaz için (mescide) geliyordu. ''

İbnu Mes 'ud devamla dedi ki: "Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) bizesüneni Hüdâ'yı göstermişti. Sünen-i Hüdâ 'dan biri de içerisinde ezan okunanmescidde namaz kılmaktı.''

2762 - Ebu Dvud 'daki rivayette şu ziyade var: "...Sizden her birinizinevinde mutlaka bir mescid var. Eğer namazı evlerinizde kılıp mescidleriniziterkederseniz Peygamberiniz (aleyhissalatu vesselam)'ın sünnetini terketmiş olursunuz.Peygamberinizin sünnetini terkedince de küfran-ı nimete. düşmüş olursunuz."

Müslim, Mesâcid 256, (654); Ebu Dâvud, 47, (550); Nesâî, İmâmet 50, (2,108, 109).

2763 - İbnu Abbâs (radıyallahu anhümâ)'dan gündüz oruç tutan, gece denamaz kılan ve fakat cemaate ve cumaya gelmeyen bir kimse hakkında sorulmuştu :"Bu ateş ehlindendir!" diye cevap verdi."

Tirmizî, Salât 162, (218).

2764 - Ümmü 'd-Derda (radıyallahu anhâ) anlatıyor: "Ebu 'd-Derda(radıyallahu anhümâ) ökeli halde yanıma geldi. Kendisine:

"Niye öfkelendin?'' diye sordum. Şu cevabı verdi :

"Vallahi, Muhammed (aleyhissalatu vesselam) 'in işinden bir şeyanlamıyoum. Bildiğim tek şey cemaat halinde namaz kılmalarıdır. ''

Buhârî, Ezan 31.

ÖZÜR SEBEBİYLE CEMAATİN TERKİ

2765 - Itbân İbnu Mâlik (radıyallahu anh) anlatıyor: "Ey Allah 'ınResûlü dedim, seller benimle kabilemin mescidi arasına engel çıkarıyor. İstiyorumki evime kadar şeref verip bir yerde namaz. kılsanız da orayı mescit yapsam!''

"(İnşaallah bir ara) geleyim!'' buyurdular. Beraberinde Hz. Ebu Bekrolduğu halde huzuruyla evimizi şereflendirip (izin isteyerek içeri girdiği) zaman ilkiş olarak, "Nerede namaz kılmamı istersin? '' diye sordu. Evin bir köşesiniişaret ederek (yer gösterdim. Orada) namaza durdu. Biz de arkasından safyaptık. Bizeiki rek'at (nâfile) namaz kıldırdı."

Buharî, Ezan 40, 50, 15 3, 15 4,Salât 45, 46, Teheccüt 36, Megâzî 11, Et'ime 15, Rikâk 6, İstitâbe 9 ; Müslim, İman 54, (33); Muvatta, Kasru's-Salât 86,(1,172); Nesâî, İmâmet 10, (2, 80).

2766 - İbnu Ömer (radıyallalhu anhümâ) anlatıyor: "Resulullah(aleyhissalâtu vesselâm) sefer sırasında, soğuk veya yağmurlu gecelerde müezzine(ezan sırasında) şöyle söylemesini de emrederdi: "Dikkat! namazlarınızıyerlerinizde kılacaksınız!"

Buhârî Ezân 18, 40; Müslim, Misâfirîn 22, (697); Muvatta, Salât10,(1,73); Ebu Dâvud, Salât 214, (1060-1064); Nesâî, Ezan 17,(2,15).

İMAMIN VASFI

2767 - Itbân İbnu Malik (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resulullah(aleyhissalâtu vesselâm) buyurdularki: "Cemaate, Kitabullah'ı en iyi okuyan kimseimam olur. Eğer kıraatte (okumada) herkes eşitse, sünneti en iyi bilen; sünnetibilmede eşitseler, hicret etmede evvel olan; hicrette de eşitseler, yaşca büyük olanimam otur. Kişi misafir olduğu evin sahibine veya (emri altında çalıştığı)sultanı na imamlık yapmasın, ev sahibinin baş köşesine izni olmadan daoturmasın."

Müslim, Mesâcid 290, (673); Tirmîzî, Salât 174 (235); Edeb 24 (2773); EbuDâvud, Salât 61, (582, 583, 584) ; Nesâî, İmâmet 3, 6, (2, 76-77).

2768 - Ebu Sa'îd (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resulullah(aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki:

" (Namaz kılacaklar) üç kişi iseler içlerinden biri imam olsun.İmamlığa ehak olan akra' (Kur'an-ı Kerim'i daha iyi okur) olandır. . ''

Müslim, Mesacid 289, (672) ; Nesâî, İmâmet 5, (2, 77).

2769 - İbnu Abbas (radıyallahu anhümâ) anlatıyor: "Resulullah(aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Sizin için hayırlınız ezan okusun,kurrâ olanınız da imam olsun. ''

Ebu Dâvud, Salât 61, (590).

2770 - Amr İbnu Selime (radıyallahu anh) anlatıyor "Ben altı veya yediyaşımda iken kendi kavmime imamlık yaptım. O zaman ben, aralarında Kur 'an 'ı ençok bilen kimseydim. "

Buharî, Megâzi 52; Ebu Dâvud, Salât 61, (585-587); Nesâî, Ezan 8, (2,9-10) ; Kıble 16, (2, 70), İmâmet 11, (2. 80).

2771 - İbnu Ömer (radıyallahu anhümâ) anlatıyor: "İlk muhacirlergeldlği zaman, Resulullah (aleyhlssalâtu vesselâm) gelmezden önce, Kuba 'da (Usbeadında) bir menzile indiler. Onlara Ebu Huzeyfe 'nin âzadlısı Sâlim imamlık yapıyoridi. O, Kur'an'ı ezbere bilmede herkesten ileriydi."

Buharî, Ezân 54, Ahkâm 25; Ebu Dâvud, Salât 61, (588).

2772 - Hz. Aişe (radıyallahu anhâ)'nin anlattığına göre: "Kendisinekölesi Zekvân, Mushaf'ın yüzünden okuyarak imamlık yapıyordu. ''

Buharî, Ezan 54, (Bab başlığında (senetsiz) kaydetmiştir.

2773 - Hz. Enes (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalâtuvesselâm), İbnu Ümmi Mektum 'u âmâ olduğu halde, halka imamlık etmesi için (sefereçıkarken) yerine halef tâyin etti."

Ebu Dâvud, Salât 65, (595).

2774 - Hz. Câbir (radıyallahu anh) anlatıyor: "Hz. Muaz (radıyallahuanh), Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) ile yatsıyı kılar, sonra kavmine döner, bunamazı onlara kıldırırdı. "

Buharî, Ezân 60, 63, 66, Edeb 74; Müslim, Salât 180, (465); Ebu Dâvud,Salât 68, (599, 600); Tirmizî, Salât 410, (583).

2775 - İbnu Amr İbnu'l-Âs (radıyallahu anhümâ) anlatıyor:"Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdularki: "Üç kişi vardır, Allahonların namazını kabul etmez:

1) Kendisini sevmeyen kimselere imam olan;

2) Namaza arkadan gelen, yani vakti çıktıktan sonra gelen;

3) Köleyi azad ettikten sonra tekrar köle kılan."

Ebu Dâvud, Salât 63, (593).

2776 - Ebu Ümâme (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resulullah(aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Üç kişi vardır ki, onların namazlarıkulaklarını öte geçmez:

1) Dönünceye kadar, kaçan köle.

2) Geceyi, kocası kendisine dargın olarak geçiren kadın.

3) Kavminin nefret ettiği imam. ''

Tirmizî, Salât 266, (360).

2777 - Hz. Câbir (radıyallahu anh) anlatıyor: "Muaz İbnu Cebel(radıyallahu anh) Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) 'la birlikte namaz kılar, sonragelir, kavmine imamlık yapardı. Bir gece Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) 'labirlikte yatsıyı kıldı. Sonra kavmine geldi ve onlara imamlık yaptı ve Bakarasuresiyle kıraate başladı. Bir adam cemaatten ayrılarak selam verdi. Namazını tekbaşına kılarak çekip gitti. Adama:

"Ey falan, nifak mı çıkarıyorsun? '' dediler. Adam:

"Vallahi hayır, Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) 'a gidip (Mu 'âz'ın yaptığını) haber vereceğim '' dedi. Yanına varıp:

"Ey Allah 'ın Resûlü, biz sulama devesi besleyen insanlarız. Gündüzçalışırız. Muâz sizinle yatsıyı kıldı. Sonra bize gelip Bakara sûresi ile namazkıldırmaya başladı '' dedi.

Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) Mu'âz'a yönelerek:

"Ey Mu'âz, sen fitneci misin? Veşşemsi ve duhâhâ'yı, Vedduhâ'yı,Velleyli izâ yağşa'yı, Sebbeha's-me Rabbeke'l-a'lâ'yı oku" buyurdu. "

Buharî, Ezân 60, 63, 66, 74 ; Müslim, Salât 178, (465) ; Ebu Dâvud, Salât127, (790,791, 793) ; Nesâî, İmâmet 39, 41 (2, 97-98) ; İftitâh 63, 70, (2, 168,172).

2778 - Hz. Ebu Hüreyre (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resulullah(aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Sizden kim halka namaz kıldırırsanamazı(kısa) tutsun. Zira cemaatte zayıf, sakat, hasta ve ihtiyaç sahibi vardır.Müstakil kılınca dilediği kadar uzatsın."

Buharî, Ezan 62 ; Müslim, Salât 186, (467) ; Muvatta, Cemâ' at 13, ( 1,134); Ebu Dâvud, Salât 127, (794, 795) ; Nesâî, İmâmet 35, (2, 94) ; Tirmizî, Salât175, (236).

2779 - Hz. Enes (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalâtuvesselâm) buyurdular ki:

"Ben, uzun tutmak arzusuyla namaza başlarım. (Namazı kıldırırken)bir çocuk ağlaması kulağıma gelir, çocuğun ağlamasından annesinin duyacağıelemi bildiğim için namazı uzatmaktan vazgeçerim."

Buharî, Ezan 65; Müslim, Salât 189, (469, 470), 196, (473); Tirmizî,Salât175, (237), 276, (376); Nesâî, İmâmet 35, (2,94-95).

2780 - İbnu Ebî Evfâ (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resulullah(aleyhissalâtu vesselâm) öğlenin birinci rek'atinin kıyamını, kulağına ayak sesigelmeyinceye kadar uzatırdı."

Ebu Dâvud, Salât I29, (802).

2781 - Yine Ebu Dâvud 'un Sâlim İbnu Ebî 'n-Nadr'dan bir rivayetindeşöyle gelmiştir: "Mescidde namaz için ikâmet okununca, (Resulullah(aleyhissalâtu vesselâm) cemaati az görürse oturur, (bekler)di. Kalabalık görürsekıldırırdı."

Ebu Dâvud, Salât 46, (545).

2782 - Muğîre İbnu Şu 'be (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resulullah(aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "İmam, farz-kıldığı yerideğiştirmeden aynı yerde nafile namaz kılmamalıdır.''

Ebu Dâvud, Salât 73, (616).

2783 - Ümmü Seleme (radıyallahu anhâ) anlatıyor: "Resulullah(aleyhissalâtu vesselâm) selam verince yerinde bir miktar kalırdı. Allah bilir ya,bizim görüşümüze göre O nun kalışı, kadınların erkeklerden önceçıkmalarını sağlamak içindi. "

Buharî, Ezan 157,152, l62, 164; Nesâî Sehv 77, (3, 67) ;Ebu Dâvud, Salât203,(1040).

2784 - Sevbân (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalâtuvesselâm) buyurdular ki:

"Üç şey vardır, onları yapmak kimseye helal olmaz: "Kişi birkavme imamlık yapar, sonra da sadece kendisi için dua eder, cemaatini dua dışıbırakır; bunu yapan onlara ihânet eder. Kişi, izin almazdan önce bir evin içinebakamaz, bunu yapan ev halkına ihanet eder. Kişi küçük abdestine sıkışmış ikenhafifleyinceye kadar namaz kılamaz."

Ebu Dâvud, Tahâret 43, (90) ; Tirmizî, Salât 265, (357).

İMAMA UYAN (ME'MÛM)LA İLGİLİ HÜKÜMLER, SAFLARIN TERTİBİ İKTİDANINŞARTLARI VE ME'MÛMUN ÂDABI HAKKINDA

2785 - Ebu Mes 'ûd el-Bedrî (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resulullah(aleyhissalâtu vesselâm) namazda omuzlarımıza eliyle dokunur ve:

"Düzgün olun, karışık durmayın, sonra kalblerinize de karışıklıkve ihtilaf girer. Hemen arkama, sizden akıl ve dirayet sahibi olanlar dursun. Sonratedricen bunları takibedenler, sonra da onları takibedenler dursun" derdi. ''

Ebu Mes 'ud ilave eder: "Bugün sizler ihtilafta çok ilerisiniz.''

Müslim, Salât 122, (432) ; N esâî, İmâmet 26, (2, . 90) ; Ebu Dâvud,Salât 96, (674).

2786 - İbnu Mes 'ud (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resulullah(aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki:

"Benim hemen arkama sizden akıl ve dirayet sahipleri dursun. Sonraonları takip edenler, sonra onları takip edenler, sonra da onları takip edenler dursun.Çarşıların karışıklığından sakının. ''

Müslim, Salât 123, (432) ; Ebu Dâvud, Salât 96, (675); Tirmizî, Salât168, (228).

2787 - İbnu Abbâs (radıyallahu anhümâ) anlatıyor: "Resulullah(aleylhissalâtu vesselâm) ile birlikte (birgece) namaz kıldım. Soluna duruvermiştim,perçemimden tutarak sağına koydu."

Buharî, Ezan 57, 58, 59, 77, 79, İlm 41, Vudû 5, 36, Ezân 161, Vitr 1, Amelfi 's-Salât 1, Tefsir, Al-i İmrân 17.,18, I 9, 20, Libâs 71, Edeb 118, Da'avât 10,Tevhîd 27 ; Müslim, Salâtu'1-Müsafirîn 181, (763) ; Muvatta, Salâtu'l-Leyl 11, (1,121;122) ; Ebu Dâvud, Salât 70, (610, 611 ) ; Tirmizî, Salât 171, (232) ; Nesâî,İmâmet 45, (2, 104) ; İbnu Mâce, İkâmetu's-Salât 44, (973).

2788 - Alkame ve el-Esved dediler ki: "İbnu Mes'ud (radıyallahu anh) 'unyanına girmek için kendisinden müsaade istedik. Bize izin verdi. Sonra kalkıp ikimizinarasında namaz kıldı. Sonra da: "Ben Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) 'ınböyle yaptığını gördüm '' dedi. ''

Müslim, Mesâcid 26, (534) ; Ebu Dâvud, Salât 71, (613) ; Nesâî, Mesâcid27, (2, 49-50) ; İftitah 90, (2, 183 ).

2789 - Ebu Hüreyre (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resulullah(aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Erkeklerin teşkil ettiği safların enhayırlısı birinci saftır. En kötüsü de en son saftır. Kadınların teşkilettikleri safların en hayırlısı en son saftır, en kötüsü de en öndekidir."

Müslîm, Salât 132, (440); Ebu Dâvud, Salât 98, (678); Tirmizî, Salât166, (224); Nesâî, İmâmet 32, (2, 93).

2790 - Nu 'man İbnu Beşir (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resulullah(aleyissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Ya saflarınızı düzeltirsiniz ya daAllah kalplerinize muhalefet atar -veya yüzlerinize. . ." -demişi.''

Buharî, Ezân 71, Müslim, Salât 127, (436); Ebu Dvud, Salât 94, (662, 663);Tirmizî, Salât 167, (227) ; Nesâî, İmâmet 25, (2, 89).

2791 - Hz. Enes (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalâtuvesselâm) buyurdular ki:

"Saflarınızı düzgün kılın, zira safların düzeltilmesi namazınkemalini(i sağlayan şartlar)dandır.''

Buharî, Ezân 132, 72, 74, 76 ;Müslim, Salât 124, (433, 434); Ebu Dâvud,Salât 94, (667-671); Nesâî, İmâmet 27, 28, 30, (2, 91).

2792 - İbnu Ömer (radıyallahu anhümâ) anlatıyor: "Resulullah(aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Safları düz kılın, omuzları birhizaya getirin, aradaki boşlukları kapatın, kardeşlerinizin (sizi düzeltmeyeçalışan) ellerine karşı nezâketli olun. Arada şeytan gedikleri bırakmayın. Kimsafa kavuşursa Allah ona kavuşur. Kim de saftan koparsa Allah da ondan kopar.''

Ebu Dâvud, Salât 94, (666); Nesâî, İmâmet 31, (2, 93).

2793 - İbnu Abbâs (radıyallahu anhümâ) anlatıyor: "Resulullah(aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Sizin en hayırlınız, namazda omuzlarıen yumşak olandır. ''

Ebu Dâvud, Salât 94, (672).

2794 - Vâbisa ­İbnu Ma 'bed (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resulullah(aleyhissalâtu vesselâm) bir adam gördü, safın gerisinde tek başına namazkılıyordu. Ona namazını yeniden kılmayı emretti."

Ebu Dâvud, Salât 100, (682); Tirmizî, Salât 170, (230).

2795 - Ebu Sa 'id (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resulullah(aleyhissalâtu vesselâm), Ashabında bir gerileme görmüştü:

"İlerleyin bana uyun. Sizden sonrakiler de size uysunlar. Bir kavimgerilemeye devam eder eder de Allah da onları geriletiverir '' buyurdu. ''

Müslim, Salât 130, (438); Ebu Dâvud, Salât 98, (680); Nesâî, İmâmet 17,(2, 83).

2796 - Câbir İbnu Semüre (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resulullah(aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki:

" Meleklerin Rabbleri indinde saf tutmaları gibi siz de saf tutmazmısınız?" Biz:

"Melekler nasıl saf tutarlar? '' dedik.

"Onlar dedi, ön safları tamamlarlar ve safda muntazam dururlar."

Müslim, Salât 119, (430) ; Ebu Dâvud, Salât 94, (661 ) ; Nesâî, İmâmet2 8, (2, 92).

2797 - Ebu Hüreyre (radıyallhu anh) anlatıyor: "Resulullah(aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki:

"Eğer birinci safta ne olduğunu bilseydiniz, mutlaka kur'açekilirdi."

Müslim, Salât 131, (439).

2798 - Yine Ebu Hüreyre (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resulullah(aleyhissalâtu vesselâm) buyurdularki: "İmam, kendisine uyulmak için meşrukılınmıştır. Öyleyse o tekbir getirdi mi siz de tekbir getirin. Rükûya gidince sizde rükûya gidin. "Semi'allahu li-men hamideh" (Allah kendisine hamdedeniişitir) deyince "Allahümme Rabbenâ leke'l-hamd'' (Ey rabbimiz hamdler sanadır)deyin. O ayakta namaz kılarsa siz de ayakta kılın, oturarak kılarsa siz de hepinizoturarak namaz kılın.''

Buharî, Ezan 74, 82 ; Müslim, Salât 86-89, (414-417); Ebu Dâvud, Salât 69,(603, 604) ; Nesâî, İftitâh 30, (2, 141-142).

2799 - Yine Ebu Hüreyre (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resulullah(aleyhissalâtu vesselâm) buyurdularki: "Sizden biri, rüku ve secdede başınıimamdan önce kaldırdığı zaman Cenâb-ı Hakk'ın, (Kıyamet günü) başını eşekbaşına veya sûretini eşek sûretine çevire(rek dirilte)ceğinden korkmaz mı? ''

Buharî, Ezân 53; Müslim, Salât 114, (427); Ebu Dâvud, Salât 76, (623);Tirmizî, Salât 409, (582); Nesâî, İmâmet 38, (2, 96).

2800 - Ebu Hüreyre (radıyallahu anh) şunu söylemiştir: "Başınıimamdan önce kaldırıp indiren kimsenin alnı şeytanın elindedir. ''

Muvatta, Salât 57,(1, 92).

2801 - Berâ (radıyallahu anh) anlatıyor: "Biz, Resulullah(aleyhissalâtu vesselâm) ile birlikte namaz kılarken, o "semi'allahu li-menhamideh" deyince, bizden kimse, Resulullh (aleyhissalâtu vesselâm) alnını yerekoyuncaya kadar, sırtını eğmezdi. "

Buhârî, Ezân 52, 91, 133; Müslim, Salât 198, (474);Ebu Dâvud, Salât 75,(620, 621, 622); Tirmizî, Salât 208, (281); Nesâî, İmâmet 38, (2, 96).

2802 - Hz. Ebu Hüreyre (radıyallahu anh) anlatıyor: Resulullah(aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Bir kimse, namazdan tek rek'ati imamlakılabilmişse, namazın tamamını beraber kılmış gibi olur. ''

2803 - Ebu Dâvud'un bir diğer rivayetinde şöyle gelmiştir: "Siznamaza gelince biz secdede isek hemen secdeye katılın, fakat onu (rek'at veya başka)bir şey saymayın, tek rek'ate kavuşan namaza kavuşmuş sayılır. ''

2804 - Muvatta'nın rivayetinde şöyledir: "Rek'ate kavuşan secdeyekavuşur. Kim Fâtiha'ya yetişemezse, pek çok hayrı kaçırmış demektir.

Buhari, Mevâkîtu's-Salât 29; Müslim, Mesâcid 162, (607) ; Muvatta,Vukûtu's-Salât 18, (1, 11); Ebu Dâvud, Salât 156, (893).

2805 - Hz. Ali ve Hz. Mu'âz (radıyallahu anhümâ) anlatıyor:"Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Siz mescide geldiğinizde(cemaatle namaza başlanmış ise), imam (kıyâm, rükû, secde, kuûd) hangi hâl üzereolursa olsun hemen uyun ve yapmakta olduğunu yapın.''

Tirmizî, Salât 414, (591); Ebu Dâvud, Salât 28, (506).

2806 - Hemmâm İbnu'l-Hâris anlatıyor: "Huzeyfe (radıyallahu anh)Medâin şehrinde yüksekçe bir yerde durarak cemaate imam olmuştu. Ebu Mes 'udkamîsinden tutarak onu çekti. Namazdan çıkınca, Ebu Mes'ud:

"İnsanların bundan men edildiklerini bilmiyor musun?" dedi.Öbürü:

"Evet, ancak siz beni (gömleğimden tutup) çekince hatırladım!''dedi.''

Ebu Dâvud, Salât 67, (597).

2807 - Ebu Hâzım İbnu Dînar (rahimehullah) anlatıyor: "Sehl İbnuSa'd'a bir grup insan Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm) 'in minberinin hangiağaçtan yapıldığı hususunda münakaşa etmek üzere geldiler. Sehl:

"Ben onun hangi ağaçtan yapıldığını, kimin yaptığını, Efendimizaleyhissalâtu vesselâm'ın hangi gün üzerine oturduğunu biliyorum!'' dedi veaçıkladı:

"Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) Ensârdan falanca kadına bir adamgönderdi: "Marangoz kölene söyle, bana ahşaptan münasib bir şey yapsın daüzerine çıkıp halka hitabette bulunayım'' dedi. Köle de O'na şu üç basamaklışeyi imal ediverdi. Sonra Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm), bunun şu yerekonmasını emretti. Mezkur minber, el-Gâbe'nin ılgın ağacından yapılmıştı.

Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) minberin üzerine çıkıp namaza durduve tekbir getirdi, cemaat de O 'nunla birlikte arkasından tekbir getirdi. Sonra nükûyagitti, sonra geri geri gelerek minberden indi ve minberin dibinde secde yaptı, sonranamazdan çıktı, sonra halka yöneldi ve:

"Ben bunu, bana uymanız ve namazımı bilmeniz için yaptım"buyurdu.

Buharî, Salât 64,18, Cum'a 36, İ'tikaf 32, Hibe 3; Müslim, Mesâcid 44,(544) ; Ebu Dâvud, Salât 221, (1080); Nesâî, Mesâcid 45, (2, 57-59).

2808 - Hz. Aişe (radıyallahu anhâ) anlatıyor: "Resulullah(aleyhissalâtu vesselâm) geceleyin duvarları alçak olan hücresinde namaz kılardı.Halk bu sebeple aleyhissalatu vesselam'ın karaltısını (sülüetini) görürdü.Böylece onlar da kalkıp geceleyin, O 'na uyarak O'nunki gibi namaz kıldılar. Sabaholunca bu durumu konuştular.

Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) ikinci gece de kalktı, halk da aynışekilde yaptı. Üçüncügece de aynı şey tekerrür etti. Bundan sonra Resulullahoturdu ve çıkmadı.

Sabah olunca durumu medar-ı bahs ettiler, sebebini sordular. Efendimiz şucevabı verdi:

"Gece namazının sizlere farz olmasından korktum.''

Buharî, Ezân 80 Libâs 43 ; Ebu Dâvud, Salât 243, ( 1126).

2809 - Hz. Ebu Hüreyre (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resulullah(aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "İkâmetin okunduğunu duydunuz mu namazayürüyün. Sakin ve vakûr olmayı unutmayın. Sakın koşuşmayın. Yetiştiğinizyerden kılın, kaçırdığınız kısmı tamamlayın."

Buharî, Ezân 23,Cum'a 18; Müslim, Mesâcid 151, (602); Muvatta, Salât 4,(1, 68-69); Ebu Dâvud, Salât 55, (572-573) ; Tirmizî, .Salât 244, (327) ; Nesâî,İmâmet 57, (2,114-115).

2810 - Esmâ Bintu Ebî Bekr (radıyallahu anhümâ) anlatıyor:"Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm)'ı işittim, kadınlara diyordu ki:

"Sizden kim Allah'a ve ahiret gününe iman ediyorsa, erkeklerbaşlarını kaldırıncaya kadar başını yerden kaldırmasın, böylece erkeklerinavretlerini görmekten korunmuş olur.''

Ebu Dâvud, Salât l46, (851 ).

2811 - Ubâdetu 'bnu 's-Sâmit (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resulullah(aleyhissalâtu vesselâm) bize, içinde Kur'an ın cehren okunduğu bir namazkıldırdı. Namazda kıraatta bir iltibasta bulundu. Namazdan çıkınca yüzünü bizeçevirdi ve:

" Kıraatı cehren okuduğum zaman siz de okuyor musunuz? '' diye sordu.Bazılarımız:

"Evet bunu yapıyoruz !'' dediler. Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm):

"Sakın ha! Ben kendi kendime: "Kim, ben okurken okuyarak bendenokumayı kapmaya çalışıyor?" diyordum. Kur'an'ı cehren okuduğum zaman,Kur'an'dan Fatiha hariç hiçbir şeyi okumayın!" buyurdular. "

Ebu Dâvud, Salât 136, (823, 824); Tirmizî, Salât 232, (311); Nesâî,İftitâh 29, (2, 141.

2812 - İmrân İbnu Husayn (radıyallahu anhümâ) anlatıyor:"Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) öğle namazına durdu. Bir adam da arkasındaSebbihisme Rabbike'l A'lâ sûresini okumaya başladı. Resulullah (aleyhissalâtuvesselâm) namazdan çıkınca:

"Kimdi okuyan?" diye sordu. Adam:

"Bendim! '' dedi. Bunun üzerine:

"Hakikaten anladım ki biriniz bunu benden cezbedip aldı.''

Müslim, Salât 47, (398); Ebu Dâvud, Salât 138, (828); Nesâî, İftitah 27,28, (2,140-141).

2813 - Müsevver İbnu Yezîd el-Mâliki (radıyallahu anh) anlatıyor:"Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) namazda (cehrî olarak) kıraatte bulunuyordu.Birkısmı okumayı terketti. (Namazdan sonra, cemaatten) bir adam:

" Allah 'ın Resûlü, şu şu âyetleri okumayı terkettiniz!'' dedi.Resulullah:

" Niye bana hatırlatmadın? '' buyurdular.''

Bir rivayette şu ziyade gelmiştir: "(Adam). . . ben onlarınneshedildiğini zannetmiştim. ''

Ebu Dâvud, Salât 163, (907).

2814 - Hz. Ali (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalâtuvesselâm) buyurdular ki: "Ey Ali, namazda (takılırsa) imamı açma!"

Ebu Dâvud. Salât 164, (903).

2815 - Bişr İbnu Mahcan babasından anlattığına göre, babası (Mahcan)Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) 'ın meclisinde idi. O sırada namaz için ezanokundu. Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) kalktı, namaz kıldı ve döndü. Mahcanhâla yerindeydi.

"Herkesle beraber namaz kılmana mâni olan şey nedir, sen müslümandeğil misin?" diye sordu. Mahcan:

"Elbette müslümanım, ancak ben âilemle namazımı kılmıştım! ''dedi. Efendimiz:

"Mescide geldiğin zaman namaza kalkılırsa kılımış bile olsancemaatle birlikte sen de kıl!" buyurdu."

Muvatta, Salâtu'l-Cemâ'a 8, (1,132); Nesâî, İmâmet 53, (2, 112).

2816 - İbnu Ömer (radıyallahu anhümâ)'in anlattığın göre, biradam kendisine sordu:

"Ben evde namazımı kılıp sonra da imamla namaza yetişiyorum; onunulada namaz kılayım mı?,''

"Evet! '' deyince adam tekrar. sordu:

"Peki, bunlardan hangisini (farz olan) namazım yapayım ? ''

"Bu senin elinde mi? dedi, bu Allah'a kalmışıtır, dilediğini (asılfarz olan) namazın yerine sayar!"

Muvatta, Salâtu'l-Cemâ'a 9, (1, 133).

2817 - Süleyman Mevlâ Meymûne 'nin İbnu Ömer (radıyallahu anhümâ) 'dennaklettiğine göre, İbnu Ömer şunu anlatmıştır:

"Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Bir gündeaynı namazı iki sefer kılmayın."

Ebu Dâvud, Salât 58, (579); Nesâî, İmâmet 56,(2, 114).

2818 - Nâfî (rahimehullah) anlatıyor: "İbnu Ömer (radıyallahuanhümâ) diyordu ki: "Kim akşamla sabahı kılar sonra da bu namazlarda imamayetişirse, onlara dönmesin. ''

Muvatta, Salâtu'l-Cemâ'a 12, (1, 133).

2819 - Hz. Ebu Hüreyre (radıyallalhu anh) anlatıyor: "Resulullah(aleyhissalâtu vesselâm) buyurdularki: "Namaz için ikâmet okununca farzdan başkanamaz yoktur (kılınmaz). ''

Müslim, Müsafirîn 63, (710) ; Ebu Dâvud, Salât 294, (1266); Tirmizî,Salât 312, (421); Nesâî, İmâmet 60, (2, 126).

2820 - Rebî'a İbnu Ebî Abdirrahmân (rahimehullah) anlatıyor: "İbnuÖmer (radıyallahu anhümâ), mescide geldiği vakit, cemaat namazı kılmış ise hemenfarza başlardı, ondan önce başka namaz kılmazdı."

Muvatta, Kasru's-Salât 75, (1, 168).

2821 - Abdullah İbnu Amr İbni 'l-Âs (radıyallahu anhümâ) anlatıyor:"Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki:

"İmam namazı kılıp teşehhüdü tamamladıktan sonra, selam vermezdenönce hades vaki olsa (yani abdesti bozulsa), namazı tamamlanmıştır, namazınıtamamlayan cemâatteki diğer kimselerin namazı da tamamlanmıştır.''

Ebu Dâvud, Salât 74, (617); Tirmizî, Salât 300 (408).

2822 - Hz. Ebu Hüreyre anlatıyor: ''Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm)buyurdular ki: "(İmamlar) sizin için kılarlar. Doğru kılarlarsa (sevabı)sizedir. Hatalı kılarlarsa (sizin namazınızın sevabı) sizedir, hata onlarınaleyhlerinedir."

Buharî, Ezân 55.

CUMA NAMAZININ FAZİLETİ, VÜZÛBU, AHKÂMI

2823 - Ebu Hüreyre (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resulullah(aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Kim cum'a günü cenabet guslü ile gusülyapar, sonra cum'aya giderse sanki bir deve kurban etmiş gibi (sevaba nâil) olur. Kimikinci saatte giderse bir sığır kurban etmiş gibi (sevaba nâil) olur.Kim üçüncüsaat giderse boynuzlu bir davar kurban etmiş gibi (sevaba nâil) olur. Kim dördüncüsaat giderse bir tavuk kurban etmiş gibi (sevaba nâil) olur. Kim beşinci saatte gidersebir yumurta tasadduk etmiş gibi (sevaba nâil) olur. İmam (hutbeye) çıkınca meleklerhazır olur, zikri dinlerler."

(Buharî, Cum'a4,19; Müslim, Cum'a 10, (850); Muvatta, Cum'a 1, (1,101); EbuDâvud, Tahâret 129, (351); Tirmizî, Salât 358, (499); Nesâî, Cum'a 14, (3, 99);İbnu Mâce, İkâmet 82, (1092).

2824 - Bir rivayette şöyle denmiştir: "Cuma günü olunca, mescidin herbir kapısında melekler vardır. İlk gelenleri sırayla yazarlar. İmam (minbere)oturunca defterleri kapatıp, zikri dinlemeye giderler."

Müslim, Cum'a 24, (850).

2825 - Evs İbnu Evs es-Sakafi (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resulullah(aleyhissalâtu vesselâm) buyurdularki: "Kim (cuma günü) yıkar ve yıkanırsa,kim erkenden (mescide) gider ve hutbenin başına yetişirse, yürür ve binmezse, imamayakın durur, dinler, mâlâyanî söz etmezse ona her bir adım için bir yıllık amelinoruçları ve namazlarıyla sevabı yazılır.''

Ebu Dâvud, Tahâret 129 (345, 346); Tirmizî, Salât 356, (496); Nesâî,Cum'a 12, (3, 97); İbnu Mâce, İkâmet 80, (1027); Buharî, Cum'a 6.

Ebu Dâvud der ki: "Mekhûl'e "gassele" ve "igtesele"den sorulmuştu şu cevabı verdi: "Bundan maksad başını ve bedeniniyıkamaktır.'' Sa'îdİbnu Abdilaziz de aynı şeyi söyledi. "Hanımıylacinsi münasebette bulunarak onu da yıkanmaya muhtaç kıldı demektir. Böyle yapmak,namaza çıkınca, gözlerin korunmasında en elverişli vasıtadır."

"İgtisele" ise cimadan sonraki yıkanmadır.

"Bekkere" ilk vaktinde namaza gitmektir.

"İbtekere" hutbenin başına yetişmektir.

2826 - Abdullah İbnu Amr İbni'l Âs (radıyallahu anhümâ) anlatıyor:"Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Cum'a namazına üç(grup) insan katılır:

1) Kişi var, namaza katılır, boş konuşma yapar. Bunun namazdan hissesi, okonuşmasıdır.

2) Kişi var namaza gelir dua eder. Bu kimse Allah'a duada bulunmuştur, Allahdilerse onun istediğini hemen verir, dilerse vermez.

3) Kişi vardır, namaza gelir sadece dinler ve sükût eder, mü'minlerinarasından yararak geçmez, kimseye ezâ vermez. Onun bu namazı, daha önce geçencum'a'ya ve fazladan da üç güne kadar (günahlarına) kefarettir. Bu hal Cenâb-ıHakk'ın şu sözüne binâendir: "Kim bir hayır yaparsa bu kendisinden on misliylekabul edilir" (En'am 160).

Ebu Dâvud, Salât 235, (1113).

2827 - Hz. Ali (radıyallalhu anh) Kûfe 'de hutbe verirken minberden şöyleseslenmiştir: "Cum 'a günü olunca şeytan çarşı ve pazara erkendenbayraklarıyla gider, insanlara binbir engel çıkararak mâni olmaya, onları cuma'dan(hiç olmasa) geciktirmeye çalışır. Melekler de erkenden gidip mescidin kapılarınadururlar. Gelenleri birinci saatte gelenler, ikinci saatte gelenler diye yazarlar. Bu hâlimam (hutbeye) çıkıncaya kadar devam eder. Kişi mescidde, imamı görüp,dinleyebileceği biryere oturup, can kulağıyla dinledi ve konuşmadı mı, kendisine ikikat sevap vardır. Kişi uzakta kalır ve imamı dinleyemiyeceği bir yere oturur, sessizdurur ve konuşmazsa bir hisse sevap alır. Eğer, imamı görüp dinleyebileceği biryere oturur fakat boş konuşma yapar, sessiz kalmazsa, ona iki hisse vebal yazılır.Eğer, dinleme ve görme imkannı olmayan bir yere oturur ve boş konuşur ve sessizkalmazsa, ona bir hisse vebal vardır. Kim de yanındaki arkadaşına cum'a günü"sus!'' derse "boş konuşmuş'' olur. Kim de boş konuşur ise, o cumadakisevaptan nasibsiz kalır. ''

(Hz. Ali) konuşmasının sonunda şunu söyledi:"Ben bunu Resulullah(aleyhissalâtu vesselâm) 'dan işittim.''

Ebu Dâvud, Salât 209, (1051).

2828 - Târık İbnu Şihâb (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resulullah(aleyhissalâtu vesselâm) buyurdularki: "Cum'a namazı, dört kişi hâriç gerikalan her müslüman üzerine cemaat içinde yapması gereken vâcib bir hakk'dır.Cumadan istisna edilen bu dört kişi şunlardır: Köle, kadın, çocuk ve hasta."

Ebu Dâvud, Salât 215, (1067).

2829 - Abdullah İbnu Amr İbni 'l-Âs (radıyallahu anhümâ) anlatıyor:"Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki : "Ezanı her işitene cumafarzdır."

Ebu Dâvud, Salât 212, (1056).

2830 - Hz. Hafsa (radıyallahu anhâ) anlatıyor: "Resulullah(aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Her ihtilâm olan erkeğe cum ' aya gitmekvacibtir. Cum'aya her gidene de gusül vacibtir."

Ebu Dâvud, Tahâret 129, (342); Nesâî, Cum'a 2, (3, 89).

2831 - Ebu Hüreyre (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resulullah(aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Cum'a, geceleyin ailesine dönebilenherkese farzdır."

Tirmizî, Salât 360, (502).

2832 - İbnu Ömer (radıyallahu anhümâ) anlatıyor: "Resulullah(aleyhissalâtu vesselâm) uyurdularki: "Cum'a namazından veya başkasından birrek'ate yetişenin namazı tamam olmuştur."

Nesâî, Mevâkit 30, (1, 274, 275).

2833 - Hz. Ebu Hüreyre (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resulullah(aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki:"Cum'a namazından bir rek'ate yetişen,cuma namazına yetişmiştir. ''

Nesâî, Cum 'a 41, (3, 112, 113 ).

2834 - Kuba ahâlisinden bir adam-Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) 'lasohbet etme şerefine ermiş bulunan babasından naklen demiştir ki: ''Resulullah bizeKuba 'dan (gelerek Medîne 'de) cum'a namazına katılmamızı emretti.''

Timizî, Salât 360, (501).

2835 - Ebu'l-Ca'd ed-Damrî (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resulullah(aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki :" Kim önemsemiyerek üç cumayıterkedecek olursa, Allah onun kalbini mühürler."

Ebu Dâvud, Salât 210, (1052); Tirmizî, Salât 359, (500) ; Nesâî, Cum'a 2,(3,88).

2836 - Semüre İbnu Cündüb (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resulullah(aleyhissalâtu vesselâm) buyurdularki: "Cum'a namazını özürsüz olarak kimterkedecek olursa bir dinâr para tasadduk etsin, (bu kadar) bulamazsa, yarım dinartasadduk etsin. ''

Ebu Dâvud, Salât 211, ( 1053-1054) ; Nesâî, Keffâret 3, (3, 89) ; İbnuMâce, İkâmet 93, (112 8).

2837 - Ebu'l-Melih, ismi Umayr İbnu Amir el-Hüzelî (radıyallahu anh) olanbabasından naklen anlattığına göre, babası Hudeybiye seferi sırasında bir cumagünü, Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) ile birlikte bulunmuştur. O gün,ayakkabılarının altını ıslatmayacak kadar yağmur yağmış, bununüzerine.Efendimiz, herkesin yerlerinde namaz kılmalarını emir buyurmuştur.''

Ebu Dâvud Salât 213, (1058, 1059); Nesâî, İmâmet 51, (2, 111).

CUMANIN VAKTİ VE EZAN HAKKINDA

2838 - Hz. Enes (radıyallahu anh) anlatıyor: ''Resulullah (aleyhissalâtuvesselâm), cum'ayı (öğleyin) güneş meyl edince kılardı. ''

Buharî, Cum'a 16, Ebu Dâvud,. Cum'a 224, (1084); Tirmizî, Salât 361, (503).

2839 - Buharî nin bir diğer rivâyetinde şöyle gelmiştir :"Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) soğuk şiddetlenince namazı erken (ilkvaktinde) kılardı. Sıcak şiddetlenince namazı yani cum'a'yı (öğleyin biraz)serinleyince kılardı.''

Buharî, Cum'a 16.

2840 - Sehl İbnu Sa 'd (radıyallahu anh) anlatıyor: "Biz Resulullah(aleyhissalâtu vesselâm)'la cum 'ayı kılar, sonra da kaylûle (öğle uykusu)yapardık.''

Buharî, Cum'a 40, 41, Hars 21, Et'ime 17, İsti'zan 16, 39; Müslim, Cum'a 30,(859); Ebu Dâvud, Cum'a 224, (1086); Tirmizî, Salât 378, (525).

Diğer bir rivayette : "Biz, ancak cum 'a namazından sonra kaylûleyapıyor yemek yiyorduk '' denmiştir.

Tirmizî ve Muvatta dışındaki diğer kitaplarda Seleme İbnu 'l-Ekvâ 'dangelen bir rivayette: "Sonra cuma 'dan çıktığımızda duvarların diplerinde,gölgelenebileceğimiz bir gölge olmazdı'' denmiştir.

2841 - es-Sâib İbnu Yezîd (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resulullalh(aleyhissalâtu vesselâm), Hz. Ebu Bekir ve Hz: Ömer (radıyallahu anhümâ) devirleridecuma namazının ilk ezanı, imam minbere oturunca okunurdu. Ancak Hz. Osman zamanı olupcemaat artınca, emri üzerine (Medine çarşısında) Zevrâ nâm yerde üçüncü birezan daha okundu. (Cum'a ezanı işi) bu şekilde sâbitleşti.''

Buharî, Cum'a 21, 22, 24, 25 ; E bu Dâvud, Salât 225 ; Tirmizî, Salât 372,(516) ; Nesâî, Cum'a 15, (3, 100, l01).

HUTBE VE HUTBE İLE İLGİLİ HUSUSLAR

2842 - İbnu Ömer (radıyallahu anhümâ) anlatıyor: "Resulullah(aleyhissalâtu vessalâm) iki hutbe okurdu. Minbere çıkınca otururdu. (Bu esnadamüezzin ezan okurdu). Müezzin ezanı bitirince kalkar ve hutbeyi okur, sonra tekraroturur ve (bu sırada) konuşmazdı. Sonra kalkar (ikinci defa) hutbe okurdu."

Buharî, Cum'a 30, 27; Müslim, Cum'a 33, (861); Ebu Dâvud, Salât 227, (1092) ; Tirmizî, Salât 363, (506) ; Nesâî, Cum'a 33, (3, 109).

2843 - Nesâi'nin rivayetinde: "Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm)ayakta iki hutbe verir, bunların arasını (kısa) bir oturuşla ayırırdı"denmiştir.

Nesâî, Cum'a (3, 109).

2844 - Müslim ve Nesâî 'nin Ka 'b İbnu Ucre (radıyallahu anh) 'ıyaptıkları bir rivâyete göre Ka'b, Mescide girince Abdurrahmân İbnu Ümmi'l Hakem 'ioturarak hutbe verir görmüş ve derhal müdahale etmiştir:

"Şu habîse bakın hele! Oturarak hutbe veriyor. Halbuki Cenâb-ı HakkKitab-ı Mübîn'inde (meâlen): "Onlar bir ticaret, yahud bir oyun bir eğlencegördükleri zaman ona yönelip dağıldılar ve seni ayakta bıraktılar" (Cum'a 11)buyurmuştur."

Müslim, Cum'a 39, (864).; Nesâî, Cum'a 18,(3,102).

2845 - Umâre İbnu Rüveybe (radıyallahu anh) 'nin anlattığına göre,Bişr İbnu Mervân'ı, minberde ellerini kaldırarak hutbe verirken görmüş ve derhalmüdahale etmiştir:

"Allah şu iki kısa elin belasını versin. Ben Resulullah(aleyhissalâtu vesselâm)'ı (hutbe verirken) gördüm, eliyle şundan fazlakaldırmazdı '' dedi ve şehâdet parmağıyla işaret etti.''

Müslim, Cum'a 53, (874); Ebu Dâvud, Salât 230, (1104); Tirmizî, Salât 371,(515); Nesâî, Cum'a 29, (3, 108).

2846 - Hz. Câbir (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resulullah(aleyhissalâtu vesselâm) hutbe verdi mi gözleri kızarır, sesi yükselir, öfkesiartardı. Sanki bir orduya "Düşmanınız akşama veya sabaha size baskınyapacak!'' diye tehlikeyi haber veren komutan gibi (fevkâlade ciddi bir eda ile):

"Ben size, Kıyamet şu iki parmak kadar yakınlaşmış olduğu bir zamanda peygamber gönderildim '' der ve şehadet parmağı ile orta parmağını birbirineyaklaştırarak gösterir, sözlerine şöyle devam ederdi:

"Emmâ bâd! Bilesiniz, sözlerin en hayırlısı Kitabullah'tır. Engüzel yol da Muhammed'in yoludur. İşlerin en şerlisi de sonradan ihdâs edilenlerdir.Her bid'at dalâlettir." Ayrıca şunları da söyledi:

"Ben her mü'mine kendi nefsinden daha yakınım. Nitekim, kim bir malbırakırsa bu ailesi içindir. Kim bir borç veya (bakıma muhtaç) horanta bırakırsabu bana aittir ve benim üzerimedir."

Müslim, Cum'a 43, (867); Nesâî, İydeyn 22, (3, 188, 189).

2847 - İbnu Mes 'ud (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resulullah(aleyhissalâtu vesselâm) teşehhüd okuyunca şu mealde zikirde, duada bulunurdu:"Hamd Allah'adır, O'na sığınır, O'ndan mağfiret dileriz. Nefislerimizinşerrinden de O'na sığınırız. Allah kime hidâyet verirse onu kimse sapıtamaz, kimide sapıtırsa onu kimse hidayete götüremez. Şehâdet ederim ki, Allah'tan başka ilahyoktur. Yine şehâdet ederim ki, Muhammed O'nun kulu ve Resûlüdür. O'nu hak ile,Kıyametten önce müjdeleyici ve korkutucu olarak gönderdi. Kim Allah ve Resûlüneitaat ederse doğru yolu bulmuştur. Kim de o ikisine isyan ederse, (bilsin ki) sadecekendisine zarar verir, Allah'a hiç bir zarar verermez."

Ebu Dâvud, Salât 229, (1097, 1098).

Bir rivayette hadîse şu ziyadeyi yaptıktan sonra gerisini aynen rivayetetmiştir: "....Cum'a günü teşehhüd'den sonra.....''

2848 - Câbir İbnu Semüre (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resulullah(aleyhissalâtu vesselâm)'ın namazı vasattı, hutbesi de vasattı.''

Müslim, Cum'a 41 (866); Ebu Dâvud, Salât 229, (1101); Nesâî, Cum'a 35, (3,110).

2849 - Ebu Vâil (radâyallahu anh) anlatıyor:Ammâr bize hitabetmişti.(Konuşmasını) veciz ve beliğ yaptı. Minberden inince:

"Ey Ebu'l- Yakzân beliğ ve veciz konuştun! Keşke biraz dahanefesleseydiniz (uzatsaydını)!'' dedik. Bize şu cevabı verdi:

"Ben Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm)'ı dinledim, şöylebuyurmuştu:

" Kişinin namazının uzunluğu ve hutbesinin kısalığı onunfıkhının (ilminin) alâmetidir. Öyle ise, hutbeyi kısa tutun, namazı uzun (zira,beyanda sihir var)."

Müslim, Cum'a 47, (869); Ebu Dâvud, Salât 231, (1106).

2850 - Hz. Ebu Hüreyre (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resulullah(aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "İçerisinde teşehhüd bulunmayan herhutbe kesik bir el gibidir. ''

Tirmizî, Nikâh 16, (1106) ; Ebu Dâvud, Edeb 22, (4841).

2851 - Ebu Dâvud'un diğer bir rivayetinde: "Allah'a hamd ile başlamayanher kelâm kesiktir" denmiştir.

Ebu Dâvud, Edeb 21, (4840).

2852 - Semure İbnu Cündüb (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resulullah(aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Zikr (yani hutbe) sırasında hazırbulunun, imama yakın olun. Zira kişi, uzaklaşmaya devam ede ede, girse bile cennette degeri kalır.''

Ebu Davud, Salât 232, (1108).

2853 - Ebu Rîfâ 'a el-Adevî (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resulullah(aleyhissalâtu vesselâm)'a geldim. Hutbe veriyordu. Ben :

"Ey Allah'ın Resûlü! Yabancı ve dinini bilmeyen bir kimseyim, sizdendinimin ne olduğunu soruyorum! '' dedim. Bunun üzerine bana yöneldi, hutbesinibırakarak yanıma kadar geldi. Kendisine bir sandalye getirildi. Zannedersem ayaklarıdemirdendi. Üzerine oturdu. Hemen Allah 'ın kendisine öğrettiklerinden banaöğretmeğe başladı. Sonra tekrar hutbesine dönerek, sonunu tamamladı."

Müslim, Cum'a 60, (876); Nesâî, Zînet 123, (8,220).

2854 - Hz. Osman (radıyallahu anh) hutbelerine çoğu kere şu husûsuhatırlatarak başlardı: "İşitin, kulak verin. Zira işiterek, kulak verenleişitmeden kulak verenin sevaptan hissesi birdir.''

Müslim, Cum'a 8, (1, 104).

2855 - Hz. Ebu Hüreyre (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resulullah(aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Cum'a günü, imam hutbe okurken, sen(yanıbaşında konuşan) arkadaşına: "Sus!" desen boş laf etmişolursun."

Buharî,Cum'a, 36; Müslim, Cum'a, 11, (851); Muvatta, Cum'a, 6, (1, 103); Ebu,Dâvut. Salât, 235, (1112); Tirmizî, Salât, 368, (512); Nesâî, Cum'a, 22, (3, 103,104).

NAMAZ VE HUTBEDE KIRAAT

2856 - Ubeydullah İbnu Ebî Râfî (rahimehullah) anlatıyor: "(Emevihalifelerinden) Mervân, Ebu Hüreyre, (radıyallahu anh) 'yi Medine 'ye halef tayin etti.Ebu Hüreyre, cum 'ayı kıldırdı ve birinci rek'atte, el-Hamd süresini okuduktan sonraCum 'a suresini okudu. İkinci rek'atte ve izâ câeke'l-Münâfikun'u okudu. Dedi ki:

"Ben Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) 'ın bunları okuduğunuişittim.''

Müslim, Cum'a 61, (877); Ebu Dâvud, Salât 242, (112); Tirmizî, Salât374,(519).

2857 - Semure İbnu Cündüb (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resulullah(aleyhissalâtu vesselâm) cum 'a 'da Sebbihismi Rabbike'l-A 'la ve Hel etâkehadîsu'l-Gâşiye sûrelerini okurdu.''

Ebu Dâvud, Salât 242, (519); Nesâî, Cum'a 39, (3, 111, 112).

2858 - İbnu Abbâs (radıyallahu anhümâ) anlatıyor: "Resulullah(aleyhissalâtu vesselâm) cum'a günü sabah namazında Elif lâm-mîm Tenzîl 'i birincirek 'atte; Hel Etâ 'yı da ikinci rek'atte okurdu. Cum 'a namazında da Cum 'a veMünâfikûn sûrelerini okurdu."

Müslim, Cum'a 64, (879); Ebu Dâvud, Salât 218, (1074); Tirmizî, Salât 375,(520); Nesâî, Cum'a 38, (3, 111).

2859 - Ümmü Hişâm Bintu Hârise İbnu 'n-Nu 'mân (radıyallalhu anhâ)anlatıyor: "Kâf ve'l Kur'âni'l-Mecîd sûresini, cuma günü minber üzerinden hercum 'ada okurken Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm)'ın kendi dillerinden aldım."

Müslim, Cum'a 52, (873); Ebu Dâvud, Salât.229, (1100); Nesâi, Cum'a 28, (3,107).

2860 - Ya'lâ İbnu Ümeyye (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resulullah(aleyhissalâtu vesselâm)

minberde: (Zuhruf 77) diye okurken işitim."

Buharî, Tefsir, Zuhruf 2, Bed'ü'l-Halk 6,10; Müslim, Cum'a 49, (871); EbuDâvud, Hurûf 1, (3992); Tirmizi, Salât 365, (508).

CÂMİYE GİRME VE OTURMA ÂDÂBI

2861 - Ebu Hüreyre (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resulullah(aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki:

"Birinizin Harre'nin sırtında namaz kılması, onun için cum'a günüoturup oturup imam hutbeye başlayınca gelip cemaatin omuzlarını yararak cemaatekatılmasından hayırlıdır.''

Muvatta, Cum'a 18, (1, 110).

2862 - Tirmizî'de Mu'az İbnu Enes 'ten merfu olarak şu rivayetkaydedilmiştir: "Cum'a günü kim cemaatin omuzlarını yararak ilerlerse cehennemebir köprü ittihaz olunur. ''

Tirmizî, Salât 369, (513).

2863 - Hz. Câbir (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resulullah(aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki:

"Sizden kimse, cum'a günü kardeşini kaldırıp sonra da yerineoturmasın. Lâkin: "Açılın" desin."

Müslim, Selâm 27-30, (2178).

2864 - Nâfi (rahimehullah) anlatıyor:"İbnu Ömer (radıyallahuanhümâ)'i işittim, diyordu ki: Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) kişinin birbaşkasını kaldırarak yerine oturmasını yasakladı.'' Nâfi 'ye: "Bu yasakcum'a'ya mı mahsus?'' diye soruldu.

"Cum'a ve diğer günlerde!'' diye cevap verdi.''

Buharî, Cum'a 20, İstî'zan: 31, 32; Müslim, Selam 28, (2177).

2865 - Mu 'âz İbnu Enes (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resulullah(aleyhissalâtu vesselâm), cum'a günü imam hutbe verirken hubve tarzında oturmayıyasakladı."

Ebu Dâvud, Salât 234, (1110); Tirmizî, Salât 370, (514).

2866 - Şeddâd İbnu Evs (radıyallahu anh) anlatıyor: "Hz. Muâviye(radıyallahu anh) ile Beytu'l-Makdis 'te hazır oldum. Bize cum 'a kıldırdı. Baktımki, mescidde bulunanların çoğu Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) 'ın ashabı idive imam hutbe verirken ihtibâ ederek oturmşlardı.''

Ebu Dâvud, Salât 234 (1111).

2867 - Amr İbnu Şu 'ayb an ebîhi an ceddihi (radıyallahu anh) anlatıyor:"Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm), cum 'a günü namazdan önce cemaatteşkilini yasakladı. "

Rezin ilavesidir. Ebu Dâvud'da gelen bir hadisin parçasıdır (Salât 220, (1079).

2868 - Hz. Câbir (radıyallahu anh) anlatıyor:"Resulullah(aleyhissalâtu vesselâm), cum'a günü minbere çıkınca:

"Oturunuz!" dedi. Bunu İbnu Mes'ud (radıyallhu anh) işitinceolduğuyere oturdu, tam mescidin giriş kapısını üstüydü. Resulullah (aleyhisalâtuvesselâm) onu bu halde gördü ve:

"Gel! Ey Abdullah İbnu Mes'ûd!" buyurdu."

Ebu Dâvud, Salât 226,(1091).

2869 - İbnu Ömer (radıyallahu anhümâ) anlatıyor: Resulullah(aleyhissalâtu vesselâm) buyurdularki: "Cum'a günü biriniz (mescitte) uyuklayacakolursa oturduğu yeri değiştirsin. ''

Ebu Dâvud, Salât 239, ( 1119); Tirmizî, Salât 379, (526).

2870 - İbnu Abbâs (radıyallahu anhümâ) anlatıyor: "Resulullah(aleyhissalâtu vesselâm) 'ın mescidinde kılınan cum 'adan sonra ilk kılınan cum 'anamazı, Bahreyn köylerinden olan Cuvâsa'daki Abdü'l-Kays mescidinde kılınannamazdı."

Buharî, Cum'a 11; Ebu Dâvud, Salât 216, (1068).

YOLCU NAMAZI

2871 - Hz. Enes (radıyallahu anh) anlatıyor: "Medine 'de öğlenamazını Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) ile dört rek 'at kıldık. Mekke 'yegitmek üzere yola çıkıp Zülhuleyfe 'ye gelince ikindiyi iki rek'at kıldı.''

Buharî, Taksirû's-Salât 5, Hacc 24, 25, 27,117,119, Cihâd 104,126; Müslim,Salatu'l- Müsâfîrîn 11, (690); Ebu Dâvud, Salât 271, (1202) ; Tirmiz, Salât 391,(546); Nesâi, Salât 17, ( 1, 237).

2872 - Yine Hz. Enes (radıyallahu anh) 'in anlattığına göre kendisindenkasru's-salât yani namazın kısaltılması hakkında sorulmuştu. Şöyle cevap verdi:

"Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) üç millik mesafeyi veyaŞu'be'nin şekkine göre üç fersah mesafeyi dışarı çıktı mı iki rek'at kılar.''

Müslim, Salâtu'l-Müsâfirin 12, (691); Ebu Dâvud, Salât 271, (1201).

2873 - İmam Mâlik'e ulaştığına göre, İbnu Abbâs (radıyallahuanhümâ) Mekke- Tâif arasındaki kadar, Mekke- Usfân arasındaki kadar ve keza Mekke-Cidde arasındaki kadar mesâfede namazı kasrediyordu.'' Mâlik der ki: "Bumesafeler dört berîd' dir."

Muvatta, Kasru' s-Salât 15, (1, 148).

2874 - İbnu Abbâs (radıyallahu anhümâ) anlatıyor: "Resulullah(aleyhissalâtu vesselâm) Medîn'den Mekke 'ye gitmek üzere yola çıktı.Rabbülâlemin'den başka hiç bir şeyden korkmuyordu. Yolda namazı ikişer ikişer(yani kasrederek) kıldı. ''

Tirmizî, Salât 391, (547); Nesâî, Taksîru's-Salât 1, (3,117).

2875 - Hz. Enes (radıyallahu anh) anlatıyor:"Resulullah (aleyhissalâtuvesselâm) ile birlikte Mekke 'ye gitmek üzere Medîne 'den çıktık. Efendimiz yoldanamazları ikişer ikişer kılıyordu. Medîne 'ye dönünceye kadar hep böyle yaptı.''

Enes 'e:

"Mekke 'de ne kadar kaldınız? '' diye sorulmuştu:

"Orada on gün kıldık'' dedi. ''

Buharî, Taksir 1, Megâzî 52; Müslim, Salatu 'l-Müsâfirin 15, (693) ; EbuDâvud, Salât 279, (1233); Tirmizî, Salât 392, (548); Nesâî, Taksîru's-Salât 4, (3,121).

2876 - İbnu Abbâs (radıyallahu anhümâ) anlatıyor: "Resulullah (Mekke'de) ondokuz gün ikâmet etti ve namazları kasretti. Biz de (bundan böyle) sefer yapıpondokuz gün ikâmet ettik mi namazları hep kasrederdik, ondokuzdan fazla kaldık mıartık dörde tamamlardık."

Buharî, Taksîr 1, Megâzî 52, Ebu Dâvud, Salât 279, (1230, 1231, 1232);Tirmizî, Salât 392, (549); Nesâi, Taksîru's-Salât 4, (3, 121).

Ebu Dâvud'un bir diğer rivayetinde "....Onyedi gün '' denmiştir.Nesâî 'nin bir diğer rivayetinde: "Fetih senesinde Mekke 'de onbeş gün ikametetti ve namazları bu esnada kasretti. "

2877 - İmrân İbnu Husayn (radıyallahu anhümâ) anlatıyor: "Fetihgünü, Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) 'la birlikte Mekke 'de hazır bulundum.Mekke 'de onsekiz gece kaldı, bu esnada namazları hep iki kıldı. Şöylehitabediyordu:

"Ey bölge halkı! Siz bize bakmayın, dört kılın. Biz hep yolcuyuz (busebeple ksrederek iki kılıyoruz). ''

Ebu Dâvud. Salât 270, ( 1229).

2878 - Hz. Câbir (radıyallahu anh). anlatıyor: "Resulullah(aleyhissalâtu vesselâm) Tebük'de yirmi gün ikâmet etti ve namazları hep kasretti."

Ebu Dâvud, Salât 280; (1235).

2879 - Hârise İbnu Vehb (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resulullah(aleyhissalâtu vesselâm) Mina'da bize, sayıca en çok olduğumuz ve en ziyade güveniçinde olduğumuz bir zamanda namazı iki rek'at kıldırdı."

Buharî, Taksîr 2, Hacc 84; Müslim, Salâtu'l-Müsâfirîn 21, (696); EbuDâvud, Hacc 77, (1965); Tirmizî, Hacc 52, (882); Nesâî, Taksîru ' s-Salât 3, (3,119, 120).

2880 - İbnu Ömer (radıyallahu anhümâ) anlatıyor: "Resulullah(aleyhissalâtu vesselâm) Mina'da bize iki rek 'at kıldırdı, arkasından Ebu Bekr deöyle kıldırdı, Ebu Bekir'den sonra Hz. Ömer ve hilafetinin başında Hz. Osman(radıyallahu anhümâ) da iki kıldırdılar. Sonra Hz. Osman dört rek'atli olarakkıldırdı. İbnu Ömer imamla kılarsa dört kılardı, yalnız kılınca da ikikılardı."

Buharî, Taksîru's-Salât 2, Hacc 84; Müslim, Salâtu'l-Müsafirin 17, (694);Nesâi, Taksîru's-Salât 3, (3, 121 ).

2881 - Hz. Osman (radıyallahu anh) 'dan anlatıldığana göre, Taif'de emvâledinip orada ikamet etmeyi arzu ettiği zaman.Mina 'da dört rek'at kıldı. Sonra imamlarbununla amel ettiler. ''

Ebu Dâvud, Menasik 76, (1961- 1964).

2882 - Bir rivayette de şöyle denmiştir: "Hz. Osman (sonradan)bedeviler sebebiyle dört kılmıştır. Çünkü o sene pek çok bedevî hacc 'agelmişti. Namazın dört rek'at olduğunu öğretmek için halka dört rek'atkıldırdı.''

Ebu Dâvud, Menasik 76, (1962).

Bir rivayette de şöyle denmiştir: " (Hz. Osman Mina 'da dört kıldı.)Çünkü o, Hacc 'tan sonra ikamete azmetmişti.''

2883 - Yine Ebu Dâvud 'un kaydına göre İbnu Mes 'ud (radıyallahu anh)(Mina' da) namazı dört kılmştı. Kendisine:

"Sen, (daha önce dört kıldığı için) Osman 'ı ayıplamıştın,şimdi ise dört kılıyorsun! denilmişti. (Özür beyan ederek) şu cevabı verdi:

"Muhalefet zararlıdır. ''

Ebu Dâvud, Menâsik 76, (1960).

2884 - Hz. Ömer (radıyallahu anh)'den anlatıldığına göre, Mekke'denamazı halka iki rek'at kıldırdı. Selamı verince:

"Ey Mekkeliler!"dedi, namazlarınızı dörde tamamlayın.Bizyolcuyuz(bu sebeple iki kıldık)!."

Muvatta, Kasru's-Salât 19, (1, 149).

SEFERDE İKİ NAMAZIN CEM EDİLMESİ

2885 - Hz. Enes (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalâtuvesselâm), güneş batıya meyletmeden yola çıkınca, öğle namazını ikindi vaktinete'hîr eder, ikindi olunca mola verir, ikisini cemederdi (beraber kılardı). Yolaçıkmazdan önce güneş batıya meyletti (öğle vakti girdi) ise, hareketten önce herikisini de (öğle ve ikindi) kılar sonra yola çıkardı.''

2886 - Bir rivayette de şöyle gelmiştir: "...Acele yürümek gerekirseöğleyi ikindiye te 'hir eder, ikisini birleştirirdi, keza uf*cktaki aydınlıkkaybolunca da akşamla yatsıyı birleştirirdi. "

Buharî, Taksîru's-Salât 16, l5; Müslim, Müsâfirîn 46, (704); Ebu Dâvud,Salât 274, (1218, 1219) ; Nesâî, Mevâkît 42, (1, 284-285).

2887 - İbnu Abbas (radıyallahu anhümâ) anlatıyor: "Resulullah(aleyhissalâtu vesselâm) yol halinde iken öğle ile ikindiyi birleştirirdi, akşam ileyatsıyı da birleştirirdi. "

Buharî, Taksîru's-Salât 13.

2888 - İbnu Ömer (radıyallahu anhümâ) anlatıyor: "Resulullah(aleyhissalâtu vesselâm) akşam ve yatsıyı Müzdelife 'de beraberce kıldı. Bunlardanher biri için ayrı bir ikâmet okudu. İki namaz arasında nafile kılmadı, bunlardanbirinden sonra da nafile kılmadı."

Buharî, Hacc 93, 96; Müslim, Hacc 286 (703); 987, (1288); Muvatta, Hacc 196,(1, 400); Ebu Davud, Menâsik 65, (1926-1933); Tirmizî, Hacc 56, (887, 888); Nesâî,Mevâkit 49, (1, 291).

2889 - İbnu Mes 'ud (radıyallahu anh) anlatıyor: "Ben Resulullah(aleyhissalâtu vesselâm)'ı şu ikisi hariç, vakti dışıda tek bir namazıkıldığını görmedim: Müzdelife'de akşamla yatsıyı birleştirdi. O gün sabahı davaktinden önce kıldı. "

Buharî, Hacc 99, 97; Müslim, Hacc 292, (1289); Ebu Dâvud, Menasik 65, (1934); Nesâî, 49, (1, 291-292).

2890 - Ca'fer İbnu Muhammed İbni Mesleme (radıyallahu anh) anlatıyor:"Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) öğle ve ikindi namazlarını; Arafat'ta tekbir ezan ve iki ayrı ikâmetle kıldı. İki namaz arasında nafile kılmadı. Müzdelife'de de akşamla yatsıyı bir ezan ve iki ikâmetle kıldı ve aralarında nafilekılmadı."

Ebu Dâvud, Menâsik 57, (1906).

2891 - İbnu Abbâs (radıyallahu anhümâ) demiştir ki: "Kim iki namazıözürsüz olarak cem ederse büyük günah kapılarından bir kapıya gelmiş olur."

Tirmizî, Salât l38, (188).

2892 - Yine İbnu Abbâs (radıyallahu anhümâ) demiştir ki: "Resulullah(aleyhissalâtu vessalâm) Medine 'de yedi ve sekiz (rek 'at) öğle, ikindi, akşam veyatsı namazlarını (cemederek) kıldı. Eyyub (es-ahtiyânî) der ki :"Belki de bu,yağmurlu bir gecedeydi.

"Öbürü (Ebu 'ş-Şa'sâ):

"Belki!'' dedi. ''

Buharî, Mevâkît 12, Teheccüt 30 ; Müslim, Müsâfirîn 49, (705); EbuDâvud, Salât 274,(1210, 1211, 1214); Tirmizî, Salât 138, (187); Nesâî, Mevâkît 47,(1, 290).

Sahiheyn'in bir rivayetinde şu ziyade var: "Hadisi İbnu Abbas'tanrivayet eden râviye dendi ki: "Zannederim, öğleyi te'hir, ikindiyi ta'cil, kezaakşamı te'hir yatsıyı da ta'cil etmiş olmalı?'' Cevaben: "Bunu ben de böylezannediyorum!'' dedi.

2893 - Müslim'de gelen bir başka rivayette şöyle denmiştir:"Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) korku ve sefer hali olmaksızın öğle veikindiyi birleştirerek, akşam ve yatsıyı da birleştirerek kıldı." İmamMâlik: "Ben bunun, yağmurlu günde yapılmış olacağını zannediyorum ''demiştir.''

Muvatta, Kasru's-Salât 4, (1,144) ; Müslim, Müsâfirîn 49, (705).

YOLCULUKTA NAFİLE NAMAZLAR

2894 - İbnu Ömer (radıyallahu anhümâ) anlatıyor: "Resulullah(aleyhissalâtu vesselâm)'a (onsekiz defa) refakat ettim. Ancak, sefer sırasında nafilekıldığını hiç görmedim. Allah Teâlâ hazretleri şöyle buyurmuştur:

"Resulullah'ta sizin için güzel örnek vardır" (Ahzâb 21 ). İbnuÖmer devamla der ki:

"Eğer nâfileyi kılsaydım namazı da tamkılardım."

Buharî, Taksîru's-Salât 11; Müslim, Müsâfirin 9, (689); Muvatta;Kasru's-Salât 22, (1,150); Ebu Dâvud, Salât 276, (1223); Tirmizî, Salât 391, Nesâî,Taksîru's-Salât 5, (3, 122; 123).

2895 - Bera (radıyallahu anh) anlatıyor: "Ben, Resulullah(aleyhissalâtuvesselâm)'a onsekiz seferde iştirak ettim. Onun,güneş meyledince öğleden öncekıldığı iki rek'ati terketiyini görmedim."

Ebu Dâvud, Salât 276,(1222);Tirmizî, Salât 393,(550).

2896 - Nâfi anlatıyor: "İbnu Ömer (radıyallahu anh), oğluUbeydullah'ı seferde nafile kılarken görürdü de bundan dolayı onu kınamazdı."

Muvatta, Kasru's-Salât, 24 (1,150).

2897 - Hz. Aişe (radıyallahu anhâ) anlatıyor: "Resulullah(aleyhissalâtu vesselâm) ile birlikte umre yapmak üzere Medine 'den Mekke 'ye doğruyola çıktık. Mekke 'ye gelince:

"Ey Allah 'ın Resûlü, annem babam sana feda olsun. Sen kısa kıldın,ben tam kıldım, sen yedin ben oruç tuttum, (ne dersiniz?) '' dedim. Şu cevabı verdi:

"Ey Aişe güzel yaptın ! '' buyurdu ve bu işimde beni kınamadı ''dedi. ''

Nesâî, Taksîru's-Salât 4, (3, 122).

HAVF (KORKU) NAMAZI BÂBI

2898 - Sehl İbnu Ebî Hasme (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resulullah(aleyhissalâtu vesselâm) ashabına korku namazı kıldırdı.Bu maksadla ashabıarkasında iki saf yapatı. Hemen arkasında bulunan safa birinci rek'atikıldırdı. Sonra ayağa kalktı ve arkasındakilere bir rek'at namaz kıldırıncayakadar kıyamda kaldı. Sonra gerideki safta bulunanlar ilerledi, ön safdakiler degeriledi. Bu şekilde ilerleyenlere de bir rek 'at namaz kıldırdı. Sonra gerileyenlerbir rek 'at namaz kılıncaya kadar yerinde oturdu. Sonra da selam verdi.''

Buharî, Megâzi 31; Müslim, Müsâfirin 309, (841); Muvatta, Salâtu'l-Havf1, (1,183); Tirmizî; Salât 398, (565); Ebu Dâvud, Salât, 282, (1337, 1338, 1339);Nesâî, Salâtu'l-Havf 1, (3,170-171)

2899 - Muvatta'nın bir diğer rivayetinde şöyle gelmiştir: "Korkunamazı şöyledir: "İmam, beraberinde arkadaşlarından bir grup olduğu haldenamaza durur, bir grup. da düşmana karşı yerini alır. İmam bir rek 'atiberaberindekilerle rükû ve secde ile kılar, ve ayağa (ikinci rek'ate) kalkar. Tamdoğrulunca öyle kalır. Cemaat geri kalan rek'ati kendi başlarına tamamlayıp selamverirler ve oradan ayrılırlar. İmam yerinde ayakta durmaya devam eder. Namazınıkılanlar düşmanın karşısında yerlerini alırlar. Namaz kılmamış olan diğerlerigelip imamın arkasında dururlar, tekbir getirerek uyarlar. İmam onlara da bir rek'atnamaz kıldırır, secdeden sonra oturur ve selam verir. İmama uyan bu ikinci gurup imamselam verince kalkıp, geri kalan rek 'ati kılıp selam verirler."

Muvatta, Salatu'l-Havf 2, (1, 183).

2900 - Hz Câbir (radıyallahu anh) anlatıyor: "Biz Zâturrikâ'da,Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) ile beraberdik Koyu gölgeli bir ağacınyanına gelmiştik. Bu ağacı, altında dinlenmesi için Aleyhissalâtu vesselâm'abıraktık. (Resulullah kılıcını ağaca asıp istiratte çekilmişti ki, O 'nu gizlicetakip eden) müşrüklerden biri gelip (asılı olan kılıcı kapıp) kınından sıyırp(Resulullah'a):

"Benden korkuyor musun?" dedi. Aleyhissalltu vessalam :

"Hayır!" deyince"

"Peki seni benden kim kurtaracak?"

"Allah!" diye cevap verdi.(Duruma muttali olan) ashab adamı tehdîdetti. (o da kılıncı kınına koydu ve ağaca astı) Sonra namaz kılındı. Resulullah(aleyhisalâtu vessalâm) bir guruba iki rek 'at kıldırdı.Bunlar geri çekildiler.Sonra ikinci gurup geldi, onlarada iki rek'at namaz kıldırdı. Resulullah'ın namazıdörde tamamlanmıştı, cemaatin namazı ise iki rek'atti."

Buharî,Megâzi 31, 84, 87; Müslim; Müsâfirîn, 307- 311, (840,843);Nesâî, Salâtu'l-Havf 1, (3, 175, 176, 178).

2901 - Ebu Ayyâş ez-Zürâkî (radıyallahu anh) anlatıyor: "Biz Usfân'da Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) ile beraberdik. Müşriklerin başında (henüzmüslüman olmayan) Hâlid İbnu'l-Velîd vardı. Öğleyi kılmıştık. Mişrikler(kendi kendilerine aralarında şöyle) konuştular: "İyi bir fırsat elimizegeçmişti, onlar namazda iken saldırsaydık ya!''

Bunun üzerine hemen kasr (namazı kısaltma) ile ilgili âyet öğle ileikindi arasında nâzil oldu. İkindi vakti olunca, Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm)kalkıp kıbleye karşı durdu. Müşrikler de önlerindeydi. Arka tarafına da birsafyaptı. Bu safın arkasına da bir safkoydu. Resulullah rükûya varınca hep birlikterükû yaptılar. Resulullah secde yaptı, hemen arkasındaki safdakiler de secde yaptı.Diğerleri (rükûdan) doğrulup onları korumak üzere kıyamda kaldılar. Bunlar ikisecdeyi tamamlayıp kalkınca arkalarında bulunanlar secdeye gittiler. Sonra Resulullah'ın arkasındaki saftakiler diğerlerinin yerlerine gittiler, arkadaki saftakiler deöndekilerin yerine ilerlediler. Sonra Resulullah rükûya gitti, hepsi O'nunla birlikterükû yaptı. Sonra Resulullah secde yaptı ve hemen arkasındaki safdakiler de secdeyaptılar. Bu sırada arkadakiler bunları korumak üzere kıyamda kaldılar.

Aleyhissalatu vesselam ve arkasındakiler oturunca, en arkadakiler secdeyegittiler. Sonra hep beraber oturup hep beraber selam verdiler."

Ebu Dâvud, Salât 281, (1236); Nesâî, Salâtu'l-Havf 1, (3, 176-177).

2902 - İbnu Ömer (radıyallahu anhümâ) anlatıyor: "Resulullah(aleyhissalâtu vesselâm) korku namazını iki gruptan birine tek rek 'at olarakkıldırırken, diğer grup düşmana karşı durmuştur. Kılanlar kalkıp, düşmanadönük vaziyette, (bekleyen) arkadaşlarının yerine geçtiler, onlar dagelip(Resulullah 'ın arkasına geçtiler), O da bunlara bir rek 'at namaz kıldırdı, sonrada bu iki guruptan her biribirer rek 'at namazlarını kaza ettiler.''

Buharî, Salatu'l-Havf 2, Megâzî 31, Tefsir, Bakara 44; Müslim, Müsâfirîn205, (839); Muvatta, Salâtu'l-Havf 3, (1, 184); Ebu Dâvud, Salât 285, (1243); Tirmizî,Salât 398, (564); Nesâî, Salâtu'l-Havf 1, (3, 171, 173).

2903 - Ebu Hüreyre (radıyallahu anh) anlatıyar: "Resulullah(aleyhissalâtu vesselâm) Dacnân ile Usfân arasına, müşriklerle sarılmış biryereindi. Müşrikler (aralarında):

"Bu müslümanların bir namazları var (topluca kılarlar), bu onlaraevlatlarından da, bâkirelerinden de kıymetlidir, işte bu, ikindi namazlarıdır.Hazırlığınızı yapın, üzerlerine toptan bir kerede çullanın!'' dediler. Cebrailaleyhisselam, Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm)'a gelerek ashabını iki kısmaayırmasını, onlardan bir grurupla namaz kılarken diğer grubun geri tarafta ayaktabeklemesini, tedbirli olmalarını ve silahlarını beraberlerinde almalarını, birincigruba bir rek'at kıldırmasını, bu kısmın birinci rekatten sonra geri çekilmesini,arkadaki grubun öne ilerlemesini, bu yeni gruba da bir rek 'at kıldırmasını, böyleceher bir grubun Resulullah'la birlikte birer rek 'atlerinin olmasını, Resulullah'ın daböylece iki rek'at kılmış olmasını emretti."

Ebu Dâvud, Salât 284, (1240,1241); Tirmizî, Tefsîr, Nisa, (3038); Nesâî,Salâtu'l-Havf 1, (3, 173, 174).

2904 - Abdullah İbnu Üneys (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resulullah(aleyhissalâtu vesselâm), beni, Hâlid İbnu Sufyân el-Huzlî'yi öldürmem içinbulunduğu yere gönderdi. O, Urane ve Arafat taraflarında idi:

" Git onu öldür! '' dedi Ben onu gördüğümde ikindi namazının vaktigirmişti. Kendi kendime:"(Bu herifi öldürme işi) onunla benim arama giripnamazımı geciktirmesinden korkarım" dedim. (Ara vermeden) ilerledim. Hem yürüyorhem de îma ile namazımı kılıyordum. Herife tam yaklaşmıştım ki:

"Sen kimsin?"dedi.

"Araplardan biriyim. Duydum ki; şu, adam için asker topluyormuşsun,onun için sana katılmaya geldim!"

"Evet ben bu işin içindeyim" dedi. Onunla bir müdet yürüdüm,öldürmeme imkân sağlayacak bir fırsat doğunca kılıçla tepesine bindim vegeberttim."

Ebu Dâvud,Salât 289, (1249).

BEŞ VAKİT NAMAZA BAĞLI (RÂTİB) NAFİLELER

2905 - İbnu Ömer (radıyallahu anhümâ) anlatıyor: "Resulullah(aleyhissalâtu vesselâm) ile birlikte iki rek 'at öğleden evvel, iki rek 'at sonra,keza iki rek 'at cum 'adan sonra, rek'at akşamdan sonra, iki rek 'at yatsıdan sonranamaz kıldım. Akşam ve yatsı(dan sonrakiler) evinde idi.''

Buharî, Teheccüd.29, 25, 34; Cum'a 39; Müslim, Müsafirîn 291, (729), Cum'a71, (882); Muvatta, 69, (1,166); Ebu Dâvud, Salât 290, (1252); Nesâî, İkâmet 64,(2,119), Cum'a 43, (3, 113) ; Tirmizî, Salât 220, (433, 434).

2906 - Hz. Aişe (radıyallahu anhâ) anlatıyor: "Resulullah(aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki :

"Sünnette gelen oniki rek 'ate kim devam ederse Allah ona cennette bir evbina eder: Bu oniki rek'atin:

- Dördü öğleden önce,.

- İkisi öğleden sonra,

- İkisi akşamdan sonra,

- İkisi yatsıdan sonra,

- İkisi de sabahtan önce.''

Tirmizî, Salât 206, (414); Nesâî, Kıyamu'l- Leyl 66, (3, 260); İbnuMâce; İkâmet 100, (1142).

2907 - Yine Hz. Aişe (radıyallhu anhâ) anlatıyor: "İki namaz var kiResulullah (aleyhissalâtu vesselâm) bunları ne gizli ne de alenî olarak seferde vehazerde hiç terketmedi: Sabahtan önce iki rek'at, ikindiden sonra iki rek'at.''

Buharî, Mevâkîtu's-Salât 33, 73; Müslim, Salâtu'1-Müsâfirîn 300,(835); Ebu Dâvud, Salât 290, ( 1253); Nesâî, Mevâkîtu's-Salât 36, (1, 281 ),Kıyâmu'l-Leyl 56, (3, 251, 252).

2908 - Hz. Ali (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalâtuvesselâm) sabah ve ikindi hariç her namazın arkasından iki rek'at (nafile)kılardı."

Ebu Dâvud, Salât 299, (1275).

2909 - Hz. Aişe (radıyallahu anhâ) anlatıyor: "Resulullah(aleyhissalâtu vesselâm) nafilelerden hiç birine, sabah namazını iki rek 'atliknafilesi kadar aşırı ilgi göstermemiştir."

2910 - Ebu Dâvud'un, Ebu Hüreyre (radıyallahu anh) 'den kaydettiği birrivayette şöyle gelmiştir:

"Sizi, atlılar tardedecek (kovalayacak) bile olsa o iki rek'atiterketmeyin. ''

2911 - Nesâî'nin bir rivayetinde :"Sabah namazından önce kılınacakiki rek'at nafile namaz dünyanın tamamından daha hayırlıdır'' denmiştir.

Buharî, Teheccüd 27; Müslim, Salâtu'l-Müsafirin 96, (725); Ebu Dâvud,Salât 291, 292, (1254, 1258) ; Tirmizî; Salât 307, (416); Nesâî; Kıyâmu'l-Leyl 56,(252).

2912 - Yine Hz. Aişe anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm)sabah namazında ezanla ikamet arasında hafif iki rek 'at namaz kılardı.''

2913 - Diğer bir rivayette şu ibare var: "O iki rek 'atı öyle hafiftutardı ki, ben, "bunlrda Fatiha'yı okudu mu?'' derdim.''

2914 - Nesâî 'nin bir başka rivayetinde şöyle gelmiştir: "Müezzinsabah ezanının birincisini bitirip sükut ettimi kalkar, sabah namazından önce veuf*ckta fecrin açılmasından sonra iki rek'at hafif namaz kılar, sonra da sağ yanınınüzerine uyurdu.''

Buharî, Teheccüd 28, 12; Müslim, Müsafirin 90, (724); Muvatta,Salâtu'l-Leyl 29, (1, 127); Ebu Dâvud, Salât 292, (1, 255); Nesâî, Kıyâmu'l-Leyl60, (3, (256); 58, (3, 252-253).

2915 - İbnu Abbas (radıyallahu anhümâ) anlatıyor: "Resulullah(aleyhissalâtu vesselâm) sabahın iki rek'atında çoğunlukla şunları okurdu: Birincirek'atta (mealen): "(Ey müminler) deyin ki:

"Biz Allah'a, bize indirlene; Kur'an'a, İbrahim'e, İsmail'e, İshak'a,Ya'kûb'a ve torunlarına (esbâta) indirilenlere, Musâ'ya, İsâ'ya verilenlere vebütün peygamberlere Rabbleri katından verilen (Kitap ve âyetlere) îman ettik.Onlardan hiç birini (kimine inanmak, kimini inkâr etmek suretiyle) diğerinden ayırdetmeyiz. Biz, (Allah'a) teslim olmuş (müslümanlar)ız'' (Bakara 136). İkinci rek'attede, Al-i İmran sûresindeki şu âyet (meâlen): "Deki: "Ey Ehl-i Kitap(Yahudiler, Hıristiyanlar) hepiniz bizimle sizin aranızda müsavi (ve âdil) birkelimeye gelin. (Şöyle) diyerek: "Allah'tan başkasına tapmayı, Ona hiç birşeyi eştutmayalım. Allahı bırakıp da kimimiz kimimizi Rabler (diye) tanımayalım(Buna rağmen) eğer yine yüz çevirirlerse (o halde) deyin ki: "Şahid olun, bizmuhakkak müslümanlarız" (64. âyet).

Müslim, Müsafirin 99, (727); Ebu Dâvud, Salât 292, (1259); Nesâî,İftitah 38, (2, 155).

2916 - Ebu Hüreyre (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resulullah(aleyhissalâtu vesselâm) sabahın iki rek'atında çoğunlukla şunları okurdu:"(Ey müminler) deyin ki: "Biz Allah'a, bize indirilene (Kur'an'a), İbrahim'e,İsmâil'e. İshâk'a, Ya'kub a ve torunlarına (esbât) indirilere, Musa'ya, İsâ'yaverilenlere ve bütün peygamberlere Rabbleri katından verilen (Kitap ve âyetlere) imanettik. Onlardan hiç birini (kimine inanmk kimini inkâr etmek suretiyle) diğerindenayırd etmeyiz. Biz, (Allah'a) teslim olmuş (müslümanlar)ız''. (Bakara 136). İkincirek 'atte de: "Ey Rabbimiz, senin indirdiğin (oKitab'a) inandık, o peygambere detabi olduk. Artık bizi (birliğini ve peygamberlerini tanıyan) şâhidlerle beraberyaz". (Al-i İmrân 53) ayetini okurdu.''

2917 - Yine Ebu Hüreyre (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resulullah(aleyhissalâtu vesselâm) sabahın iki rek 'atinde şunları okurdu: "Kul ya eyyuhe'l- Kâfirun '' ve "Kul hüvallahu ahad.''

Müslim, Müsafirin 98, (726); Ebu Dâvud, Salât 98, (1256); Nesâî, İftitah39, (2, 155, 156).

2918 - Tirmizî'nin İbnu Mes'ud'dan kaydettiği bir rivayette şöylegelmiştir: "Ben bir ay kadar Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm)'ı göz ucuylatâkib ettim, sabahın farzdan önce kılınan iki rek 'atinde şu sureleri okuyordu:"Kul yâ eyyühe'l-Kâfirun'' ve "Kulhüvallahu ahad."

Tirmizî, Salât 308, (417).

2919 - Bu rivayet Nesâî 'de biraz farkla şöyle gelmiştir: "BenResulullah (aleyhissalâtu vesselâm)'ı yirmi kere göz ucuyla tâkib ettim,akşamın farzından sonra kılınan iki rek'atle, sabahın farzından önce kılınan ikirek 'atte Kâfirûn ve İhlâs surelerini okuyordu.''

Nesâî, Salât 68, (2,170).

2920 - Hz, Aişe (radıyallahu anhâ) anlatıyor: "Resulullah(aleyhissalâtu vesselâm) sabahın iki rek'at nafilesini kıldı mı; uyanıksam benimlekonuşur du, değilsem, müezzin namaz için (ikamet okuyuncaya kadar yatardı). ''

Buharî, Teheccüd 24, 26 ; Müslim, Müsafirin 133, (743) ; Ebu Dâvud, Salât293, (1, 262, 1263); Tirmizî, Salât 309, (418).

2921 - Hz. Ebu Hüreyre (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resulullah(aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Biriniz, sabahın farzından önce ikirek'atlik sünneti kılınca sağı üzerine yatsın."

Ebu Dâvud, Salât. 203, ( 1261 ) ; Tirmizî, Salât 311, (420).

2922 - Muhammed İbnu İbrahim, ceddi Kays İbnu Amr 'dan anlattığına göre:Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) geldi ve namaza duruldu. Onunla birlikrte sabahnamazını kıldım. Sonra namaz bitince beni namaz kılar buldu.

"Ağır ol ey Kays! dedi. Bir namaz daha mı kılıyorsun? ''

"Ben sabahın sünnetini kılmamıştım (onu kılıyorum) '' deyince:

"Öyleyse hayır; (bunda bir beis yok) '' buyurdu. ''

Ebu Dâvud, Salât 295, ( 1267) ; Tirmizî, Salât 313, (422).

2923 - Abdullah İbnu Mâlik İbnu Buhayne (radıyallahu anh) anlatıyor:"Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) ikamet başladıktan sonra namaz kılmaktaolan bir adam gördü. Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) namazdan çıkınca halkadamın etrafını sardı ve (Resulullah ona):

"Sabahı dört mü (kılıyorsun)? Sabahı dört mü (kılıyorsun)?"dedi."

Buharî, Ezan 38; Müslim, Musafirin 65, (711); Nesâî, İmâmet 60, (2,117).

2924 - Abdullah İbnu Sercis (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resulullah(aleyhissalâtu vesselâm) sabah namazını kılarken bir adam mescide girdi. Mescidin yantarafında sünneti kıldı. Sonra Rsulullah 'a dahil olup O 'nunla da farzı kıldı.Aleyhissalatu vesselam namazı bitirince:

"Ey falan, şu iki namazdan hangisini sayıyorsun? Tek başınakıldığını mı, bizimle kıldığını mı! '' buyurdular.''

Müslim, Müsafirîrn 67 ; (712) ; Ebu Dâvud, Salât 294, (l265); Nesâî,İmâmet 61, (2,117).

2925 - Ebu Seleme (radıyallahu anh) anlatıyor: "Ashabtan bir cemaatikâmeti işitmişti, hemen (sünnet) namaza kalktılar. Resulullah (aleyhissalâtuvesselâm) onlara:

"İki namazı beraber mı kılıyorsun. namazı beraber mi kılıyorsunuz?'' diye çıkıştı. Bu

(hâdise) sabah namazı sırasında cereyan etmişti. ''

Muvatta, Salâtu'l-Leyl 31, (1, 128).

2926 - Ebu Hüreyre (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resulullah(aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Kim sabahın iki rek'atini vaktindekılamazsa güneş doğduktan sonra kılsın.''

Tirmizî, Salât 314, (423).

2927 - İbnu Ömer (radıyallahu anhümâ) 'den anlatıldığına göre, sabahnamazının sünnetini kaçırdığı olmuştur: Ancak güneş doğdu sonra onu kazaetmiştir."

Muvatta, Salâtu'l-Leyl 32, (1, 128).

ÖĞLENİN SÜNNETLERİ

2928 - Hz. Ali (radıyallahu anh) anlatıyor:"Resulullah (aleyhissalâtuvesselâm) öğleden önce dört, öğleden sonra da iki rek'at kılardı.''

Tirmizî, Salât 315, (424).

2929 - Yine Tirmizî 'nin bir diğer rivayetinde Hz. Aişe şöyle der:"Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) öğlenin farzdan önceki dört rek'atlisünneti, namazdan önce kılamazsa sonra kılardı.''

Tirmizî, Salât 317, (426).

2930 - Ümmü Habîbe (radıyallahu anhâ) anlatıyor: "Resulullah(aleyhissalâtu vesselâm) buyurdularki: "Kim öğleden önce dört, öğleden sonrada dört (rek'at nafile) kılarsa, Allah onu ateşe haram eder. ''

2931 - Bir rivayette de şöyle gelmiştir: "Kim öğleden evvel dört,öğleden sonra da dört (rek'at nâfile) kılmaya devam ederse Allah onu ateşe harameder."

Ebu Dâvud, Salât 296, (1269); Tirmizî, Salât 317, (427, 428); Nesâî,Kıyâmu'l-Leyl 67, (3, 265).

2932 - Hz. Ebu Eyyub(radıyallahu anh) anlatıyor: "Resulullah(aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Öğlenin farzından önce tek bir selamlakılınan dört rek'at nafile var ya bunların önünde sema kapıları açılır.''

Ebu Dâvud, Salât 296, ( 1270) ; İbnu Mâce, İkâmet 105, (1157).

2933 - Abdlullah İbnu's-Sâib (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resulullah(aleyhissalâtu vesselâm) güneşin zevalinden sonra ve öğleden önce dört rek 'atnamaz kılardı ve derdi ki: "Şimdi semâ kapılarının açıldığı bir vakittir.Bu anda salih bir amelimin oray yükselrnesini isterim''

Tirmizî, Salât 347, (478).

2934 - Hz. Ömer (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resulullah(aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki:"Öğleden önce zevâlden sonra dörtrek'at vardır ki bunlar seherde emsalleri değerindedirler. Her ne varsa, bu saattemutlaka Allah'ı tesbîh eder. ''

Resulullah sonra şu âyeti okudular:

"Allah'ın yarattığı şeylerin gölgeleri sağa sola vurarak, Allah'aboyun eğerek secde etmekte olduklarını görmüyorlar mı?''(Nahl 48).

Tirmizî, Tefsir, Nahl (3127).

İKİNDİNİN SÜNNETİ

2935 - Hz. Ali (radıyallahu anh) anlatıyor:"Resulullah (aleyhissalâtuvesselâm) ikindiden önce iki rek'at kılardı.''

Ebu Dâvud, Salât 297, ( 1272).

2936 - İbnu Ömer (radıyallahu anhümâ) anlatıyor: "Resulullah(aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "İkindiden önce dört rek'at naf'ilekılan kimseye Allah rahmetini bol kılsın.''

Ebu Dâvud, Salât 297, (1271); Tirmizî, Salât 318, (430).

2937 - Hz. Ali (radıyallhu anh) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalâtuvesselâm) ikindi namazından önce dört rek'at nafile kılardı. Bunların arasını(ikinci rek'atin teşehhüdünde) makarreb meleklerle müslüman ve mü 'minlerden onlaratabi olanlara selam ile ayırırdı.''

Tirmizî, Salât 318; (2129).

2938 - Hz. Aişe (radıyallahu anhâ) anlatıyor: "Resulullah(aleyhissalâtu vesselâm), bana, günümde ikindi namazından sonra iki rek'atnafile kılarak gelirdi.''

2939 - Hz. Aişe bir başka rivayette şöyle demiştir: "İkindinamazından sonra kıldığı iki rek'ati, yanımda hiç terketmedi."

Buhari, Mevâkîtu's-Salât 33, Hacc 75; Müslim, Salâtu 'l-Müsafirin296-298, (833-835); Ebu Dâvud, Salât 299, (1279, 1280); Nesâî, Mevâkıt 36, (1, 280,281.)

2940 - İbnu Abbâs (radıyallahu anhümâ) anlatıyor: "Resulullah(aleyhissalâtu vesselâm) ikindi namazından sonra iki rek'at nafile kılmıştır,çünkü kendisine gelen bir malın taksimini yapmış, bu meşguliyet O 'nun öğlenamazından sonra kılmakta olduğu iki rek'ati kılmasına mani olmuştu. Bunun üzerineonları ikindiden sonra kıldı. Sonra bir daha bu iki rek'ati kılmadı.''

Tirmizî, Salât 135, (184).

2941 - Muhtar İbnu Fulful anlatıyor : "Hz. Enes 'ten ikindiden sonrakılınacak nafile namaz hakkında sordum '' dedi ki:

"Hz. Ömer ikindiden sonra nafile kılanların ellerine (sopayla) vururdu.Biz iki rek'ati, Resulullah devrinde güneş battıktan sonra akşam namazından öncekılardık. Bizi bunu kılarken efendimiz görürdü de ne emrederdi ne denehyederdi."

Müslim, Müsafirin 302, (836).

AKŞAM NAMAZININ NAFİLESİ

2942 - Hz. Enes (radıyallahu anh) anlatıyor: "Müezzin akşam ezanınıokuduğu zaman Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) 'ın ashâbından bir grup kalkıpmescidin sütunlarına doğru koşup Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) (evinden)çıkıncaya kadar akşamdan önce ikişer rek'at nafile kılıyordu.''

Buharî, Ezân 14, Salât 95; Müslim, Müsafirîn 303, (837); Nsâî, Ezân39, (2, 28, 29).

Müslim'in rivayetinde şu ziyade var: "Bazan biryabancı gelip mescidegirecek olsa, namaz kılanların çokluğunu görünce, akşamın farzını kılınmışzannederdi. ''

2943 - Abdullah İbnu Mugaffel el-Müzenî (radıyallahu anh) anlatıyor:

"Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) dediler ki:

"Akşamdan önce iki rek'at namaz kılın! '' (Efendimiz) sonra,insanların bunu bir sünnet yapmasından korkarak " Dileyen kılsın'' dediler. ''

Ebu Dâvud, Salât 300,(1281); Buhari Teheccüt 35, İ'tisâm 27; Müslim,Müsafirîn 304, (838).

2944 - Sahîheyn'in kaydettiği bir başka rivayette şöyle gelmiştir:"Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm): "Akşam namazından önce namazkılın" dediler ve (bunu üç kere tekrar ettiler), üçüncüde ise, halk bunu birsünnet edinir korkusuyla, "Dileyen" buyurdular. ''

2945 - İbnu Ömer (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resulullah(aleyhissalâtu vesselâm)'la birlikte, akşam namazından sonra hâne-isaadetlerinde iki rek'at (nafileyi) kıldım."

Tirmizî, Salât 320, (432).

2946 - Ka'b İbnu Ucre (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resulullah(aleyhissalâtu vesselâm), Benî Abdi'l-Eşhel mescidinde akşam namazını kılmıştı.Cemaat, farzı bitirince nafileyi kılmaya başladı. Bunu gören Resulullah: "Bu,evlerin namazıdır'' buyurdular. ''

Ebu Dâvud, Salât 304, (1300) ; Nesâî, Kıyâmu'l-Leyl 1, (3, 198, 199).

Nesâî'de şu ifade vardır: " Size, bu namazı evlerde kılmanızgerekir.''

2947 - Mekhûl merfu olarak rivayet etmiştir: "Resulullah (aleyhissalâtuvesselâm) buyurdular ki :

"Kim akşam namazından sonra hiç konuşmadan iki rek'at -bir rivayettedört- kılarsa namazı illiyyûna yükseltilir.''

Rezin tahriç etmiştir. (Feyzu'l- Kadîr 6, 167).

2948 - Huzefye (radıyallahu anh) de benzer bir rivayette bulunmuş ve şuziyadeyi yapmıştır:

"Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) derdi ki: "Akşamınfarzından sonraki iki rek'ati kılmada acele edin, çünkü onlar farz namazıylabirlikte yükselirler."

Rezîn ilavesidir. (Feyzu'l-Kadir 4, 307).

YATSI NAMAZININ NAFİLESİ

2949 - Şureyh İbnu Hâni anlatıyor : "Hz. Aişe (radıyallahu anhâ)'ye Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm)'ın namazından sordum. Dedi ki:

"Yatsıyı her kılışında yanıma gelince mutlaka dört veya altı rek'at nafile kılardı. Bir gece yağmura yakalandık. Aleyhissalatu veseslam 'a bir postyaydık, postta suyun akmakta olduğu bir deliğe hâlâ bakar gibiyim. Efendimizin,elbisesini hiçbir surette yerden sakındığını görmedim.

Ebu Dâvud., Salât 305, (1303).

CUMA NAMAZININ NAFİLESİ

2950 - Hz. Câbir (radıyallahu anh) anlatıyor:"Resulullah(aleyhissalâtu vesselâm) hutbe verirken bir adam girdi. Resulullah adama:

"Namaz kıldın mı?'' dedi. Adam:

"Hayır!'' dedi. Efendimiz:

"Öyleyse iki rek'atini kıl!" diye emretti.''

Buharî, Cum'a 32, 33, Teheccüd 25; Müslim, Cum'a 55, Ebu Dâvud, Cum'a 237;Tirmizi, Salât 367, (510); .Nesâî, Cum'a 21, 27, (3, .103, 107).

Bir rivayette şöyle gelmiştir: ". . . Kalk, iki rek 'at kıl.''

2951 - Hz. Ebu Hüreyre (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resulullah(aleyhissalâtu vesselâm) buyurdularki: "Sizden biri cumayı kıldı mı, ondansonra da dört rek'at kılsın."

Müslim, Cum'a 67, (881); Ebu Dâvud, Salât 244, (1131); Tirmizî, Salât 376.

2952 - Bir rivayette şöyle buyrulmuştur: " Senin acele etmen gerekenbir şeyin olursa mescidde hemen iki rek'atı kıl, iki rek'at de dönünce kıl.''

Müslim, Cum'a 67, (881).

2953 - Nâfi merhum anlatıyor: "İbnu Ömer (radıyallahu anhümâ), cumagünü bir adamın cumayı kılarken durduğu yerden hiç kımıldamaksızın iki rek'atdaha kılmaya devam ettiğini görmüştü, adamı bundan men etti ve:

"Cum'a'yı dört mü kılıyorsun?'' dedi. İbnu Ömer, cum'a günüevinde iki rekat kılar ve etrafındakilere:

"Resulullah böyle kılardı!'' derdi.''

Buharî, Cuma 39, Teheccüd 25, 29; Müslim, Cum'a 70, (882); Ebu Dâvud,Salât 244, (1127, 1128); Tirmizî, Salât 376, (521, 522); Nesâî, Cum'a 42, 44, (3,113).

2954 - Atâ anlatıyor: "İbnu Ömer (radıyallahu anhümâ) Mekke 'decumayı kıldı mı ilerler iki rek'at daha kılardı; sonra biraz daha ilerler ve dörtrek 'at daha kılardı. Medine 'de olunca da cum'ayı kılar sonra evine döner, ikirek'at daha kılardı, bunu mescidde kılmazdı. Bu durumun sebebi nedir? diye kendisindensorulmuştu:

"Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) böyle yapardı'' dedi. ''

Ebu Dâvud, Salât. 244, (1130, 1131); Tirmizî, Salât 376, (523).

VİTİR NAMAZI

2955 - Hz. Büreyde (radıyallahu anh) anlatıyor: ''Resulullah (aleyhissalâtuvesselâm) buyurdular ki: "Vitr namazı haktır. Kim bunu kılmazsa bizden değildir." Bunu Efendimiz üç kere tekrar etti.''

Ebu Dâvud, Salât 337, (1419).

2956 - Hz. Ali (radıyallahu anh) anlatıyor: "Vitir narnazı farz namazgibi kesin değildir. Ancak Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm): "Allahu Teâlâhazretleri tektir, tek'i sever, öyleyse ey ehl-i Kur'an vitri kılın!"buyurmuştur.''

Tirmizî, Salât 333 (453, 454); Ebu Dâvud, Sa1ât 336, ( 1416) ; Nesâî,Kıyâmu'l-Leyl 27, (3, 228, 229).

2957 - İbnu Muhayrîz anlatıyor: "Benî Kinâne 'den el-Muhdicî denenbir adam, Şam'da Ebu Muhammed diye künyesi olan bir adamın:

"Vitir namazı vacibtir''dediğini işitti. Kinanî dedi ki:

"Ben bunu Ubade İbnu 's-Sâmit (radıyallahu anh) 'e sordum da:

"Ebu Muhammed hata etmiş. Ben Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) 'ıdinledim şöyle demişti:

"Allah'ı kulları üzerine yazıp farz kıldığı beş namaz mevcuttur.Kim onları eda eder, istihfafla her hangi bir eksikliğe meydan vermeden tam yaparsaAllah indinde ona verilmiş bir söz vardır: Onu cennete koyacaktır. Onları kılmayanaise Allah'ın bir vaadi yoktur. Dilerse azâb eder dilerse cennete koyar" der."

Muvatta, Salâtu'l-Leyl 14, (1,123); Ebu Dâvud, Salât 9, (425); 337, (1420);Nesâî, Salât 6, (1, 230).

2958 - İbnu Ömer (radıyallahu anhümâ) antatıyor: "Resulullah(aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Gece namazınızın sonu tek olsun. "

Buharî, Vitr 4; Müslim, Müsafirîn l49, (751); Ebu Dâvud, Salât 343,(1438); Nesâî, Kıyâmu'l-Leyl 30, (3, 230, 231).

2959 - İmam Mâlik, İbnu Mes 'ûd'dan naklediyor: "İbnu Mes 'uddemiştir ki: "Geceleyin kılacağınız namazın sonunu tek kılın.''

Muvatta'da bulunamadı.

2960 - Ebu Eyyub (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resulullah(aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki:

"Vitir her müslüman üzerine bir haktır (vazifedir). Kim beş ile vitirkılmayı severse yapsın. Kim de üç ile vitir kılmak isterse yapsın. Kim tek rek'atlavitr kılmayı dilerse kılsın."

Ebu Dâvud, Salât 338, (1422); Nesâî, Salâtu'l-Leyl 40,(3,238, 239) İbnuMace, İkâmet, 123, (1190).

2961 - Ümmü Seleme (radıyallahu anhâ) anlatıyor: "Resulullah(aleyhissalâtu vesselâm) onüç rek'at kılarak vitir yapardı. İhtiyarlayıpzayıflayınca yedi rek'atte vitir yaptı.''

Tirmizî, Salât 336, (458); Nesâî, Kıyamu'l-Leyl 30, 40, 45, (3, 237, 243).

2962 - İbnu Ömer (radıyallahu anhümâ) anlatıyor: "Resulullah(aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Vitir gecenin sonunda kılınır. ''

2963 - Buharî'nin bir rivayetinde şöyle denmiştir: "Gece namazıikişer ikişerdir. Gece namazından ayrılacağın zaman, tek rek'at daha kıl, bu sanakıldığın namazların tek olmasını sağlar."

Buhar, Vitr 1, Salât 24, Teheccüt 10; Müslim, Müsafirin 155-147, (749,753); Muvatta, Salâtu'l-Leyl 13, (1, 123); Tirmizî, Salât 323, (437); Nesâî,Kıyâmu'l-Leyl 26, (3, 227, 228); 35, (3, 233).

2964 - Abdülazîz İbnu Cüreye anlatıyor: "Hz. Aişe (radıyallahuanhâ) 'ya Resulullah ne ile vitir namazı kılardı? diye sorduk. Dedi ki: "Birincirek 'atte Sebbih isme Rabbeke'l-a'layı ikinci rek'atte Kulyâ eyyühâ'l-kâfirunsuresini, üçüncü rek'atte, de Kulhüvallahü ahad ve Muavvizateyn'i okurdu.''

Ebu Dâavud, Salât 339, (1424); Tirmizî, Salât 340, (463), Nesâi,Kıyamu'l-Leyl 47, 48, (3, 244,245).

2965 - Hârice İbnu Huzafe (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resulullah(aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: " Allah size (öyle) bir namazla imdâdetti ki, O sizin için kızıl deve sürülerinden daha hayırlıdır. İşte bu namazvitirdir. Allah onu, sizin için yatsı namazı ile şafağın sökmesi arasına koydu.''

Ebu Dâvud, Salât 336, (1418); Tirmizî, Salât 332; (452).

2966 - Hz. Aişe (radıyallahu anhâ) anlatıyor: "Resulullah(aleyhissalâtu vesselâm) her gece vitir kılardı. Gecenin evvelinde de kıldı,ortasında da kıldı; sonunda da kıldı (ölümü sırasında) gecenin sonundakıldı."

Buharí, Vitr 2, Müslim, Müsafirîn 137, (745); Nesâî, Kıyamu'l-Leyl 30,(3, 230); Tirmizî, Salât 334, (456), Sevâbu'l-Kur'an 23, (2925) ; Ebu Dâvud, Salât343, (1435,1437).

2967 - Hz. Câbir (radıyallahu anh) anlatıyor:"Resulullah(aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki : "Kim gecenin sonunda kalkamamaktankorkarsa vitrini gecenin başında kılsın. Kim gecenin sonunda kalkmayı umuyorsagecenin sonunda vitrini kılsın. Çünkü gecenin sonunda kılınan namaz (gece vegündüz meleklerinin huzurlarında ve şehadetleri altında kılındığı) meşhûd vemahzûrdur. Bu yüzden (gecenin başında kılanana nazaran) daha faziletlidir."

Müslim, Müsafirin 162, (755); Tirmizî, Salât 334, (455).

2968 - Ebu,Katâde (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resulullah(aleyhissalâtu vesselâm), Hz. Ebu Bekr (radıyallahu anh)'e:

"Vitri ne zaman kılıyorsun?'' diye sordu. Hz. Ebu Bekr:

"Gecenin başında kılıyorum!'' dedi. Aynı şekilde:

" Vitri ne zaman kılıyorsun?" diye Hz. Ömer'e de soruldu:

"Gecenin sonunda kılıyorum!'' dedi. Bunun üzerine Aleyhissalatuvesselam, Hz. Ebu Bekr'e:

"Sen ihtiyatla amel ediyorsun!'' dedi. Hz. Ömer'e de:

"Sen de kuvet(li olan, takvaya uygun olan) ile amel ediyorsun!''buyurdu."

Muvatta, Salâtu'l-Leyl 16, (1,124); Ebu Dâvud, Salât 342, (1434).

2969 - İbnu Ömer (radıyallahu anhümâ) anlatıyor: "Resulullah(aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Gece ve gündüz namazları ikişerikişerdir."

Ebu Dâvud, Salât 302, (1295); Tirmizî, Cum'a 418, (597); Nesâî,Kıyâmu'l-Leyl 26, (3, 227); İbnu Mâce, İkâmet 172, ( 1322).

2970 - Ebu Sâid (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resulullah(aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki:

"Vitir namazını kılmadan kim uyur veya unutursa hatırladı veyauyandı hemen kılsın."

Ebu Dâvud, Salât 341, (1431);Tirmizî, Salât 342, (465).

2971 - Ebu Cemre anlatıyor: Ashab-ıŞecere (radıyallahu anhüm) 'den olanAiz İbnu Amr'a sordum:

"Vitir namazı nakzedilir mi?''

"Eğer, evvelinde vitir kıldıysan âhirinde vitir kılma'' dedi. ''

Buharî, Megazî 35.

Rezîn merhum şunu ilave eder: "Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm)şöyle buyurdular: "Bir gecede iki vitir kılınmaz."

2972 - Nâfi anlatıyor: "Ben, İbnu Ömer (radıyallahu anh)'le Mekkedeydim. Hava bulutlu olduğu için sabah namazını kaçırmaktan korkuyordu. Tek rek'atkılarak vitir yaptı. Sonra bulutlar açıldı. Gördü ki daha üzerinde gece var. Birrek'at daha kılarak (önceki tek 'i) çiftledi, sonra iki rek 'at (bir miktar) namazkıldı. Sabahın geçmesinden korkunca bir rek'at daha kılarak vitiryaptı."

Muvatta, Salâtu'l-Leyl 19, (1, 125).

2973 - Hz. Aişe (radıyallahu anhâ) anlatıyor: "Resulullah(aleyhissalâtu vesselâm) vitrin ilk iki rek'atinde selam vermezdi.''

Nesâî, Kıyamu'l-Leyl 36, (3, 235).

2974 - İbnu Ömer (radıyallahu anhümâ) anlatıyor: "Resulullah(aleyhissalâtu vesselâm) vitrin ilk iki rek'atinde selam verirdi, öyle ki (o sırada)bazı ihtiyaçları için emirde bulunurdu.''

Buharî, Vitr 1, Muvatta, Salâtu'l-Leyl 20, (1, 125).

2975 - Muvatta'nın bir rivayetind‚ şöyle gelmiştir: "Resulullah(aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Akşam namazı gündüzün vitridir."

Muvatta, Salâtu'l- Leyl 22, (1, 125).

2976 - Hz. Ali (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalâtuvesselâm) vitrni kılarken şu duayı okurdu:

"Allah'ım gadabından rızana sığınırım. Cezandan affınasığınırım. Senden sana sığınırım. Sana (yapılması gereken) senayı sayamam.Sen, kendi nefsine yaptığın övgüdeki gibisin."

Tirmizî, Dâ'avât 123, (3561); Ebu Dâvud, Salât 340, (1427); Nesâî,Kıyâmu'l-Leyl 51, (3, 249).

GECE NAMAZI

2977 - Hz. Bilal (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resulullah(aleyhissalâtu vesselâm) buyudular ki:

"Size geceleyin kalkmayı tavsiye ederim. Çünkü o, sizden önceyaşayan salihlerin âdetidir; Rabbinize yakınlık (vesîlesi)dir; günahlardankoruyucudur; kötülüklere kefarettir, bedenden hastalığı kovucudur."

Tirmizî, Da'avât 112, (3543, 3544).

2978 - İbnu Amr İbni'l-As (radıyallalhu anhümâ) anlatıyor:"Reulullah (alyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Kim geceyi on âyet,okuyarak ihya ederse gafiller arasına yazılmaz. Kim de yüz âyetle gecesini ihya ederse"kânitîn" zümresine yazılır.Kimde bin âyet okuyarak geceyi ihya edersemukantırîn arasına yazılır."

Ebu Dâvud, Salât 326, (1398).

2979 - Yine Ebu Davud'da Abdullah İbnu Habeşî anlatıyor: "Resulullah(aleyhissalâtu vesselâm)'a: "Hangi amel efdaldir? '' diye sorulmuştu: Şu cevabıverdi:

" Kıyamı uzun olan.''

Ebu Dâvud, Salât 313, (1325).

2980 - Ubâdetu'b'nu's-Sâmit (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resulullah(aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Geceleyin kim uyanırsa şunu söylesin:

"Allah'tan başka ilâh yoktur, O birdir, ortağı yoktur. Mülk O'nundur,hamd de O'na aittir, O herşeye kâdirdir. Hamd Allah'a aittir, Allah münezzehtir, Allahbüyüktür, bütün amel ve ibadetler için gereken güç ve kuvvet Allah'tandır.

Sonra aleyhissalatu vesselam buyurdular: "Rabbim beni affet!'' desin veyadua ederse duasına cevap verilir. Eğer abdest alır ve namaz kılarsa namazı kabûledilir.''

Buharî, Teheccüd 21.

2981 - Muğîre İbnu Şu 'be (radıyallhu anh) anlatıyor: "Resulullah(aleyhissalâtu vesselâm) ayakları kabarıncayakadar geceleri kalkıp namazkılardı. Kendisine: "Allah senin geçmiş ve gelecek günahlarını affetti (niyekendini bu kadar hırpalıyorsun?)'' denildi. .

"Şükredici bir kul olmayayım mı?" cevabını verdi."

Buharî, Teheccüd 16, Tefsir, Feth 1, Rikâk 20; Müslim,Sıfatu'1-Münâfikîn 79, (2819); Tirmizî, Salât 304, (412); Nesâi, Kıyamu'l-Leyl 17,(3, 219).

2982 - Hz. Aişe (radıyallahu anhâ) anlatıyor: "Resulullah(aleyhissalâtu vesselâm) gece namazını hiç terketmezdi. Öyle ki hastalanacak veyaağırlık hissedecek olsa oturarak kılardı."

Ebu Dâvud, Salât 307, (1307).

2983 - Hz. Ebu Hüreyre (radıyallalhu anh) anlatıyor: "Resulullah(aleyhissalâtu vesselâm) buyurdularki: "Allah, geceleyin kalkıp namaz kılan vehanımını da uyandıran, hanımı imtina ettiği taktirde yüzüne su döken kularahmetini bol kılsın. Allah, geceleyin kalkıp namaz kılan, kocasını da uyandıran,kocası imtina edince yüzüne su döken kadına da rahmetini bol kılsın.''

Ebu Dâvud, Salât 307, (1308); Nesâî, Kıyamu'l-Leyl 5, (3, 205).

2984 - Yine Ebu Hüreyre (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resulullah(aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Biriniz uyuyunca ensesine şeytan üçdüğüm atar. Her düğümü atarken, düyüm yerine eliyle vurarak üzerine uzun birgece olsun, yat" dileğinde bulunur. Adam uyanır ve Allah'ı zikrederse bir düğümçözülür, abdest alacak olursa bir düğüm daha çözülür, namaz kılarsa bütündüğümler çözülür ve böylece canlı ve hoş bir hâlet-i ruhiye ile sabaha erer.Aksi halde habis ruhlu (içi kararmış) ve uyuşuk bir halde sabaha erer."

Buharî, Teheccüd 12, Bed'ü'l-Halk 11; Müslim, Müsafirîn 207, (776);Muvatta, Kasru's- Salât 95, (1, 176); Ebu Dâvud, Salât 307, (1306); Nesâî,Kıyâmu'1-Leyl 5, (3, 203).

2985 - İbnu Mes 'ud (radıyallahu anh) anlatıyor: ``Resulullah(aleyhissalâtu vesselâm) 'ın yanında bir adamın zikri geçti ve sabaha kadaruyuduğu, namaz kılmadığı söylendi. Aleyhissalatu vesselam:

"Bu adamın kulağına şeytan işemiştir" buyurdu.. ''

Buharî, Teheccüd 13, Bed'ü'l-Halk 11; Müslim, Müsâfirîn 205, (774);Nesâî, Kıyâmu'l-Leyl 5, (3, 204).

2986 - Hz. Aişe (radıyallahu anhâ) anlatıyor: "Resulullah(alehissalâtu vesselâm) buyurdular ki:

"(Mûtad olarak) geceleyin namaz kılan bir kimse, uykunun gâlebeçalmsıyla (bir gece uyuya kalsa ve namazını kılamasa) Allah'u Teâlâ hazretleri onunnamazının sevabını yine de yazar, onun uykusu (Allah'ın ona yaptığı bir ikram) birsadaka olur."

Muvatta, Salâtu'l-Leyl 1, (1,117); Ebu Dâvud, Salât 310, (1314); Nesâî,Kıyamu'l-Leyl 61, (3, 257).

2987 - Yine Hz. Aişe (radıyallahu anhâ) anlatıyor: "Resulullah(aleyhissalâtu vesselâm) 'ı Allah Teâlâ Hazretleri geceleyin uyandırmışsa sehervakti geçinceye kadar, hizbini tamamlardı."

Ebu Dâvud, Salât 312. (1316).

2988 - Mesrûk (rahimehullah) anlatıyor:"Hz. Aişe (radıyallahu anhâ)'ye sordum:

"Resullullah (aleyhissalâtu vesselâm) 'a göre hangi amel efdaldi ? ''Bana:

"Devamlı olan !"diye cevap verdi. Ben tekrar:

"Gecenin hangi vaktinde kalkardı?" dedim

"Bağıranı -yani horozu- işittiği zaman kalkardı!" diye cevapverdi."

Buhari, Tehccüd 7, Rikâk 18, Müslim, Müsafirîn 131, (741); Ebu Dâvud,Salât 312, (1317); Nesâî, Kıyamu'l-Leyl 8, (3, 208).

2989 - Hz. Aişe (radıyallahu anhâ) anlatıyor: "Resulullah(aleyhissalâtu vesselâm) 'ın gece namazı on rek'atti. Bir rek'at de tek kılardı.Sabahın sünnetini iki rek'at kılardı. Böylece hepsi onüç rek'at olurdu.''

Buharî, Teheccüd 10, Müslim, Müsafirîn 121, 124, (736, 737); Muvatta,Salât'1-Müsafirîn 8, (1,120); Ebu Dâvd, Salât 316, (1334-1341-1361); Tirmizi, Salât325; (439-445); Nesâî, Kıyâmu'l-Leyl 30, 35, 36, 44, 53, (3, 230, 233, 234, 239). Bumetin Müslim ve Ebu Dâvud'da gelmiştir.

2990 - Hz. Ebu Hüreyre (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resulullah(aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Biriniz gece namazına kalkınca ilk önceiki hafif rek'atle namaza başlasın."

Müslim, Müsafirîn 198, (768); Ebu Dâvud, Salât 313, (1323, 1324).

Ebu Dâvud'da şu ziyade var: ".... Sonra dilediğin kadar uzat.''

KUŞLUK NAMAZI

2991 - Hz. Aişe (rdıyallahu anhâ) anlatıyor: "Resulullah(aleyhissalâtu vesselâm) kuşluk namzını her kılışında mutlaka ben de kıldım.''

Buharî, Teheccüd 5, 32 ; Müslim, Müsafirîn 75, 77, (717, 718) ; Muvatta,Kasru's-Salât 29, (152,153); Ebu Dâvud, Salât 301, (1292,1293); Nesâî; Savm 35,(4,152).

2992 - Abdurrahman İbnu Ebî Leyla (rahimehullah) anlatıyor: "Bize,Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm)'ın kuşluk namazı kıldığını Ümmü Hâni 'denbaşka kimse anlatmadı. O dedi ki:

"Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) Fetih günü, benim eve geldi,yıkandı ve sekiz rek'at namaz kıldı. Ben bundan daha hafif bir namazı hiç görmedim.Ancak rükû ve secdeleri tam yapıyordu.''

Buharî, Teheccüd 31, Taksîru's-Salât 12, Megâzî 50 ; Müslim, Hayz 71,(336) ; Müsafirîn 80, (336) ; Muvatta, Kasru's-Salât 28, (1, 152); Ebu Dâvud, Salât301, (1290, 1291); Tirmizî, Salât 346, (474); Nesâî, Tahâret 143, (1, 126); Gusl, 11,(1, 202).

2993 - Ebu Hüreyre (radıyallahu anh) anlatıyor: "Dostum aleyhissalatuvesselâm, bana her ay üçgün oruç tutmamı, iki rek'at kuşluk, yatmazdan önce devitir' namazı kılmamı tavsiye etti.''

Buharî, Teheccüd 33, Savm 60; Müslim, Müsafirîn 85, (721); Ebu Dâvud,Salât 342, (1432); Tirmizî, Savm 54, (760);Nesâî, Kıyâmu'l-Leyl 28, (3, 229).

2994 - Ebu Zerr (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalâtuvesselâm) buyurdular ki:

"Her gün, sizin her bir mafsalınız için bir sadaka terettüpetmektedir. Her tesbih bir sadakadır. Her tahmîd bir sadakadır, her bir tehlîl birsadakadır. Emr-i bi'l-ma'ruf bir sadakadır. Nehy-i ani'l-münker de bir sadakadır.Bütün bunlara, kişinin kuşlukta kılacağı iki rek'at nemaz kâfi gelir."

Müslim, Müsâfirîn 84, (720); Ebu Dâvud, Salât 301, (1286).

2995 - Büreyde (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalâtuvesselâm) buyurdular ki:

"İnsanda üçyüzaltmış mafsal vardır. Her bir maf sal için birsadakada bulunması gerekir. ''

(Bunu işitenler): "Buna kimin gücü yeter?" dediler: Aleyhissalatuvesselam:

" Mescidde toprağa gömeceği bir balgam, yoldan bertaraf edeceği, birengel... Bunları bulamazsa, kuşluk vakti kılacağı iki rek'at namaz!"

Ebu Dâvud, Edeb 172; (5242).

2996 - Ebu Zerr ve Ebu 'd-Derdâ (radıyallahu anhümâ) anlatıyor:"Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Allah Teâlâ hazretleridedi ki: "Ey Ademoğlu! Günün evelinde benim için dört rek'at namaz kıl, ben desana günün sonunu garantileyeyim. ''

Tirmizî, Salât 346, (475).

2997 - Hz. Ebu Hüreyre (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resulullah(aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Kim kuşluğun bir çift (namaz)ına devamederse, deniz köpüğü kadar çok da olsa, Allah günahlarını affeder."

Tirmizî, Salât 346, (476).

2998 - Hz. Enes (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalâtuvesselâm) buyurdularki:

"Kim kuşluk namazını oniki rek'at kılarsa Allah Teâlâ Hazretleri,cennette onun için altından bir köşk bina eder.''

Tirmizî, Salât 346, (473).

2999 - Hz. Aişe (radıyallahu anhâ) anlatıyor: "Resulullah(aleyhissalâtu vesselâm) kuşluğu dört kılar, (bazan) dilediğince de artırırdı.''

Müslim, Müsâfirîn 78, 79, (719).

3000 - Zeyd İbnu Erkam (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resulullah(aleyhissalâtu vesselâm) buyundular ki: "Kuşluk namazı, boduğun (yani deveyavrusunun) ayağı kumdan yanmaya başladığı andan itibaren kılınır."

Müslim, Müsâfirîn 43, (748).

RAMAZANDA GECE KALKIŞI TERAVİH NAMAZI

3001 - Hz. Ebu Hüreyre (radıyallahu anh) 'nin anlattığna göre:"Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) onları, kesin bir emirde bulunmaksızınramazan gecelerini ihyaya teşvik ederdi. (Bu maksadla) derdi ki: "Kim ramazangecesini, sevabına inanarak ve bunu elde etmek niyetiyle namazla ihya ederse geçmişgünahları affedilir."

Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) -bu tavsiyesi herhangi bir değişikliğeuğramadan- vefat etti. Bu durum (terâvihin ferden kılınması) Hz. Ebu Bekir'inhilafeti zamanında böylece devam etti, Hz. Ömer'in hilâfetinin başında da böyledevam etti.''

3002 - Bir rivayette şöyle gelmiştir:"Kadir gecesinin, kim sevabınainanıp onu kazanmak ümüidiyle ihya ederse geçmiş günahları affedilir.''

Buharî Terâvih 1, Müslim, Müsâfirîn174 (759); Ebu Dâvud, Salât 318,(1371); Tirmizî, Savm 83, (808) ; Nesâî, Siyam 39, (4,154,155) ; Muvatta, Salât fiRamazan 2, (1,119).

Buharî, Ramazan kıyamı ile, Kadir gecesi kıyamı üzerine ondan merfurivâyet kaydeder.

3003 - Hz. Aişe (radıyallahu anhâ) anlatıyor: "Resulullah(aleyhissalâtu vesselâm) Ramazan ayında, diğer aylarda görülmeyen bir gayretegirerdi. Ramazanın son on gününde ise çok daha şiddetli bir gayrete geçerdi. Son ongünde. geceyi ihya eder, ailesini de (gecenin ihyası için) uyandırırdı, izârınıda bağlardı."

Buharî, Fadlu Leyleti'l-Kadir 5, Müslim, î'tikâf 8, (1175); Ebu Dâvud,Salât 318; (1376); Tirmizî, Savm 73, (796) ; Nesâî, Kıyâmu ' 1-leyl 17, (3, 218).

3004 - Hz. Enes (radıyallahu anh) anlatıyor:"Resulullah (aleyhissalâtuvesselâm) ramazanda geceleyin namaz kılardı. (Bir gece) gelip yanında ben de namazauydum. Sonra bir erkek daha geldi, o da namaza uydu, derken (sayımız arttı ve) bircemaat olduk. Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) bizim arkasında olduğumuzuhissedince namazı hızlandırdı. Sonra (selam verip) ayrıldı ve evine girdi. Oradabizim yanımızda kılmadığı bir namaz kıldı. Sabah olunca kendisine:

"Bizim arkanıza durduğumuzu geceleyin farketmiş miydiniz?" diyesordum. Bana:

"Evet. Ve işte bu, beni o yaptığıma sevkeden şeydir. (Yani siziarkamda hissedince namazı hızlı kılarak yanınızdan ayrıldım)" buyurdu.''

Müslim Siyam 59, (1104).

3005 - Hz. Aişe (radıyallahu anhâ) anlatıyor: "Resulullah(aleyhisalâtu vessalâm) (bir gece) mescidde (nafile) namazı kılmıştı. Bir çokkimsede (on iktida ederek) namaz kıldı. (Sabah olunca "Resulullah gecleyin mesciddenamaz kıldı" diye konuştular.) Ertesi gece de Efendimiz namaz kıldı. (Halk yineonları konuştu,katılacakların) sayısı iyice arttı. Üçüncü (veya dördüncü)gece halk yine toplandı.(Öyle ki mescid, insanları alamayacak hâle gelmişti.) Ancakaleyhissalâtu vessalâm (bu dördüncü gecede) yanlarına çıkmadı. Sabah oluncaEfendimiz:

"Yaptığınızı gördüm. Size çıkmamdan beni alıkoyan şey, namazınsizlere farz oluvermesinden korkmamdır" dedi. İşte bu hâdise ramazanda ceryanetmişti."

Buharî Salatu't-Terâvih 1, Cum'a 29, 5; Müslim, Müsafirîn, 177, (761);Muvatta; Salât-fi'r Ramazan 1, (1, 113); Ebu Dâvud, Salât 318, (1373, 1374); Nesâî,Kıyâmu'l-Leyl: 4, (3, 202).

3006 - Hz. Ebu Hüreyre (radıyallahu anh) buyurdular ki: "Resulullah(aleyhissalâtu vesselâm) Ramazan'da, mescidin bir kenarında namaz kılan bir gurubauğramıştı.

"Bunlar ne yapıyor?" diye sordu. "Bunlar, yanlarında(ezberlenmiş fazla) Kur 'an bulunmayan kimselerdir, Übeyy İbnu Ka'b (radıyallahu anh)bunlara namaz kıldırıyor! '' dediler. Efendimiz aleyhissalâtu vesselâm: "İsabetetmişler, bu davranış ne kadar iyi! '' buyurdular.''

Ebu Dâvud, Salât 318, ( 1377)

3007 - Hz. Ebu Zerr (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resulullah(aleyhissalâtu vesselâm) ile (bir ramazan) ayında beraber oruç tuttuk. Ay boyunca bizeson yedi güne kadar hiç (ziyade) namaz kıldırmadı. Ayın son yedinci günündegecenin üçte biri geçinceye kadar bize namaz kıldırdı. Altıncı gününde yine birşey kıldırmadı. Beşinci gününde gecenin yarısı geçinceye kadar namazkıldırdı: Kendisine: "Bu gecemizin geri kalan kısmında da bize nafilekıldırsanız! ''dedik. Talebimize karşı:

"Kim imamla namaza başlar, sonuna kadar devam ederse, kendisine gecenintamamını namazla geçirmiş (sevabı) yazılır '' buyurdular. Sonra Resulullah(aleyhissalâtu vesselâm), aydan son üç gece kalıncaya kadar başka namazkıldırmadılar. Üçüncü gece bize namaz kıldırdılar. Ehline ve kadınlarına duaettiler. Bize (o kadar uzun) namaz kıldırdılarki "Felâh''ı kaçırmaktankorktuk. (Ebu Zerr 'e:) "Felâh '' nedir? diye soruldu:

"Sahur!'' cevabını verdi. (Sonra ayın geri kalan kısmında bize namazkıldırmadı.)"

Ebu Dâvud, Salât 318, (1375); Tirmizı, Savm 81, (805); Nesâî, Sehv 103,(3, 83, 84), Kıyamu'l-Leyl 4, (3, 202).

3008 - Abdullah İbnu Ebi Bekir anlatıyor: "Ubeyy (radıyallahu anh)'idinledim, diyordu ki:

"Ramazanda (teravih) namazından ayrılıp, hizmetçilerden alel acelesahuryemeği getirmelerini isterdik, çünkü vaktin çıkmasından korkardık.''

Muvatta, es-Salât fi'r-Ramazân 7, (1, 116).

BAYRAM NAMAZLARI

3009 - İbnu Abbâs (radıyaIlahu anhüma) anlatıyor: "Resulullah(aleyhissalâtu vesselâm) bayram günü - çıkıp iki rek'at namaz kıldırdı. Nebunlardan önce ne de bunlardan sonra başka namaz kıldırdı.''

(Buhari, Iydeyn 8, 16, 18, 26, 32, Ezân 161, Zekât 21, 33, Tefsir, Mümtahine1, Nikâh 124, Libâs 56, 57, 59, İ'tisam 16; Müslim, Iydeyn 13, (884); Ebu Dâvud,Salât 256, (1159); Tirmizi, Salat 387, (537); Nesai, Iydeyn 29, (3, 193).

3010 - Hz. Aişe (radıyallahu anhâ) anlatıyor: "Resulullah(aleyhissalâtu vesselâm), fıtr (ramazan) ve kurban bayramlarının namazlarında,birinci rek'atte yedi (ziyade) tekbir getirirdi, ikinci rek'atte ise, iki rükutekbirinden başka beş (ziyade) tekbir getirirdi."

Ebu Dâvud, Salât 252, (1149, 1150.

3011 - Kesir İbnu Abdillah an ebihi an ceddihi anlatıyor: "Resulullah(aleyhissalâtu vesselâm) bayramlarda birinci rek'atte kıraatten önce yedi kere tekbirgetiriyordu. İkinci rek'atte de kıraatten önce beş kere tekbir getiriyordu.''

Tirmizi, Salât 386, (536).

3012 - Câbir İbnu Semüre (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resulullah(aleyhissalâtu vesselâm) ile birlikte, birçok kereler bayram namazını ezansız veikâmetsiz kıldım.''

Müslim, Iydeyn 7, (887); Ebu Dâvud, Salât 250, (1148); Tirmizi, Salât 384,(532).

3013 - Nâfi rahimehullah anlatıyor: "İbnu Ömer (radıyallahu anhümâ)dedi ki: "Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm), Hz. Ömer ve Hz. Ebu Bekir(radıyallahu anhümâ), bayram namazlarını hutbeden önce kılarlardı."

Buhari, Iydeyn 7, 8; Müslim, Iydeyn 8, (888); Tirmizi, Salât 383; (531)Nesâi, Iydeyn 9, (3, 183).

3014 - Hz. Câbir (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resulullah(aleyhissalâtu vesselâm) ile birlikte bayrama katıldım. Efendimiz hutbeden önce,ezansız ve ikametsiz namaz kıldırdı. Sonra Bilâl (radıyallahu anh)'e dayanarakkalktı. AIlah'tan korkmayı emretti ve O'na itaate teşvik etti. İnsanlara vaaz edip(ölümü, ahireti, cenneti, cehennemi) hatırlattı.

Sonra kadınlar bölümüne geçti. Onlara da aynı şekilde vaaz etti,hatırlatmalarda bulundu. Ve:

"Allah için tasadduk edin, zira sizin ekseriyetiniz cehennemodunusunuz!'' buyurdu. Yanakları kararmış itibarlı kadınlardan biri kalkarak:

"Niçin ey Allah'ın Resülü? dedi (niye cehennem odunlarıyız?)''Resulullah açıkladı:

"Zira siz kadınlar çok şikâyette bulunuyor, kocalarınıza nankörlükediyorsunuz."

"Bunun üzerine kadınlar takılarından tasadduk etmeye başladılar. Hz.Bilâl'in eteğine atıyorlardı."

Buhari, Iydeyn 7; Müslim, Iydeyn 4, (885); Ebu Dâvud, Salât 248, (1141);Nesai, Iydeyn 19, (3, 186, 187).

3015 - Ubeydullah İbnu Abdillah lbni Utbe İbni Mes'ud (radıyallahu anh)anlatıyor: "Hz. Ömer (radıyallahu anh), Ebu Vâkid el-Leysi (radıyallahuanhümâ)'ye sordu:

"Resulullah (aleyhissalâtu vesselam) kurban ve ramazan bayramlarında nekıraat buyururdu?"

"Resulullah bu namazlarda Kâf ve'l-Kur'ani'I-Mecid, İkterebeti's-sâatuve'n-Şakka'l-Kameru surelerini okurdu" diye cevap verdi."

Müslim, Iydeyn 14, (891); Muvatta, Iydeyn 8, (1, 180); Ebu Dâvud, Salât 252,(1154), Tirmizi, Salât 385, (534); Nesâi, Iydeyn 12, (3, 183, 184).

3016 - Nu'mân İbnu Beşir (radıyallahu anhümâ) anlatıyor:"Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm); bayramlarda ve cum'ada Sebbihi'sme.Rabbike'l- A'!â, Hel etake hadisu'l ğâşiye okurdu. Bazan cuma ve bayram bir gündebirleşirlerdi. Resulullah bu surelerin her ikisini de (cuma ve bayram) namazlarındabirlikte okurdu."

Müslim, Cum'a 62, (878); Muvatta, Cum'a 19, (1, 111); Ebu Dâvud, Salât 242,(1122, 1123); Tirmizi, Salât 385, (533); Nesai, Iydeyn 13, (3, 184).

CUMA VE BAYRAMIN AYNI GÜNE RASTLAMASI

3017 - Hz. Ebu Hüreyre (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resulullah(aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Şu gününüzde iki bayram bir arayageldi. Dileyene (bayram ) cum'a için de yeterlidir. Biz her ikisinibirleştiriyoruz."

Ebu Dâvud, Salât 217, (1074); İbnu Mâce, İkâmet 166, (1311).

3018 - Ebu Ubeyd Sa'id İbnu Ubeyd'in anlattığına göre, Hz. Ömer(radıyallahu anh) ile bir bayramda beraber olmuştur. Hz. Ömer önce namazkıldırmış, sonra hutbe okuyup halka şöyle hitab etmiştir:

"Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) sizleri bu iki bayram günündeoruç tutmaktan men etti. Bu iki bayramdan biri oruç tuttuğunuz aydaki ramazanbayramınızdır. Diğeri de kurbanlarınızdan yediğiniz günün bayramıdır!''

Ebu Ubeyd der ki: "Ben Hz. Osman (radıyallahu anh) ile de bayramgeçirdim. O da hutbeden önce namaz kıldırdı. Hatta bu bir cum'a günüydü. Avâlihalkına şöyle dediler:

"Kim cumayı beklemek isterse beklesin, kim de ailesine dönmek istersedönsün, kendisine izin verdik.''

Buhari, Edahi 16, Savm 66, 67; Müslim; Siyam 138, (1137).

3019 - Atâ İbnu Ebi Rebâh merhum anlatıyor: "İbnu'z-Zübeyr(radıyallahu anhümâ), bize bir cum'a günü gündüzün başında (bayram) namazıkıldırdı. Sonra biz (öğle vakti) cum'a namazı kılmak üzere (mescide) gittik.İbnu'z-Zübeyr, bize (namaz kıldırmak üzere mescide) gelmedi. Biz de tek başımıza(öğle namazlarımızı) kıldık. O sırada İbnu Abbâs (radıyallahu anhümâ)Tâif'te idi. Medine'ye döner dönmez durumu ona açtık.

"Sünnet'e uygun haçeket etmiş!'' dedi.

3020 - Bir başka rivâyette şöyle gelmiştir: "İbnu'z-Zübeyrzamanında ramazan bayramı cum'a gününne rastIamıştı."

"İki bayram, aynı günde bir araya geldiler"! dedi. Sonra ikisinibirleştirip iki rek'at hâlinde sabah erkenden kıldırdı. Artık, ikindiyi kılıncayakadar başka bir şey kılmadı.''

Ebu Dâvud, Salât 217, (1071, 1072); Nesâi, lydeyn 32, (3, 194).

3021 - Hz. Enes (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalâtuvesselâm), Ramazan bayramında, sayıca tek olan birkaç hurma yemedikçe namazagitmezdi."

Buhari, Iydeyn 4, Tirmizi, Salât 390, (543).

3022 - Hz. Ali (radıyallahu anh) demiştir ki: "Bayram namazına yayagitmen, çıkmazdan önce birşeyler yemen sünnettendir.''

Tirmizi, Salat 382; (530); İbnu Mâce, İkamet 161, (1296).

3023 - Büreyde (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalâtuvesselâm), ramazan bayramı namazında bir şeyler yemeden çıkmazdı. Kurbanbayramında ise, namazdan dönünceye kadar bir şey yemezdi."

Tirmizi, Salât 390, (542).

3024 - İbnu Ömer (radıyallahu anhümâ) anlatıyor: "Resulullah(aleyhissalâtu vesselâm) bayram namazına giderken bir yoldan gider, dönerken başkabir yoldan dönerdi.''

Ebu Dâvud, Salât 254, (1156).

3025 - Ümmü Atiyye (radıyallahu anhâ) anlatıyor: "Resulullah bize,bayram namazlarına genç kızları, çadırda kalan genç bâkireleri, ve hayızlıkadınları da çıkarmamızı emretti. Hayızlıların da katılmaları müslümanlarıncemaatlerini görmeleri, dualarında hazır bulunmaları içindi, bunlar namazgahlarındışında kalacaklardı."

Buhari, lydeyn 15, 20, Hayz 23, Salât 2, Hacc 81; Müslim, Iydeyn 10, (890);Ebu Dâvud, Salat 247, (1136-1139); Tirmizi, Salât 388, (539, 540); Nesâi, Iydeyn 3, 4,(3, 180, 181).

3026 - İbnu Ömer (radıyallahu anhümâ) anlatıyor: "Resulullah(aleyhissalâtu vesselâm) Ramazan ve Kurban bayramlarında yanında bir mızrak olduğuhalde musallaya çıkıyor, (namaz sırasında kıble cihetine) sütre olarak dikiyor, onadoğru namazını kılıyordu."

Nesai, Iydeyn 10, (3, 183).

3027 - Sa'lebe İbnu Zehdem anlatıyor: "Hz. Ali (radıyallahu anh) EbuMes'ud (radıyallahu anh)'u paymıh başına koyup kendisi bayram günü namaza gitti ve:"Ey insanlar! dedi, imamdan önce namaz kılmak sünnette yoktur!''

Nesâi; lydeyn 6, (3, 181, 182).

KÜSÛF NAMAZI

3028 - Hz. Aişe (radıyallahu anha) anlatıyor: "Resulullah(aleyhissalâtu vesselâm) zamanında güneş tutulmuştu. Hemen kalkıp halka namazkıldırdı. Namazda kıraatı uzun tuttu. Sonra rükuya gitti, rükuyu da uzun tuttu.sonra başını kaldırdı, bu sırada uzun okudu, ancak bu okuyuşu öncekinden dahakısa idi. Sonra tekrar rüku yaptı ve rükuyu uzattı, ancak önceki rükudan kısa idi.Sonra başını kaldırdı, sonra secdeye gidip gidip iki secde yaptı. Sonra kalkıp,birinci rek'atte yaptıklarını aynen yaptı. Sonra selam verdi. Artık güneşdeaçıldı.

Sonra kalkıp halka hitab etti. Dedi ki: "Bilesiniz, güneş ve ay birkimsenin ölümü veya hayatı için tutulmaz. Onlar Allah'ın ayetlerinden iki ayetidir,kullarına gösterir. Bunların tutulduğunu görünce namaza koşun."

Buhari, Küsüf 2, 4, 5, 13, 19, el-Amel fı's- Salât 11, Bed'ü'l-Halk 4,Tefsir, Maide 13; Müslim, Küsüf 1, 8, (901, 902, 903); Muvatta, Küsüf 1, (1, 186);Ebu Dâvud, 261, 263, 264, 265, (1177, 1180, 1187, 1188, 1190, 1191); Tirmizi, Salât 396,(561, 563); Nesâi, Küsüf 6, 7, 10, 11, (3, 127, 128, 129, 130).

İSTİSKA (YAĞMUR) NAMAZI

3029 - Hz. Enes (radıyallahu anh) anlatıyor: "İnsanlar kıtlığa maruzkaIdılar. Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) bir cum'a günü hutbe verirken birbedevi kalkıp:

"Ey Allah'ın Resulü, malımız helâk oldu, horantamız kaldı, bizimiçin Allah'a dua ediver!'' dedi. Buunun üzerine aleyhissalâtu vesselâm ellerinikaldırdı. Biz gökte bir bulut göremiyorduk. Nefsim elinde olan Zât'a yemin olsun,daha ellerini geri çekmeden, semâda dağlar gibi bulutlar peydah oldu. Derken dahaminberden inmemişti bile ki, sakalından yağmur damlaları dökülmeye başladı. Ogün, ertesi güne kadar yağmur yağdı. Daha sonraki günde de yağdı, onu takib edengünde de yağdı, hatta müteakıp cum'aya kadar yağış devam etti. Öyle ki, o bedeviveya bir başkası kalkıp:

"Ey Allah'ın Resulü, binalarımız yıkıldı, mallarımız sudaboğuldu, bizim için Allah'a dua ediver (artık yağmur kesilsin)'' dedi. Aleyhissalâtuvesselâm ellerini kaldırıp:

"Allahım etrafımıza yağdır, üzerimize olmasın!'' diye dua ettiler.Eliyle bulutlara doğru hangi istikametteki buluta işâret etti ise, bulutlar oradaaçıldı. Bütün Medine buluttan temizlendi."

Bir rivayette de şöyle denmiştir: "Allahım, (yağmur) etrafımızayağsın,

üzerimize değil! Allahım, dağların ve tepelerin üzerine, vadilerin içineağaç biten yerlere olsun!'' Hz. Enes der ki: "Bulut hemen çekildi biz de çıkıpgüneşte yürüdük.''

Buhari, İstiskâ 6, 7, 8, 9, 10, 11, 12, 14, 24, Menâkıb 25 Cum'a34, 35,Edeb 68, Da'avât 24; Müslim, İstiskâ 9, (897); Muvatta, İstiskâ 3, (1, 191); EbuDâvud, Salât 260, (1174, 1175); Nesâi, İstiskâ 1, 9, 10, 17, 18, (3, 154, 155, 158,160, l65, 177).

3030 - Hz. Aişe (radıyallahu anhâ) anlatıyor: "Resulullah(aleyhissalâtu vesselâm)'a yağmur kıtlığından şikâyet edildi. Bunun üzerine birminber getirilmesini söyledi. Musallaya minber kuruldu. Halka, oraya gidilecek güntesbit edidi.''

Hz. Âişe devamla der ki: "Güneşin kızıllığı uf*ckta görülürgörülmez yola çıktı. Musallaya varıp minbere oturdu. Tekbir getirdi. Allah'ahamdetti. Sonra:

"Sizler memleketinizin kuraklığıa uğradığından, yağmurun normalyağma zamanında gelmeyip gecikmesinden şikayetlendiniz. Allah (celle celaluhu)kendisine dua etmenizi emrediyor. Duanıza icabet edeceğini vaadetti" buyurdular vesonra şöyle dediler.

"Hamd âlemlenin Rabbine aittir. O, Rahman ve Rahim'dir, âhiretgününün sâhibidir. Allah 'tan başka ilah yoktur, O dilediğini yapar. Ey Rabbimiz,sen kendisinden başka ilah olmayan Allah'sın. Sen zenginsin, biz fakiriz. Üzerimizeyağmur indir. İndirdiğini bize kuvvet ve güç kıl. Ecel zamanımıza kadar yetecekkıl!"

Bunu söyledikten sonra ellerini kaldırdı. O kadar yukarı kaldırdı ki,koltuk altı beyazlığı göründü. Sonra sırtını halka dönderdi, elbisesini tersçevirdi, elleri bu sırada hep kalkmış vaziyette idi. Sonra tekrar halka yöneldi:Minberden indi ve iki rek'at namaz kıldı. Anında Allah bulut hâsıl etti. Gökgürledi. Şimşek çaktı. Allah'ın izniyle yağmur başladı.

Resullullah daha mescidine dönmeden seller aktı. Aleyhissalâtu vesselam,cemaatin sığınağa dönmekteki acelelerini görünce azı dişleri görününceye kadargüldü. Ve: "Şehadet ederim ki, Allah her şeye kâdirdir ve ben de Allah'ın kuluve Resulüyüm" buyurdular."

Ebü Dâvud, Salât 260, (1173).

3031 - Hz. Enes (radıyallahu anh) anlatıyor: "Biz Resulullah(aleyhissalâtu vesselâm) ile beraberken bize yağmur isâbet etti. Efendimiz elbisesiniaçtı, bedenine yağmur isabet etti.

"Bunu niye yaptınız?'' diye sorduk.

"O Rabbinden yeni geliyor'' buyurdular.''

Ebu Dâvud, Edeb 114, (5100), Müslim, İstiskâ 13, (898).

CENAZE NAMAZI

3032 - Ebu Hüreyre (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resulullah(aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Kim üzerine namaz kılıncaya kadarcenaazede hazır bulunursa kendisi için bir kirat sevab vardır. Kim de cenazegömülünceye kadar hazır bulunursa iki kiratlık sevab vardır. Bir kirat'ın miktarıUhud dağı kadardır."

Buhari, Cenâiz 59; Müslim, Cenaiz 57, (946); Ebu Dâvud, Cenâiz 45; (3168);Nesâi, Cenaiz 54, 59, (4, 54-55, 76, 77); Tirmizi, Cenâiz 49, (1040); İbnu Mâce,Cenâiz 34, (1539).

3033 - Yine Ebu Hüreyre (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resulullah(aleyhissalâtu vesselâm), Necaşi rahimehullah'ın vefatını, ölümünün aynıgününde haber verdi. Ashabıyla musallaya musallaya gitti, orada saf bağlatıp dörttekbir getirerek namaz kıldırdı."

3034 - Sahiheyn ve Nesâi'de gelen bir diğer rivâyette şöyle denir:"(Resulullah aleyhissalâtu vesselam) Necâşi'nin ölüm haberini öldüğü gündehaber verdi ve:

"Kardeşiniz için (Allah'tan) mğfiret taleb edin" dedi ve başkabir şey söylemedi."

Buhari, Cenaiz 4, 55, 61, 65; Menakibu'l-Ensar 38; Müslim Cenâiz 62, 63,(951); Muvatta, Cenâiz 14, (1, 226, 227); Ebu Davud, Cenaiz 62, (3204); Tirmizi, Cenâiz37, (1022); Nesâi, Ceaiz 76, (4, 72).

3035 - Abdurrahman İbnu Ebi Leyla anlatıyor: "Zeyd İbnu Ebi Erkâmcenazelerimiz üzerine dört tekbir getirirdi. Bir ara bir cenaze üzerine de beş tekbirgetirmişti. Sebebini kendisinden sordum, dedi ki: "Resulullah o tekbirlerigetirirdi."

Müslim, Cenaiz 72, (957); Ebu Dâvud, Cenâiz 58, (3197); Tirmizi, Cenâiz 37,(1023); Nesai, Cenâiz 76, (4, 72).

3036 - Humeyd İbnu Abdirrahmân anlatıyor: "Hz. Enes İbnu Mâlik(radıyallahu anh) (cenaze) namazı kıldı. Yanılıp üç-sefer tekbir getirdi ve selâmverdi. Kendisine (üç sefer tekbir getirdiği) söylendi. Bunun üzerine kıbleyeyönelerek dördüncü bir tekbir daha getirdi ve sonra selâm verdi.''

Buhari, Cenaiz 65. (Bunu ta'lik olarak, bab başlığında zikretmiştir).

3037 - İbnu Abbâs (radıyallahu anhümâ)'ın anlattığına göre, bircenaze üzerine namaz kılmış ve namazda Fâtiha'yı okumuştur. Bu hususta kendisine(niye onu okuduğu) sorulunca: "Bu, sünnettendir!'' diye cevap vermiştir.''

Buhari, Cenâiz 6; Ebu Dâvud, Cenaiz 59, (3198); Tirmizi, Cenâiz 39, (1026);Nesâi, Cenâiz 77, (4, 74, 75).

3038 - Nafi rahimehullah anlatıyor: "İbnu Ömer, cenaze için kılınannamazda kıraata yer vermezdi."

Muvatta, Cenaiz 19, (1, 255).

3039 - Hz. Ebu Hüreyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resulullahaleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Ölü üzerine namaz kıldınız mı onaihlasla dua edin."

Ebu Davud, Cenaiz 60, (3199); İbnu Mace, Cenaiz 23, (1497).

3040 - Yine Ebu Hüreyre (radıyallahu anh)'nin anlattığına göre,kendisine: "Cenaze üzerine nasıl namaz kılarsın?" diye sorulmuştu. Dedi ki:

"Ailesinin evinden takibe başlarım, yere kondu mu tekbir getirir,Allah'a hamd, Resulüne salat eder, sonra şu duayı okurum:

"Ya Rabbi o senin abdindirr, abdinin oğludur, cariyenin oğludur. O,senden başka ilah olmayıp sadece senin ilah olduğuna, Muhammed7in senin kulun ve elçinolduğuna şehadet ederdi, sen onu (bizden) daha iyi bilirsin. Ay Allahım, eğer o muhsinise ona yapacağın ihsanı artır. Eğer kötüllerden ise, günahlarını affet. EyAllahım, bizi (ona kılınan namazın) ecrinden mahrum etme, ondan sonra bize fitneverme."

Muvatta, Cenaiz 17, (228).

3041 - Avf İbnu Mâlik (radıyallahu anlı) anlatıyor: "Resulullah(aleyhissalâtu vesselâm) bir cenâzenin namazını kıldırdı. Okuduğu duadanşunları ezberledik:

"Allahım, şunu mağfıret et ve şuna rahmet eyle. Afiyet ver, affeyle,vardığı yerde ikramda bulun, girdiği yeri genişlet. Onun (günalarını) kar ve buzlayıka, hatalardan pâk eyle, tıpkı elbisenin kirden pâk edilmesi gibi. Onu dünyadakievinden daha iyi bir eve, ailesinden daha hayırlı bir aileye koy, eşinden dahahayırlı bir eşe ulaştır. Onu kabir azabından, ateş azabından sakındır.''

Avf (radıyallahu anh) der ki: "(Resulullah'ın bu dualarını işitince)o ölünün yerinde kendimin olmasını temenni ettim.''

Müslim, Cenâiz 85, (963); Tirmizi, Cenâiz 38, (1025); Nesâi, Cenâiz 77,(4, 73).

3042 - Hasan Basri (rahimehullah): "Ç'ocuk üzerine‚ Fâtiha okunur''der ve şöyle dua ederdi: "Ey Allahım; bunu bize öncü yap, karşılayıcı kıl,(ahiret) azığı ve ücret yap."

Buhari, Cenâiz 66. (Bab başlığında senetsiz olarak geçmiştir.)

3043 - Atâ (radıyallahv anh) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalâtuvesselâm) oğlu İbrahim (ölünce) üzerine namaz kıldırdı. O zaman çocukyetmişinci gününde idi."

Ebu Dâvud, Cenâiz 53, (3188).

3044 - Hz. Câbir (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resulullah(aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Çocuk (doğumunda) ağlamadan ölürseüzerine namaz kılınmaz, varis olmaz, ona da varis olunmaz."

Tirmizi, Cenaiz 43, (1032); İbnu Mace, Cenaiz 26, (1508).

3045 - Hz. Aişe (radıyallahu anhâ) anlatıyor: "Resulullah(aleyhissalâtu vesselâm)'ın oğlu İbrahim onsekiz aylık iken öldü; Âleyhissalâtuvesselam, üzerine namaz kılmadı.''

Ebu Dâvud, Cenâiz 53, (3187).

3046 - Nâfi İbnu Ebi Galib anlatıyor: "Hz. Enes (radıyallahu anh) birerkeğin cenâze namazını kıldırmıştı. Başının yanında durdu. Dört kere tekbirgetirdi. Bir kadın üzerine de namaz kıldırdı. Kadının arka tarafında durdu, dörtkere tekbir getirdi. Kendisine, Resulullah böyle mi yapardı?'' dendi. "Evet!''cevabını verdi.''

Ebu Dâvud, Cenâiz 57, (3194); Tirmizi, Cenâiz 45, (1034).

3047 - Hz. Osman, Hz. Ebu Hüreyre, İbnu Ömer (radıyallahu anhümâ)hazerâtı eıkek ve kadınların cenâzeleri için namaz kılarlardı. Erkekleriimimamın yanına, kadınları da kıble cihetine koyarlardı."

Muvatta; Cenâiz 24, (1, 230).

3048 - Muhammed İbnu Ebi Harmele anlatıyor: "Zeyneb Bintu Ebi Selemeölmüştü, o sırada Medine valisi Târık idi. Sabah namazından sonra cenazesigetirildi ve Bâki mezarlığına konuldu. Târık, sabah namazını alaca karanlıktakılardı. İbnu Ömer radıyallahu anhüma cenazenin sahibine:

"Cenazenizi namazı ister hemen kılın, isterseniz güneşinyükselmesine kadar te'hir edin" dedi."

Muvatta, Cenâiz 20, (1, 229).

3049 - Nafi anlatıyor: "İbnu Ömer (radıyallahu anhümâ), sabah veikindi namazları vaktinde kılınmış ise bunlardan sonra cenaze namazıkılardı."

Muvatta, Cenâiz 21, (1, 229).

Buhari'nin bab başlığında, senetsiz olarak şu rivâyet kaydedilmiştir:"İbnu Ömer mutlaka tâhir olarak cenaze namazı kılardı. Güneş doğarken vebatarken cenaze namazı kılmazdı. Ellerini (de her tekbirde) kaldırırdı."

Buhâri, Cenâiz 57.

3050 - Hz. Aişe (radıyallalıu anhâ) 'den anlatıldığına göre, Sa'dİbnu Ebi Vakkâs (radıyallahu anh) vefat ettiği zaman, Hz. Aişe:

"Onu mescide sokun da ben de üzerine namaz kılayım'' dedi. Ancak onunbu teklifi yadırgandı ve hüsn-ü kabul görmedi. Bunun üzerine Hz. Aişe:

"İnsanlar ne çabuk unutuyorlar, Allah'a yemin olsun Resulullah(aleyhissalâtu vesselâm) Beyzâ'nın iki oğlu Süheyl ve kardeşinin namazlarınımescidin içinde kıldırdı" dedi."

Müslim, Cenâiz 99, (973), Muvatta, 22, (1, 229); Ebu Dâvud, Cenâiz 54,(3189, 3190); Tirmizi, Cenâiz 44, (1033); Nesâi, Cenâiz 70, (4, 68).

3051 - İbnu Ömer (radıyallahu anhümâ) anlatıyor: "(Babam) Ömerİbnu'l Hattâb'ın cenâze namazı mescidde kılındı.''

Muvatta, Cenâiz 23, (1, 230).

3052 - Ebu Hüreyre (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resulullah(aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Kim cenaze namazını mescidin içindekılarsa kendisine (bir sevap) yoktur'' -bir nüshada- "aleyhinde bir şeyyoktur."

Ebu Dâvud, Cenâiz 54, (3191).

3053 - Ebu Hüreyre (radıyallahu anh) anlatıyor: "Siyahi bir kadın-veya bir genç- mescidin kayyumluk hizmetini yürütüyor (süpürüp temizliyor)du.Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) bir ara onu göremez oldu. "Kadın -veya genç-hakkında (ne oldu?'' diye) bilgi sordu.

"O öldü!'' dediler. Bunun üzerine

"Bana niye haber vermediniz?'' buyurdular. Ashab sanki kadıncağızın-veya gencin- ölümünü (mühim addetmeyip) küçümsemişlerdi. Aleyhissalâtuvesselâm: "Kabrini bana gösterin!" diye emrettiler. Kabir gösterildi. Resul-iEkrem kadının kabri üzerine cenaze namazı kıldı. Sonra:

"Bu kabirler, sâhiplerine karanlıkla doludur. Allah, onlar içinkıldığınız namazla kabirleri onlara aydınlatır" buyurdular."

Buhari, Cenâiz 67, Salât 72, 74; Müslim, Cenâiz 71, (956); Ebu Dâvud,Cenâiz 67, (3203).

3054 - Hz. Enes (radıyallahıu anh): "Resulullah (aleyhissalâtuvesselâm) bir kabrin üzerinde namaz kıldı'' buyurmuştur.''

Müslim, Cenâiz 70, (955).

3055 - İbnu'l-Müseyyeb (rahimehullah) anlatıyor: "Ümmü Sa'd(radıyallahu anhâ), Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) yokken vefat etti. Gelinceüzerine namaz kıldı. Bu esnada bir ay geçmişti.''

Tirmizi, Cenâiz 47, (1038).

3056 - Ukbe İbnu Âmir (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resulullah(aleyhissalâtu vesselâm) Uhud şehidleri için sekiz yıl sonra, sanki dirilerle (de)ölülerle (de) vedalaşıyormuşcasına cenaze namazı kıldı..''

Ebu Dâvud, Cenâiz 75, (3223, 3224); Nesâi, Cenâiz 61, (3, 61, 62).

3057 - Hz. Câbir (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resulullah(aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki:

"Bugün Habeşli sâlih bir kimse öldü, haydi üzerine namaz kılın.''

Râvi der ki: "Hemen saf yaptık (namaza durduk), ben ikinci safta -veyaüçüncüde- idim. Aleyhissalâtu vessalâm onun üzerine (gıyabında) namaz kıldı.''

Buhari, Cenâiz 55, 54, Menâkibu'l Ensâr 38; Müslim, Cenâiz 64, (952);Nesâi, Cenâiz 72, (4, 69, 70).

3058 - Ebu Berze el-Eslemi (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resulullah(aleyhissalâtu vesselâm) Mâiz İbnu Mâlik'in cenazesine namaz kılmadı. Ancak onanamaz kılınmasını yasaklamadı da."

Ebu Dâvud, Cenâiz 52, (3186).

3059 - Hz. Ebü Hüreyre (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resulullah(aleyhissalatu vesselam)'a üzerinde borç olan bir ölü getirildiği zaman:

"Borcunu ödeyecek bir mal bıraktı mı?'' diye sorardı. Eğer yeterlimal bıraktığı söylenirse namazını kılardı. Aksi takdirde:

"Arkadaşınızın namazını kılın!" derdi. Ancak Allahu TeâlaHazretleri Resülüne fetihler müyesser ettiği zaman (her getirilenin) namazınıkıldı ve (borcu var mı? diye) sormadı. Şöyle derdi:

Ben mü'minlere nefislerinden evlayım. Öyleyse, kim borç veya ağır biryük veya horanta bırakırsa o banadır, benim üzerimedir. Kim de mal bırakırsa o dakendi varislerinedir."

Buhari, Ferâiz 4, 15, 25, Kefâlet 5, İstikrâz 11, Tefsir, Ahzâb 1,Nafakât 15; Müslim, Feraiz 14, (1619); Tirmizi, Cenâiz, 69, (1070); Nesai, Cenaiz 67,(4, 66).

3060 - Câbir İbnu Semüre (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resulullah(aleyhissalâtu vesselam)'a, kendisini öldüren bir adam getirilmişti, üzerine namazkılmadı."

Müslim; Cenâiz 107, (978); Tirmizi, Cenâiz 68, (1068); Nesâi, Cenâiz 68,(4, 66).

3061 - Hz. Aişe (radıyallahu anhâ) anlatıyor: "Resulullah(aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Üzerine müslümanlardan, kendisineşefaat taleb eden yüz kişinin namaz kıldığı her ölüye mutlaka şefaat edilir.''

Müslim, Cenâiz 58, (947), Tirmizi, Cenâiz 40, (1029); Nesâi, Cenâiz 78,(4, 75).

3062 - İbnu Abbâs (radıyallahu anhümâ) anlatıyor: "Resulullah(aleyhissalâtu vesselâm)'ı işittim, diyordu ki:

"Bir müslüman ölür, cenaze namazına Allah'a şirk koşmayan kırkkişi katılırsa, Allah, bunların onun hakkındaki şefaatini mutlaka kabül eder.''

Müslim, Cenâiz 59, (948); Ebu Dâvud, Cenâiz 45, (3170).

3063 - Mâlik İbnu Hübeyre (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resulullah(aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Bir müslüman ölür ve üzerine,müslümanlardan üç saf namaz kılarsa, (Allah şefaati) mutlaka vâcib kılar.''

(Hadisin râvisi) Mâlik (radıyallahu anh), cenazeye katılanlar az olursa, buhadis sebebiyle cemaati üç safa taksim ederdi.''

Ebu Dâvud, Cenaiz 43, (3166); Tirmizi, Cenâiz 40 (1028).

TAHİYYETÜ'L-MESCİD

3064 - Ebu Katâde (radıyallalıu anh) anlatıyor: "Resulullahaleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Biriniz mescide girince oturmazdan önce ikirek'at kılıversin."

Buhari, Salat 60, Teheccüt 25; Müslim, Müsafirin 69, (714); Muvatta,Kasdu's-Salât 57, (1, 162); Ebu Dâvud, Salât 19, (367; 368); Tirmizi, Salât 235,(316); Nesâi, 37, (2, 53).

3065 - Kà'b İbnu Mâlik (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resulullahaleyhissalatu vesselâm), bir seferden dönünce önce mescide uğrar, orada iki rek'atnamaz kılar, sonra insanlar (ile görüşmek için) otururdu."

Ebu Dâvud, Cihâd 178, (2781); Buhari, Salât 59 (bab başlığında muallakolarak).

İSTİHARE NAMAZI

3066 - Hz. Câbir (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatuvesselâm) bize, Kur'àn'dan -bir süre öğrettiği gibi her işte istiharedebulunmamızı öğretirdi. Derdi ki: "Biriniz bir işi yapmaya arzu duyduğu zaman,farzlar dışında iki rek'at namaz kılsın, sonra şu duayı okusun: "Allahım,senden hayır taleb ediyorum, zira sen bilirsin. Senden hayrı yapmaya kudret talebediyorum, zira sen vermeye kâdirsin, Rabbim yüce fazlını da taleb ediyorum. Senherşeye kâdirsin, ben âcizim. Sen bilirsin, ben cahilim. Sen gayıbları bilirsin.

Allahım, eğer biliyorsan ki bu işi bana dinim, bayatım ve sonum için -veyahal-i hazırda ve ileride demişti- hayırlıdır, bunu bana takdir et ve yapmamı kolaykıl. Sonra da onu hakkımda mübarek kıl. Eğer bu işin, bana dinim, hayatım veâkibetim için -veya hal-i hazırda ve ileride dedi- zararlıdır; onu benden çevir,beni de ondan çevir. Hayır ne ise bana onu takdir et, sonra da bana onu sevdir!"

Hz. Câbir dedi ki: "Bu duadan sonra yapacağı işi zikrederdi.''

Buhari, Da'avât 48; Teheccüd 25, Tevhid 10; Ebu Dâvud, Salât 366, (1538);Tirmizi, Salât 394, (480); Nesâi, Nikâh 27, (6, 80, 81); İbnu Mâce, İkâmet, 188,(1383).

HACET NAMAZI

3067 - Abdullah İbnu Ebi Evfâ (radıyallatıu anhümâ) anlatıyor:"Resulullah (aleyhissalâtu vesselam) buyurdular ki: "Kimin Allah'a veyaherhangi bir insana ihtiyacı hâsıl olursa önce abdest alsın, abdesti de güzelyapsın, sonra iki rek'at namaz kılsın, sonra Allah Teâla Hazretlerine senâdabulunsun, Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm)'a salât okusun, sonra şu duayı okusun:

"Halim, kerim olan Allah'tan başka ilâh yoktur. Arş-ı Azam'ın Rabbinoksan sıfatlardan münezzehtir. Hamd âlemlerin Rabbine âittir. Rahmetine vesile olacakamelleri, mağfiretini celbedecek esbabı (hakkımda yaratmanı) taleb ediyor, her çeşitgünahtan koruman için yalvarıyor, her çeşit iyilikten zenginlik, her çeşitgünahtan selâmet diliyorum. Rabbim! Affetmediğin hiçbir günahımı, kaldırmadığınhiçbir sıkıntımı bırakma! Hangi amelden razı isen onu ver, ey rahim olan, bana enziyade rahmet gösteren Rabbim!''

Tirmizi, Salât 348, (479); İbnu Mâce, İkamet 189, (1384).

TESBİH NAMAZI

3068 - İbnu Abbâs (radıyallahu anhümâ) ve Ebu Râfi (radıyallahu anh)anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) Abbâs İbnu Abdilmuttalib(radıyallahu anh)'e dediler ki:

"Ey Abbâs, ey amcacığım! Sana bir iyilik yapmayayım mı?" Sanabağışta bulunmayayım mı? Sana ikram etmeyeyim mi? Sana on haslet(inhatırlatmasını) yapmayayım mı? Eğer sen bunu yaparsan, Allah senin bütüngünahlarını önceki-sonraki, eskisi-yenisi, hatâen yapılanı-kasden yapılanı,küçüğünü-büyüğünü, gizlisini-alenisini yani hepsini affeder. Bu on hasletşunlardır: Dört rek'at namaz kılarsın, her bir rek'atte, Fatiha suresi ve bir sureokursun. Birinci rek'atte kıraati tamamladın mı, ayakta olduğun halde onbeş kere"Subhanallahi velhamdülillahi ve lailahe illallahu vallahu ekber" diyeceksin.Sonra rüku yapıp, rükuda iken aynı kelimeleri on kere söyleyeceksin, sonra başınırükudan kaldıracaksın, aynı şeyleri onar kere söyleyeceksin. Sonra secde edip,secdede iken onları onar kere söyleyeceksin. Sonra başını secdeden kaldıracaksın,onları onar kere söyleyeceksin. Sonra tekrar secde edip aynı şeyleri onar keresöyleyeceksin. Sonra başını kaldırır, bunları on kere daha söylersin. Böylece herbir rek'atte bunları yetmişbeş defa söylemiş olursun.

Aynı şeyleri dört rek'atte yaparsın. Dilersen bu namazı her gün bir kerekıl. Her gün yapamazsan haftada bir kere yap, haftada yapamazsan her ayda bir kere yap.Ayda olmazsa yılda bir kere yap. Yılda da yapamazsan hiç olsun ömründe bir kereyap."

Ebu Dâvud, Salât 303, (1297,1299); Tirmizi, Salât 350, (482); İbnu Mâce;İkamet 190, (1386, 1387).

NAMAZLA İLGİLİ BAZI HADİSLER

3069 - İbnu Mes'ud (radıyallahu anh) buyurdular ki: "Hiçbirinizin,namazından şeytana bir pay kalmamalıdır. Herkes namazdan çıkarken, sağındankalkmanın üzerine bir vecibe olduğunu sanır. Halbuki ben Resulullah7ın çok kere soluüzerinden kalktığını da gördüm."

Buhari, Ezan 159; Müslim, Müsafirin 59, (707); Ebu Davud, salat 204, (1042);Nesai, Sehv 100, (3, 81).

3070 - Hz. Aişe radıyallahu anha) anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatuvesselam'ı ayakta ve otururken su içerken gördüm. yalınayak ve ayakkabılı olduğuhalde namaz kılarken gördüm. Namazdan sağı ve solu üzerine ayrılırken degördüm."

Nesai, Sehv 100, (3, 82).

3071 - İbnu Abbas (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resûlullahaleyhissalâtu vesselâm zamanında, farz namazlardan çıkarken insanlar yüksek seslezikrederlerdi."

Buhari, Ezan 155; Müslim, Mesacid 120, (583); Ebu Davud, Salat 191, (1002,1003); Nesai, Sehv 79, (3, 67).

3072 - Ebu Rimse (radıyallahu anh) anlatıyor: "Bir adam, namazın ilktekbirine yetişerek Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm ile birlikte namaz kıldı.Aleyhissalatu vesselam önce sağına sonra soluna selam verdi. (Başını öylesineçevirdi ki, gerisinde olduğumuz halde) yanaklarının beyazlığını gördük. Sonranamazdan çıktı. Kendisiyle namazın ilk tekbire yetişen zat hemen kalkıp ilave namazabaşladı. Hz. Ömer (radıyallahu anh) ona doğru fırlayarak adamı omuzlarındanyakalayıp sarstı ve:

"Otur! Ehl-i kitabı helâk eden şey, namazları arasına bir fasılabırakmamalarından başka bir şey değildir!2 dedi. Resûlullah aleyhissalâtu vesselâmnazarını çevirip:

"Ey İbnu'l-Hattab, Allah seni (doğruya) isabet ettirdi"buyurdu."

Ebu Davud, Salat 194, (1007).

3073 - Ebu Şa'sa (rahimehullah) anlatıyor: "Biz ebu Hüreyre(radıyallahu anh) ile birlikte mescidde oturuyorduk, Müezzin ezan okudu. Bir adamkalkıp yürümeye başladı. Ebu Hüreyre, adam mescidden çıkıncaya kadar gözleriyleonu takip etti ve:

"Şu adam Ebu'l-Kasım aleyhissalatu vesselam'a asi oldu!"buyurdu."

Müslim, Mesacid 258, (655); Ebu Davud, salat 43, (536); Tirmizi, Salat 150,(204); Nesai, Ezan 40, (2, 29).

3074 - Simak İbnu Harb anlatıyor: "Cabir İbnu Semüre (radıyallahuanh)'ye dedim ki:

"Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm'la beraber oturdun mu?"

"Evet dedi, hem de çok. Sabah namazı kılınca, namaz kıldığı yerdengüneş doğuncaya kadar kalkmazdı. Bu esnada (cemaat) birbirlerine cahiliye devri ileilgili şeyler anlatırlar ve gülerlerdi. Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm datebessüm buyururlardı."

Müslim, Mesacid 286, (670); Ebu Davud, Salat 301, (1294); Tirmizi, salat 412,(585); Nesai, Sehv 99, (3, 80).

3075 - İbnu Ömer radıyallahu anhüma anlatıyor: "Resûlullahaleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki: "Bedeviler, sakın namazınızın ismindesize galebe çalıp değiştirmesinler. Çünkü onun Kitabullah'taki ismi"işâ" (yatsı)dır. Bedeviler develerini sağarken karanlığa kalırlar da(yatsıya ateme derler)."

Müslim, Mesacid 228, (644); Ebu Davud, Edeb 86, (4984); Nesai, Mevakit 23, (1,270).

3076 - Abdullah İbnu Muğaffel (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resulullah(aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Bedeviler, akşam namazınızın ismindesakın-size galebe çalmasınlar!" (Resulullah devamla) dedi ki: "Bedeviler ona(sadece) işâ derler."

Buhari, Mevâkit 19.

3077 - Ebu Berze el Eslemi (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resulullah(aleyhissalâtu vesselâm) yatsıdan önce uyumayı, sonra da konuşmayı mekruhaddederdi.''

Buhari, Mevâkit 23; Müslim, Mesâcid 237; (647); Ebu Dâvud, Salât 3, (398);Tirmizi, Salât 125.

3078 - Hz. Ömer (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resulullah(aleyhissalâtu vesselâm), Hz. Ebu Bekir (radıyallahu anh) ve yanlarında ben debulunduğum halde müslümanların meselelerini (konuşmak için) gece geç vakte kadaruyanık kalırlardı."

Tirmizi, Salât 126.

3079 - Ashab'tan Huzâ'alı birinin rivâyet ettiğine göre, bir gün:"Keşke (yatsı) namazımı kıIıp da istirahat etseydim'' diye temennidebulunmuştu. Kendisini bu sözü sebebiyle ayıpladılar. Onlara şu cevabı verdi:

"Ben Resulullah'ın şöyle söylediğini işittim: "Ey Bilal, ikametoku da bizi rahatlat!''

3080 - Hz. Ali'ye ait bir başka rivâyette, Hz. Ali: "Namazımı kılaristirahat ederim'' demişti. Kendisini ayıpladılar. O da şu cevabı verdi:

"Ben Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm)'ı işittim. Şöyle demişti:

"Ey Bilal kalk, bizi namazla istirahate kavuştur."

Ebu Dâvud, Edeb 86, (4985, 4986).

3081 - Osman İbnu Ebi'l-As (radıyallahu anh) anlatıyor: "Ey Allah'ınResülü dedim, şeytan benimle namazımın ve kıraatimin arasına girip kıraatimiiltibas etmeme sebep oluyor, (ne yapayım?)''

Aleyhissalâtu vesselâm bana şu cevabı verdi: "Bu Hınzeb denen birşeytandır. Bunun geldiğini hissettin mi ondan Allah'a sığın. Sol tarafına üç keretükür!''

(Osman İbnu Ebi 'I-As) der ki: "Ben bunu yaptım, Allah Teâla Hazretlerionu benden giderdi."

Müslim, Selâm 68, (2203).

ÖĞLE NAMAZI VAKTİ

6157 - Habbab (İbnu Eret) ve Abdullah İbnu Mes'ud radıyallahu anhümâanlatmışlardır: "Biz Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm'a kızgın kumlarınhararetinden şikayet ettik. Fakat şikayetimizi dinlemedi.

ÖĞLEYİ SERİNLİĞE BIRAKMA

6158 - Muğire İbnu Ş'u'be radıyallahu anh anlatıyor: "Biz Resûlullahaleyhissalâtu vesselâm ile birlikte öğleyi gün ortası sıcaklığında kılardık.(Bir ara) bize: "Öğle namazını serinliğe bırakın. Zira hararetin iddeticehennemin kabarmasındandır" buyurdular."

6159 - İbnu Ömer radıyallahu anhümâ anlatıyor: "Resülullahaleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki: "Öğle namazını serinliğebırakın."

AKŞAM NAMAZI VAKTİ

6160 - Abbâs İbnu Abdi'l-Muttalib radıyallahu anh anlatıyor:"Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki: "Ümmetim, akşamnamazını yıldızlar cıvıldaşıncaya kadar tehir etmedikçe fıtrat üzerine devameder."

Ebu Abdillah İbnu Mace der ki: "Muhammed İbnu Yahya'nın şöyledediğini işittim: "Bu hadis hakkında alimler Bağdat'ta anlaşmazlığadüştüler. Ben ve Ebu Bekr el-A'yan, Avvâm İbnu Abbâd İbni'l-Avvâm'a kadar gidipsorduk. Bize, babasına ait asıl nüshayı çıkardı, araştırdı, hadisi oradabuldu."

YATSIDAN ÖNCE YATILMAZ, SONRA KONUŞULMAZ

6161 - Abdullah İbnu Mes'ud radıyallahu anh anlatıyor: "Resulullahaleyhissalâtu vesselâm, bize, yatsı namazından sonra gece sohbetini kıtmıştır,yani bize bunu yasaklamıştır."

YATSIYA ATEME DEMEYİN

6162 - Hz. Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullahaleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki: "Bedeviler, (yatsı) namazı meselesinde sizegalebe çalmasınlar." İbnu Harmele şu ilavede bulundu:- Bu namazın adı işâ(=yatsı)dır.- Bedevîler ona, develeri sebebiyle geciktirip tehir ettikleri için"ateme" derler."

EZAN NASIL BAŞLADI?

6163 - Sâlim, babası Abdullah İbnu Ömer radıyallahu anhümâ'dananlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm, namazları (duyurup toplanmayısağlama) vasıtası üzerine halkla istişare etti. Boru öttürmeyi teklif ettiler.Yahudiler(in usulü olması) sebebiyle bunu hoş karşılamadı. Bunun üzerine halk çançalınabileceğini hatırlattı. Aleyhissalâtu vesselâm, hıristiyanlara benzeme)endişesiyle bunu da hoş karşılamadı. Aynı gece, Ensardan Abdullah İbnu Zeyd denenbir zata ve Ömer İbnu'I-Hattâb'a rüyalarında ezan öğretildi. Ensari, geceleyinResûlullah aleyhissalâtu vesselâm'in kapısını çaldı. Resülullah aleyhissalâtuvesselâm onu (öğrenip okumasını) Bilal'e emretti. Bilal da ezan olarak okudu."

Zührî diyor ki: "Bilal radıyallahu anh hazretleri sabah ezanına şuibareyi ilave etti: "Essalâtu hayrun mine'n-nevm (=namaz uykudanhayırlıdır)." Resülullah bu ilaveyi teyid etti."

Hz. Ömer radıyallahu anh: "Ey Allah'ın Resulü, Abdullah İbnu Zeyd'ingördüğünü rüyamda ben de görmüştüm (ancak o, size duyurmakta benden öncedavrandı)" dedi."

EZANDA TERCÍ

6164 - Ebu Mahzura İbnu Mi'yer radıyallahu anh'ın terbiyesinde yetim olarakyetişen Abdullah İbnu Muhayrız'dan rivayet edildiğine göre, "Ebu Mahzure,kendisini Suriye'ye göndermek üzere hazırlarken, Abdullah, Ebu Mahzure'ye şöyledediğini anlatıyor: "Ey amcacığım! Ben Suriye'ye gidiyorum ve senin ezanokuyuşunun (hikayesini) soruyorum."

Ravi, bunun üzerine Ebu Mahzure'nin şunu anlattığını belirtir: "Benbir grupla birlikte yola çıkmıştım. Epey bir yol almıştık. Resûlullahaleyhissalâtu vesselâm'ın müezzini Aleyhissalâtu vesselâm'ın yanında namaz içinezan okudu. Biz de müezzinin sesini Aleyhissalâtu vesselam'a arkamız dönük olarakişittik. Biz onun sesini alaylı alaylı tekrar edip yansıladık. (Bu yaptığımızı)Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm işitti. Bize bazı kimseler yollayarak yanınaçağırttı önüne oturttu ve: "Kulağıma kadar gelen ses hanginizin?" dedi.Arkadaşlarım beni işaretlediler. Doğru da söylediler. Resülullah, onları geriçevirdi, beni alıkoydu. Sonra bana: "Kalk ezan oku!" dedi. Doğruldum. (Ezanıbilmediğimden) öyle mahçup olmuştum ki, o anda nazarımda Resûlullah'tan ve yapmamıemrettiği şeyden daha menfur bir şey yoktu. Resülullah aleyhissalâtu vesselâm'ınönünde doğrulmuş, öyle kalmıştım.

Bunun üzerine Resülullah aleyhissalâtu vesselâm, ezanı kendisi bana okudu.Arkadan: "Haydi söyle!" dedi. Allahuekber, Allahuekber, Allahuekber,Allahuekber, Eşhedü en Iâ ilahe illallah, eşhedu en lâ ilahe illallah, Eşhedü enneMuhammede'r-Resülullah, eşhedü enne Muhammede'r-Resûlullah!"

Sonra bana şunu söyledi: "Sesini yükselt. Eşhedü en lâ ilâheillallah, eşhedu enlâilahe illallah, eşhedü enne Muhammede'r-Resülullah, eşhedu enneMuhammede'r-Resülullah, Hayye ala's-salâti, hayye ala's-salah, Hayye ala'l-Felâhi hayyealâ'l-felah. Allahuekber Allahuekber, lâ-ilahe illallah!"

Sonra, ezanı bitirince beni çağırdı ve bana içerisinde gümüş parabulunan bir çıkın verdi. Sonra elini Ebu Mahzûra'nın alnına koydu, arkadan yüzünekaydırdı, sonra göğsü üzerine götürdü, sonra ciğerinin üzerine kaydırdı.Sonra Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm'ın mübarek eli, Ebu Mahzûra'nın göbeğiüzerine ulaştı. Sonra Aleyhissalâtu vesselâm: "Allah seni mübarek kılsın,Allah sana bereket yağdırsın" dedi. Ben de:

"Ey Allah'ın Resûlü! Bana Mekke'de ezan okumamı emirbuyursanız?" dedim."

"Haydi emrettim!" buyurdular.

Derken içimde Resûlullah'a karşı duyduğum bütün kötü hisler kayboldu.Yerine Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm sevgisi doldu. Hemen Resûlullah'ınMekke'deki valisi Attâb İbnu Esid'in yanına geldim. Resûlullah aleyhissalâtuvesselâm'ın emri sebebiyle Attab'ın yanında namaz için ezanı ben okudum."

Ravi der ki: "Ebu Mahzura'ya yetişenler bu hadiseyi, Abdullah İbnuMuhayriz'in bana anlattığı şekil üzere bana tahdis ettiler."

EZANDA SÜNNET

6165 - Resülullah aleyhissalâtu vesselâm'ın müezzini Sa'd el-Karaziradıyallahu anh'tan rivayet edildiğine göre, "Resûlullah aleyhissalâtuvesselâm, Bilal radıyallahu anh'a (ezan okurken) iki parmağını kulağına sokmasınıemrederek: "Şüphesiz bu, sesin daha çok yükselmesini sağlar"buyurmuştur."

6166 - Ebu Cuhayfe radıyallahu anh anlatıyor: "Ebtah nam mevkideResûlullah aleyhissatâtu vesselâm'ın yanına geldim. Kırmızı bir çadırdakalıyordu. Derken Bilâl çıkıp ezan okudu. Ezanında her bir cihete dönüyor ve ikiparmağını kulaklarına sokuyordu."

6167 - İbnu Ömer radıyallahu anhüma anlatıyor: "Resûlullahaleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki: "Müezzinlerin boyunlarına, müslümanlarıniki hasletleri takılmıştır: Namazları ve oruçları. (Bunların vakitlerinimüslümanlara müezzinler ilan eder.)"

6168 - Hz. Bilal radıyallahu anh'ın anlattığına göre: "(Bir gün)sabah namazını haber vermek üzere Aleyhissalâtu vesselâm'ın yanına gelmiş, ancakkendisine "uyuyor" denilmiş. Bunun üzerine:

"Essalâtu hayrun mine'n-Nevm, essalatu hayrun mine'n-nevm (namaz uykudandaha hayırlıdır)!" demiştir. Bundan böyle bu ibarenin sabah ezanına dahiledilmesi kabul görmüş ve ezan bu minval üzere kesinlik kazanmıştır."

EZAN OKUNURKEN EZAN TEKRAR EDİLİR

6169 - Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullahaleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki: "Müezzin ezan okuduğu vakit onunsöylediklerini aynen tekrar edin.

6170 - Ümmühâtu'l-Mü'minin'den olan Ümmü Habibe radıyallahu anhâ'nınanlattığına göre, "Resûlullah aleyhissalatu vesselam, yanında iken, ister gece,ister gündüz olsun, her ne zaman müezzinin ezanını işitirse, müezzininsöylediğini aynen tekrar etmiştir."

EZANIN FAZİLETİ

6171 - İbnu Ömer radıyallahu anhüma anlatıyor: "Resûlullahaleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Kim oniki yıl müezzinlik yaparsa ona cennetvacip olur. Ona, her gün için, ezanı sebebiyle altmış hasene yazılır, her birikâmeti için de otuz hasene yazılır."

İKAMETTE BİRER BİRER OKUMA

6172 - Aleyhissalâtu vesselâm'ın müezzinlerinden Sa'd el-Karaziradıyallahu anh'ın rivayetine göre, "Bilal-i Habeşi radıyallahu anh'ın ezanıikişer ikişer idi. İkameti ise birer birerdi."

6173 - Ebu Râfi' Mevla Resûlîllah anlatıyor: "Ben Bilâl radıyallahuanh'ın, Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm'ın yanında ikişer ikişer ezanokuduğunu, birer birer de ikamet getirdiğini gördüm."

EZAN OKUNUNCA MESCİDDEN ÇIKILMAZ

6174 - Hz. Osman radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtuvesselâm buyurdular ki: "Kim mescidde iken ezan okunmaya başladığı halde, birihtiyaç olmadan ve tekrar mescide dönme gayeside bulunmadan mescidi terkederse o kimsemünafıktır."

NAMAZDA İSTİAZE VE KIRAAT

6200 - İbnu Mes'ud radıyallahu anh anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatuvesselam: "Allahümme inni euzü bike mine'ş-şeytani'r-racim ve hemzihi ve nefhihive nefsihi "Allahım, şeytan-ı racimden, onun dürtmelerinden, telkinlerinden,atacağı kibirden sadece sana sığınırım" diye dua ederdi."

KIRAATA NE İLE BAŞLANIR?

6201 - Hz. Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resulullahaleyhissalatu vesselam namazın kıraatini "Elhamdulillahi Rabbi'l-alemin..."ile başlatırdı."

CUMA GÜNÜ SABAH NAMAZINDA KIRAAT

6202 - Mus'ab İbnu Sa'd'ın babası Sa'd İbnu Ebi Vakkas ve İbnu Mes'udradıyallahu anhüm'ün anlattıklarma göre: "Resulullah aleyhissalatu vesselam cumagünü sabah namazında "Elif-lâm-mim tenzil ve Hel etâ a'le'l-İnsan"surelerini okurdu."

ÖĞLE VE İKİNDİDE KIRAAT

6203 - Ebu Sa'idi'l-Hudri radıyallahu anh anlatıyor: "Resulullahaleyhissalatu vesselam'ın ashabından Bedir savaşına katılanlardan otuz tanesitoplanarak aralarında: "Gelin, Resulullah'ın namazda sessiz okuduğu kıraatınkaç ayet olduğunu kıyaslayarak tesbit edelim" dediler. Bu hususta iki kişi bileihtilaf etmedi. Aleyhissalatu vesselam'ın öğle namazında okuduğu ayetin miktarınıkıyas suretiyle hesaplayıp otuz ayet kadar olduğunu tesbit ettiler. İkinci rekatteokuduğu bunun yarısı kadardı. Aynı ölçümü ikindi namazı için de yaptılar.İkindinin kıraati öğlenin son iki rekatındaki kıraatin yarısı kadardı."

AKŞAM NAMAZINDA KIRAAT

6204 - İbnu Ömer radıyallahu anh anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatuvesselam akşam namazında "Kul ya eyyühe'l-kafirün" ve "kul hüvallahuahad" surelerini okurdu."

İMAMIN ARKASINDA KIRAAT

6205 - Ebu Said radıyallahu anh anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatuvesselam buyurdular ki:

"İster farz ister nafilelerde olsun her rekatte "elhamdulillahiRabbi'l-alemin" suresi ile bir başka sure okumayanın namazı namaz değildir."

6206 - Amr İbnu Şu'ayb an ebihi an ceddihi radıyallahu anhüma anlatıyor:"Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "İçinde Fatiha suresiokunmayan her namaz noksandır, noksandır."

6207 - Ebu'd-Derda radıyallahu anh'ın anlattığına göre: "Bir adamkendisine: "Namazda imam okurken ona uyan kimse de Kur'an'dan okur mu?" diyesormuş, o da şu cevabı vermiştir: "Bir adam, Aleyhissalatu vesselam'a her namazdakıraat var mı ?" diye sormuutu da Aleyhissalatu vesselam'dan: "Evet!"cevabını almıştı. Bunun üzerine cemaatten biri de: "Bu vacip oldu"demişti."

6208 - Hz. Cabir radıyallahu anh anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatuvesselam: "Kim imama uymuş ise, imamın kıraatı onun da kıraatidir"buyurdular."

AMİN'İ CEHREN SÖYLEMEK

6209 - Hz. Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: "İnsanlar amin demeyiterkettiler. Halbuki Resulullah aleyhissalatu vesselam, namazda "gayri'l mağdubualeyhim ve la'd-dallin" deyince amin derdi, bunu ön saftakiler işitirdi, sonramescid amin sesiyle dalgalanırdı."

6210 - Hz. Ali radıyallahu anh anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatuvesselam'ın "Ve la'd-dallin" deyince amin dediğini işittim."

6211 - Hz. Aişe radıyallahu anha'nın anlattığına göre: "Resulullahaleyhissalatu vesselam:

"Yahudiler, sizi, selamınız ve amin deyişiniz sebebiylekıskandıkları kadar bir başka şey için kıskanmamışlardır"buyurmuşlardır."

6212 - İbnu Abbas radıyallahu anhüma anlatıyor: "Resulullahaleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Yahudiler sizi, amin deyişiniz kadar birbaşka şey için kıskanmazlar. Öyleyse amin sözünü çok söyleyin."

RÜKUYA GİDERKEN RUKUDAN KALKARKEN ELLERİ KALDIRMA

6213 - Hz. Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resulullahaleyhissalatu vesselam'ın, namazda, iftitah tekbiri sırasında ellerini omuzlarınınhizasına kadar kaldırdığını gördüm. Rüku sırasında da, (rükudan) secdeyegitme) sırasında da aynı şekilde kaldırıyordu."

6214 - Umayr İbnu Habib radıyallahu anh anlatıyor: "Resulullahaleyhissalatu vesselam farz namazda, her tekbir ile beraber ellerini kaldırırdı."

6215 - İbnu Abbas radıyallahu anhüma anlatıyor: "Resulullahaleyhissalatu vesselam, her tekbir sırasında ellerini kaldırırdı."

6216 - Hz. Enes radıyallahu anh anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatuvesselam, namaza girdiği vakit ve rükuya giderken ellerini kaldırırdı."

6217 - Hz. Cabir İbnu Abdillah radıyallahu anhüma, namaza başlarkenellerini kaldırırdı. Rükuya gidince, rükudan başını kaldırınca aynı şekildeellerini kaldırırdı ve derdi ki:

"Resulullah aleyhissalatu vesselam'ı bu şekilde yapıyor gördüm."İbrahim İbnu Tahman ellerini kulaklarına kadar kaldırırdı.

NAMAZDAKİ RÜKU

6218 - Ali İbnu Şeyban radıyallahu anh anlatıyor: "Kavmimizinheyetiyle Resulullah aleyhissalatu vesselam'a geldik. Ona biat ettik ve arkasında namazkıldık. Aleyhissalatu vesselam namazını tam yapmayan yani rüku ve secdede belinidüzgün tutmayan bir adama gözünün ucuyla baktı. Resulullah namazı kılınca:"Ey müslümanlar, rüku ve secdede belini düzgün tutmayan kimsenin namazı namazdeğildir" dedi."

6219 - Vabısa İbnu Ma'bed radıyallahu anh anlatıyor: "Resulullahaleyhissalatu vesselam'ı namaz kılarken gördüm, rüku yapınca sırtını (başını)dümdüz yapıyordu. Öyle ki üzerine su dökülecek olsa öyle sabit kalacaktı."

ELLERİ DİZLER ÜZERİNE KOYMA

6220 - Hz. Aişe radıyallahu anha anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatuvesselam rüku sırasında ellerini diz kapakları üzerine koyar, pazularını da(karnından yanlara doğru) uzaklaştırırdı."

RÜKUDAN DOĞRULURKEN NE OKUMALI?

6221 - Ebu Cuheyfe anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselamnamazdayken, yanında nasiblerden bahis açıldı. Bir adam: "Falanın nasibiatlardadır" dedi. Bir diğeri: "Falanın nasibi de develerdedir" dedi. Birbaşkası da: "Falanın nasibi koyunlardadır" dedi. Bir diğeri "Falanınnasibi kölededir" dedi. Aleyhissalatu vesselam namazını kılıp son rek'at(ınrükuun)dan başını kaldırınca: "Ey Rabbimiz! Semavat ve arz dolusu, daha başkadileyeceğin şeyler dolusu hamdimiz sanadır. Ey Rabbimiz! Senin verdiğine mani olacakyoktur. Men ettiğin şeyi de verecek yoktur. Nasib sahibinin de bir faydası yoktur.Nasibi veren de sensin" dedi ve Aleyhissalatu vesselam onlara, dediklerinin doğruolmadığını duyurmak için sesini nasib kelimesinde uzattı."

İKİ SECDE ARASINDA OTURMA

6222 - Hz. Enes radıyallahu anh anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatuvesselam bana: "Başını secdeden kaldırınca, köpeğin ayaklarını dikipmak'adının üzerine oturduğu şekilde oturma. Kabalarını ayaklarının arasına al veayaklarının üst kısmını yere yapıştır" buyurdular."

İKİ SECDE ARASINDA NE DEMELİ?

6223 - İbnu Abbas radıyallahu anhüma anlatıyor: "Resulullahaleyhissalatu vesselam gece namazında, iki secde arasında: "Rabbi'ğ-fir liver'hamni vecburni ve'rzukni verfa'ni (Rabbim! Beni mağfiret et, bana rahmet buyur,kırıklarımı iyileştir hana rızık ver derecemi yükselt)" diye duaederdi."

PEYGAMBER'E SALAVAT

6224 - Abdullah İbnu Mes'ud radıyallahu anh şöyle dedi: "Resulullahaleyhissalatu vesselam'a salavat okuyunca salavatı güzel yapın. Zira siz bilemezsiniz,belki bu salavatınız ona arzedilir."

Kendisine: "Öyleyse (güzel olan salavatı) bize öğretin!"dediler. O da: "Şöyle söyleyin: Allahümme'c'al salateke ve rahmeteke veberekatike ala seyyidi'l-mürselin ve imami'l-Muttakin ve hatemi'n-nebiyyin Muhammedinabdike ve Resulike imamı'l-hayri ve kaidi'l-hayrı ve Resulir-rahmeti.

Allahümme'b'ashu makamen mahmuden yağbituhu bihi'l-evvelin ve'l-ahirün.

Allahümme salli ala Muhammedin ve ala ali Muhammedin kema sallayte alaİbrahime ve ala al-i İbrahime inneke hamidun mecid.

Allahümme barik ala Muhammedin ve ala ali Muhammedin kema barekte alaİbrahime ve ala al-i İbrahime inneke hamidun mecid.

(Allahım salatını, rahmetini, bereketlerini peygamberlerin efendisi,muttakilerin imamı ve peygamberlerin sonuncusu olan Muhammed'e kıl. O senin kulun veelçindir, hayrın imamı, hayrın komutanı, ve rahmet peygamberidir.

Allahım! Onu makam-ı Mahmud üzere dirilt, ondan önce gelenler de sonragelenler de bu makamı sebebiyle ona gıbta ederler.

Allahım! Muhammed'e, Muhammed'in aline salat et, tıpkı İbrahim'e veİbrahim'in aline salat ettiğin gibi. Sen hamid ve mecidsin.

Allahım, Muhammed'i ve Muhammed'in alini mübarek kıl, tıpkı İbrahim'i veİbrahim'in alini mübarek kıldığın gibi, sen hamid ve mecidsin)."

6225 - Amr İbnu Rabi'a radıyallahu anh anlatıyor: "Resulullahaleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Bana salavat okuyan bir mü'min yoktur ki onamelekler rahmet duası etmemiş olsun. Bu, bana salavat okuduğu müddetçe devam eder.Öyleyse kul bunu, ister az ister çok yapsın!"

6226 - İbnu Abbas radıyallahu anhüma anlatıyor: "Resulullahaleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Kim bana salavat okumayı unutursa, cennetinyolunu terketmiş olur."

TEŞEHHÜDDE NE OKUMALI?

6227 - Hz. Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resulullahaleyhissalatu vesselam bir adama: "Namazda (oturunca) ne diyorsun?" diye sordu.Adam: "Ben teşehhüdü okurum, sonra Allah'tan cenneti isterim, ateşe karşı O'nasığınırım. Ama vallahi, ben ne senin mırıldanmalarını ne de Muaz'ınmırıldanmalarını (sessizce yapılan dualar) bilmiyorum" dedi.

100 lerce baslik altinda binlerce Hadisi serif sayfasina Hos Geldiniz. (2024)

References

Top Articles
Latest Posts
Article information

Author: Duane Harber

Last Updated:

Views: 5877

Rating: 4 / 5 (51 voted)

Reviews: 82% of readers found this page helpful

Author information

Name: Duane Harber

Birthday: 1999-10-17

Address: Apt. 404 9899 Magnolia Roads, Port Royceville, ID 78186

Phone: +186911129794335

Job: Human Hospitality Planner

Hobby: Listening to music, Orienteering, Knapping, Dance, Mountain biking, Fishing, Pottery

Introduction: My name is Duane Harber, I am a modern, clever, handsome, fair, agreeable, inexpensive, beautiful person who loves writing and wants to share my knowledge and understanding with you.